Şirk Nedir Ve Müşrik Kimdir?
Gürsel Gürbüz
Sözlük (Lügat) Anlamı Şirk (الشرك): Fiilinden nazdar olup ortak koşmak, ortak kabul etmek, denk, eşit, benzer ve ortaklık manasındadır.
Şirkle aynı kökten olan şirket ve müşareket sözlükte: Mülk ve Saltanatta ortak olmak demektir. Şirk koşana müşrik ve şirk koşulana şerik denilir.
Istılah (Terim) Anlamı: Allah’a mahsus olan ulûhiyet (ilahlık), rubûbiyet (rablik) ve esmâ ve sıfatlara (isim ve sıfatlara) başkalarını ortak koşmaktır.
Allah’ın yaratıcılık, rızık verme, hüküm koyma, ibadet edilme hakkı gibi özelliklerine başka varlıkları ortak yapmak.
Lisanu’l Arab’ta Şirk: Birden fazla kimseyi ortak edindi, bir olan şeyi iki kılldı, başkasını mülkünde ya da saltanatında eşit kıldı ya da bir başkasını kendisine denk tutarak ortak olmasını ifade eder.
Şirk: Allah’ın ilahi özelliğini bir başkasına tanıyarak o kimseye ilahi ve rabbani yetkiyi vermektir. Kim ilahi özellikleri bir başkasına tanıyorsa kendisi müşrik ilahi makama oturttuğu kimse ise şerik yani şirk koşulan bir ilahı olmuş olur.
وَلَا تُشْرِكُوا بِهِ شَيْئًا
“O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın.” (Nisa, 4/36)
1- MÜŞRİK NEDİR?
Sözlük (Lügat) Anlamı: Müşrik (مشرك): Ortak koşan, Allah’a şirk isnad eden kişi.
Istılah (Terim) Anlamı: Allah’a ibadette, isim ve sıfatlarda veya rubûbiyetinde bir başkasını ortak koşan kişidir.
إِنَّهُ مَنْ يُشْرِكْ بِاللَّهِ فَقَدْ حَرَّمَ اللَّهُ عَلَيْهِ الْجَنَّةَ
“Kim Allah’a şirk koşarsa, Allah ona cenneti haram kılar.” (Maide, 5/72)
2- ŞİRKLE ORTAK ANLAM TAŞIYAN KAVRAMLAR
Şirk kelimesi Kur’an’da küfür ile yan yana geldiğinde farklı manalar, ama ayrı ayrı geçtiğinde eş anlamlıdır. Çünkü her şirk aynı şekilde bir küfür olmakla beraber her küfür şirk değildir.
Allah’ın onayladığı ve meşru bir kul olabilmek için, kulun dünyada Allahın isimlerinde, sıfatlarında, fiillerinde ve onun ilahi özelliklerinde İslam’ını koruyup, cehennemden kurtulup ve cennete girebilmesi için hiç kimseyi Allah’a denk, benzer ve ortaklar edinmeyerek yalnız Allah’a itaat, teslimiyet, kulluk ibadet ve emrine amade olacak şekilde yaşamayı ifade eder.
Misl (مثل): Benzer, eş demektir. Allah’a benzer varlık isnad etmek.
Nidd (ندّ): Dengi, eşit olan, rakip olarak görmek.
Örneğin: Allah’a eş ve rakip görmek. (Bak: Bakara 2/22)
Şerik (شريك): Ortak, Allah’ın mülkünde veya hükmünde ortak görmek.
Andad (أنداد): Çoğuludur, çok sayıda eş/rakipler edinmek.
Şirk, insanın Allah Teâlâ’ya karşı işleyebileceği en büyük zulüm ve en ağır suçtur. Çünkü şirk, Allah’ın yegâne yaratıcılığını, hükümranlığını, ibadet edilme hakkını inkâr etmek ve O’na denk, ortak, rakip varlıklar kabul etmektir. Kur’ân-ı Kerîm, şirkin affedilmeyecek en büyük günah olduğunu bildirmiştir. Allah Teâlâ şöyle buyurur:
اِنَّ اللّٰهَ لَا يَغْفِرُ اَنْ يُشْرَكَ بِه۪ وَيَغْفِرُ مَا دُونَ ذٰلِكَ لِمَنْ يَشَٓاءُۚ وَمَنْ يُشْرِكْ بِاللّٰهِ فَقَدِ افْتَرٰٓى اِثْمًا عَظ۪يمًا
Şüphesiz ki Allah, kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz. Bunun (şirk) dışında kalanları dilediği kimse için bağışlar. Kim de Allah’a şirk koşarsa, hiç şüphesiz büyük bir günahla iftirada bulunmuş olur. (4/Nisâ, 48)
اِنَّهُ مَنْ يُشْرِكْ بِاللّٰهِ فَقَدْ حَرَّمَ اللّٰهُ عَلَيْهِ الْجَنَّةَ وَمَأْوٰيهُ النَّارُۜ وَمَا لِلظَّالِم۪ينَ مِنْ اَنْصَارٍ
Şüphesiz ki kim Allah’a şirk koşarsa, Allah cenneti ona haram kılar. Onun barınağı ateştir. Zalimler için yardımcı da yoktur.” (Mâide, 72)
İnsan, şirk üzere ölürse, Allah’ın affına mazhar olamaz ve ebediyen cehennemde kalır. Çünkü şirk, sadece bir hata değil; yaratılış gayesine tamamen zıt bir başkaldırıdır. Allah, insanı yalnızca kendisine kulluk etmesi için yaratmışken (Zâriyât, 51/56), O’ndan başkasına ibadet etmek, varoluş amacını yok saymak anlamına gelir. Bu yüzden şirke düşmek, Allah’ın hakkını gasp etmek ve kulluğun özüne ihanet etmektir.
Şirk öyle bir tehlikedir ki, insanın tüm amellerini boşa çıkarır ve ahirette ona hiçbir fayda sağlamaz. Allah şöyle uyarır:
وَلَقَدْ اُو۫حِيَ اِلَيْكَ وَاِلَى الَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِكَۚ لَئِنْ اَشْرَكْتَ لَيَحْبَطَنَّ عَمَلُكَ وَلَتَكُونَنَّ مِنَ الْخَاسِر۪ينَ
Andolsun ki sana ve senden önceki (resûllere): “Şayet şirk koşarsan bütün amellerin boşa gider ve mutlaka hüsrana uğrayanlardan olursun.” diye vahyedildi. (39/Zümer, 65)
Bu ağır gerçeğin farkında olan her aklı başında insanın, vakit geçirmeden şirkten tevbe etmesi ve kalbini yalnız Allah’a yöneltmesi gerekir. Çünkü tevbe kapısı ölüm gelmeden önce herkese açıktır. Şirk üzere ölmeden önce tevbe etmek, insanın kurtuluşunun tek yoludur. Zira ölüm anı geldiğinde tevbe kapıları kapanır ve artık dönüş imkânı kalmaz:
إِنَّ اللَّهَ يَقْبَلُ تَوْبَةَ الْعَبْدِ مَا لَمْ يُغَرْغِرْ
“Şüphesiz Allah, kulun tevbesini, ruh boğaza (çıkış noktasına) gelinceye kadar kabul eder.” (Tirmizî, 3537; ayrıca bkz. İbn Mâce, Zühd 30)
O halde her aklıselim sahibi, şirkin büyüklüğünü idrak etmeli, şirkten arınmalı ve tam bir ihlâsla Allah’a kulluğa yönelmelidir. Gerçek kurtuluş, ancak tevhidde sebat etmekle mümkündür.
فَلَا تَجْعَلُوا لِلَّهِ أَندَادًا وَأَنتُمْ تَعْلَمُونَ
“Bile bile Allah’a eşler koşmayın.” (Bakara, 2/22)
3- KLASİK AÇIDAN ŞİRK
Klasik âlimler, şirki; “İbadeti Allah’tan başkasına yöneltmek” diye tanımlarlar.
Dua, tevekkül, sığınma, yardım isteme gibi tüm ibadetlerde Allah’tan başkasına yönelmek şirk kabul edilir. Şirk = İbadet yönünden Allah’tan başkasına yönelmek.
4- GÜNCEL AÇIDAN ŞİRK
Allahın ilahi özellikleri olan hükmetme, kanun koyma, yasama, sosyal, siyasi, ekonomik, hukuk ve ceza normaları, iyi-kötü, güzel-çirkin,yasak-serbest, ve doğru yanlış gibi değer yargıları belirleme konusunda Allah isyan ederek, ilahi iradeye sınırlandırma getirmek, ilahi görüşten razı olmayarak ve ilahi sistemi red ederek bu rabbanı ölçülere muhalefet eden heva ve heves ürünü olan insan uydurması ideolojik dinleri, önderleri, demokrasi, laiklik ve ona iktidar veren liderleri, kurum ve kuruluşlara itaat, teslimiyet, yardım, destek, sevgi, bağlılık ve razı olma şeklinde gerçekleşen bu şirk sahibini müşrik yapan ve ebedi cehenneme götüren en büyük suç ve zulümdür.
a. Sosyal yaşamdaki şirk:
Ölülerden medet ummak
Türbelerde dilek dilemek
b. Siyasi Yaşamdaki Şirk:
Allahın ilahi özellikleri olan hükmetme, kanun koyma, yasama, sosyal, siyasi, ekonomik, hukuk ve ceza normaları, iyi-kötü, güzel-çirkin,yasak-serbest, ve doğru yanlış gibi değer yargıları belirleme konusunda Allah isyan ederek, ilahi iradeye sınırlandırma getirmek, ilahi görüşten razı olmayarak ve ilahi sistemi red ederek bu rabbanı ölçülere muhalefet eden heva ve heves ürünü olan insan uydurması ideolojik dinleri, önderleri, demokrasi, laiklik ve ona iktidar veren liderleri, kurum ve kuruluşlara itaat, teslimiyet, yardım, destek, sevgi, bağlılık ve razı olma şeklinde gerçekleşen bu şirk sahibini müşrik yapan ve ebedi cehenneme götüren en büyük suç ve zulümdür.
Şirk kulun Allah’a iftira etmesi, Allah’a ihanet etmesi, yetkilerine başkasına vermesi ve ibadete taalluk eden bir meselede bir başkasına ibadet etmesini ifade eder. Bu sebeple şirk büyük bir zulüm de aynı zamanda kulun Allah’la bağları koparan en büyük suçtur.
عَنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ سَأَلْتُ أَوْ سُئِلَ رَسُول اللَّ “أَىُّ الذَّنْبِ عِنْدَ اللَّهِ أَكْبَرُ؟ قَالَ: “أَنْ تَجْعَلَ لِلَّهِ نِدًّا وَهُوَ خَلَقَكَ.”
Abdullah (b. Mes”ûd) (ra) anlatıyor: Resûlullah”a (sav) “Allah katında en büyük günah nedir?” diye sordum. “Seni yarattığı hâlde Allah”ın bir denginin olduğunu kabul etmendir.” buyurdu. (Buhârî)
الاسلام ان تعبد الله ولا تشرك به شيئا
İslam Allaha ibadet etmek ve ona hiç bir şeyi şirk koşmamaktır. (Muslim)
مَنْ مَاتَ وَهُوَ يَدْعُو مِنْ دُونِ اللَّهِ نِدًّا دَخَلَ النَّارَ، وَمَنْ مَاتَ وَهْوَ لاَ يَدْعُو لِلَّهِ نِدًّا دَخَلَ الْجَنَّةَ
“Her kim, Allah’ın dışında birisine yalvarıp yakararak O’na eş koşar bir halde ölürse, cehenneme girer.Her kim de Allah’ın dışında birisine yalvarıp yakararak eş koşmaz bir halde ölürse, cennete girer.” ( Buhârî, Müslim)
c. Ekonomik Yaşamdaki Şirk:
Faiz sistemini meşru görmek.
Haram kazancı normalleştirmek.
d. Moda ve Kültürdeki Şirk:
Şeytanî sembolleri (göz, piramit vs.) moda olarak benimsemek.
Batıl inançları (nazar boncuğu, muskalar) yaygınlaştırmak.
e. Eğitimde Şirk:
Allah’ın yaratılış düzenini reddeden materyalist öğretiler (evrim teorisi gibi).
Şirk sadece ibadet değil, hayatı kuşatan bir yaşam programıdır. (Bak: Zümer 39/65)
f. Yasama Şirki;
Allah’tan başka kanun ve yasama açısın da şirke düşmek;
Konunun daha iyi anlaşılması için şöyle bir örnek verelim; Bir insan düşünün hakkı olmayarak sizin malınıza, mülkünüze, evinize, karınıza ve kızınıza ortak olduğunu bunlar üzerinde hak ve tasarruf sahibi olduğunu dolayısıyla dilediğim gibi ben bunları kullanırım dediğinde sizin tepkiniz nasılsa! Aynı şekilde Allah’a ait olan ilahi bir özellik gasp eden ve onu bir başkasına tanıyan kimseye karşı Allah’ın tavrı da aynı bu şekilde sert olur.
اَمْ لَهُمْ شُرَكٰٓؤُ۬ا شَرَعُوا لَهُمْ مِنَ الدّ۪ينِ مَا لَمْ يَأْذَنْ بِهِ اللّٰهُۜ وَلَوْلَا كَلِمَةُ الْفَصْلِ لَقُضِيَ بَيْنَهُمْۜ وَاِنَّ الظَّالِم۪ينَ لَهُمْ عَذَابٌ اَل۪يمٌ
Yoksa, Allah’ın izin vermediği şeyleri, kendilerine dinden şeriat kılan/kanun yapan ortakları mı var? Şayet (azaplarının kıyamete erteleneceğine dair) kesin bir söz olmasaydı elbette, aralarında hüküm verilirdi. Şüphesiz ki zalimlere can yakıcı bir azap vardır. (Şûrâ, 21)
5- Şirk İşleyen’in Hükmü Nedir?
Büyük şirk kişi İslam milletinden çıkaran, Müslüman ismini kendisinden alıkoyan, yaptığı ibadetler, kulluklar, namaz, oruç, zekat ve benzeri ibadetleri iptal eden, sahibine müşrik ismini veren ve bu kimseyi ebedi cehenneme götüren bir suçtur.
Küçük şirk ise kişiyi İslam milletinden çıkarmayan, müşrik yapmayan ve Müslümanlığı hali hazırda devam eden ama bulaştığı ibadeti iptal eden büyük günah olmakla beraber Allah dilerse onu af ederek cennete yada dilerse cehenneme göndereceği bir suçtur.
6- Rububiyet Ve Uluhiyet Açısından Şirk;
Rububiyet açısından büyük şirk: Bu Allahın iradesi ve fiilleri ile ilgili olan bir kısımdır. Allah’tan başkasına yaratma, diriltme, öldürme, kanun koyma, hükmetme, yasama ya da değer yargıları belirleme konusunda başkasını ortak, denk, benzer görmek, Allah’la beraber ya da Allah dışında bir başkasına Allah’a isyan konusunda bir başkasını yaratıcı, öldüren, kanun koyucu, hükmeden, kainatta tasarruf hakkına sahip olduğunu söylemesi ya da sosyal, siyasi ve ekonomik gibi değer yargıları belirleme açısından Allah’tan bir başkasına vermesi o kimseyi rab ve kendiside müşrik olmuş olur. Çünkü bu kimse Rubibiyet konusu olan ilahi irade ve fiilleri Allah’a değil bir başkasına indirgemesi sebebiyle Müşrik olmuştur.
Uluhiyet/ibadet açısından büyük şirk: Bu tam aksine kulun iradesi ve fiilleri ile ilgilidir. Kul irade ve fiilleri ile rububiyet açısından yaratıcı, öldüren, dirilten, kanun koyucu, yasa koyucu, hükmetme ve yalnız tasarruf hakkının Allah’a ait olduğu benzeri durumlar açısından insanın kendi iradesinde, niyetinde, kalbinde, fiillerinde ve bir hayat programı olarak yaşamında ilan etmesi Allah’ı belirlemesi ve ona kulluk etmesidir. Ama eğer kul bunun tam aksine kendi irade ve fiillerinde Allah’ın rububiyet tanımına muhalefet ederek başka yaratıcı, başka tevekkül edilen, başka kanun koyucu, yasa koyucu ya da hükmeden varlıklara irade ve fiilleri ile bağlı kalırsa müşrik olur. Dolayısıyla uluhiyet tevhid illeti kulun iradesi ve fiilleri ile Allahın rububuyetinde yani onun ilahi irade ve fiillerinde belirlemesi, muhatap olup ve itaat etmesidir.
İsim ve sıfat açısından büyük şirke gelince: Bu Rububiyet ve Uluhiyet tevhidinin temsili konumunda olan isim ve sıfatlardır. Allahı ister yaratıcı// El-Halık yada kanunu koyucu/Eş-Şari açısından, bu Allahın iradesi ve fiil ile ilgili olması sebebiyle Rububiyet tevhidi, bizim ise kendi irade ve fiillerimiz’de itaat ederek Allah’ı El-Halık yada Eş-Şari olarak birleyerek ona uluhiyette yani ibadette başkasını değil yalnız ona ibadet etmemizi ifade eder.
7- TARİKATÇILARIN ŞİRKİ (VELİ, ŞEYH ŞİRKİ)
a. Onlara dua etmek: Ölülere “Yetiş ya gavs!” diye seslenmek.
b. Onlara sığınmak: Türbelere gidip “Beni koru!” diye yalvarmak.
c. Fayda/zarar atfetmek: “Bu veli bana iş bulur”, “Oğlumun sınavını kazandırır” gibi düşünmek.
d. Tasarruf hakkı vermek: “Şeyhim kalpleri tasarruf eder” demek (bu açıkça şirktir).
وَمَنْ أَضَلُّ مِمَّنْ يَدْعُوا مِنْ دُونِ اللَّهِ مَنْ لَا يَسْتَجِيبُ لَهُ
“Allah’tan başkasına dua edenlerden daha sapkın kim vardır?” (Ahkaf, 46/5)
Bu fiiller, ibadeti Allah’tan başkasına yöneltmektir = büyük şirk.
8- BÜYÜK ŞİRK İLE KÜÇÜK ŞİRK FARKI
a) Büyük Şirk
Büyük Şirk: Dinin asıllarına taalluk etmesi sebebiyle Allah’a isimlerinde, sıfatlarında ya da fiillerin’de başka bir ifade ile Allahın ilahi özelliklerini ya da Allah’a ait olan bir ibadet çeşidini bir başkasına ortak etmek, denk tutmak ve aynı derecede tazim görmesini ifade eder. Bu hiç şüphesiz sahibini İslam milletinden çıkaran ve ebedi cehenneme götüren bir suç olması sebebiyle kişi dünyada eğer tevbe etmeden bu büyük şirk üzere ölürse ahirette asla affedilmeyecek ve kaybedenlerden olacaktır.
b) Küçük Şirk
Allahın izni, iradesine ve zatına bağlı kalarak başka şeyleri Allah’tan bağımsız görmeyerek Kur’an ve Sünnetteki muhkem naslarda bildirilen ve büyük şirk sınırına götürmeyen, ebedi cehenneme götürmeyen ve kişiye Müslüman ismini almayan şirke küçük şirk denilmektedir.
Bu şirk türü Allahın zâtında, sıfatlarında, fiillerinde ya da Allahın rububiyet. uluhiyet/ibadet, isim ve sıfatlarına muhalefet eden ve onu başkasına mutlak açıdan denk ortak tutan şirk türü değildir. Çünkü bu şirk türü dinin aslına ya da ona zıt davranışlardan olmayıp Allah dışında ya da Allah’la beraber bir başkasını bağımsız denk-ortak tutmayan ama Allahın izni ve iradesine bağlı kalarak yapılan bir şirk türüdür.
Örnek Allahın iznine bağlı kalarak nazar boncuğun, ip, halka ve benzeri şeylerin fayda yada zararı def ettiğine inanması, Allah’tan başkasına yemin etmek, falanca kimse olmasaydı bu iş olmazdı- demek, Allah’tan başkasına nispi açısından tevekkül etmek, riya gösteriş yapmak, Allah ve sana güveniyorum demek, bir şeyi uğurlu görmek, bir kimsenin yüzü hürmetine demek, makamı hürmetine söylemek, Allah ve sen dilersen demek, bazı şeyleri uğursuz saymak, doğru olmadığına itikat etmek şartıyla falcılara, medyumlar ve kahinlere gitmek, Allah ve senin sayende oldu demek ve dini dünyevi açıdan kullanmak suretiyle mal edinmek küçük şirk türlerine örnektir.
من تعلق تميمه فقد اشرك
Kim Nazar-muska takarsa şirk koşmuş olur. (Ahmed)
اَلطِّيَرَةُ شِرْكٌ، اَلطِّيَرَةُ شِرْكٌ، – ثَلاَثًا- وَمَا مِنَّا إِلاَّ وَلَكِنَّ اللَّهَ يُذْهِبُهُ بِالتَّوَكُّلِ
“Uğursuzluk çıkarmak şirktir, uğursuzluk çıkarmak şirktir, uğursuzluk çıkarmak şirktir. Fakat Allah bizden onu (uğursuzluk çıkarmayı) tevekkülle giderir.” (Ebu Davud, hadis no: 3910; Tirmizi, hadis no:1614)
Oy açısından büyük şirke düşmek;
Oy verme açısında misal: Allah’a, Kur’an’a, Resulullah aleyhisselatu vesselam’e inanan, namaz kılan, oruç tutan ve zekat veren bir kimse çağın en büyük şirk hastalığı olan hüküm, kanun koyma, yasama, yönetme ve idare etme gibi Allah’a ait olan ilahi özelliği ve kimseye yetki vermediği, ortağı olmadığı ve sadece ilahi ve rabbani özelliği bir partiye, laik ve demokrasi gibi ideolojik dinlere, bir öndere ya da herhangi bir kurum ve kuruluşa verirse hiç şüphesiz bu kimsenin tüm ibadetlere batıldır ve kendisi müşrik ismiyle isimlendirilir. Onun cehaleti, tevili, gafleti ve taklitçi olması mazeret değildir.
Büyük Şirk
Dinden çıkarır
Amelleri iptal eder
Tevbe etmeden ölünce ebedi cehennem
Örnek: Allah’tan başkasına ibadet etmek
Küçük Şirk
Dinden çıkarmaz ama büyük günah olur
Amelleri zayıflatır
Tevbe etmeden ölünce cehennem riski taşır
Örnek: Riyâ (gösteriş için ibadet etmek)
9- Şirk’in Tezahürleri Nelerdir?
Müşriklerin özelliklerini üç ana alanda inceleyebiliriz:
A. İnanç Açısından: Tevhidi (Allah’ın birliğini) bozmuşlardır: Allah’tan başkasına ilahî özellikler isnat ederler. (Yaratmak, rızık vermek, yardım etmek gibi.)
Şefaat ve aracılık inancı taşırlar: Allah’a doğrudan yönelmek yerine araya “aracı” koyarlar. (Örn: Putlar, tarikat şeyhleri, evliya kabirleri.) Dua, ibadet, kurban gibi ibadetleri Allah’tan başkasına yönlendirirler. Allah’ı da kabul ederler ama başka varlıkları O’na ortak koşarlar.
B. Dil Açısından;
Şirk sözleri kullanırlar:
“Şu veli olmasa işim görülmezdi!”
“Falan şeyhin duası olmazsa başaramam!”
“Bu türbeye adak adarsan kesin kabul olur!” gibi ifadelerle şirk içerikli cümleler kurarlar.
Allah’a dua eder gibi başkalarına dua ederler:
“Ey filanca, bana yardım et!”
“Şu veli bana evlat versin!” demek gibi.
Bu tür sözler, açık şirktir.
C. Amel (Fiil) Açısından
Allah’tan başkası için secde ederler (mesela şeyhinin mezarına kapanıp secde etmek gibi).
Allah’tan başkası için kurban keserler.
Kabirlerden, evliyadan, putlardan, cinlerden, meleklerden medet umarlar.
Şeyhlerini, tarikat liderlerini Allah gibi yücelterek itaat ederler: Onların haramı helal, helali haram saymalarına boyun eğerler.
İman kalp, niyet ile itikat, dil ile ikrar ve organlarla amel olduğu gibi şirk/küfür ve şirk de kalp, niyet ile itikat, dil ile ikrar ve organlarla kendini gösterdiğinde şartlar oluşur ve şer’i engeller olmaksızın bu kimse müşrik ismini almış olur.
Büyük şirkin karinesi, alameti, illet ve sebebi hem kalp, hem niyet, hem dil ve hem organlarda kendini gösterirse! İşte bu büyük şirk olur ve sahibini müşrik yapar. Dolayısıyla büyük şirk ile küçük şirk arasındaki en önemli ayrım dinin asıllarıyla şeriatın vaciplerindeki ayırımdır.
Dinin asıllarında bir kimse Allah’a ister itikattan ister sözlerinden ister amellerinde şirk koşarsa bu hiçbir şekilde küçük şirk kapsamında değerlendirilmez ve bu büyük küfür kapsamında değerlendirilir.
Din asıllarındaki kastımız Allah’a, meleklere, kitaplara, peygamberlere, cennet, cehennem, Allah’ın kanunun, hüküm koyucu oluşu, tağut, şirk ve küfür gibi dinin aslına muhalefet eden meseleler cehaleti, tevili ve taklidi kabul edilmeyen şirktir.
10- HER BİRİ İÇİN GÜNCEL 5’ER ÖRNEK
Büyük Şirk Güncel Örnekleri:
Türbelere gidip yardım istemek
Peygamber veya veliye dua etmek
Demokrasi adına Allah’ın hükmünü reddetmek
Hükümde beşeri kanunları üstün görmek
Falcıya, büyücüye gidip geleceği öğrenmeye çalışmak
Küçük Şirk Güncel Örnekleri:
Gösteriş için namaz kılmak
İnsanlar övsün diye sadaka vermek
“Allah ve sen olmasaydın!” demek (şirk ifadeleri)
Amelini başkalarına göstermek için abartmak
Dua ederken “Allah ve falanca beni kurtardı” demek
11- KUR’AN VE SÜNNETTEN ŞİRK İLGİLİ DELİLLER
إِنَّ اللَّهَ لَا يَغْفِرُ أَنْ يُشْرَكَ بِهِ
“Allah kendisine şirk koşulmasını asla bağışlamaz.” (Nisa, 4/48)
إِنَّ الشِّرْكَ لَظُلْمٌ عَظِيمٌ
“Şirk, büyük bir zulümdür.” (Lokman, 31/13)
أَخْوَفُ مَا أَخَافُ عَلَيْكُمُ الشِّرْكُ الأَصْغَرُ
“Sizin için en çok korktuğum şey küçük şirktir.” (Ahmed, 23119)
الدُّعَاءُ هُوَ الْعِبَادَةُ
“Dua, ibadetin ta kendisidir.” (Tirmizi, 2969)
أنا أغنى الشركاء عن الشرك؛ من عمل عملا أشرك معي فيه غيري تركتُه وشِرْكَه
Ebu Hureyre -radıyallahu anh-’ın merfu olarak rivayet ettiği hadiste Allah -Azze ve Celle- şöyle buyurmuştur: Ben şirk konusunda kendisine ortak koşulanların şirkten en uzak olanıyım. Her kim bir amel işler de benimle birlikte başkasını ona ortak ederse onu ve işlemiş olduğu şirkini bırakırım.’ buyurdu. (Müslim)
12- TÂĞUT VE OY (ŞİRK AÇISINDAN)
Tâğut: Allah’ın hükmünü reddedip kendi hükmünü koyan, ibadet edilen veya itaat edilen her bâtıl otorite.
Oy kullanmak: Eğer oy ile Allah’ın hükmüne aykırı sistemleri desteklemek, onları meşru görmek olursa bu da şirk olur. Çünkü hâkimiyeti Allah’a değil, beşere verir.
Oy açısından büyük şirke düşmek;
Oy verme açısında misal: Allah’a, Kur’an’a, Resulullah aleyhisselatu vesselam’e inanan, namaz kılan, oruç tutan ve zekat veren bir kimse çağın en büyük şirk hastalığı olan hüküm, kanun koyma, yasama, yönetme ve idare etme gibi Allah’a ait olan ilahi özelliği ve kimseye yetki vermediği, ortağı olmadığı ve sadece ilahi ve rabbani özelliği bir partiye, laik ve demokrasi gibi ideolojik dinlere, bir öndere ya da herhangi bir kurum ve kuruluşa verirse hiç şüphesiz bu kimsenin tüm ibadetlere batıldır ve kendisi müşrik ismiyle isimlendirilir. Onun cehaleti, tevili, gafleti ve taklitçi olması mazeret değildir.
Tağuta oy verenler iki katagoride değerlendirilir;
Birincisi: Geleneksel konumda olanlar. Bunlar müslüman iddiası taşımakla beraber tevhidin şartlarını yerine getirmeyen ve onu bozan unsurları işleyen şirk, küfür ve tağut gibi Allah’tan başka ibadet edilenleri red etmeyen kimseleri mutlak ve muayyen açıdan oy verdikleri için tekfir edilmeyi hak ederler.
İkincisi: Tevhidi tadik eden ve tağutları red eden ama tevilleri sebebiyle muayyen açıdan ilk etapta tekfir etmediklerimiz. Bunlar oy verdiği partiyi ve bütün tağutları red, inkar, tekfir ve Allah’ın düşmanları olarak kabul etmeleri, onların yeryüzünde fitneye sebep olan ve Allah’ın kendilerine buğz eden kimse olarak itikat etmesi açısından bu kimseler muayyen açıdan hüccet ikame edilmeden tekfir edilmezler. Peki niçin ona oy vermişti? Şu Parti gelmesin bu parti gelsin diyerek! İslami davetimizi daha hızlı, daha kolay ve engeller aşarak yapabiliriz düşüncesiyle yaptığı bu tevilden dolayı böyle bir insanı biz bu kimseyi tağuta ibadetinin şartlarını yerine getirmediği için huccet ikame edilmeden tekfir etmeyiz.
İşte bu tevil ehli kendisi tevhidin şartlarını yerine getirmiş, tağut’u tekfir etmiş ve tağuta ibadetin tüm yönlerinden uzak olmuş ama söz ve eylemi ile yine de mutlak açıdan şirke düşmüştür. Bu şirk itikadı bir şirk değil amel/eylem gerçekleşen bir şirktir. Şüphesiz ki oy kullanmak küfre/şirke sebep olmaktadır. Bu kimseye ameli şirkinden dolayı geleneksek şirke düşenleri birbirinden ayırarak muayyen açıdan hüccet ikame ederiz olumlu cevap alırsak dinde kardeşimiz olur yok eğer naslara muhalefet ederse onu tekfir ederiz.
إِنِ الْحُكْمُ إِلَّا لِلَّهِ
“Hüküm yalnızca Allah’ındır.” (Yusuf, 12/40)
13- Tarikatçılar ve Şirk
Tarikatlarda da çok açık şirk uygulamaları görülmektedir:
Şeyhleri Allah gibi yüceltmek: “Şeyhim bir bakışta Allah’a ulaştırır” gibi batıl inançlar.
Şeyhlerden yardım dilemek: Allah’a dua edeceğine, “şeyh bana yardım et” demek.
Şeyhleri günahsız ve hata yapmaz görmek: Hâlbuki hatasızlık sadece Allah’ın peygamberlerine mahsustur.
Şeyhler adına yemin etmek, onların kabrinden yardım beklemek, şeyh adına kurban kesmek gibi fiiller şirktir.
Özellikle “velî” diye isimlendirilen ölülerden medet ummak, duada onlara yönelmek, tasarruf sahibi olduklarına inanmak tamamen şirk kapsamındadır.
Bu konuda Allah Teâlâ şöyle buyurur:
قُلْ اَتَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللّٰهِ مَا لَا يَمْلِكُ لَكُمْ ضَرًّا وَلَا نَفْعًاۜ وَاللّٰهُ هُوَ السَّم۪يعُ الْعَل۪يمُ
De ki: “Allah’ı bırakıp, size zarar vermeye de fayda vermeye de malik olmayan varlıklara mı ibadet ediyorsunuz? Allah, O (işiten ve dualara icabet eden) Es-Semi’, (her şeyi bilen) El-Alîm’dir.” (5/Mâide, 76)
14- Şir’ten Sığınma Duası;
Resulullah aleyhisselam kendi şahsında ümmetine şirkin tehlikesini ve tövbe edilmedi takdirde şirk üzere ölenin ebedi cehenneme gireceğinin ve bunun ağır ve kötü sonuçlara sebep olacağını bildiği için ümmetine tevhidi anlattı ve O sallallahu aleyhi ve sellem şirkten korunmak için bir Nebi ve Resul olmasına rağmen şu duada bulunuyordu;
اللهمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ أَنْ أُشْرِكَ بِكَ وَأَنَا أَعْلَمُ ، وَأَسْتَغْفِرُكَ لِمَا لاَ أَعْلَمُ
“Allah’ım! Bilerek şirk koşmaktan sana sığınırım. Bilmediğim şeyler hususunda da senden bağışlanma dilerim.”
Share this content:
Yorum gönder