Tevhidin Kısımları
Tevhidin Kısımları
İlah kanunları ile kullarını delaletten kurtaran Allahın Adıyla…
Tevhid; Allah’ın kullarına egemen olması, onlara iktidar olması, Allah’ın kullarını ilahi kanun ve yasalarla yönetmesi ve idare etmesini ifade eder. İslam ilahi nizam Allah’ın kulları için gönderdiği Rabbani bir sistemdir. İslam hem siyaset, hem ekonomik, hem Adalet, hem sosyoloji, hem barış, hem hukuk hem kanun ve hem de Rabbani bir yönetim şeklidir. Müslüman iddiasını taşıyan her birey hayatlarını ilgilendiren her alanda ahlaki değer yargılarını, moda değerlerini, sanat kriterlerini, kültürlerini, siyasi görüşlerini, ekonomik uygulamalarını ve her alanda Allah’ın merkeze alınması, Allah’ın muhatap alınması, itaat ve teslimiyetin yalnız Allah’a verilmesi kur’an ve sünnetin hükmüyle Allaha ibadetin zirvesidir.
Aslında Tevhid’in üç rüknü olan Rububiyet tevhidi, Uluhiyet tevhidi ve İsim ve sıfat tevhidi Hakimiyet tevhidin ortak konusudur. Müslümanlar, kanun ve yasama belirleme konusunda ideolojik şirk ve küfür dinleri konusunda sapma yaşamaları neticesinde İslam alimleri konun anlaşılması adına Hakimiyet yada ilahi yönetim şekli olan Tevhid ile ilgili müstakil bir konu açmak zorunda kaldılar.
Rububiyet tevhidi;
Rabbimiz olan Allah’ı kararlarımız ve seçimlerimiz konusunda Rab olarak tanımak ve onu iman ve amelde birlemektir. Rabb; Yaratan, terbiye eden, lider, yöneten ve idare eden manalara gelir.
Rububiyet tevhidi kişinin Allahı tüm fiilerinde tanıması ve teslim olmasıyla ilgilidir. Yaratan, terbiye eden, hükmeden, rızık veren, kanun ve yasa belirleme konusunda Allahı fiilerinde muhatap alıp birlemesidir.
Uluhiyet tevhidi;
Sevilen, itaat edilen, sığınılan ve ibadet edilen varlık manasına gelir.
Uluhiyet tevhidi ibadet çeşitlerini içine alan hem yine itikadi ve ameli konun adıdır. Namaz, oruç, zekat, cihad ve hac nasıl ibadet ise, Allahın ilahi kanunlarının yol göstericiliğinde siyasi, ahlaki, ekonomik ve sosyolojik olarak itaat edilerek ibadet edilmesidir. Dolayısıyla kulun Allah’ı ibadetler konusunda tek makam sahibi tanıyarak, Allah’ın emirleri, yasakları, kanunları, yasaları, namazı emretmesi, orucu, zekatı ve hacı emretmesi gibi ibadet çeşitlerine iman ve amel eden kişi Allah’a uluhiyet konusunda birleyerek ona ibadet etmesidir.
İsim ve sıfat tevhidi;
Kur’an’da ve sünnette Rabbimizin yetkileri ve özellikleri konusunda hak olduğu üzere iman etmekle ilgilidir.
El- Hakim sıfatıyla Bizler Allah’ın kulları konusuna hüküm koyucu olduğunu bilmesidir.
Eş-Şâri sıfatıyla kulları konusunda yasak-serbest, doğru-yanlış, iyi-kötü ve çirkin-güzel gibi değer yargıları konusunda kanunlar ve yasalar belirleyen Allahı tanımış oluruz.
Dolayısıyla Hakimiyet tevhidi bu tevhid çeşitlerini içine alan ve dinin asıllarından olan ilahi nizamın adıdır.
Aklı başında olan bir insan, yeryüzündeki tüm canlı ve şuursuz varlıkların yaratılması konusunda bir yasa ve bir kanuna binaen yaratıldığını bilir. İşte insanların nasıl yaşayacağını, nasıl hayatlarını idame ettirecekleri konusunda, Allah, Kur’an ve Efendimizin pratik sünnetiyle kulları konusunda aynı diğer varlıklar gibi kanunsuz ve yasasız bırakmış değildir.
Hiçbir kimsenin, ya da kurum ve kuruluşların Allah’a ait olan bir yetki ve özelliği kendisinde görerek, Allah’ın kulları için kanun ve yasa belirleyemez. Yine hiç bir topluluk ve hiç bir millet kendi aralarında bir lider seçerek kanun ve yasama konusunda o kimseyi ilahlık makamına oturtamaz. Bu yetki tamamıyla Allah’ın elinde olan bir yetkidir. Biz kullarına düşen itaat etmek ve Allah’ın boyundurluğunda islam ilahi nizamı halis bir şekilde onun için yaşamaktır.
Yeryüzünde Kur’an ve fendimizin yol göstereceğini muhatap almayarak kendilerince Kanun ve yasa belirleyenler için rabbimiz onlara kendisini inkar etmiş bir kafir olarak tanımlamaktadır.
Gürsel Gürbüz
www.islamidirilis.com
Share this content:
Yorum gönder