Rasulullah’ın Hayatı: Açık Davet Süreci.
Allah Resulü aleyhissalatu vesellem gizli davetten sonra artık Rabbinden aldığı emir ile açık bir davet…
Musa (a.s)’ın Hayatı Ve Mücadelesi
Tarih boyunca bütün Nebi ve Resullerin asli görevi insanları beşikten mezara-doğumdan ölüme kadar sosyal, siyasi,…
Kel, Kör ve Abraş Kıssasında Senin İçin İbretler Var.
Allah katından insanların en kötü ve bedbaht olanları Allah’a kaşı nankör ve ona karşı olumsuz…
Rasulullah’ın Hayat’ında: Davetin Aşamaları
Allah Resulü aleyhisselam vahiy ile tanıştıktan sonra davanın bilinçi, şuur ve mesuliyetini kavradıktan hemen sonra…
Resulullah’a İlk Vahyin Gelişi
Hiç şüphesiz ki Mekke toplumu ve çevresindeki Araplar derin bir cehalet ve sapmayı yaşıyordu. Onlar…
Rasulullah’ın Gençlik Evresi
Resulullah aleyhissalatu vesselam’ın gençliğini öğrenme ve ondan çıkarılacak dersler ve ibretler söz konusudur. Onun cahiliye…
Rasulullah’ın Doğumu Ve Gençliği
Resulullah aleyhissalatu vesselam’ın doğumu ve onun çocukluk devresini bilmek hiç şüphesiz ki Allah Resulü tanımayı…
Kahraman Kadın Sahabiler’de Senin İçin İbretler Var.
Kadın sahabeler onlar bu dinin yalnız erkeklere indirilmediğini bilakis büyük-küçük kadın-erkek yaşlı-genç herkesin bu dinden sorumlu olduğunu Resulullah’tan çok iyi öğrenmiş ve idrak etmişlerdi. İşte bu sebeple erkekler gibi Kadın sahabeler Allah yolunda davet yapıyor, iyiliği emrediyor, kötülüğü yasaklıyor, fedakarlık ve sadakat gösteriyorlardı. Öyle ki Allah yolunda cihat ediyor, kılıcı alarak savaş meydanlarına çıkıyor, yine bunla beraber onlar savaş meydanlarında yaralı olanları tedavi ediyor ve bu dinin hayata egemen olması için canla başla hayatlarını feda ediyorlardı. Resulullah aleyhissalatu vesselamın dizi dibinde büyümüş ve imanın lezzetini iliklerine kadar hissetmiş kahraman sahabi kadınları gündeme getireceğiz. Böylelikle biz kadınla'da onlar gibi Allah’a sadakat gösterelim, onlar gibi Allah’a iman, salih amel, onlar gibi Allahın dinine yardım ve İslami tebliğde bulunuruz. Hiç şüphesiz ki Resulullah’ın ifadesiyle; “Ashabım, kendileriyle doğru yolun bulunduğu yıldızlara benzer. Onlardan hangisinin sözünü alırsanız, doğru yolu bulursunuz” ifadesiyle rivayet etmişlerdir. (Beyhaki) Bu sebeple kadınlarımız bugün kadın sahabeleri örnek alacaklar, onların gittiği yoldan yürüyecekler ve onlar gibi bu dinin yardımcıları olacaklar. Bu şekilde din ayağa kalkacak küfür, şirk ve yeryüzünün tağutlarına fırsat verilmeyecek, öyle ki kadınlar çocuklarımızın ve bu ümmetin ana kaynağıdır. Onlarla ancak ahlaklı, iman ve Allah’a kulluk gerçekleşir, onlar bozulursa nesil bozulur ve yeryüzü yaşanmaz hale gelir. Ümmü Umara Radiyallahu Anhe Medine’de iman eden Müslüman kadınlardan ikincisidir. Ensarın Hazrec kabilesinden olup Medine’nin ileri gelen ailelerindendir. Ümmü Umara kendisi iki evlilik yapmış birincisi sahabeden Zeyd bin Asım‘la evlenmiş o vefat edince sahabeden İbni Anni ile evlenmiş ve bu evliliklerinde toplamda dört tane çocuğu olmuştur. Resulullah aleyhissalatu vesselam’ın davetine icabet etmiş, iman etmiş, salih amel işlemiş görev, yerini kavramış, sadakat, fedakarlık ve Allah yolunda mücadele etmenin farz olduğunu çok iyi biliyordu. Öyle ki kendisi Resulullah’ın katıldığı bütün savaşlara katılmış Allah yolunda kılıç sallamıştır. Medine’de ilk kez kadınların savaşa katılmasına izin verilmesi ile Ümmü Umara savaşa kocası Zeyd ve iki oğlu ile birlikte katılmıştır. (İbni Abdulber) Düşünün ki bir kadın kocasıyla ve evl;atlarıyla ölüme kendilerini adamışlar, düşünün ki inandıkları Allah ve Resul yolunda kaybedecek hiçbir şeylerin olmadığını iman etmişler. Öyle ki Ümmu Umara Uhud, Beni Kureyza, Hudeybiye, Hayber, Umretu’lkaza, Mekke’nin fethi, Huneyn, Yemama ve bir çok savaşlarda bizzat bulunarak kılıç sallamışlardır. Ummu Umara annemiz akabe biatında bulunmuş, Allah Resul’üne biatta bulunmuş ve şöyle duada bulundu: ya Rabbi kalbimi Resul’ünün sevgisiyle doldur. diyerek imanını ve ihlasını ilan ediyordu. Nitekim Uhud savaşını Ummu Umara şöyle anlatıyordu; “Uhud’a gitmiştim. Müslümanlar ne yapıyor bir bakayım, diye düşünmüştüm. Yanımda su da vardı. Resûlullah’ın yanına kadar yaklaştım. Sahabilerin arasındaydı. Galibiyet Müslümanlardaydı. Fakat çok geçmeden mağlup duruma düştüler. Resûlullah’ın etrafındaki sahabiler ya dağılıyorlar veya şehit oluyorlardı. Etrafında çok az kimse kalmıştı. “Resûlullah’a bir zarar gelmesinden endişe duydum! Hemen yetiştim. Müşriklere karşı savaşmaya başladım. Kılıçla, okla müşrikleri Resûlullah’tan uzaklaştırıyordum. Bu arada yaralandım. “Resûlullah’ın yanında 10 kişi kalmıştı. Ben, oğullarım ve beyim, Resûlullah’ın önünde müşriklerle çarpışıyor, onları uzaklaştırmaya çalışıyorduk. Resûlullah yanımda kalkan olmadığını gördü. Kalkanı olan birine, ‘Ey kalkan sahibi, kalkanını savaşana bırak!’ buyurdu. Ben o kalkanı alıp kendimi korumaya başladım. “Derken, bir süvari bana vurdu. Kalkanımla korundum. Hemen ardından atının ayaklarına kılıçla vurdum. At, sırtının üzerine yıkıldı. Adam düştü. Resûlullah bunu görünce oğluma, ‘Ey Ümmü Ümâre’nin oğlu, annene yardım et!’ buyurdu.” Savaş bu minval üzere devam ediyordu. Resûlullah’ın etrafında âdeta bir pervane olmuştu. Dönüp duruyordu. Peygamberimiz savaş sonrasında, “Uhud Günü sağıma soluma döndükçe hep Ümmü Ümâre’yi yanı başımda çarpışırken görüyordum.” buyurarak onun bu fedakârlığını takdir etmişti.…
Hz Hatice’nin Şahsında Allah’ın Dinine Yardım Etmek.
Hatice annemiz (ra) Kübrâ (Yüce), Tahire (Temiz), Tacire (Ticaretle uğraşan) gibi birçok lakap ile anılmaktadır. Babası Huveylid b. Esed, annesi ise Fâtıma bint Zâide`dir. Esedoğulları kabilesindendir. Baba tarafından 5. göbekte, anne tarafından 9. göbekte Efendimiz (sav) ile soyu birleşmektedir. Allah’a iman etmiş ama bunu kuru bir laf ve kuru bir iddia değil aksine samimiyet, ihlas, fedakarlık, sadakat ve azimle Allah’a ve Resulü iman etmiş Malını, mülkünü, servetini, hayatını, yaşamını ve ölümünü Allah’a adamış Resulullah aleyhissalatu ve sellem’in eşi Hatice annemiz erkeği ile kadınıyla genci ile yaşısıyla hepimizin için örnek bir modeldir. Cahiliye Döneminde Hatice Annemiz; Hatice annemiz cahiliye döneminde bile Tahir yani Temiz kadın lakabıyla anılan asaleti, zekası ve serveti ile nasıl ki Mekke’de üstün bir konumda ise aynı zamanda iffetli, namuslu ve şerefli olması yönüyle de üstün bir konumdaydı. O Rasulullah’ın hanımları arasında neseben en çok peygambere yakın bir kimseydi, kendisi cahiliye döneminde Resulullah ile evlenmeden önce iki evlilik yapmış ve bu evliliklerinde ikisi erkek biri kız olmak üzere üç çocuğu da olmuştu. Hatice annemiz Mekke’de asil bir soydan geliyordu, kadınıyla erkeği ile ona saygı duyuyor ve aynı zamanda ekonomik açıdan ticaretle ilgileniyordu. Hatice Annemiz’in Ticareti İslamiyetten önce Şam topraklarına kervanlar gönderir, ticaretle meşgul olur alım ve satım yapardı. Kendisi güvenilir kimseleri tutarak kervanın başında onları gönderir ve kârdan'da onlara vererek ticaretini devam ettirirdi. O sıralarda Muhammed aleyhissalatu vesellem’in doğruluğu, emin, sadakat, güzel ahlakı ve onurlu duruş onu etkilemişti, kölesi Meysere ile birlikte Şam tarafına bir ticari kervanı gönderme teklifinde bulundu, Allah Resulü bunu kabul etti ve kervan hazırlanarak Resulullah aleyhisselam Hatice annemizin kölesi olan Meysere ile birlikte yola çıktılar. Allah Resulü aleyhissalatu vesellem ticaret mallarıyla gittikleri Şam’da büyük bir kârla Mekke’ye döndüler. Meysere bu ticaret yolunda Resulullah’ın ahlakı, sadakati, eminliği, dürüstlüğü, yiğitliği ve cesareti karşısında hayran kalmıştı ve aynı zamanda rahibin o sözleri'de onu o kadar etkilemişti ki bunların hepsini bir bir Hatice annemize haber vermişti. Rasulullah’da Gerçekleşen Olağan Üstü Haller; Şam yakınlarında bir manastır civarında konakladılar. Allah Resulü aleyhisselam o gün bir ağacın altında gölgeleniyordu. Manastır’da bulunan bir rahip Meysere’ye ağacın altında oturanın kim olduğunu sordu. Meysere Mekke halkından ve Kureş kabilesinden bir zattır dedi. Rahip heyecanlanmış ve aynı zamanda titriyordu o ağacın altına şimdiye kadar peygamberden başka kimse oturmamıştır dedi. Sonra da Allah Resulü aleyhissalatu vesellem‘in İncil‘deki vasıflarından birini sordu olumlu cevap alınca da işte o peygamberdir ve de peygamberlerin sonuncusudur, keşke ben onun peygamber olarak gönderileceği zaman erişmiş olsaydım dedi. Yürümeyecek kadar zayıf düşen iki devenin ayaklarını sıvazlayarak onların süratlemesini sağlaması. Allah resulü ile birlikte bulutların onu gölgelemesine şahit olup bakın Muhammed’in melekler gölgeliyor demeleri. Hatice Annemizin Rasulullah’a Evlilik Teklifi; Hatice annemiz Meysere‘den duydukları şeyler karşılığında o kadar etkilenmişti ki Allah Resulüne evlenme teklifinde bulunacaktı. Nitekim Hatice annemiz: Şeref ve emniyet sahibi olman, güzel ahlakın ve doğruluğun sebebiyle bana yakın olmanı isterim demişti. Bunun için arakadaşına: "Ey Nefise! Ben onda kimsede görmediğim bazı özellikleri görüyorum ve ona yakın olmak istiyorum." der ve Nefise de ona yardımcı olacağını söylerek Efendimiz (s.a.v) ile izdivaç konuşması yapmaya gider. Selam verdikten sonra hemen konuya girer; "Ey Muhammed! Yaşında geldi neden evlenmiyorsun?" der.…