Münafık Kimdir ve Kime Denir?
Nifak Sözlükte; Köstebeğin deliğine girip çıkması ve yeraltındaki gizli yolun bir ucundan diğer ucuna geçmesi anlamına gelir. Münafık bir kimsede deliğin bir tarafından girip diğer tarafından çıktığı için köstebeğe benzetilerek bu adla adlandırılmıştır.
Istılahda; Kalbinde küfür olduğu halde dışa islam görüntüsü vermek manasındadır. Ya da kalbin kafir olmasına rağmen görünüşte iman ediyormuş gibi gözükmek demektir.
Münafıklık bencillik, fırsatçı, zihin karışıklığı, ruh bozukluğu veya irade zayıflığı yüzünden imanla küfür arasında gidip gelen şüphe içinde bocalayan imandan çok küfre yakın olan çift şahsiyleli insandır.
Dolayısıyla Münafık islam görüntüsüyle ekonomik ve siyasi çıkarlarını koruyarak kalbindeki inkar, şüphe ve nefretini gizleyen kimsedir.
İslam tarihinde münafıklar mekke devrinde olmamıştır. Bunun temel sebebi müslümanların zayıf ve güçsüz oluşlarındandır. Ne zaman islam siyasi, ekonomik, askeri ve bir devlet gücüne ulaştı zayıf konumda olan müşrikler müslüman iddiasıyla gerçek niyetlerini bu şekilde gizliyorlardı.
Münafıkların Özellikleri
1-Kötüğü Emretmeleri
Münafıklar yeryüzünde insanlara küfrü, şirki, ahlaksızlığı ve her türlü kötülüğü emre’den maske takan kimselerdir. Bununla beraber onlar iyiliği; Tevhid, Allah’ın hükümlerini, islam’ın gerçeklerini gizleyerek dayanışmayı ve yardımlaşmayı ve sevgiyi yok ederler. Onlar ırkçılığı ve kutuplaşmayı meydana getirerek toplumu birbirine katarlar. Nitekim Rabbimiz;
اَلْمُنَافِقُونَ وَالْمُنَافِقَاتُ بَعْضُهُمْ مِنْ بَعْضٍۢ يَأْمُرُونَ بِالْمُنْكَرِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمَعْرُوفِ وَيَقْبِضُونَ اَيْدِيَهُمْۜ
Münafık erkekler ve münafık kadınlar birbirlerindendir. Kötülüğü emreder, iyilikten alıkoyar ve ellerini sıkar (cimrilik ederler). (Tevbe, 67)
2- İkiyüzlü Kimselerdir.
Münafıklar aynı zamanda çift yönlü şahsiyetlere sahiptirler. Müslümanların yanında iman iddiasını taşıyan bu kimseler, kendi dostlarının yanında onların müslümanlardan gizledikleri şirk ve küfürlerini itiraf ederler. Onlar daima islam’ın ve Müslümanlara aleyhinde tuzak kuran, zarar veren ve kendi dostları için Müslümanların aleyhinde çalışırlar. Nitekim Rabbimiz;
وَاِذَا لَقُوا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا قَالُٓوا اٰمَنَّاۚ وَاِذَا خَلَوْا اِلٰى شَيَاط۪ينِهِمْۙ قَالُٓوا اِنَّا مَعَكُمْۙ اِنَّمَا نَحْنُ مُسْتَهْزِؤُ۫ن
İman edenlerle karşılaştıkları zaman: “İman ettik.” derler. Şeytanlarıyla baş başa kalınca ise: “Biz sizinle beraberiz, ancak biz (iman edenleri) alaya almaktayız.” derler. (Bakara, 14)
Münafıklar Allahın Hümünden Razı Olmazlar.
Münafıklar ne zaman bir ihtilaf yada bir problemle karşılaştığında onlar kendi çıkarlarını önceleyerek Allah’ın hükümlerine değil de şirk ve küfür hükümlerine başvururlar. Bunun temel nedeni onların Allah’ın hükümlerinden razı olmamaları ve haksız çıkarlarını koruma icgüdüsü yatar. Nitekim Rabbimiz;
اَلَمْ تَرَ اِلَى الَّذ۪ينَ يَزْعُمُونَ اَنَّهُمْ اٰمَنُوا بِمَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكَ وَمَٓا اُنْزِلَ مِنْ قَبْلِكَ يُر۪يدُونَ اَنْ يَتَحَاكَمُٓوا اِلَى الطَّاغُوتِ وَقَدْ اُمِرُٓوا اَنْ يَكْفُرُوا بِه۪ۜ وَيُر۪يدُ الشَّيْطَانُ اَنْ يُضِلَّهُمْ ضَلَالًا بَع۪يدًا
Sana indirilene (Kur’ân) ve senden önce indirilen (Kitaplara) iman ettiğini zannedenleri görmedin mi? İnkâr etmekle emrolundukları hâlde tağuta muhakeme olmak istiyorlar. Şeytan onları (hakka geri dönüşü zor) uzak bir saptırmayla saptırmak ister. (Nisâ, 60)
وَاِذَا ق۪يلَ لَهُمْ تَعَالَوْا اِلٰى مَٓا اَنْزَلَ اللّٰهُ وَاِلَى الرَّسُولِ رَاَيْتَ الْمُنَافِق۪ينَ يَصُدُّونَ عَنْكَ صُدُودًاۚ
Onlara: “(Sorunlarınızı çözmek için) Allah’ın indirdiğine ve Resûl’e gelin.” denildiği zaman, münafıkların alabildiğince senden kaçtıklarını görürsün. (Nisâ, 61)
Münafıklar Yaldızlı Sözleriyle Bozgunculuk Yaparlar.
Münafıklar yeryüzünde egemen olduklarında ve güce ulaştıklarında yeryüzünde bozgunculuk yaparlar. Şirke, küfre, ahlaksızlığa, fuhuşa, zinaya ve her türlü kötülükleri serbestlik tanıyarak tüm Allah kullarını ifsat ederler. Savaşı onları başlatır, insanların haklarını onları gasp eder, kadınları en iğrenç işlerde kullanırlar ve insanlar arasında hep kötülüklere neden olurlar. İşte bu sebepten dolayı onlara yeryüzünde bozgunculuk yapmayın denildiğinde onların özgürlük, barış, dayanışma ve kardeşlik adı altında biz ıslah edicileriz derler ve bu şekilde kendilerini ve başkalarını aldatırlar. Nitekim Rabbimiz;
وَاِذَا ق۪يلَ لَهُمْ لَا تُفْسِدُوا فِي الْاَرْضِۙ قَالُٓوا اِنَّمَا نَحْنُ مُصْلِحُونَ
Onlara: “Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın.” denildiğinde: “Biz sadece ıslah edicileriz.” derler. (Bakara, 11)
اَلَٓا اِنَّهُمْ هُمُ الْمُفْسِدُونَ وَلٰكِنْ لَا يَشْعُرُونَ
Dikkat edin! Onlar bozguncuların ta kendileridirler. Lakin farkında değillerdir. (Bakara, 12)
وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يُعْجِبُكَ قَوْلُهُ فِي الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا وَيُشْهِدُ اللّٰهَ عَلٰى مَا ف۪ي قَلْبِه۪ۙ وَهُوَ اَلَدُّ الْخِصَامِ
İnsanlardan öylesi vardır ki; dünya hayatına dair söyledikleri senin hoşuna gider/sözleriyle seni etkiler. O, kalbinde olanın (iyilik, güzellik, ıslah) olduğuna dair Allah’ı şahit tutar. Oysa o, düşmanın en beter olanıdır. (Bakara, 204)
وَاِذَا تَوَلّٰى سَعٰى فِي الْاَرْضِ لِيُفْسِدَ ف۪يهَا وَيُهْلِكَ الْحَرْثَ وَالنَّسْلَۜ وَاللّٰهُ لَا يُحِبُّ الْفَسَادَ
(Bir işin başına yönetici olduğunda ya da) yanınızdan ayrıldığında yeryüzünde bozgunculuk yapmak, ekini ve nesli yok etmek için çalışır. (Oysa) Allah, bozgunculuğu sevmez. (Bakara, 205)
Münafıklar İman edenlerle Alay ederler
Münafıkların en belirgin özelliği onların kibir, gurur ve aynı zamanda gayri ahlaki bir tavır ile müminlerle alay ettiğini onları aşağıladığını ve onları hakaret ettiğini görürsün. Bunun temel sebebi onların inatları, sığ düşünceleri ve olaylara maddi açıdan bakarak kendilerini üstün görmeleridir. Onlar modern ve çağdaşlık adı altında karanlığa, şirke, küfre ve ahlaki erozyona düşmüş çift şahsiyeti insanlar oldukları için hakkı görme noktasında nötr davranırlar. Nitekim Rabbimiz;
وَاِذَا ق۪يلَ لَهُمْ اٰمِنُوا كَمَٓا اٰمَنَ النَّاسُ قَالُٓوا اَنُؤْمِنُ كَمَٓا اٰمَنَ السُّفَهَٓاءُۜ اَلَٓا اِنَّهُمْ هُمُ السُّفَهَٓاءُ وَلٰكِنْ لَا يَعْلَمُونَ
Onlara: “İnsanların iman ettiği gibi iman edin.” denildiği zaman: “Biz sefihlerin/zayıf akıllıların iman ettiği gibi mi inanalım?” derler. Dikkat edin! Onlar sefihlerin/aklı zayıf olanların ta kendileridir. Lakin bilmiyorlar. (Bakara, 13
اَللّٰهُ يَسْتَهْزِئُ بِهِمْ وَيَمُدُّهُمْ ف۪ي طُغْيَانِهِمْ يَعْمَهُونَ
(Hakikatte ise) Allah onlarla alay eder ve azgınlıkları içinde bocalayarak (yaşamaları için) onlara mühlet verir. (Bakara, 15)
İtikadi ve Ameli Münafıklık Arasındaki Fark
a) İtikadi Nifak;
İtikadi Nifakta kalbinde islam’a, kitab’a ve peygambere karşı nefret, şüphe, tereddüt, inkar ve aynı zamanda Müslümanların aleyhinde olma özelliği vardır. Bunlar kalplerindeki küfür ve inattan dolayı ebedi cehenneme gireceklerdir. Bu kimseler küfürlerini ve şirklerini izhar etmedikleri sürece Müslüman muamelesi görürler ama ahirette bunların mutlak anlamda kafirler ve cehennemin en alt tabakasındadırlar.
Münafıkların Temel Küfürleri
- Rasulullah (s.a.v) ve Risaleti toptan yada bir kısmını yalanlamak.
- Müslümanlardan ve islamdan nefret etmek.
- Peygamberimizin ve islamın gerilemesine, yenilmesine sevinmek zafer ve yükselişine üzülmek.
- Kafirlere Yardım etmek.
- Küfrü yayma, tefrika, islamın aleyhinde gözetleme ve islama zarar vermek.
2- Ameli Nifak nedir?
Ameli nifaka gelince bu kişinin eylem ve söylemlerinde münafık alameti taşıdığı şeylerdir. Peygamberimizin ifadesi ile yalan söylemek, emanete ihanet etmek ve söz verdiğinde sözünde durmamak gibi ameli nifaklardır.
Ameli nifak kalbde küfür, şüphe, inkar ve tereddüt gibi münafıklık özelliği olmayan bir olgudur. Bu kimsenin kalbiyle iman etmesi onun Müslüman olmasına sebep olmuştur. Dolayısıyla ameli nifak kişinin eylem ve söylemlerinde nifaklara ait özellikleri taşımasıdır. Buradaki münafıklık alameti kalp yada itikatle ilgili olmadığı için tamamıyle kişinin zaaf yada iman zayıflığından dolayı ameli nifak işlemiştir.
Amelin Nifaka Örnekler;
- Bir kimsenin yalan söylemesi
- Söz verdiğinde sözünü tutmaması
- Emanete ihanet etmesi
- Yalan söylemesi gibi.
Nitekim Hadise Rasulullah efendimiz şöyle buyurur; Münafığın alameti üçtür konuşursa yalan söyler, söz verirse sözünde durmaz ona bir emanet verilirse hainlik eder. (Müslim)
İtikat ve Ameli Nifak Arasındaki Fark
İtikadi Nifak; Büyük münafıklıktır. Kalbin Allah’a, Resulüne ve islam’a karşı tereddüt, şüphe, nefret ve inkarı ile ilgilidir. Bu münafıklık kişinin tüm amellerini boşa çıkararak ebedi cehenneme götüren en büyük suçlardandır.
Ameli nifak ya da küçük nifak kalple ilgili değil eylem ve söylemleri ile ilgilidir. İşte bu kimse eylem ve söylemlerinde yalan, emanete ihanet ve sözünden cayma gibi nedenlerden dolayı müslümanlığını korumuştur ama bunu yapmakla da bu kimse günah işlemiştir.
Münafığın Çıkış Sebebi
- Münafıklar zayıf ve güçsüz olduklarından ortaya çıkarlar.
- Siyasi ve ekonomik çıkarlarından dolayı kişinin münafık pozisyonu alması.
- Para mal gibi teklifler münafıklar sebep olması.
- Çile, sıkıntı, korku ve musibetler kişideki nifakı ortaya çıkarır.
Münafıkların Acı Sonu
Rabbimiz Allah kerim kitabında birçok yerde münafıkları en dehşetli bir söylem ile onları tehdit etmektedir. Bunların tehdit edilmesinin temel sebebi onların iki yüzlü olması, hakka ve hakikate karşı inatçı olmaları ve bununla beraber Müslüman görüntüsüyle islam’a ve Müslümanların aleyhinde çalışmalar yapması onların ebedi cehennemin alt tabakasında kalmasına neden olmuştur
وَعَدَ اللّٰهُ الْمُنَافِق۪ينَ وَالْمُنَافِقَاتِ وَالْكُفَّارَ نَارَ جَهَنَّمَ خَالِد۪ينَ ف۪يهَاۜ
Allah, erkek münafıklara, kadın münafıklara ve kâfirlere içinde ebedî kalacakları cehennem ateşini vadetti. (Tevbe, 68)
اِنَّ الْمُنَافِق۪ينَ فِي الدَّرْكِ الْاَسْفَلِ مِنَ النَّارِۚ وَلَنْ تَجِدَ لَهُمْ نَص۪يرًاۙ
Şüphesiz ki münafıklar, ateşin en alt tabakasındalardır. Sen onlar için bir yardımcı da bulamazsın. (Nisâ, 145)
Nifak ve Zındık Arasındaki Fark
Nifak ve zındık arasındaki farka gelince münafıklık bir kimsenin kalbinde olan o küfürü saklaması, gizlemesi ve profesyonel bir yöntemle Müslümanlık görüntüsü ile küfürün hissettirmeyen kimsedir. Zındıklık farkında olmadan yada bazen de bilerek küfrünü izhar eden kimseye denilir. Dolayısıyla alimlerimiz zındık küfrünü açığa çıkardığında yapılması gereken ilk önce ona istitabe uygulanmasıdır. Eğer bu kimse kaçar ve sonra pişman olur samimi ve ihlaslı bir şekilde eski küfrünü münafıklığından vazgeçer, pişmanlık duyar ve yaptığı münafıklığı itiraf ederse! İşte bu kimsenin tevbesi kabul edilir ve bu kimseye mürtedin hükmü uygulanmaz.
Gürsel Gürbüz
www.gurselgurbuz.com
Share this content:
Yorum gönder