Oruç Ve Kandil Açısında Recep Ayında İşlenilen Bid’atlerden Sakın.
Recep ayı haram aylardandır ve bu ay ile ilgili müstakil özel bir ibadet ya da kandil gecesi yoktur. Recep ayının fazileti hakkında ve o ayda yapılacak özel ibadetler hakkında hiç bir sahih hadis gelmemiştir. Nitekim;
İbn Hacer rahimullah dedi ki :
Recep ayının fazileti hakkında, veya o ayda oruç tutmanın fazileti hakkında, veya o ayın bir bölümünde oruç tutmanın fazileti hakkında, veya o ayın özel bir gecesinde namaz kılmanın fazileti hakkında delil sayılabilecek tek bir sahih hadis gelmemiştir. (Tabyîn El ‘Aceb Bimê Varada Fî Fadli Receb.)
Recep Ayında Regaip Kandili ve Miraç Kandili Yoktur.
Recep ayında Regaip ve Miraç kandili ile ilgili özel gece ve bu gece için özel bir ibadet yoktur. Bu ne Resulullah ne sahabe ve ne sonraki neslin yaptığı bir uygulama değildir. Kim böyle bir bid’at işlerse hiç şüphesiz ki çirkin bir bid’at işlemiştir ve bu da ancak dine iftira atmak ve onu bozmaktan başka bir şey değildir. Nitekim;
İbn Teymiyye rahimullah dedi ki :
Regaib namazının (Regaip kandili) hiç bir kaynağı yoktur ve bid’at olan bir iştir. Ne cemaatle, nede tek olarak yapılması tavsiye edilmiştir. Ve bu mesele hakkında rivayet edilen naslar alimlerin icmasıyla uydurulmuş yalandır. (Mecmû’ el Fetava.
İbni Hacer Lisanu’l Mizan eserinde şunları sert eder: “Allah’ım! Recep ve Şaban’ı bize mübarek kıl. Bizi Ramazan’a kavuştur.” Şeklinde gelen bu haberin Batıl olduğunu söylemiştir.
İbnu’l Cevzi: Bu Hadis sahih değildir. ”Hadisin senedin’de meçhul kimseler vardır ve kim olduklarını bilmiyoruz’’ demiştir.
Said bin Museyyeb rahimehullah, Fecr doğduktan sonra (sabahın iki rekat sünnetinin ardından uzun uzun nafile) namaz kılan bir adam gördü ve onu nehy etti.
O adam dedi ki: Ey Ebu Muhammed! Namaz kılıyorum diye Allah bana azap mı edecek?
Dedi ki: Hayır tabiki de, ama Allah sana sünnete muhalefet ettin diye azap edecek.
Recep Ayı Orucunun Hükmü Nedir?
Recep ayı ile ilgili ne Kur’an’da ne sünnete ne de dört mezhep imamı içerisinde hiçbir muhakkik alim meşru görmemiştir ne Resulullah aleyhisselam ne dört halife ne de sahabe böyle bir uygulama içinde olmamışlardır. Bilakis onların Recep ayında oruç tutmayı bid’at olarak gördükleri ile ilgili rivayet söz konusudur. Nitekim;
Ömer radiyallahu anh, bu konuda en şiddetli davrananlardandı. Ona Recep ayı kastıyla oruç tutan kimseler geldiğinde onların ellerine vuruyor, ellerini yemeğin üstüne koyuyor ve: “Yiyin ve orucu bozun” diyordu.
Cahiliye döneminde recep ayı yüceltiliyordu. Bu aya özel ritüeller, ibadetler ve hurafeler vardı. Oruç, kurban gibi ibadetler vardı. Bu aya özel adetlerin ve ibadetlerin hepsini İslam kaldırdı, reddetti ve yasakladı. Recep ayına özel hiçbir ibadeti meşru saymadı.
Nebi Şaban ayının neredeyse tamamında oruç tutuyordu. Hatta Aişe radıyallahu anha dedi ki: “Resulullah, Ramazan’dan sonra Şaban’da tuttuğu gibi hiçbir ayın tamamında oruç tutmadı.” Resulullah aleyhisselam Şaban ayının tamamında yada çoğunluğunda oruç tutuyordu. Ama recep ayında tutmuyordu. Tutmaya da davet etmedi. Bu ayda hiçbir oruç veya ibadeti, sünnet kılmadı.
Recep ayını ibadet bakımından diğer aylardan ayıran bir üstünlük yoktur. Önceki aylarda olduğu gibi yaptığınız ibadetlere devam edebilirsiniz. Pazartesi perşembe orucu, gece namazı gibi…
Recep ayı her ne kadar haram aylardan olsa da ibadet açısından Ramazan ayı dışında diğer aylardan bir farkı yoktur. Nitekim;
Haram aylar: Recep, Zilkâde, Zilhicce ve Muharrem’dir.
Recep ayı orucuna gelince, bu aya veya bu ayın bir kısmının oruçla geçirilmesine dâir orucun fazîletli olduğu konusunda sahih bir hadis sâbit olmamıştır.
Bazı insanların bu ayın, diğer aylardan daha fazîletli olduğuna inanarak bazı günlerini oruçla tahsis etmelerinin şeriatta hiçbir aslı yoktur.
… صُمْ مِنَ الْـحُرُمِ وَاتْرُكْ.
“…Haram aylardan istediğin kadar oruç tut ve istediğin kadar oruç tutma.” (Zayıf Hadis Abu Davud)
Bu hadis, sahih olsa- haram aylarda oruç tutmanın müstehap olduğuna delâlet eder. Kim, diğer haram aylarda oruç tutar ve Recep ayında da oruç tutarsa, bu takdirde oruç tutmasında bir sakınca yoktur. Fakat sadece Recep ayını oruçla tahsis etmeye gelince, bu olmaz.
Nitekim Şeyhulislâm İbn-i Teymiyye Allah ona rahmet etsin şöyle demiştir:
“Recep ayını oruçla tahsis etmeye gelince, bu konudaki hadislerin hepsi zayıf, hatta uydurmadır. İlim ehli bu hadislerden hiçbirisine itimat etmez. Bu hadisler, fezâil konusunda rivâyet edilen zayıf hadisler hükmünde bile değildir. Hatta bu hadislerin geneli, mevzu (uydurma) ve yalan hadislerdendir.
İmam Ahmed’in Müsnedi’nde Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-‘den haram aylarda -ki bu aylar, Recep, Zilkâde, Zilhicce ve Muharrem’dir- oruç tutmayı emreden bir hadis vardır.Bu hadis, bütün haram aylarda oruç tutmayı emretmektedir, sadece Recep ayını oruçla tahsis etmemektedir.” (Mecmû’u’l-Fetâvâ; c: 25, s: 290.)
İbn-i Kayyim -Allah ona rahmet etsin- şöyle demiştir:
“Recep ayında oruç tutma ve bazı gecelerini ibâdetle geçirme konusunda zikredilen bütün hadisle yalan ve iftirâdır.” (el-Menâru’l-Munîf; s: 96.)
Hâfız İbn-i Hacer Allah ona rahmet etsin şöyle demiştir:
“Recep ayının, bu ayın tamamını veya bir kısmını oruçla geçirmenin ve bu aya âit bir geceyi ibâdetle geçirmenin fazîleti hakkında delil sayılabilecek hiçbir sahih hadis gelmemiştir.” (Tebyînu’l-Aceb; s: 11.)
Değerli âlim Seyyid Sâbık da bu konuda şöyle demiştir:
“Recep ayının orucunun, diğer ayların orucundan fazla bir fazîleti yoktur. Ancak recep ayı, haram aylardandır. Sahih sünnette bu ayda oruç tutmanın fazîletli olduğuna dâir bir şey gelmemiştir.Bu konuda gelen hadisler,huccet sayılmayan cinstendir.” “Fıkhu’s-Sünne”; c: 1, s: 383.
Muhammed b. Salih el-Useymîn’e -Allah ona rahmet etsin-, Recep ayının 27. gününü oruç tutmak ve gecesini de ibâdetle geçirmek hakkında sorulunca o şöyle cevap vermiştir:
“Recep ayının 27. gününü oruçla ve gecesini de ibâdetle geçirmekle tahsis etmek, bid’attır. Her bid’at ise dalâlettir.” (Mecmû’u Fetâvâ İbn-i Useymîn; c: 20, s: 440).
Bid’atin Çirkinliği;
Kimi alimler özellikle Recep Hanbeli kendi kitabında buradaki bid’atten kasıt İslam şeriati’nde aslı olmayan yeni şeyler demektir. Dolayısıyla şeriatta aslı ve kökü olmayan yeni şeyler ise şer’i bid’at değil! Lügavi bid’at dendiği gibi Meselihi Mursele denmiştir. Alimler bu yüzden şeriatta aslı ve kökü olmayan bir uygulamaya bid’at ismini vermişlerdir.
مَنْ أَحْدَثَ فِي أَمْرِنَا هَذَا مَا لَيْسَ مِنْهُ فَهُوَ رَدٌّ.
Her kim bizim şu işimizde ondan olmayan bir şeyi ihdas ederse o merduttur. (Muttefekun Aleyh)
مَنْ يَعِشْ مِنْكُمْ بَعْديِ فَسَيَرَى اخْتِلاَفاً كَثِيراً، فَعَلَيْكُمْ بِسُنَّتيِ وَسُنَّةِ الْخُلَفاَءِ الرَّاشِدِينَ الْمَهْدِييِّنَ
Benden sonra yaşayacak olan kimseler, yakında çok ihtilaf görecekler. Binaenaleyh benim sünnetime; doğru yolu bulan, hidayete erdirilmiş halifelerin sünnetine sarılın. (Tirmizi, Ebu Davud, bn Mâce, Ahmed b. Hanbel)
فَإِنَّ أَصْدَقَ الْحَدِيثِ كِتَابُ اللهِ، وَخَيْرَ الْهَدْيِ هَدْيُ مُحَمَّدٍ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، وَشَرَّ الْأُمُورِ مُحْدَثَاتُهَا، وَكُلَّ مُحْدَثَةٍ بِدْعَةٌ، وَكُلَّ بِدْعَةٍ ضَلاَلَةٌ، وَكُلَّ ضَلاَلَةٍ فِي النَّارِ
“Kuşkusuz ki, sözlerin en doğrusu Allah’ın Kitabıdır. Yolların en hayırlısı da Muhammed (S)’in yoludur. İşlerin en şerlisi ise sonradan uydurulan şeylerdir! Dine sonradan sokulan her şey bid’attır! Her bid’at sapıklıktır ve her sapıklık ta, ateştedir!”
(Müslim, Nesei)
Gürsel Gürbüz
Share this content:
Yorum gönder