Ders: Tekfir Fıkhı ve Şer‘î Kaideler Nelerdir?
Gürsel Gürbüz
İslam akidesinde en ağır hükümlerden biri, bir Müslümanın küfürle vasıflandırılması, yani tekfir edilmesidir. Tekfir meselesi, sadece akideyi değil, aynı zamanda ümmetin birlik ve dirliğini de doğrudan etkileyen son derece hassas bir fıkıh sahasıdır. Bu sebeple, şer‘î delillere dayalı olarak çok ince ölçülerle hareket edilmesi zorunludur.
Zira, Allah Teâlâ Kur’an’da zulmen ve bilgisizce insanlara kötü lakaplar takmayı yasaklamış (Hucurât 49/11) ve zanna dayanarak hüküm vermekten sakındırmıştır (Hucurât 49/12). Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) de “Kim bir Müslümana ‘kafir’ derse, bu söz ya ona döner ya da söylediği kişi gerçekten kafirdir.” (Buhârî, Edeb 44) buyurarak bu husustaki ciddiyeti vurgulamıştır.
Fakat aynı zamanda İslam’da, apaçık küfür veya şirk fiilleri işlendiği zaman, belirli usul ve şartlar çerçevesinde tekfir hükmü verileceği de sabittir. Bu dengeyi kurmak, ne Hariciler gibi aceleci davranıp masum Müslümanları tekfir etmek, ne de Mürcie gibi, açık küfür fiillerini hafife alarak insanları İslam dairesinde görmek arasında ifrat ve tefritten sakınmak gerekir.
Kardeşlerim bu çalışmada, tekfir fıkhına dair 15 temel küllî kaide, bunların her biri için Kur’an ve sünnet delilleri, selef âlimlerinin görüşleri ve güncel açıklamaları sıralanacak; böylece hem ilmî hem de pratik bir zemin oluşturulacaktır. Amaç, Müslümanların dinlerini doğru yaşamak adına bu hayati konuda sahih ölçülere sahip olmalarını sağlamaktır.
TEKFİR FIKHINDA: Kaide + Ayet + Hadis + Âlim görüşü + Güncel Açıklamalar;
1. KAİDE:
«التكفير حق لله ورسوله، وليس لأحد أن يكفّر بدون دليل»
(Tekfir Allah ve Resulüne aittir; kimse delilsiz tekfir edemez.)
Kur’an Delili:
اللَّهُ يَحْكُمُ بَيْنَكُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فِيمَا كُنتُمْ فِيهِ تَخْتَلِفُونَ
“Allah, kıyamet günü ihtilaf ettiğiniz şeylerde hüküm verecektir.” (Zümer 39/46)
Hadis Delili:
«من قال لأخيه يا كافر فقد باء بها أحدهما»
“Kardeşine ‘kâfir’ diyenin sözü, ikisinden birine döner.” (Buhârî, Edeb 73)
İbn Teymiyye: “Tekfir, kesin delil ve burhanla olur.” (es-Sârimu’l-Meslûl, s. 521)
Bugün her hata yapanı hemen kafir saymak doğru değildir; tekfir ciddi bir iştir ve delil ister.
2. KAİDE:
«لا يكفر المسلم إلا بدليل قطعي الثبوت قطعي الدلالة»
(Müslüman, ancak kesin sabit ve açık delil ile tekfir edilir.)
Kur’an Delili:
وَمَنْ لَمْ يَحْكُم بِمَا أَنْزَلَ اللَّهُ فَأُوْلَٰئِكَ هُمُ الْكَافِرُونَ
“Kim Allah’ın indirdiği ile hükmetmezse, işte onlar kâfirlerin ta kendisidir.” (Mâide 5/44)
«أمرت أن أقاتل الناس حتى يشهدوا أن لا إله إلا الله»
“İnsanlar Allah’tan başka ilah olmadığına şehadet edene kadar onlarla savaşmakla emrolundum.” (Buhârî, İman 1)
İbn Abdilberr: “Zanni meselelerle tekfir caiz değildir.” (el-İstizkâr, 7/255)
Haberler, dedikodular veya yorumlarla değil, kesin delil ile tekfir yapılır.
3. KAİDE:
«الخطأ والتأويل يمنعان التكفير»
(Yanlış ve tevil tekfiri engeller.)
رَبَّنَا لَا تُؤَاخِذْنَا إِن نَّسِينَا أَوْ أَخْطَأْنَا
“Ey Rabbimiz! Unutur ya da hata edersek bizi sorumlu tutma.” (Bakara 2/286)
«إن الله تجاوز عن أمتي الخطأ والنسيان وما استكرهوا عليه»
“Allah ümmetimden hata, unutma ve zorlama ile yapılanları kaldırmıştır.” (İbn Mâce, Talâk 16)
İbn Teymiyye: “Tevil eden veya hata yapan kâfir olmaz.” (Dâr’u Taâruḍ, 2/396)
Yani yanlış anlama veya iyi niyetli hata ve mutber tevil kişiyi kafir yapmaz.
4. KAİDE:
«من ثبت إسلامه بيقين لا يزول عنه إلا بيقين»
(İslamı kesin olan birinin küfrü de ancak kesinlikle sabit olur.)
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا آمِنُوا بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ
“Ey iman edenler! Allah’a ve Resulüne iman edin.” (Nisâ 4/136)
«من شهد أن لا إله إلا الله دخل الجنة»
“Kim ‘La ilahe illallah’ derse cennete girer.” (Müslim, İman 34)
İbn Hacer: “Müslüman olduğu sabit olana küfür ancak kat’î delille nispet edilir.” (Feth’ul-Bârî, 12/300)
İslamı sabit bir kişiye zanna veya ithama dayanarak kafir denemez.
5. KAİDE:
«ارتكاب الكبيرة لا يوجب الكفر بذاته»
(Büyük günah işlemek tek başına küfür sebebi değildir.)
إِنَّ اللَّهَ لَا يَغْفِرُ أَنْ يُشْرَكَ بِهِ وَيَغْفِرُ مَا دُونَ ذَٰلِكَ لِمَنْ يَشَاءُ
“Allah, kendisine ortak koşulmasını affetmez; bunun dışındakileri dilediği kimse için affeder.” (Nisâ 4/48)
«سباب المسلم فسوق وقتاله كفر»
“Müslümana sövmek fısk, onunla savaşmak ise küfürdür.” (Buhârî, İman 2)
İmam Ebu Hanife: “Büyük günah işleyen, günahkâr olur; kafir olmaz.” (El-Fıkh’ul-Ekber)
Zina, içki gibi günahlar küfür değildir. Ancak tövbe etmek gerekir.
6. KAİDE:
«ترك الواجبات الشرعية لا يكفر إلا بجحدها»
(Vacipleri terk eden, ancak inkâr ederse tekfir edilir.)
وَأَقِيمُوا الصَّلَاةَ
“Namazı dosdoğru kılın.” (Bakara 2/43)
«العهد الذي بيننا وبينهم الصلاة فمن تركها فقد كفر»
“Bizi onlardan ayıran namazdır. Kim onu terk ederse kafir olur.” (Tirmizî, İman 9)
İmam Ahmed: “Namazı terk edenin küfrü zahirdir.” (Mesâil-i İmam Ahmed)
Farz ibadetleri tembellik değil de inkâr ederek terk etmek küfürdür.
7. KAİDE:
«الجهل عذر في التكفير في مسائل خفية لا في أصول الدين»
(Gizli meselelerde cehalet özürdür; dinin asıllarında özür değildir.)
وَمَا كُنَّا مُعَذِّبِينَ حَتَّى نَبْعَثَ رَسُولًا
“Biz, bir peygamber göndermedikçe azap etmeyiz.” (İsrâ 17/15)
«اللهم اغفر لقومي فإنهم لا يعلمون»
“Allah’ım kavmimi bağışla; çünkü onlar bilmiyorlar.” (Buhârî, Bed’ü’l-Halk 7)
İbn Teymiyye: “Aslî tevhidde cehalet mazeret değildir.” (Kitâbü’t-Tevhîd, s. 309)
Şirk gibi büyük meselelerde “bilmiyordum” demek kurtarmaz. Ama detaylarda cehalet özür olabilir.
8. KAİDE:
«من استحل محرماً معلوماً من الدين بالضرورة كفر»
(Dinde zaruri haramı helal sayan kafir olur.)
قُلْ إِنَّمَا حَرَّمَ رَبِّيَ الْفَوَاحِشَ
“De ki: Rabbim fuhşiyatı haram kıldı.” (A’râf 7/33)
«كل أمتي معافى إلا المجاهرين»
“Ümmetimin hepsi affedilir, açıkça günah işleyenler hariç.” (Buhârî, Edeb 60)
İbn Kudâme: “İçkiyi helal gören kafir olur.” (El-Muğnî, 2/588)
İçki, zina gibi kesin haramları helal gören İslam’dan çıkar.
9. KAİDE:
«من أنكر أمراً مجمعاً عليه بين العلماء يكفر»
(Alimler arasında icma edilmiş bir şeyi inkâr eden kafir olur.)
وَمَنْ يُشَاقِقِ الرَّسُولَ مِن بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُ الْهُدَى
“Doğru yol kendisine açıklandıktan sonra Peygambere muhalefet eden kimse…” (Nisâ 4/115)
«لا تجتمع أمتي على ضلالة»
“Ümmetim asla bir dalalet üzerinde birleşmez.” (İbn Mâce, Fiten 8)
İmam Şafii: “İcma edilen meselede muhalefet eden kafirdir.” (Er-Risale)
Namaz, zekat gibi kesin meseleleri inkar eden kafir olur.
10. KAİDE:
«تكفير المعيّن لا يكون إلا بعد إقامة الحجة وازالة الشبهة»
(Belli bir kişiyi tekfir etmek, delil sunulup şüphe giderilmeden olmaz.)
لِئَلَّا يَكُونَ لِلنَّاسِ عَلَى اللَّهِ حُجَّةٌ
“İnsanların Allah’a karşı bir mazereti kalmasın diye.” (Nisâ 4/165)
«ألا هل بلغت؟» قالوا نعم، قال: «اللهم اشهد»
“Tebliğ ettim mi?” dediler ki: “Evet.” Buyurdu: “Allah’ım şahit ol.” (Buhârî, Hac 132)
Şeyh Abdulaziz b. Baz:
“Tekfir için haccetü’l-bâliga (delilin ulaşması) şarttır.” (Fetâwâ Nurun alâ’d-Darb)
Kişi cahilse veya şüphedeyse hemen tekfir edilmez; önce açıklama yapılır.
11. KAİDE:
«الظن لا يكفي في الحكم بالكفر»
(Zan, birinin küfrüne hükmetmek için yeterli değildir.)
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اجْتَنِبُوا كَثِيرًا مِّنَ الظَّنِّ
“Ey iman edenler! Zannın çoğundan sakının.” (Hucurât 49/12)
«إياكم والظن فإن الظن أكذب الحديث»
“Zandan sakının; çünkü zan, sözlerin en yalancısıdır.” (Buhârî, Şehadat 30)
İbn Hacer: “Zan ile tekfir caiz değildir.” (Feth’ul-Bârî, 12/295)
Varsayım veya tahminle asla bir Müslüman kafir denmez.
12. KAİDE:
«الكفر كفران: كفر أكبر مخرج من الملة وكفر أصغر لا يخرج»
(Küfür iki çeşittir: Büyük küfür ve küçük küfür.)
وَمَن لَمْ يَحْكُم بِمَا أَنزَلَ اللَّهُ فَأُوْلَٰئِكَ هُمُ الْكَافِرُونَ
“Allah’ın indirdiğiyle hükmetmeyenler işte onlar kafirlerdir.” (Mâide 5/44)
«سباب المسلم فسوق وقتاله كفر»
“Müslümana sövmek fısk, onunla savaşmak küfürdür.” (Buhârî, İman 2)
İbn Abbas: “Bu ayetteki küfür, küçük küfürdür.” (İbn Cerîr, Tefsir 6/166)
Her ‘küfür’ kelimesi kişinin dinden çıktığı anlamına gelmez.
13. KAİDE:
«القول قد يكون كفراً والعمل قد يكون كفراً»
(Söz de amel de bazen küfür olabilir.)
وَلَئِن سَأَلْتَهُم لَيَقُولُنَّ إِنَّمَا كُنَّا نَخُوضُ وَنَلْعَبُ
“Eğer onlara sorarsan, ‘Biz sadece lafa dalıyor ve eğleniyorduk’ derler.” (Tövbe 9/65)
«إن الرجل ليتكلم بالكلمة لا يرى بها بأساً يهوي بها سبعين خريفاً في النار»
“Bir adam bir söz söyler, zararsız görür, fakat bu sözle cehennemde yetmiş yıl yuvarlanır.”
(Tirmizî, Zühd 4)
İmam Nevevî: “Bazen tek bir söz kişiyi küfre sokar.” (Şerh-i Sahih Müslim)
Bir sözü hafife almak bile küfre götürebilir.
14. KAİDE:
«ليس كل من وقع في الكفر وقع الكفر عليه»
(Küfür işleyen herkes hemen kafir olmaz.)
إِلَّا مَنْ أُكْرِهَ وَقَلْبُهُ مُطْمَئِنٌّ بِالْإِيمَانِ
“Zorlanan ve kalbi imanla dolu olanlar hariç…” (Nahl 16/106)
«رفع عن أمتي الخطأ والنسيان وما استكرهوا عليه»
“Ümmetimden hata, unutma ve zorlama kaldırıldı.” (İbn Mâce, Talâk 16)
İbn Teymiyye: “İkrah altında küfür sözü söyleyen kafir olmaz.”
(Mecmû’ el-Fetâwâ)
Zorla söylenen küfür kişiyi kafir yapmaz.
15. KAİDE:
«التسرع في التكفير من صفات الخوارج»
(Çabuk tekfir etmek Haricilerin vasfıdır.)
أُولَٰئِكَ الَّذِينَ اشْتَرَوُا الضَّلَالَةَ بِالْهُدَى
“Onlar hidayet karşılığında sapıklığı satın alanlardır.” (Bakara 2/16)
«يقتلون أهل الإسلام ويدعون أهل الأوثان»
“Müslümanları öldürürler, putperestleri bırakırlar.” (Buhârî, Müslim 1066)
İbn Abbas: “Onlar sapıttılar; Müslümanları tekfir ettiler.” (Sahîh-i Buhârî Şerhi)
Bugün Müslümanları kolayca tekfir edenler Haricilere benzerler.
SONUÇ:
Tekfir fıkhı, İslam’ın temel ilkelerinin korunması için son derece hassas bir konudur. Bu meselede doğru ölçülerle hareket etmek, hem bireylerin hem de toplumun dini hayatının sağlam temeller üzerine inşa edilmesini sağlar. Şeriatın vacipleri ve küfür fiillerine dair şer‘î kaidelerin doğru bir şekilde anlaşılması, İslam’ın özünü koruyarak adaletin ve ihsanın yayılmasına katkı sunar. Müslümanlar, ilim ve hikmetle hareket ederek, tekfir meselesinde doğru bir dengeyi gözetmelidir.
Share this content:
Yorum gönder