İrtidat Eden Mürtedlerin Tekfiri
İrtidat/Ridde sözlük manası dönmek, vaz geçmek ve kabul etmemek gibi anlamlara gelir.
İslam ıstılahında irtidat: Allaha ve Resul’üne iman ettikten sonra ister niyet ister sözlü ister ameli ile inandığı şeylerden beri olduğunu ilan etmesidir.
Hiç şüphesiz islamdini ister müşrik ister kafir ister mü’min ister münafık olsun bu konumda olan insanların durumlarını, özelliklerini, taşıdıkları sıfatları ve karinelerini bize bildirmiştir.
Münafık kimdir ve onun özellikleri nelerdir? BunKur’an ve Sünnet gündeme getirmiştir ve bu açıdan şartları oluştuğunda bu kimse münafıktır hükmü verilir.
Kafir ve müşrik kimdir ve onun özellikleri nelerdir? Bu Kur’an ve sünnetin ifadesiyle ister niyet ister kalp ister dil ve ister amel olsun şartları oluşur ve şeri engeller kalkarsa bir kimsenin küfür sözü ve küf fiili işlemesi onun kafir olduğunu ifadesidir.
Yine Kur’an-ı Kerim de mü’min ve müslümanların özellikleri belirtilir onlar niyet, kalp, dil ve amelleri ile şirkten, küfürden ve münafıklıktan teberri ederek Allah’ı birleyen ve iman üzere sebat eden kimseler olarak isimlendirilmektedir.
Temel’de Küfür Ceşitleri;
Asli Kafirler: Bunlar Yahudi, Hristiyan, Mecusi ve benzeri müşriklerin aslen hiç kendilerinin İslam’a nispet etmeyen kimselerin inandıkları dindir.
Hadis Küfür: Bu bizim konumuzu ilgilendiren ve bir zamanlar İslam ve Müslümanlık iddiasının taşıyanların niyet, dil ve amelleri ile küfrü tercih etmeleri, işte bu irtibat eden Mürted’in konusudur.
Batini küfür: Bu ise Mmünafıkların küfrüdür. Zahire islamlarını görüntüleyen ama kalbi ve niyetiyle İslam’ı inkar eden kimselerdir.
Zahiri Küfür: Bu Yahudi, Hristiya, Mecusi, Müşrik ve Mürted ve islam dışında olan milletler zahiren kafir konumunda olan milletlerdir.
Kur’an-ı Kerim de iman eden sonra küfürü tercih eden ya da tevhid‘ten sonra şirke düşen imandan sonra münafık olan kimselerin durumunu gündeme getirerek mürtedler şeri açıdan kafir olduklarına hükmedilmiştir.
مَنْ كَفَرَ بِاللّٰهِ مِنْ بَعْدِ ا۪يمَانِه۪ٓ اِلَّا مَنْ اُكْرِهَ وَقَلْبُهُ مُطْمَئِنٌّ بِالْا۪يمَانِ وَلٰكِنْ مَنْ شَرَحَ بِالْكُفْرِ صَدْرًا فَعَلَيْهِمْ غَضَبٌ مِنَ اللّٰهِۚ وَلَهُمْ عَذَابٌ عَظ۪يمٌ
Kalbi imanla mutmain olduğu hâlde (küfre) zorlananlar hariç, kim de imanından sonra kâfir olur, (kendi tercihiyle küfre saparak) küfre gönlünü açarsa, Allah’ın gazabı onların üzerinedir ve onlar için büyük bir azap vardır. (16/Nahl, 106)
اِنَّ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا ثُمَّ كَفَرُوا ثُمَّ اٰمَنُوا ثُمَّ كَفَرُوا ثُمَّ ازْدَادُوا كُفْرًا لَمْ يَكُنِ اللّٰهُ لِيَغْفِرَ لَهُمْ وَلَا لِيَهْدِيَهُمْ سَب۪يلًاۜ
Şüphesiz, iman eden sonra kâfir olanlar, sonra tekrar iman edip sonra kâfir olanlar, sonra da küfürlerini arttıran kimseler; Allah onları bağışlayacak ve yol gösterecek değildir. (4/Nisâ, 137)
اَلْيَوْمَ اُحِلَّ لَكُمُ الطَّيِّبَاتُۜ وَطَعَامُ الَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْكِتَابَ حِلٌّ لَكُمْۖ وَطَعَامُكُمْ حِلٌّ لَهُمْۘ وَالْمُحْصَنَاتُ مِنَ الْمُؤْمِنَاتِ وَالْمُحْصَنَاتُ مِنَ الَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْكِتَابَ مِنْ قَبْلِكُمْ اِذَٓا اٰتَيْتُمُوهُنَّ اُجُورَهُنَّ مُحْصِن۪ينَ غَيْرَ مُسَافِح۪ينَ وَلَا مُتَّخِذ۪ٓي اَخْدَانٍۜ وَمَنْ يَكْفُرْ بِالْا۪يمَانِ فَقَدْ حَبِطَ عَمَلُهُۘ وَهُوَ فِي الْاٰخِرَةِ مِنَ الْخَاسِر۪ينَ۟
Bugün temiz şeyler sizin için helal kılındı. Kendilerine Kitap verilenlerin yiyecekleri/kestikleri sizin için, sizin yiyecekleriniz de onlar için helaldir. İffetli mümin kadınlarla ve sizden önce kendilerine Kitap verilen iffetli kadınlarla (mehir) ücretlerini vermeniz, iffeti gözetmeniz, zina yapmaksızın ve dost tutmaksızın onlarla evlenmeniz de helal kılındı. Kim de imanı reddederse (imana karşı kâfirce bir tutum sergilerse), onun ameli boşa gitmiştir ve o, ahirette hüsrana uğrayanlardan olmuştur. (5/Mâide,
Şüphesiz Resulullah aleyhissalatu vesellem Sünnetinde vaaz ederek İslam’dan küfre dönmek dinini terk eden ve cemaatten ayrılanların kafir ve öldürülmeleri gerektiğini emretmiştir. Nitekim;
Bir Müslüman‘ın kanı ancak üç şeyden biri ile helal olur: evlendikten sonra zina etmek, hak karşılığı olmaksızın bir nefsi öldürmek ve dini terk edip cemaatten ayrılmak. (Buhari, Muslim)
Nitekim İmam Semerkant el-Hanefi irtidat imandan dönmek ve yüz çevirmekten ibarettir. (Tuhfetu’l Fukaha c7 s 134)
Hiç şüphesiz ki ister alim ister cahil ister şaka ister ciddi olsun kim küfür sözü söyler ve küfür fiili işlerse bu kimse İslam milletinden çıkmış ve iman iddiası batıldır. Nitekim;
Kalyubi eş-Şafii şöyle demiştir:
İrtidat küfür niyeti, küfür sözü veya küfür ameli ile İslam‘dan çıkmaktır. Küfrü gerektiren sözün şaka veya inat olması ile bir inanç eseri olması arasında fark yoktur. (Kalyubi ve umryra 4/174)
Bu açıdan bir kimse ister bahtını ister zahir’i ister iltizam ister lüzumu hangi durum ve koşulda olursa olsun engel olmaksızın ve şartların oluşması ile bir kimsenin küfür sözü işlemesi onun kafir olması için yeterli bir sebeptir. Nitekim;
İmam ibnu Neccar el-Hanbeli şöyle demiştir: Mürted Müslüman olduktan sonra gerek ve gerek gerçek zorlama olsun gönüllü olarak küfürü kabul eden kimseye denir. (Muntehal irtitad 2/4989)
İmam Ali el-Maliki irtitad bir Müslümanın açık bir ifadeyle ve irtitad gerektiren bir söz veya hareketle kafir olmasıdır. (Minehu’l celil 4/461)
Tekfir fıkıhında bir kimsenin Mürted olduğunun ilan edilmesi şartlara bağlıdır bu şartlar gerçekleşmeden kimseyi küfür ve şirkle suçlamak doğru olmadığı gibi ona Mürted ismini verme hakkına sahip değildir. Ancak eğer şartları oluşursa işte bir hüküm olarak onu tekfir etmek vacip olur.
Gürsel Gürbüz
Share this content:
Yorum gönder