×

EL-MÜKEFFİRÂT (DİNİN ASILLARINDA) EL-ĞAYRU MÜKEFFİRÂT (ŞERİATIN VACİPLERİNDE) TEKFİR AYIYIRIMI

EL-MÜKEFFİRÂT (DİNİN ASILLARINDA) EL-ĞAYRU MÜKEFFİRÂT (ŞERİATIN VACİPLERİNDE) TEKFİR AYIYIRIMI

Gürsel Gürbüz

İslam akidesine göre, Allah Teâlâ tarih boyunca insanlara farklı peygamberler göndermiş ve her peygamber, kendi kavmine Allah’ın emriyle bir şeriat (hüküm ve uygulama sistemi) getirmiştir. Ancak bu farklılıklar, sadece şeriatın vacipleri, yani pratik uygulamalarda ve hükümler bazında olmuştur. Dinin asılları – tevhid inancı, Allah’a kulluk, iman esasları ve temel ibadetler – hiçbir zaman değişmemiştir. Bütün peygamberler, tebliğlerine önce dinin bu değişmez esaslarını açıklamakla başlamış; insanları yalnızca Allah’a ibadete, şirkten, küfürden ve batıl inançlardan uzak durmaya davet etmişlerdir. Dolayısıyla şeriatların vacipleri zaman ve toplumlara göre hikmete bağlı olarak değişse de, dinin asılları (usûl-ü din) ezelden ebede sabit kalmıştır. Bu durum, Kur’ân-ı Kerîm’de ve sahih sünnette açıkça beyan edilmiş, İslam âlimleri tarafından da icmâ yoluyla kabul edilmiştir. Nitekim;

وَمَا أَرْسَلْنَا مِنْ قَبْلِكَ مِنْ رَسُولٍ إِلَّا نُوحِي إِلَيْهِ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا أَنَا فَاعْبُدُونِ

“Senden önce hiçbir resul göndermedik ki ona: ‘Benden başka ilah yoktur, yalnızca bana kulluk edin’ diye vahyetmemiş olalım.” (Enbiya, 21/25)

Şeriatın Vacipleri (Fürû’ud-Dîn):

Peygamberden peygambere değişen ameli hükümler, ibadet şekilleri ve muamelatlar.

Namaz, oruç, zekât gibi ibadetlerin şekilleri, helal ve haramların tafsilatları bu kapsama girer. Tevhid gibi temel esaslar sabit iken, ibadetlerin nasıl yapılacağı değişebilir.

لِكُلٍّ جَعَلْنَا مِنكُمْ شِرْعَةً وَمِنْهَاجًا

“Her birinize bir şeriat ve bir yol tayin ettik.” (Mâide, 5/48)

1- Tekfir Hüküm Açısından İki Şekilde Görülür;

a) EL-MÜKEFFİRÂT (DİNİN ASILLARINDA) TEKFİR

b) EL-ĞAYRU MÜKEFFİRÂT (ŞERİATIN VACİPLERİNDE) TEKFİR

Kur’ân, sünnet ve sahih hadisler ışığında belirlenen külli ve sabit usul kaideleri göstermektedir ki, dinin asıllarında zahir olan bir küfür sözü veya küfür ameli işleyen kimse, açık delillere dayanılarak tekfir edilir. Tevhid, iman, Allah’a kulluk gibi dinin temel esaslarında en küçük bir sapma, kişinin İslam dairesinden çıkmasına sebep olur. Buna karşılık şeriatın vacipleri sahasında – içki içmek, kumar oynamak, zina yapmak gibi – bir haramı işleyen kimse ise zahiren fâsık ismiyle isimlendirilir. Böyle bir kimsenin niyeti araştırılır; eğer işlediği haramı helal görüyorsa küfrüne hükmedilir, fakat haramlığına inanmakla birlikte günah işliyorsa fasık kalır, İslam dairesinden çıkmaz. Bu yazıda, dinin asılları ile şeriatın vacipleri arasındaki bu önemli ayrım Kur’an ve sünnet delilleriyle ele alınacaktır.

a) DİNİN ASILLARINDA (EL-MÜKEFFİRÂT)

KÜLLÎ KAİDE 1:الكفر والشرك يكون بالقول والفعل والاعتقاد والشك

Küfür ve şirk sözle, fiille, inançla ve şüpheyle olur.

Kur’an Delili:

قَدْ كَفَرَ الَّذِينَ قَالُوا إِنَّ اللَّهَ هُوَ الْمَسِيحُ ابْنُ مَرْيَمَ

“Allah, Meryem oğlu Mesih’tir.” diyenler kesinlikle kâfir olmuşlardır. (el-Mâide 5/17)

Burada sadece sözle yapılan bir küfür sebebiyle Allah doğrudan tekfir etmiştir.

Söz, fiil veya şüphe ayırmaksızın zahire göre hüküm verilir.

من بدل دينه فاقتلوه

“Kim dinini değiştirirse, onu öldürün.” (Buhari, Kitabu’l-Cihad, 3017)

Din değiştirmek söz, fiil veya inançla olur.

Değişen zahiri fiil bile küfür hükmü için yeterlidir.

İbn Teymiyye der ki:

“Küfür sadece kalpte olmaz; söz ve fiil de insanı kâfir eder.” (Mecmû’u’l-Fetâvâ, c.7, s.613)

Güncel Örnek:

“Laik anayasa”yı üstün görmek bir söz ve inanç küfrüdür; sadece kalpteki niyet sorgulanmaz, zahirine göre tekfir edilir.

KÜLLÎ KAİDE 2:

من وقع في الكفر وقع عليه اسم الكفر وإن لم يقصده

Kim küfre düşerse, onu kastetmese bile küfür hükmü ona geçer.

Kur’an Delili:

وَلَقَدْ قَالُوا كَلِمَةَ الْكُفْرِ وَكَفَرُوا بَعْدَ إِسْلَامِهِمْ

“Onlar küfür kelimesini söylediler ve İslam’dan sonra kâfir oldular.” (et-Tevbe 9/74)

Kasıt şartı yok: Küfür lafzı söylenirse tekfir edilir.

Hadis Delili:

إن العبد ليتكلم بالكلمة لا يرى بها بأسًا يهوي بها سبعين خريفًا في النار

“Kul bazen bir söz söyler, onu önemsiz görür, ama o söz sebebiyle cehennemde yetmiş sene yuvarlanır.” (Müslim, Kitabu’z-Zühd, 2988)

Muhammed b. Abdulvahhab der ki:

“Bazı sözler kişiyi, niyeti ne olursa olsun küfre sokar.” (Navâkızu’l-İslâm, madde 2)

Güncel Örnek:

“Demokrasi İslam’dan üstündür” demek, farkında olsun olmasın, küfür lafzıdır; söyleyen tekfir edilir.

KÜLLÎ KAİDE 3:

العبرة بظاهر القول والفعل لا بنيّة القلوب

Hüküm, söz ve fiilin zahirine göredir; kalpteki niyete değil.

Kur’an Delili:

إِذْ جَاءُوكَ يَحْلِفُونَ بِاللَّهِ إِنَّا لَمُؤْمِنُونَ قُلْ لَا تُقْسِمُوا قَدْ بَدَتِ الْكُفْرُ مِنْ أَفْوَاهِكُمْ

“Allah’a yemin ediyorlar ki biz müminiz diyorlar. De ki: Yemin etmeyin; çünkü küfür sözleriniz ağzınızdan çıktı.” (et-Tevbe 9/74)

Hadis Delili:

أمرت أن أقاتل الناس حتى يشهدوا أن لا إله إلا الله وأن محمدًا رسول الل

“İnsanlarla, Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Resûl olduğuna şehadet edene kadar savaşmakla emrolundum.” (Buhârî, Kitabu’l-İman, 25)

İmam Şâtıbî der ki: “Şeriat zahire hükmeder, bâtın Allah’a bırakılır.” (El-Muvâfakât, c.2, s.282)

Güncel Örnek:

Bir kişi “ben Müslümanım” dese ama seçimle Allah’ın hükmünü iptal etmeye çalışsa, söz ve amelinden dolayı tekfir edilir.

KÜLLÎ KAİDE 4:

ترك جنس العمل كفر أكبر مخرج من الملة

Amelin tümünü (cinsini) terk etmek büyük küfürdür ve dinden çıkarır.

Kur’an Delili:

وَمَنْ لَمْ يَحْكُمْ بِمَا أَنْزَلَ اللَّهُ فَأُولَئِكَ هُمُ الْكَافِرُونَ

“Allah’ın indirdiğiyle hükmetmeyenler işte onlar kâfirlerdir.” (el-Mâide 5/44)

Hadis Delili:

بين العبد وبين الكفر ترك الصلاة

“Kul ile küfür arasında sadece namazı terk etmek vardır.” (Müslim, Kitabu’l-İman, 82)

İbn Kayyim el-Cevziyye der ki:

“Toptan ameli terk etmek, iman cinsini iptal eder.”(es-Salat, s.72)

Güncel Örnek:

Hiç namaz kılmayan biri, mazeretsizse zahiren tekfir edilir. (Kalbine bakılmaz.)

KÜLLÎ KAİDE 5:

تكذيب رسول الله صلى الله عليه وسلم أو بعض ما جاء به كفر أكبر

Rasulullah’ı veya getirdiği şeylerden bir kısmını yalanlamak büyük küfürdür.

Kur’an Delili:

ومن يكفر بالله وملائكته وكتبه ورسله واليوم الآخر فقد ضل ضلالا بعيدا

“Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr ederse, apaçık sapıklığa düşmüştür.” (en-Nisâ 4/136)

Hadis Delili:

والذي نفسي بيده لا يسمع بي أحد من هذه الأمة يهودي ولا نصراني ثم يموت ولم يؤمن بالذي أرسلت به إلا كان من أصحاب النار

“Nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim ki, kim benden haberdar olur da bana iman etmeden ölürse, kesinlikle cehennemlik olur.” (Müslim, İman, 153)

İbn Huzeyme:

“Rasûl’ü tasdik etmeyen kimse kafirdir.” (Kitabu’t-Tevhid, 2/489)

Güncel Örnek:

“Şeriat devri bitti” diyen, Rasul’ün haberini yalanladığı için zahiren tekfir edilir.

KÜLLÎ KAİDE 6:

الإستهزاء بالله أو رسوله أو دينه كفر أكبر

Allah, Rasûlü veya diniyle alay etmek büyük küfürdür.

Kur’an Delili:

قُلْ أَبِاللَّهِ وَآيَاتِهِ وَرَسُولِهِ كُنتُمْ تَسْتَهْزِئُونَ (65) لا تَعْتَذِرُوا قَدْ كَفَرْتُمْ بَعْدَ إِيمَانِكُمْ

“Allah ile, ayetleriyle ve Rasûlü ile mi alay ediyorsunuz? Özür dilemeyin; imanınızdan sonra kâfir oldunuz.” (et-Tevbe 9/65-66)

سباب المسلم فسوق وقتاله كفر

“Müslümana sövmek fasıklık, onunla savaşmak küfürdür.” (Buhârî, Kitabu’l-İman, 48)

İbn Abdilberr:

“İslam’la alay etmek kişiyi küfre sokar.” (Et-Temhîd, 4/240)

Güncel Örnek:

Şeriat hükümleriyle alay eden bir kimse, niyeti sorulmadan zahiren tekfir edilir.

KÜLLÎ KAİDE 7:

تحليل ما حرم الله أو تحريم ما أحل الله كفر أكبر

Allah’ın haramını helal görmek veya helalini haram görmek büyük küfürdür.

وَلا تَقُولُوا لِمَا تَصِفُ أَلْسِنَتُكُمُ الْكَذِبَ هَذَا حَلَالٌ وَهَذَا حَرَامٌ لِتَفْتَرُوا عَلَى اللَّهِ الْكَذِبَ

“Dillerinizin yalan yere nitelendirdiği şeylere, ‘Bu helaldir, bu haramdır.’ demeyin; Allah’a iftira etmiş olursunuz.” (en-Nahl 16/116)

من حلف بغير الله فقد كفر أو أشرك

“Kim Allah’tan başkası üzerine yemin ederse küfre veya şirke düşmüştür.” (Abu Dawud, Eyman, 3251)

İbn Hazm:

“Allah’ın hükmünde helal-haram değiştiren kişi küfre düşer.” (el-Fasl, 3/128)

Güncel Örnek:

İçkiyi, faizi helal gören modernist akımlar zahiren tekfir edilir.

Küfür Söz veya Amel İşleyenin Tekfiri: Usûl meselelerinde zahire göre hüküm verilir. İç yüzü araştırılmaz.

KÜLLÎ KAİDE:8 

الأصل في الدين الكفر بالظواهر

“Dinin asıllarında zahire göre küfürle hükmedilir.”

İbn Teymiyye: “Dinin asıllarını inkâr eden, zahiren bunu söylerse, kalbine bakılmaksızın tekfir edilir.” (el-İmân, s. 177)

KÜLLÎ KAİDE: 9

لا يعذر أحد بالجهل في أصل الدين

“Dinin asıllarında cehalet mazeret değildir.”

İbn Abdilberr: “Zaruri bilinen din esaslarından birini inkâr etmek, mutlak küfürdür.” (et-Temhîd, 5/20)

KÜLLÎ KAİDE: 10

من شك في كفر الكافر فهو كافر

“Kâfirin küfründe şüphe eden kâfir olur.”

İmam Ahmed: “Tevhid esaslarında cehalet mazeret değildir.” (Usûl’us-Sünne)

KÜLLÎ KAİDE: 11

الإيمان قول وعمل يزيد وينقص

“İman söz ve ameldir; artar ve eksilir.”

İbn Teymiyye şöyle der: “Tevhid, bütün peygamberlerin davetinin esasıdır. Kim bu aslı bozarsa, şeriatın hükümlerine bağlılığı fayda vermez.” (Bkz: el-Cevabü’s-Sahih, c.1, s. 163)

KÜLLÎ KAİDE:12

ما ثبت بالنص لا يرفع إلا بنص مثله

“Nassla sabit olan bir asıl ancak yine nass ile kaldırılır.”

İbn Abdilberr der ki: “Tevhid ve iman asılları, bütün ümmetlerin üzerinde ittifak ettiği şeylerdir. Bunları inkar eden kâfir olur.” (Bkz: et-Temhid, c.7, s.145)

DİNİN ASILLARINDA (EL-MÜKEFFİRÂT) AYETLERLE;

قُلْ أَفَغَيْرَ اللَّهِ تَأْمُرُونِّي أَعْبُدُ أَيُّهَا الْجَاهِلُونَ

“De ki: Ey cahiller! Bana Allah’tan başkasına kulluk etmemi mi emrediyorsunuz?” (Zümer, 39/64)

إِنَّهُ مَن يُشْرِكْ بِاللَّهِ فَقَدْ حَرَّمَ اللَّهُ عَلَيْهِ الْجَنَّةَ

“Kim Allah’a ortak koşarsa Allah ona cenneti haram kılar.” (Mâide, 5/72)

مَن كَفَرَ بِاللَّهِ مِن بَعْدِ إيمَانِهِ إِلَّا مَنْ أُكْرِهَ وَقَلْبُهُ مُطْمَئِنٌّ بِالإِيمَانِ

“Kim iman ettikten sonra Allah’ı inkâr ederse (kalbi imanla dolu olduğu halde zorlanan hariç)…” (Nahl, 16/106)

وَمَن لَمْ يَحْكُم بِمَا أَنزَلَ اللَّهُ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْكَافِرُونَ

“Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse işte onlar kâfirlerin ta kendileridir.” (Mâide, 5/44)

وَمَا يَكْفُرُ بِآيَاتِ اللَّهِ إِلَّا الْكَافِرُونَ

“Allah’ın ayetlerini sadece kâfirler inkâr eder.” (Bakara, 2/99)

وَمَنْ يَبْتَغِ غَيْرَ الْإِسْلَامِ دِينًا فَلَنْ يُقْبَلَ مِنْهُ وَهُوَ فِي الْآخِرَةِ مِنَ الْخَاسِرِينَ

(Kim İslam’dan başka bir din ararsa, bu ondan asla kabul edilmeyecek ve o ahirette kaybedenlerden olacaktır.) (Âl-i İmrân 3/85)

DİNİN ASILLARINDA (EL-MÜKEFFİRÂT) HADISLER;

من بدل دينه فاقتلوه

“Kim dinini değiştirirse onu öldürün.” (Buhârî, 3017)

من حلف بغير الله فقد كفر أو أشرك

“Kim Allah’tan başkası adına yemin ederse küfretmiş veya şirk koşmuştur.” (Tirmizî, 1535)

عَنْ عَبْدِاللَّهِ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ﷺ: «أَكْبَرُ الْكَبَائِرِ الإِشْرَاكُ بِاللَّهِ»

“En büyük günah Allah’a şirk koşmaktır.” (Buhari, Edeb 6)

عَنْ عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ﷺ: «أَنْ تُؤْمِنَ بِاللَّهِ وَمَلَائِكَتِهِ وَكُتُبِهِ وَرُسُلِهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ وَتُؤْمِنَ بِالْقَدَرِ خَيْرِهِ وَشَرِّهِ»

“Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe ve kadere (hayır ve şerinin Allah’tan olduğuna) iman etmendir.” (Müslim, İman 1)

2- EL-ĞAYRU MÜKEFFİRÂT (ŞERİATIN VACİPLERİNDE) TEKFİR

Küfür Değil, Fasık Hükmü:

İbadetleri terk, haramları işlemek kâfir yapmaz, helal görmedikçe.

Helal sayarsa kâfir olur.

لا يكفر بالمعصية مع الإقرار بحرمتها

“Haram olduğuna inandığı sürece masiyetle tekfir edilmez.”

التكفير يكون بإنكار معلوما من الدين بالضرورة

“Tekfir, zaruri dini inkârla olur.”

كل ذنب دون الشرك فهو تحت المشيئة

“Şirk dışındaki her günah Allah’ın dilemesine tabidir.”

المعاصي لا تخرج من الإسلام

“Günahlar kişiyi İslam’dan çıkarmaz.”

من استحل الحرام كفر

“Haramı helal gören kâfir olur.”

Vacipleri Terk Fasık Yapar, Küfür Yapmaz.

Şeriatın farzlarını (namaz, oruç gibi) tembellikten terk eden kişi fasıktır, küfre girmez.

Örnek: Namazı tembellikten kılmamak (bazı ihtilaflar olsa da çoğunluk görüşü böyle).

Helali Helal Görmek Küfürdür.

Şeriatın vaciplerinden birini inkar veya helal görmek küfürdür.

Örnek: “Namaz kılmak gerekmez” diyen kişi.

İçki, Zina, Kumarı Helal Görmek Küfürdür.

İçkiyi haram bilmeyen kişi kâfir olur.

Günah işlemek, imanı eksiltir, küfre çıkarmaz.

Zahirde vacipleri terk edenin fasık olduğuna dair

1. ترك الواجبات مع الاعتراف بوجوبها فسق وليس بكفر

Vacipleri terk etmek, vacip olduğunu kabul ederek yapılırsa, fasıklıktır; küfür değildir.

2. الفسق لا يخرج من الملة إلا إذا اقترن بجحود أو استحلال

Fısk, inkâr veya helal saymakla birleşmediği sürece dinden çıkarmaz.

3. الإيمان يزيد وينقص بالعمل ولكن لا يزول بالمعاصي وحدها

İman amel ile artar ve azalır, fakat sadece günah işlemekle yok olmaz.

Dinin asıllarında: Zahire bakılır, küfür veya şirk varsa tekfir edilir. Şeriatın vaciplerinde: Vacip terk edilirse, ama inkar edilmezse fasıklık olur, küfür değil.

وَلا تَقْرَبُوا الزِّنَى إِنَّهُ كَانَ فَاحِشَةً وَسَاءَ سَبِيلًا

(Zinaya yaklaşmayın, çünkü o çirkin bir iştir ve kötü bir yoldur.)(İsra 17/32)

 يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا كُتِبَ عَلَيْكُمُ الصِّيَامُ

(Ey iman edenler! Oruç sizlere farz kılındı.) (Bakara 2/183)

İçki ve Kumar Haramdır

إِنَّمَا الْخَمْرُ وَالْمَيْسِرُ… رِجْسٌ مِنْ عَمَلِ الشَّيْطَانِ

(İçki, kumar… şeytan işi pisliklerdir.)

(Maide 5/90)

وَالَّذِينَ يَرْمُونَ الْمُحْصَنَاتِ… فَاجْلِدُوهُمْ ثَمَانِينَ جَلْدَةً

“Namuslu kadınlara iftira atanlara seksen değnek vurun.” (Nur, 24/4)

وَالسَّارِقُ وَالسَّارِقَةُ فَاقْطَعُوا أَيْدِيَهُمَا

“Hırsız erkek ve kadının ellerini kesin.” (Mâide, 5/38)

إِنَّمَا الْخَمْرُ وَالْمَيْسِرُ… رِجْسٌ مِنْ عَمَلِ الشَّيْطَانِ

“İçki, kumar şeytan işi pisliklerdir.” (Mâide, 5/90)

لا يزني الزاني حين يزني وهو مؤمن

“Zina eden kimse, zina ettiği anda mümin değildir.” (Buhârî, 2475)

لا تقتلوا مسلما بذنب

“Bir Müslümanı günahı sebebiyle öldürmeyin.” (Ebu Davud, 4373)

عَنْ ابْنِ عُمَرَ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ﷺ: «بُنِيَ الإِسْلَامُ عَلَى خَمْسٍ…»

“İslam beş esas üzerine bina edilmiştir…” (Buhari, İman 1; Müslim, İman 19)

Âlimlerin Görüşlerinden:

İbn Teymiyye: “Büyük günahı işleyen, helal görmediği sürece fasık olur; kâfir olmaz.”

(el-İmân, s. 180) İmam Şafiî:

“Haramı işlemekle iman gitmez. Ancak helal görürse küfür olur.” (Risâle, s. 345)

İmam Ahmed: “Namazı terk eden kâfir olur, fakat zina eden, içki içen fasık olur.” (el-Mesâil)

İbn Hazm: “Farzlardan birini helal görmek açıkça küfürdür.” (Bkz: el-Muhalla, c.12, s. 440)

İbn Teymiyye: “Şeriatın vaciplerinde tembellik küfür sayılmaz. Ancak helal görürse küfür olur.” (Bkz: es-Sarim el-Meslul, c.2, s. 519)

SONUÇ:

Dinin Asıllarında (Usûl)

Hükümler Değişmez

Zahiren Tekfir Edilir

Zahir Söze ve Amele Bakılır.

Cehalet Özrü Yoktur

Niyetlere Bakılmaz.

Şeriatın Vacipleri (Fürû)

Hükümler Değişir

Tekfir Niyete Sorulur

Zahir Söze ve Amel’de Fasık

Sadece Helal Görürse Tekfir Edilir.

Share this content:

Yorum gönder

You May Have Missed