Küfüre Rıza Küfürdür Kaidesinin İşletilme Şartları Nelerdir?
Hiç şüphesiz ki ”küfüre rıza küfür” ehlisünnet‘in ortaya koyduğu bir kaidedir ve bu kaidenin şüphesiz şartları ve kendisinde bulundurması gereken zahiri ahkam-ı vardır.
Küfe rıza küfürdür iki şekilde görülür;
1- Zahir açıdan
2- Batini açıdan.
1- Batini açıdan küfür: Bu razı olduğu bilinmeyen kul ile Allah arasında olan Allahın onun niyetinde ve kalbinde küfrü ve şirke razı olduğu şeyleri bilmesidir. Biz mü’minler insanların kalplerini bilmek, göğüslerini yarmak ve niyetlerini öğrenmekle değil zahire göre hükmederiz.
2- Zahir’i açıdan küfür’den razı olmak: Bu açıdan küfre rıza gösteren kimse toplum arasında zahiren eylem ve söylem ile ortaya çıkması şartıyla kendisinin tekfir edildiği bir mesele olmakla beraber şer’i açıdan şarların oluşması gerekir;
1- Subuti ve delaleti kesin olması.
2- Meşhur olması.
3- İcmanın olması.
Yükarıda serd ettiğimiz bu tekfirin kaideleri olmadan asla kimse bir başkasını tekfir edemez. Kim bu şer’i kaidelere bağlı kalmadan heva ve hevesine göre bir başkasını tekfir ederse kendisi tekfir edilmeyi hak eder. Nitekim aynı zamanda küfre rıza küfür kaidesinin şartları vardır;
Küfre Rıza Küfür Şartları;
Hiç şüphesiz ”küfe rıza küfürdür’’ kaidesinin tekfiri için sebepleri, tespiti ve şartları ancak mümkün olursa ‘küfre rıza küfürdür. Eğer küfre rıza küfrün zahiri açıdan zan, şüphe, ihtilaf ve kesin olmaması söz konusu ise bu kaide burada işletilmez ve bu meselede tekfir etmek bir cehalet ve aşırılıktan başka bir şey değildir. Nitekim;
1- Dili ile ilan etmesi.
2- Amelleri ile buna uyması.
3- Razı olduğu şeyleri itiraf etmesi.
4- hal ve tavrıyla uyumlu olması
5- Küfrün birinci elden gerçekleşmesi.
Bunlardan hiç biri gerçekleşmeden asla tekfir edilmez ve küfre rıza küfür kaidesi işletilmez. Bu şartlar asla sebepleri değildir ancak izhar edilir ve dünya ahkâmi açısından zahir açıdan söz konusu olursa tekfir edilir.
Dolayısıyla kâfirlerin safında olmak, onlara yardım etmek, desteklemek, onları övmek ve benzeri şeyler küfe rızadır ve sahibini kafir yapar ama bunların hiçbiri tahakkuk edilmeden ve birinci elden küfür gerçekleşmemiş bir kimseyi tekfir etmek bir defa tekfir fıkıh kaidelerine muhalefet etmektir.
Küfüre rıza küfür ancak zahir’i açıdan zan, görecelik ve ihtilaf ya da içtihadi açısından değil tamamıyla subuti kati olacak aynı zamanda küfrün birinci elden açık ve net net olması ile şartlanmıştır.
Haksız tekfire sebep olanlardan bir tanesi ise küfret rıza küfürdür kaidesinin getirmek suretiyle yukarıda ortaya koyduğumuz hiçbir kaideye ve şartlara bağlı kalmadan tekfir en büyük zulümdür. Bu mesele ile ilgili haksız tekfire sebep olan güncel bir konu olan okul meselesini misal verebiliriz.
Çocuklarını okula gönderenleri tekfir etmeleridir, öyle ki yukarıdaki tum şart ve kaidelere muhalafet ederek onlar usulsüzlük, aşırılık, cehalet, ön yargı ve ilimsizlik sebebiyle izafi hariciler konumuna düşmekteler.
Çünkü ümmet icma ile çocuğu okula giden çocuğun tekfir konusunda ihtilaf etmiştir. Nitekim alimler kimisi çocukların küfrü itibar edilir kimisi küfrü itibar edilmez demiştir. Bu açıdan ihtilafın olduğu için ne akide ne de tekfir ahkam-ı söz konusu olur.
Biz mü’minler islamı sabit olan ile islamı sabit olmayanları ayırmak gerekirken onları bu kaideye yine muhalefet ederek tevhid-i tasdik eden ve tağutları reddeden, beri olan vemüşlere karşı olan muvahhid anne babaları tekfir ediyorlar. Halbuki yukarıda ifade ettiğimiz gibi küfre rıza küfür şart ve kaideleri olmada tekfir edilmez.
Gürsel Gürbüz
Share this content:
Yorum gönder