Kur’an’da Kölelik Neden Tamamen Yasaklanmamıştır?
Gürsel Gürbüz
İslam düşmanları, Kur’ân’ın indiği tarihsel ve toplumsal bağlamı dikkate almadan, hükümlerin hikmetini anlamaya çalışmadan İslam’ı eleştirmeyi alışkanlık hâline getirmişlerdir. Bu eleştirilerden biri de köleliğin İslam’da tamamen yasaklanmamış olmasıdır. Ancak bu meseleye salt duygusal değil, tarihî ve aklî çerçevede yaklaşmak gerekir. Zira kölelik, İslam’dan önce insanlık tarihinin değişmez bir gerçeğiydi. Uluslararası savaş hukuku, ekonomik sistemler ve sosyal yapıların temel taşı hâline gelmişti. Böyle bir dönemde köleliği bir anda kaldırmak, İslam’ın karşılaştığı toplumlarda büyük sosyal, siyasi ve ekonomik kaosa yol açardı.
İslam ise, köleliği teşvik etmek bir yana, onu adım adım tasfiye edecek bir sistem inşa etmiş; kölelik sistemini hem insanileştirmiş hem de alternatiflerini teşvik ederek onu tarih sahnesinden fiilen silmiştir. Fakat bunu Batı’nın asırlar sonra yaptığı gibi zulümle, kanla, sömürüyle değil; bilinçle, merhametle ve adaletle gerçekleştirmiştir. Askerî alanda esir alma uygulamaları, uluslararası ilişkilerde caydırıcılık, köleliğin karşılıklı dengeyle varlığını sürdürdüğü bir dünyada tek taraflı ve ani bir yasaklamanın getireceği tehlikeler, İslam’ın bu meselede neden kademeli bir yaklaşım benimsediğini açıkça ortaya koymaktadır.
Antik Dönemlerde Kölelik Yaygın Bir Kurumdu;
Kölelik, antik dünyanın hemen her toplumunda mevcut olan bir kurumdur. Roma, Yunan, Pers ve daha birçok eski uygarlıkta köleler toplumun önemli bir parçasıydı.
Savaşlar, fetihler ve esaret sonucu köleler bir toplumun hemen hemen her alanında çalıştırılmaktaydı.
İslam’ın başlangıç döneminde kölelik, sadece Arap toplumunda değil, dünyada yaygın bir uygulama idi. Bu nedenle, köleliğin doğrudan yasaklanması, o dönemdeki toplumsal yapıyı büyük ölçüde sarsabilirdi.
Arap Yarımadası’ndaki Kölelik;
İslam’dan önce Arap Yarımadası’nda kölelik yaygın bir uygulamaydı. Köleler tarımda, ev işlerinde ve savaşlarda kullanılıyorlardı.
İslam, köleliği tamamen kaldırmak yerine, kölelerin durumunu iyileştirici adımlar atmıştır.
Kölelerin haklarını koruma, onları serbest bırakmaya teşvik etme ve köleliği insanca düzenleme konusunda bir sistem oluşturulmuştur.
Bu, toplumu hızla değiştirmek yerine adım adım bir dönüşüm sağlayarak, toplumu köleliği tamamen terk etmeye hazırlamaktır.
Köleliği Yasaklamak Sosyal Şoklar Yaratabilirdi;
Toplumda ciddi bir ekonomik, kültürel ve toplumsal düzen vardı. Birdenbire köleliği yasaklamak, toplumun büyük bir bölümü için psikolojik ve ekonomik şok yaratabilirdi.
Kölelerin serbest bırakılması bir anda büyük bir işsizlik ve yoksulluk sorununa yol açabilirdi. Hangi mesleklerin eşitlenmesi gerektiği, hangi sektörlerin yeniden yapılandırılması gerektiği konusunda çok ciddi çalışmalar yapılması gerekirdi.
Toplumun bu dönüşüme hazır olmasını sağlamak amacıyla, kölelik yasaklanmak yerine adım adım sona erdirilmiştir. Bu, çok daha sürdürülebilir bir yaklaşım olmuştur.
Köleliğin Kalkması İçin Zihniyet Değişikliği Gerekirdi;
İslam, sadece şeriatla değil, toplumsal bilinçle de köleliği kaldırmayı hedeflemiştir. İnsanlar, kölelerin haklarına saygı göstermeyi, onları özgürleştirmeyi benimsemeli ve bu süreçte toplumun hazır olması gerekirdi.
Bu dönüşüm, köleleri hızla özgürleştirmekten daha etkili ve kalıcı bir çözümdür. Fiziksel özgürlük ile birlikte, toplumun köleye bakış açısını değiştirmek de çok önemliydi.
Kur’an’ın Kölelikle İlgili Hükümleri
1. Köleliğe Yönelik İyileştirici Hükümler;
Kur’an, köleliği doğrudan yasaklamamakla birlikte, kölelerin durumlarını iyileştiren birçok hüküm getirmiştir:
Kölelerin serbest bırakılmasını teşvik etmek: Kur’an, kölelerin özgürlüğüne kavuşturulmasına büyük önem verir. Zekat, oruç gibi ibadetlerin yerine getirilmesiyle kölelerin serbest bırakılması teşvik edilmiştir.
Kölelerin hakları: Kölelerin de insan haklarına sahip olduğunu vurgular. Onların onurlarına saygı gösterilmesi, öğrenim hakkı gibi konular, İslam’ın kölelere sunduğu haklardandır.
“Ve eğer bir köle, efendisinden serbest bırakılma anlaşması yaparsa, o anlaşmaya uymayı Allah’ın emrettiği şekilde yerine getirin.” (Nur, 24/33)
2. Köleliği Kaldırmak İçin Adımlar;
Kur’an, köleliğin ortadan kaldırılmasına dair birkaç mekanizma geliştirmiştir:
Ağırlıklı olarak kölelerin özgürleşmesine katkıda bulunacak yasal hükümler geliştirilmiştir. Zekat, fidye ve benzeri yöntemlerle kölelerin özgürleşmesi teşvik edilmiştir.
Savaş esirlerinin serbest bırakılması, kölelerin eğitimi ve onurlandırılması gibi adımlar bu süreçte önemli yer tutmaktadır.
İslam’ın Kölelik ve İnsan Haklarıyla İlgili İlkeleri
İslam’ın Temel İnsan Hakları Perspektifi;
İslam, bütün insanların eşit olduğunu vurgular. Her insan, yaratılışı itibarıyla Allah’ın halifesidir ve buna göre tüm insanlara eşit haklar verilmiştir.
Köleliğin kaldırılması, toplumsal yapıdaki derin kölelik algısını değiştirmek için zaman alacak bir süreçtir.
Köleliğin Sona Erdirilmesi İçin Sosyal Reform;
İslam, köleliği yasaklamadan önce toplumu hazırlamak ve iyileştirmeler yapmıştır. Bu, birdenbire köleleri serbest bırakmaktan daha kalıcı bir çözüm olmuştur.
Bugün, kölelik hala bazı toplumlarda var olmasına rağmen, toplumların birçoğu bu olguyu reddetmiştir. Modern dünyada, kölelik insan hakları ihlali olarak kabul edilir.
Batı’daki Durum ve İslam’ın Farklılıkları.
Batı’da Kölelik;
Batı dünyasında kölelik ancak 18. yüzyılın sonlarında yasaklanmıştır. Bu yasaklama, köleliğin bir sosyo-ekonomik gereklilikten insan hakları ihlali olarak kabul edilmesinin bir sonucudur.
Oysa İslam, köleliği insanlık onuruna aykırı bir durum olarak görmüş ve bunu ortadan kaldırmak için tedbirler almıştır. İslam, köleliği yasaklamak yerine, sistematik reformlarla ortadan kaldırmayı hedeflemiştir.
Batı’da Köleliğin Sona Ermesi;
Batı’da köleliğin sona ermesi, ekonomik çıkarlar, endüstriyel devrim ve sosyal reformlar ile olmuştur. İslam ise ahlaki ve dini temellere dayanarak köleliği sonlandırmayı hedeflemiştir.
Sonuç: Köleliğe Karşı İslami Reform;
Kur’an, köleliğe karşı reformist bir yaklaşım sergileyerek, köleliğin adım adım ortadan kaldırılmasını hedeflemiştir. İslam, köleliği yasaklamayı toplumsal ve kültürel yapıyı göz önünde bulundurarak zamana yayarak gerçekleştirmiştir. Bu da daha etkili ve kalıcı bir değişim sağlamıştır.
Köleliğin yasaklanmaması, sosyal düzeni koruma, toplumun hazır olması gibi stratejik sebeplerle, insan haklarına saygı gösteren, ancak sistemin birdenbire değişmesine engel olan bir yaklaşım olmuştur.
Bu perspektifler doğrultusunda, kölelik meselesi toplumun sosyal, psikolojik ve ekonomik yapısını anlamadan basit bir şekilde yasaklanmış gibi gösterilemez. İslam, bu dönüşümü sürekli adımlar ve toplumsal destekle gerçekleştirmiştir
İslam’ın köleliğe yaklaşımı, diğer dinler ve toplumlarla karşılaştırıldığında daha reformist bir tutum sergileyen bir yaklaşımdır. İslam, köleliğin kesin bir yasaklama yerine, kölelerin özgürleştirilmesini adım adım teşvik etmiş ve buna yönelik yollar sunmuştur. Örneğin, bir kölenin özgürleşmesini sağlamak için fidye ödeme, orucun kefareti olarak köle serbest bırakma ve benzeri yöntemler, İslam’ın köleliği ortadan kaldırmaya yönelik uygulamalarındandır.
İslam, insan onuruna büyük önem verir. Kur’an’da, tüm insanları eşit yaratan Allah’ın, köleleri de insan olarak kabul ettiği belirtilir. Zaten kölelik, en temelde insanın özgürlüğünü kısıtlayan bir uygulamadır. İslam, kölelerin haklarını savunmuş ve onları insan olarak kabul etmiştir.
Kur’an, köleler arasında eşitlik sağlamayı hedefler ve onları insan onuruna yakışan şekilde muamele edilmesi için bir dizi düzenleme getirmiştir. Bu, İslam’ın köleliğe karşı almış olduğu reformist yaklaşımdır.
Sonuç Olarak;
İslam’ın kölelik konusundaki tutumu, toplumsal adaletin sağlanmasında ve insan haklarının korunmasında oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Kur’an, köleliği yasaklamak yerine, toplumsal yapı içinde kölelerin haklarını koruyan, özgürleşmelerini teşvik eden ve adım adım sona erdirilmesine yönelik reformist bir yaklaşım sergilemiştir. Bu yöntem, köleliği tamamen ortadan kaldırmak amacıyla toplumların evrimsel bir değişim geçirmesini sağlamak amacı taşımaktadır.
Sonuçta, İslam, sadece köleliğe karşı değil, her türlü sosyal adaletsizliğe karşı durarak, insanlık için evrensel değerler ortaya koymuştur.
Share this content:
Yorum gönder