Takrir, Tefsir, Tağyir, Zaruret Ve Tebdil Açısından Beyan Nedir?
Beyan sözlükte: Açıklamak, izhar etmek, tebliğ etmek ve anlatmak anlamlarındadır.
Uslu fıkıhta: Beyan bir şeyin ister fiil olsun ister söz olsun o şeyde maksat ne olduğunu önceki söze, fiile ve münasebeti bulunan bir kelam veya fiili izah etmeye beyan denir.
Başka bir ifade ile söylenen bir sözden veyahut yapılan bir işten ne kast edildiğini, söz ve fiil ile açıklamaya beyan denir. Yine başka bir ifade ile kapalılığı giderip ona muhatabın anlayacağı biçimde açıklamaktır.Misal:
وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَارْكَعُوا مَعَ الرَّاكِع۪ينَ
Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve rukû edenlerle beraber siz de rukû edin.
(Bakara: 43)
Bu ayette ister namaz ister zekat kapalı/ mücmeldir. Allah Resul’ünün hadisi bunu beyan etmiştir.
صلوا كما رايتموني اصلي
Ben namazı nasıl kılıyorsam, siz de öyle kılın”(Buhari)
Yine Rabbimiz Allah Kerim’in kitabında haccı emreder, Resulullah efendimiz bu ayeti beyan eder. Nitekim:”Hac ibadetlerinizi (benden iyi) öğrenin! Çünkü bilmiyorum; belki bu haccımdan sonra bir daha haccedemem!” (Müslim)
1- Beyanı Takrir;
Bu sözü mecaza ya da hususa hamletme ihtimali olmayacak bir şekilde bir sözü tekid etmekte. Mecaz” veya “husus” ihtimallerine açık olan sözü bu ihtimalleri bertaraf ederek güçlendiren açıklamadır.Misal;
“kanatlarıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki…” (el-En‘âm 6/38) ayetinde, “kanatlarıyla uçan” şeklindeki açıklama “kuş”un mecazi manada anlaşılmasını engellediğinden, bir beyan-ı takrirdir. Kuş bildiğimiz havada uçan kuştur, iki kanadıyla kelamı bunu hakikaten kuş olduğunu tekit eder kanadıyla lafzı beyanı takrir eder.
“Bütün melekler hep birlikte secde ettiler” (el-Hicr 15/30) ayetinde “bütün” şeklindeki açıklama, umum ifade eden “melekler” lafzının tahsis yani “bir kısım melekler” diye anlaşılması imkanını ortadan kaldırdığı için bir beyanı takrirdir.
Meleklerin bütünü birlikte secde ettiler buradaki melekler lafzı umumidir. Bütünülük kullandığı için tahsis ihtimali kalmamıştır. Ayetteki hepsi birlikte kelimesi tefsir mahiyetindedir ve melekler birlikte secde ettiği anlaşılmaktadı.
2- Beyan Tefsiri;
Bu kendisinde hafi-gizli kapalılık olan bir lafzı bir söz ya da bir fiille açıklığa kavuşturmaktır.
Mücmel, Müşterek, Müşkil ve Hafi hafızlar manası açık olmayan lafızlardandır;
Bunlarda mana itibarıyla kapalı olması sebebiyle lafızlarda ne kast edildiğini bir söz ya da bir fiili açıklamaya tefsir beyanı denilir. Yani kapalı olan bir şeyin kesin bir şekilde açıklanması eğer bu kapalılık zanni olan bir delil ile açıklanırsa buna müevvel ismi verilir.
a- Mücmel Misal;
İfade ettiğimiz gibi mücmel kavram kapalı bir konumdadır. Namaz kılız ayeti mücmeldir. Resulullah aleyhissalatu vesellem ”ben nasıl namaz kılıyorsam siz de öyle kılınız” buyurarak fiili ile ortaya koyarak bu beyanı tefsir etmiştir. ‘’zekat veriniz” ayeti de mücmeldir. Resulullah hadsii’nde bunu açıklamış ve mallarınızın 40’ta biri zekat olarak veririz hadisi ile tefsir etmiştir.
Ayette ”hırsız erkek ve hırsız kadın elini kesin” ayeti mücmeldir. Bu ayette hangi malda ve çalanın eli belirtilmemiştir. Nitekim Allah Resulü aleyhisselam on dirhemden az olan el kesme yoktur. Hadisi bunu tefsir etmiştir.
b- Müşterek sözlük manası ortak, birlik ve beraberlik anlaındadır.
Misal: ”Boşanmış kadınlar kendi kendilerine evlenmeden üç kur müddeti beklerler” ayetinde ‘’kur” kelimesi müşterek bir lafızdır.Eeşsesli olan bu kelime hayız ve temizlik manalarını ifade eder. Hanifiler bunu hayız olarak tefsir ederken Şafiiler bunu temizlik olarak tefsir eder.
c- Müşkil sözlükte karışmak ve güclenmek anlamalarına gelir.
Manasında kapalılık bulunan veya birden fazla manaya geldiği için hangi manaya delalet ettiğinde kapalılık bulunan lafza müşkil denir. Müşkildeki kapalılık ise, lafzın bizzat kendisinden doğmaktadır. Bununla hangi mananın kasdedildiği bilinmez, ancak harici bir delil ve karine ile onun manası anlaşılabilir. Müşkil için, müşterek kelimeleri misal olarak verebiliriz.
Bunu bir âyet ile izah edelim: ”Kadınlarınız sizin (evlat yetiştiren) tar-lalarmızdır. O halde tarlanıza istediğiniz gibi gelin” ayetinde, lafzı müşkil bir lafızdır. Bu kelime, hem “eyne” ( nerede) ve hem de “keyfe” ( : nasıl) manalarım ifade eder. Alimler, araştırma neticesinde, buradaki “enna” lafzının, “keyfe” (nasıl) anlamında kullanıldığını tesbit etmişlerdir.
d- Hafi: Sıygası itibariyle manası açık olduğu halde, arız olan bir sebepten dolayı mütekellimin maksadına delalet hususunda kapalı olan lafızdır,
Misal: ”Hırsız erkek ile hırsız kadın ellerini kesin” ayetindeki ‘’hırsız” kelimesi ”kefen soyucu’’ ‘’yankesici” ifade edip etmemesi açısından kapalı bir lafızdır.
3- Beyanı Tağyir: Bilindiği gibi kelamın bir evveli bir de sonu vardır, işte kelamın nihayet ile kelamın evveli değiştirilmesine beyanı tağyir denilir.
Başka bir ifadeyle sözün evveli ona bitişik bir diğer söz ile tağyir değiştirilmiştir.
Hanefîler istisna, tahsis, şart, sıfat, gaye ve bedeli baz bunları beyanı tağyir olarak görürken, Cumhura göre ise bunlar ve beyanı tağyir değildir.
4-Beyanı Zaruret: Açıklanmaya muhtaç bir meselenin, esasen dil kuralları bakımından açıklama sayılamayacak bir yolla izaha beyanı zaruret denilir.
Bu dört yoldan biri ile gerçekleşir. Mantuk/söylenmiş hükmünde olan söylenmemiş husus gelir. Misal: “Ölen kişinin çocuğu yoksa ve ona anası ile babası mirasçı olmuşsa anasına üçte bir hisse düşer” (en-Nisâ 4/11) ayetinde, çocuğu olmayan bir kimseye yalnız ana ve babasının mirasçı olması halinde babaya ne kadar miras düşeceği meskutun anhtır/söylenmemiş husustur.
Beyanı Tebdil: Bu sonraki bir beyan ile önceki beyanın hükümlerinin kısmen veya tamamen kaldırılması demektir. Bu nevi beyana “nesih” adı verilir.
Gürsel Gürbüz
Share this content:
Yorum gönder