×

“Küfre Rıza Küfürdür” Kaidesi’nin Şartları:  الرِّضَا بِالْكُفْرِ كُفْرٌ

“Küfre Rıza Küfürdür” Kaidesi’nin Şartları:  الرِّضَا بِالْكُفْرِ كُفْرٌ

Gürsel Gürbüz

Hiç şüphesiz ki ”küfüre rıza küfür” ehlisünnet‘in ortaya koyduğu bir kaidedir ve bu kaidenin şüphesiz şartları ve kendisinde bulundurması gereken zahiri ahkam-ı vardır.

Bu kaide, İslam’ın temel akide esaslarından biridir ve şeriatta çok sağlam bir ilkeye dayanır.

1- Küfre Rıza’nın Hükmü;

“Küfre rıza göstermek” yani küfrü içten benimsemek, razı olmak, onu hoş görmek kesinlikle küfürdür ve kişinin İslam’dan çıkmasına sebep olur. Çünkü İslam, küfrü inkâr ve reddetmek üzerine kuruludur.

Şu önemli ilke geçerlidir: Kalp, dil ve amel ile küfrü tasdik etmek küfürdür. Küfre buğz etmek (nefret etmek) iman gereğidir.

Dolayısıyla bir kimse, kalbiyle veya açık sözüyle ya da tavrıyla küfre razı olursa, Allah’ın hükmüne ve Rasul’ün getirdiği dine aykırı bir duruma düşer ve İslam dairesinden çıkar.

3- Küfre Rıza Küfür’ün Temel ;

Küfre rızanın küfür sayılması için şu şartlar gerekir:

a) İlmin Şartı:

Kişinin rıza gösterdiği şeyin küfür olduğunu bilmesi meşhur açıdan cehalet (bilmeme)mazeret değilken hafi/gizli meselelerde ise doğrudan tekfir edilmez.

b) Kastın Şartı:

Kişi küfre rıza gösterirken bunu bilerek ve isteyerek yapmalıdır. Zorla veya yanlış anlamayla değil.

c) Seçim (İhtiyar) Şartı:

Kişinin bu rızayı zorlamasız (ikrah olmadan) ifade etmesi küfür iken, ikrah (hayati tehdit) altında olan kişi mazur sayılır. Yani Razı olduğu şeyleri itiraf etmesi.

d) Dış ve İç Uyumluluk:

Rıza, kalpte (bâtında) ve/veya söz ve davranışta (zahirde) açık şekilde bulunmalıdır.  Tani Dili ile ilan etmesi, Amelleri ile buna uyması ve Hal ve tavrıyla uyumlu olması

e) Küfrün birinci elden gerçekleşmesi.

Bunlardan hiç biri gerçekleşmeden asla tekfir edilmez ve küfre rıza küfür kaidesi işletilmez. Bu şartlar asla sebepleri değildir ancak izhar edilir ve dünya ahkâmi açısından zahir açıdan söz konusu olursa tekfir edilir.

Dolayısıyla kâfirlerin safında olmak, onlara yardım etmek, desteklemek, onları övmek ve benzeri şeyler küfe rızadır ve sahibini kafir yapar ama bunların hiçbiri tahakkuk edilmeden ve birinci elden küfür gerçekleşmemiş bir kimseyi tekfir etmek bir defa tekfir fıkıh kaidelerine muhalefet etmektir.

Küfüre rıza küfür ancak zahir’i açıdan zan, görecelik ve ihtilaf ya da içtihadi açısından değil tamamıyla subuti kati olacak aynı zamanda küfrün birinci elden açık ve net net olması ile şartlanmıştır.

Haksız tekfire sebep olanlardan bir tanesi ise küfret rıza küfürdür kaidesinin getirmek suretiyle yukarıda ortaya koyduğumuz hiçbir kaideye ve şartlara bağlı kalmadan tekfir en büyük zulümdür. Bu mesele ile ilgili haksız tekfire sebep olan güncel bir konu olan okul meselesini misal verebiliriz.

Çocuklarını okula gönderenleri tekfir etmeleridir, öyle ki yukarıdaki tum şart ve kaidelere muhalafet ederek onlar usulsüzlük, aşırılık, cehalet, ön yargı ve ilimsizlik sebebiyle izafi hariciler konumuna düşmekteler.

Çünkü ümmet icma ile çocuğu okula giden çocuğun tekfir konusunda ihtilaf etmiştir. Nitekim alimler kimisi çocukların küfrü itibar edilir kimisi küfrü itibar edilmez demiştir. Bu açıdan ihtilafın olduğu için ne akide ne de tekfir ahkam-ı söz konusu olur.  

Biz mü’minler islamı sabit olan ile islamı sabit olmayanları ayırmak gerekirken onları bu kaideye yine muhalefet ederek tevhid-i tasdik eden ve tağutları reddeden, beri olan vemüşlere karşı olan muvahhid anne babaları tekfir ediyorlar. Halbuki yukarıda ifade ettiğimiz gibi küfre rıza küfür şart ve kaideleri olmada tekfir edilmez. 

4- Zahir (Dışsal) ve Batınî (İçsel) Açıdan

a) Batınî Rıza:

Kişinin kalbinde küfre karşı bir sevgi, hoşnutluk veya onaylama duygusu taşımasıdır. Kalpteki bu rıza, zahiren sözle ya da fiille ortaya çıkmasa bile, kişinin imanını bozar. Bu razı olduğu bilinmeyen kul ile Allah arasında olan Allahın onun niyetinde ve kalbinde küfrü ve şirke razı olduğu şeyleri bilmesidir. Biz mü’minler insanların kalplerini bilmek, göğüslerini yarmak ve niyetlerini öğrenmekle değil zahire göre hükmederiz.

b) Zahirî Rıza: Kişinin açık sözleriyle (“Ben küfre razıyım” demesi gibi) veya fiilleriyle (küfrü açıkça desteklemesi gibi) ortaya çıkan rızadır.  Bu açıdan küfre rıza gösteren kimse toplum arasında zahiren eylem ve söylem ile ortaya çıkması şartıyla kendisinin tekfir edildiği bir mesele olmakla beraber şer’i açıdan şarların oluşması gerekir;

1- Subuti ve delaleti kesin olması.

2- Meşhur olması.

3- İcmanın olması.

Yükarıda serd ettiğimiz bu tekfirin kaideleri olmadan asla kimse bir başkasını tekfir edemez. Kim bu şer’i kaidelere bağlı kalmadan heva ve hevesine göre bir başkasını tekfir ederse kendisi tekfir edilmeyi hak eder. Nitekim aynı zamanda küfre rıza küfür kaidesinin şartları vardır;

5- Kur’an ve Sünnetten Deliller

ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمْ اسْتَحَبُّوا الْحَيَاةَ الدُّنْيَا عَلَى الْآخِرَةِ وَأَنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْكَافِرِينَ

“Bu, onların dünya hayatını ahirete tercih etmeleri ve Allah’ın kâfirler topluluğunu hidayete erdirmemesi sebebiyledir.” (en-Nahl, 16/107)

Ayetin siyakı, küfre meyil ve rıza gösterenlerin dalalete düşeceğini bildirmektedir.

وَلَوْلَا أَنْ ثَبَّتْنَاكَ لَقَدْ كِدْتَ تَرْكَنُ إِلَيْهِمْ شَيْئًا قَلِيلًا

“Eğer biz seni sağlamlaştırmasaydık, onlara biraz meyledecektin.” (el-İsrâ, 17/74)

Allah Teâlâ, Peygamberine bile, küfre meyletmenin ve razı olmanın ne kadar tehlikeli olduğunu hatırlatıyor.

إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ الَّذِينَ آمَنُوا بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ ثُمَّ لَمْ يَرْتَابُوا

“Müminler, Allah’a ve Rasûlü’ne iman eden ve sonra şüpheye düşmeyenlerdir.” (el-Hucurât, 49/15)

İman, şüpheyi ve küfre herhangi bir rızayı reddetmeyi gerektirir.

Sünnetten Delil

مَنْ أَحَبَّ قَوْمًا حُشِرَ مَعَهُمْ

“Kim bir kavmi severse, kıyamet günü onlarla beraber haşrolunur.” (Ebu Dâvud, 5127)

Küfre rıza, kâfirleri sevmenin bir şeklidir. Seven, sevdiğiyle haşrolur; kâfirleri seven kişi de onların akıbetine düşer.

6- Usul ve Kaide Açısından Değerlendirme

İman, küfrü red ve inkâr üzerine kurulur. Küfre razı olmak ise, imanı nakzeden bir şeydir.

Usulcüler şöyle der:

“Her kim küfrü tasdik ederse, yahut küfre razı olursa, o kişi İslam’dan çıkar.”

Bu, icma ile sabittir. Müslüman, küfre karşı kalbiyle buğz etmek zorundadır.

7- Selef Âlimlerinin Görüşleri

İbn Teymiyye (rh) der ki:

“Kim küfrü tasdik eder, sever veya ondan razı olursa, o kişi kâfirdir. Bu, ümmetin icmasıdır.” (el-Fetâvâ, 7/220)

İbn Hazm (rh) şöyle der:

“Küfre razı olmak, küfre girmektir. Çünkü bu, Allah’a ve Rasûlü’ne yalan isnat etmek olur.” (el-Muhallâ, 11/213)

İmam Nevevî (rh) der:

“Küfre razı olan kimse, kesin olarak kâfir olur. Çünkü iman, küfrü reddetmektir.”

(el-Minhâc)

Küfre rıza göstermek kesinlikle küfürdür.

Bu hüküm, bilgi, kast, ihtiyar şartlarıyla geçerlidir.

Rıza, kalpte (batında) veya açık söz ve fiillerde (zahirde) olabilir.

Zanla, cehaletle, korkuyla (zorlamayla) yapılan rıza küfür sayılmaz.

Bu mesele, Kur’an ve sünnette muhkem delillerle sabittir ve selef ulemasının icmasıyla hükme bağlanmıştır.

8- Günümüzde Küfre Rıza Örnekleri

Bugün insanların küfre razı oldukları pek çok açık ve gizli alanlar vardır. İşte bazı örnekler:

1.  Laik ve seküler sistemleri kabul etmek

Laiklik; dini hayatın dışına itmek demektir.

Allah’ın hükümleri yerine insan kanunlarını üstün görmeyi onaylamak, İslam’ın reddettiği bir şeydir.

Bir kişi “Laiklik iyidir” der veya laik sistemi beğenir, razı olur, savunursa, küfre razı olmuş ve büyük bir tehlikeye düşmüş olur.

2.  Demokrasi ve beşerî kanunları yüceltmek

Demokrasi, kanun yapma yetkisini Allah’a değil halka verir.

Bir kişi “Demokrasi en iyi sistemdir” derse veya bunu savunursa, Allah’ın hâkimiyet hakkını inkâr etmiş olur.

Demokrasiye razı olmak, Allah’ın hâkimiyet hakkını gasp eden sisteme razı olmak demektir.

3. Gayrimüslimlerin küfür inançlarını takdir etmek veya savunmak

Mesela bir Müslüman, Hristiyanlık, Yahudilik veya Budizm gibi bâtıl dinlere övgüde bulunursa (“Hepsi güzeldir”, “Hepsi doğru yola götürür” gibi), açıkça küfre rıza göstermiş olur.

4. Küfür bayramlarını kutlamak veya desteklemek

Yılbaşı, Noel, Halloween gibi küfre dayalı bayramları kutlamak veya desteklemek, küfür sistemlerini onaylamak anlamına gelir.

5. Küfür içerikli söz, marş, sembol veya yasaları alkışlamak veya desteklemek

Mesela: İnsan hakları bildirgeleri, LGBT gibi küfre dayalı sapkınlıkları desteklemek.

Bunlar Allah’ın hükümlerine aykırı olduklarından bunları desteklemek veya hoş görmek, kişiyi küfre sokabilir.

9- Küfre Rızanın Tehlikeleri

a) İman gider:

Küfre razı olan kimse, imanını kaybeder. Amelleri boşa gider.

b) Ebedî cehennem:

Küfre razı olarak ölen kimse, tevbe etmeden ölürse Allah onu ebedî cehennemde bırakır.

c)Dünya ve ahirette rezillik:

Allah dünya hayatında onu rezil eder, ahirette de azaba uğratır.

d) Allah’ın dostluğundan çıkar:

Küfre razı olan kişi, Allah’ın veli kulları arasından çıkar; şeytanın dostları safına katılır.

e) Kalbin kararması:

İman nurundan mahrum kalır; kalbi mühürlenir ve artık hidayet bulması çok zor olur.

10- Küfre Rızadan Korunma Yolları

a) İmanı sürekli yenilemek:

Allah’a olan imanını diri tutmak; sabah-akşam iman tazelemek.

b) İlim öğrenmek:

Küfür, şirk ve nifakın ne olduğunu öğrenmek, hak ve bâtılı ayırt etmeye çalışmak.

c) Küfre ve kâfirlere kalben buğz etmek:

Onların sistemlerine, hayat tarzlarına asla sevgi duymamak, aksine nefret etmek.

d) Şüphelerden uzak durmak:

Şüpheli fikir, ideoloji ve akımlardan kaçınmak, ilim ehlinin yanında olmak.

e) Tevbe etmek ve dua etmek:

Kalbin kaymasından korkarak sürekli Allah’a sığınmak ve dua etmek:

“Yâ mukallibe’l-kulûb, sebbit kalbî ‘alâ dînik.”

(“Ey kalpleri çeviren Allah’ım! Kalbimi dinin üzere sabit kıl.”) (Tirmizî, 2140)

11- Küfre Rıza Küfürdür Kaidesi Üzerine Son Nasihat

Ey Müslüman kardeşim!

Küfre razı olmak, en ağır felaketlerden biridir.

İman, küfre nefret ve ondan uzaklaşmayı gerektirir.

Bu yüzden, hayatımız boyunca imanımızı korumalı, bâtıla asla meyletmemeli, hakkı sevmeli ve batıldan nefret etmeliyiz.

وَمَنْ يَكْفُرْ بِالطَّاغُوتِ وَيُؤْمِنْ بِاللَّهِ فَقَدِ اسْتَمْسَكَ بِالْعُرْوَةِ الْوُثْقَىٰ

“Kim tağutu inkâr eder ve Allah’a iman ederse, kopmayan sağlam bir kulpa yapışmıştır.” (el-Bakara, 2/256)

12- Küfre Rıza ile İlgili Güncel Yanlışlar ve İlmî Cevaplar

1. Soru: “Ben laikliği, demokrasi, partilere oy veriyor ve destekliyor, övüyor ve seviyorum ama Allah’a da inanıyorum. Bu beni küfre sokar mı?”

Cevap: Evet, sokar. Çünkü laiklik, Allah’ın hükmünü reddeden, dini hayattan ayıran bir küfür sistemidir. Laikliğe razı olmak, küfrü onaylamaktır. Allah şöyle buyurur:

“Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar kâfirlerin ta kendileridir.”

(el-Mâide, 5/44)

İnanmak yetmez, Allah’ın kanununu üstün tutmak ve küfür sistemlerinden beri olmak da imanın şartıdır.

2. Soru: “Ben başka dinlere saygı duyuyorum. Bu da küfre rıza mıdır?”

Cevap:“Saygı”dan kastın hak görmek, “hepsi doğru” demekse bu açıkça küfürdür.

Çünkü İslam’dan başka hak din yoktur:

“Kim İslam’dan başka bir din ararsa, ondan asla kabul edilmeyecektir. O, ahirette de ziyan edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 3/85)

Ama “onlara zulmetmeyelim, eziyet etmeyelim” anlamında adaletli davranmak ayrı bir konudur. Ancak dinlerini hak görmek veya beğenmek küfre rızadır.

3. Soru: “Ben Noel kutluyorum ama Hristiyan olduğumdan değil, eğlence olsun diye.”

Cevap: Noel, Hristiyanlığın temel bir bayramıdır.

Bir Müslüman’ın bu tür bir kutlamaya katılması, onların dinî şiarlarını onaylamak anlamına gelir.

Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu:

“Kim bir kavme benzerse, o onlardandır.” (Ebû Dâvûd, 4031)

Dolayısıyla Müslümanın, küfür bayramlarına katılması da rıza göstermek anlamına gelir ve tehlikelidir.

4. Soru: “Ben demokrasiye inanıyorum, halkın yönetmesi güzeldir, İslam’ı da yaşarım.”

Cevap: Demokrasi, hüküm koymayı Allah’tan alıp halka verir.

Bu açıkça Allah’ın hâkimiyet hakkını reddetmektir. Allah şöyle buyurur:

“Hüküm ancak Allah’a aittir.” (Yusuf, 12/40)

Müslüman sadece İslam şeriatına razı olur. Halkın koyduğu yasaları İslam’a tercih etmek küfre rızadır.

5. Soru:

“Ben bazı kafir liderleri seviyorum, çünkü modernleşmeyi getirdiler.”

Cevap: Bir kâfiri, onun küfür üzere olan yönlerinden dolayı sevmek küfürdür.

Mü’min bir insan, Allah’ın düşmanlarını sevmez:

“Sen Allah’a ve ahiret gününe iman eden hiçbir kavmin, Allah’a ve Rasulüne düşmanlık eden kimseleri sevdiklerini göremezsin.” (el-Mücâdele, 58/22)

Modernleşme, teknoloji gibi alanlarda bir insanın çalışması başka; onun küfür tarafını sevmek başka şeydir.

Sevgi sadece İslamî ölçülerle olmalıdır.

Özet

Küfre rıza, sadece kalp ile değil, söz ve fiil ile de olabilir.

“Eğlence olsun”, “zararsızdır”, “saygı göstermek lazım” gibi mazeretler küfrü meşrulaştırmaz.

İmanın korunması için kalben, sözle ve fiilen küfre karşı buğz etmek şarttır.

Allah’a ve Rasulüne sadakat, bâtıldan uzaklaşmakla mümkündür.

13- Küfre Rıza ile Küfür Fiili İşlemek Arasındaki Fark

1. Küfre Rıza:

Kişi bizzat küfür sözü veya fiili yapmaz,

Fakat başkalarının küfrüne razı olur, onu onaylar, istemese de kabullenir.

Bu durum, kalpten onaylama olduğu için kalbi küfürdür.

Örneğin: Birinin putlara tapmasına “doğru” demek, laikliği hak görmek.

2. Küfür Fiili İşlemek:

Kişi bizzat kendi fiili veya sözüyle küfür işler.

Yani kendisi söyler, kendisi yapar.

Bu hem kalben hem sözle hem de fiille bir küfürdür.

Örneğin: Putun önünde secde etmek, İslam’ı alaya almak.

Share this content:

Yorum gönder

You May Have Missed