Hayırda Yarışmak ve Şer’i Engellemek.
Müslüman olmanın en önemli özelliklerinden bir tanesi onun sözleri ve amelleriyle hayırda hırsla yarışması ve her türlü şer’e engel olmasıdır.
Hayrın zıttı şerdir. Şer insanların söz ve amellerinde sadır olan Allah’ın hoşnut olmadığı ve gazabını celp eden davranışlardır. Şer’in olduğu yerde zulüm, haksızlık, adaletsizlik ve her türlü kötülük vardır. Şer insanı cimri, inatçı, kalbi kaskatı yapar ve insanlar arasında çatışma kavga ve birçok fitnelere sebep olmaktadır.
Gıybet etmek, yalan söylemek, iftira atmak, başkasının haklarını gasp etmek, insanlara sövmek, her türlü ahlaksız tutum ve davranışta bulunmak şer’in ta kendisidir. Şer’in olduğu bir yerde bireyler, aileler, toplum ve nesil yok olmaya ve rezil olmaya mahkumdur. İşte bu yüzden Allah hayırda yarışmamızı emretmiştir.
Akidevi hayır şirk ve tevhid açısından iki şekilde görülür;
1- Şirk açısından: İnsanları şer’den, küfürden, şirkten ve tağutlardan alıkoyarak onların zulümünü, onların kulları kullara kul yapan inanç, düşünce ve fikirlerini insanı anlatarak onlardan alıkoyarak mü’minleri uyarmak, beri kılmak ve tekfir etmek şeklinde yapılan hayırdır.
2- Tevhid açısından:İnsanlara tevhidi anlatmak, İslam’ı yaşatmak ve ilahi öğretilerin hayata egemen olması için mücadele etmektir.
Hayırda çalışmak hırslı olmak ve bu yolda hayrı İslam toplumuna egemen kılmak dayanışma, yardımlaşma, sevgi, muhabbet ve kardeşlik meydana getirmekle beraber kin, nefret, öfke ve her türlü fitnelerin önünde sed olur.
Hayır en zor, en kötü kapıları açar, inatçıları ıslah eder, fitnelerin önünde bir balyoz, zalimi ıslah eden, en kast katı kalpleri yumuşatan ve insanlar arasında bir ülfet meydana getirir.
İnsanlar arasında hayır yapmak ve hayırda yarışmak insanın sevilmesine, saygı duyulmasına, takdir ve teşekkürü kazanmasına sebeptir. Müslüman Allah’a imanını hayırda göstermelidir. Çünkü Rabbimiz Allah kerim kitabında Müslümanları hayra davet etmeye ve hayrıda birbirleriyle yarışmayı emretmiştir.
وَلِكُلٍّ وِجْهَةٌ هُوَ مُوَلّ۪يهَا فَاسْتَبِقُوا الْخَيْرَاتِۜ اَيْنَ مَا تَكُونُوا يَأْتِ بِكُمُ اللّٰهُ جَم۪يعًاۜ اِنَّ اللّٰهَ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌ
Herkesin yöneldiği bir yönü/kıblesi mutlaka vardır. (Öyleyse) hayırlarda yarışın. Nerede olursanız olun Allah sizi bir araya toplar. Şüphesiz ki Allah, her şeye kadîrdir. (Bakara, 148)
Bu ayeti kerime Müslüman toplumun akidevi, sosyolojik, ekonomik, ahlaki ve her alanda hayırlı bir toplum olmasını emreden ilahi bir yasadır. Hiçbir müslüman bu ilahi yasaya karşı kayıtsız kalamaz.
وَالسَّابِقُونَ السَّابِقُونَۙ
(İman ve salih amelde) önde olanlar, (onlar) öncülerdir. (Vâkıa, 10)
Bu ayeti kerimede önde olanlar/öncüler ayetini alimler dünyada salih amellerde öne geçenler ahireti de cennete’de önce girenler olacaktır demişlerdir.
İnsanı hayra teşvik eden iki sebep vardır;
1- İnsanları hayra götüren en önemli amil İnsanın Allah’a ve çevresine karşı olan sorumluluk bilincini kavraması ile gerçekleşir.
Allah’a karşı bilinç bu Allah’a ibadet, kulluk, itaat, teslimiyet, onun emir ve yasaklarına göre bir hayat yaşamayı ifade eder. Madem Allah’a ibadet bir kulluksa Allah’ın kitabında hayrı tavsiye etmesi onun hayatında hayır olmasına hayırda yaraşmasına sebep olmalıdır.
2- Çevresine karşı bilinç;
Allah’ın helal ve haram dairesinde iyiliği emretmesi, kötülüğü yasaklaması hayrın en başıdır. Küskünleri barıştırması, miskinleri gözetmesi, yetimlere bakması, koruması, evlendirmesi ve borcu olanın borcunu ödemesi gibi birçok hayır insanlar arasında büyük bir dayanışma ve kardeşliğe dönüşür.
Gürsel Gürbüz
www.gurselgurbuz.com
Share this content:
Yorum gönder