Namazı Tamamlayan Ameller Nelerdir?
Namazın farz ve rükunları dışında olan namazın amelleri vardır ki bunlar namazı tamamlar ve kişiye itminan kazandırmakla beraber bu ameller yerine getirildiğinde sevap kazandıran sünnetler vardır.
Namazı tamamlayan ameller konusunda mezhepler arasında ihtilaf söz konusu olmuştur. Hanefiler bu amellerin bir kısmını vacip görürken, Şafiler ise bu amellerin bir kısmını namazın bir parçası olarak görmüş terk edildiğinde namazın geçersiz kılacağını söylemişlerdir. İmam Malik ve Ahmed bin hanbel gibi diğer alimlere gelince onlar bu namazı tamamlayan amellere sünneti müekke demişlerdir. Bunlar terk edildiğinde her ne kadar namaz sahih olsa da günah işlemiş olur demişlerdir. Yine bunun dışında başka Alimler bu amellerin terk edilmesi mekruh olduğu gibi sevabını eksilttiğini de söylemişlerdir.
Dolayısıyla namazı tamamlayan amelleri bilmeden terk etmek mekruhtur. Eğer bilerek bu amelleri terk ederse bu kimse günah işlemiş olur.
1- Namazda Ellerini Kaldırılması
Mezhep imamların ittifakı ile ihram tekbiri almak sünneti müekedir.
Şafi ve Hanbeli mezhebine göre: Rukuya giderken ya da rükudan doğrulurken, ikinci ve üçüncü rekatlardan kalkarken ellerin kaldırılmasını sünnet olduğunu söylemişlerdir.
Hanifi ve Maliki Mezhebine göre: Rukuya giderken ya da kalkarken diğer rekatlarda eller kaldırılmaz.
Ellerin Kaldırılmasının Şekli
Namaz kılan kimse ellerini omuz hizasına kadar kaldırır, parmaklarının ucunun kulaklarının üst kısmına, baş parmağının da kulak memesi hizasına kadar kaldırır.
Nitekim sahih bir hadiste Resulullah aleyhisselam: O namaza kalktığı zaman ellerini kaldırır ve tekbir getirirdi erkek ve kadınlar bu meselede aynıdırlar. (Buhari Müslim)
Hanefi mezhebine göre: Namaza başlamak isteyen kimse tekbir getirirken ellerini kaldırır baş parmaklarının ucunu kulak memelerine temas ettirir.
2- Ellerin Üst Üste Konulması
Tüm mezhep imamları sağ elin sol eli üzerine konulması üzerinde ittifak etmişlerdir.
İnsanlar sağ ellerini namaz kılarken sol kolları üzerine koymakla emrolunurlardı. (Buhari)
Ellerin Nereye Konacağı Hususunda Mezheplerin İhtilafı
Hanefi, Şafi ve Hanbeli mezhebine göre: Elleri bağlamak sünnettir.
Maliki mezhebine göre: Elleri yanlara salmak sünnettir.
Hanefi ve hanbelilere göre namazda ellerin göbeğin altına konması sünnettir.
Sağ elin sol el üzerine göbeğin altına konması sünnettendir.” (Ahmed, Abu Davud)
Racih olan görüşe gelince: Erkeklerin ellerin göğsün altında ve göbeğin üstünde veya biraz altında bir yere konulmasıdır.
Kadınlara gelince: Onlar ellerini göğüslerinin hemen altına koyarlar.
3- Başlangıç Duası (İstiftah)
Namaza ilk başlarken Resulullah efendimizden varid olmuş birçok dua çeşidi rivayet edilmiştir. Bunlar arasında en evla olan Hanefi, Maliki ve Hanbelilerin okuduğu duadır.
Bu mezheplere göre namaz kılan kimse ister farz ya da sünnet namazlarda olsun hemen ihram tekbirinden sonra ve fatiha’dan önce Sübhaneke duasını okur.
سبحانك اللهم وبحمدك وتبارك اسمك وتعالى جدك ولا اله غيرك
Allah’ım! Sen eksik sıfatlardan pak ve uzaksın. Seni daima böyle tenzih eder ve överim. Senin adın mübarektir. Varlığın her şeyden üstündür. Senden başka ilah yoktur. (Tirmizi, İbni Mace)
Sübhaneke duasını bilmeyenler Resulullah aleyhisselam’dan rivayet edilen yada ezberlediği başka bir dua varsa onu okumasında sakınca yoktur.
4- İstiaze Duası
Bu ise hemen Sübhaneke duasından sonra Fatiha’dan önce okunan duadır.
اعوذ بالله مناالشيطان الرجيم
Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım.
Hanefi ve Hanbelilere göre: İster farz yada sünnet olsun istiaze namazın ilk rekatında okunur.
Şafi mezhebine göre:İster farz yada sünnet olsun her rekatta istiaze okunmasını caiz görmüşlerdir.
Maliki mezhebine göre: Sünnet namazlarda istiaze okumanın caiz olduğunu ama farz namazlarda istiaze duası okumanın mekruh olduğunu söylemişlerdir.
Racih olan görüş ister farz yada sünnet olsun ister açıktan/cehri ister gizli/sırrı olsun istiazenin ilk rekatta gizli okunması caizdir.
5- Besmele Duası
Hanefi, Maliki ve Hanbeli mezhebine göre: İster münferit, ister cemaatle kılınan namazda olsun, ister sırrı/gizli okunan ya da cehri/açıktan okunan namazlarda olsun, her rekatta fatiha’ya başlarken içinden besmele çekmek meşrudur.
Hanefilere göre: Cemaatle kılınan namazlarda cemaate uyan/me’mun besmele okumadığı gibi fatiha’da okumaz hiçbir şey okumaz sadece imama uyar.
Hanbeli Mezhebine göre: İster münferit yada imama uyan/me’mun olsun besmele ve fatiha okur.
Şafi mezhebine göre: Besmeleyi surelerden bir ayet gördüğü için ister sırri, ister cehri, ister münferit ve ister cemaatle olsun namazda Fatiha’dan önce besmele okunur.
Tercih edilen görüşe göre ister cehri yada ister sırri namazlarda olsun besmelenin her rekatta gizli yerine getirilmesi gerekir.
6- Âmin Demenin Hükmü
İmam Malik, imam Şafii ve Ahmed bin hanbele göre: Namaz kılan bir kimsenin Fatiha suresini okuduktan sonra veya cemaatte onu dinledikten sonra uzatarak sesli bir şekilde mescidi inletecek şekilde açıktan Âmin demesi sünnet olduğu gibi gizli namazlarda Âmin demekde gizli olarak söylenilir.
Hanefi mezhebine göre: İster münferit, ister cemaatle kılınan namazlarda, ister sırri olsun ve ister cehri/açıktan olsun âmin demek gizli olarak söylenilir.
Nitekim Aişe annemizin rivayet ettiği bir hadiste Resulullah aleyhisselatu vesellem: Yahudiler sizin selamınıza ve imamın arkasında Âmin demenize hased ettikleri kadar başka bir şeye hased etmemişlerdir. (İbni Mace Sahih)
Dolayısıyla imama uyanların imamla birlikte Âmin demeleri müstehaptır ve bununla beraber melekler de Âmin derler.
Nitekim Rasulullah aleyhisselatü vesselam bir hadislerinde: Kimin Âmin demesi meleklerinkine denk gelirse onun geçmiş günahları affolunur.
Tercih edilen görüş cumhur ulemanın görüşüdür.
7- Fatiha Suresinden Sonra Kur’an’dan herhangi bir yer okumak.
Cumhur ulemaya göre: Fatih suresinden sonra bir miktar kur’an okumanın sünnet olduğu konusunda ittifak etmişlerdir.
Hanefi mezhebinde Fatiha’dan sonra kıraat yapmak sünnettir.
a) Bütün farz namazların ilk iki rekatında, nafile namazların bütün rekatlarında, cuma ve bayram namazlarının iki rekatında imam Şafi, imam Malik ve Ahmed bin hanbele göre münferi tek başına namaz kılan için ve namazı kıldıran imam için Fatiha’dan sonra herhangi bir ayet okumak sünnet Hanefi mezhebine göre vaciptir.
b) Okunacak ayetlerin en az miktarı üç kısa ayet ya da bu denklikte uzun bir ayettir.
Sabah namazında: Kur’an’dan kıraatin uzun yapılması sünnettir.
Öyle ve ikindi namazlarında: Kıraat orta olması müstehaptır.
Akşam namazında: Kıraatin kısa tutulması müstehaptır.
Cuma namazında: İnsanların cumaya yetişebilmesi için kıraatin uzatılması müstehaptır.
Cuma namazına yetişmeyen kimse öğlen namazını kılar.
Bayram namazında ilk rekatında Àla ikinci rekatında Ĝaşiye suresi okunması sünnettir.
c) Namazı kılan kimse ister münferit yada cemaatle olsun sabah, cuma, akşam, yatsı ve bayram, vitir ve gece namazlarında kıraati açık/cehri okunur.
Öğlen ve ikindi namazlarında: Kıraatler sırrı/gizli okunur.
Tek başına namaz kılan kimse cehri olan namazlarda ya da gizli olan namazlarda ister cehri ister sırri dilediği gibi okumakta serbesttir.
Bu kaide kaza edilen namazlarda ya da cemaatle namazın sonuna yetişip tek başına devam eden kimse için de da söz konusudur.
Nafile namazlarda açıktan olan kıraatlerde açık okunur sırri olan namazlarda ise gizli okunur.
d) Açık ve Gizli Okumada Ölçü
Cemaatle namaz kılan erkekler için açıktan okumadaki ölçü cemaate tabi olanların onu işitmesi kadardır. Tek başına kılan kimse için erkeğin dilini ve dudaklarını hareket etmekle beraber kendisine işittirmesi de yeterlidir.
Tek başına namaz kılan kadın ister açıktan ister gizli namazlarda olsun kendisinden başka kimseye sesini işittirmemesi gerekir.
Kadınlardan oluşan bir cemaate namaz kıldıran kadın imam sesini yükseltmeyecek şekilde birinci saftaki kimselere sesini işittirmesi yeterlidir.
8- Tekbir, Tesmi, Tahmid ve Tesbih
a) Tekbir: İftitah tekbiri dışında namaz içinde yapılan intikal tekbirleri vardır. İlki rukuye gitme, ikincisi ilk secdeye giderken, üçüncüsü oturduktan sonra ikinci secdeye gitme dördüncü secdeden kıyama yapma şeklinde olur.
b) Tesmi: Bu ister münferit ister cemaatle kılınan imamla olsun rükudan doğrulurken سمع الله لمن حمده Semi Allahu Limen Hamide demesidir.
c) Tahmid: Münferit bir kimse namazda rükudan kalkma esnasında ربنا ولك الحمد Rabbena ve Lekel Hamd’der.
Ebu Hanife, imam Malik ve Hanbeli mezhebine göre: İmam tahmid yapma ve yapmamak konusunda serbesttir.
Şafi mezhebinde ister tesmi ve tahmid olsun münferit namaz kılan İmam ve imama uyan okur.
Tesbih: Bu rükuda iken سبحان ربي العظيم Sübhane Rabbiyel Azim denmek suretiyle yapılır.
Secdede ise سبحان ربي الاعلى Sübhane Rabbiyel Alâ denilir.
Tesbihin Secde ve Rükuda Ne Kadar Yapılacağı Konusunda Mezhepler İhtilaf Etmişlerdir.
Hanefi mezhebine göre: En az üç defa tesbih söylenmedikçe sünnet yerine gelmiş olmaz.
Hanbelilere göre: Bir defa tesbih yeterli bunun üzeri ise sünnettir.
Şafiilere göre: Tesbihler en az üç en fazla on bir adet olmalıdır.
Malikilere göre: Tesbihler en az üç olmalı en fazla için bir sınır bulunmamaktadır.
Alimlerimiz tek başına namaz kılan kişi rüku ve secdelerde istediği kadar tesbih söyleyebilir demişlerdir.
Cemaate imamı namaz kıldırırken en az 5 defa tesbih söylemelidir. Böylece cemaat üç defa en az tesbih getirmiş olsunlar.
9- Birinci Teşahhütta Oturma
Namazda birinci teşahhütta oturma konusunda mezhep imamları ihtilaf etmişlerdir.
a) Hanefi ve Hanbelilere göre: Teşahhütta oturmak vaciptir. Kasıtlı olarak terk etmek namazı bozar ve yanılarak teşahhütü terk eden kimse sehiv secdesi yaparak namazını kurtarır.
b) Maliki ve Şafiilere göre teşahhütta oturmak sünnet-i muakkedir.
İster bilerek olsun ister yanılarak terk edilmesi namazı bozmaz ancak sehiv secdesi gerekir. Tercih edilen görüş teşahhütun vacip olmasıdır.
Bunun vacip olduğunun delili ise Taberi şöyle demiştir: Aişe annemizin rivayetiyle namaz ilk olarak ikişer ikişer farz kılınmıştı. (Buhari Müslim) Hadisini delil getirmişlerdir. Öğlen, ikindi, akşam ve yatsı namazlara ikişer rekat eklenmesi teşahhütun vacip hükmünü ortadan kaldırmaz demiştir.
Namazda teşahhüdu kısa tutmak müstehaptır. Nitekim Rasulullah’tan şöyle rivayet edilmiştir ki; O burada (teşehhüd) kızgın bir taşın üstündeymişçesine kısa otururdu. (Abu Davud, Tirmizi, Nesai, Ahmed)
Hanefi, Şafi ve Hanbelilere göre: Kim unutarak teşahhüd oturuşunu terk ederse ve elleriyle dizlerini yerden ayırırsa ve kıyama yakın olursa geri dönüp oturmaz. Eğer oturursa mezheplerin geneline göre namazı bozulur.
Maliki mezhebine göre: Ayağa kalkan kimse Fatiha’nın kıraatini bitirmemişse ilk oturuşa döner demiştir.
Namazın ilk oturuşunda:
Şafii mezhebine göre: İlk teşehhütte, “Allahümme salli ala (seyyidina) Muhammed” demek sünnettir. “ve ala ali Muhammed” ilavesi yapmak sünnet değildir. (Zuhayli, el-Fıkhu’l-İslami, 2/853)
Hanefi mezhebine göre: İlk teşehhütte kelime-i şehadetten sonra “Allahümme salli ala (seyyidina) Muhammed” duasını okumak sünnet değildir. Şayet unutarak okursa sehiv secdesi yapması gerekir.
10- Son Teşahütte Resulullah Aleyhisselam’a Salat Getirmenin Hükmü
İmam Ebu Hanife, İmam Malik ve Ahmed bin Hanbele göre: Son teşehhüte oturan bir kimse ister münferit, ister cemaat ve ister İmam olsun ettehiyyatü’nden sonra Allahümme Salli ve Allahümme Barik dualarını okumak sünnettir.
İmam Şafii’ye göre: Allahümme salli ve Allahümme barik salavatlarını okumak farzdır. Bunları yerine getirmemek namazı geçersiz kılar demiştir.
Tercih edilen görüş mezhep imamların genel görüşüdür. Nitekim namazda dua eden ama salavat getirmeyen bir adam hakkında Resulullah Aleyhisselam dedi ki:
Bu adam acele etti sonra onu çağırdı ve dedi ki, biriniz dua ettiğinde Allaha sena ile başlasın sonra peygambere salat etsin sonra da Allah’tan ne diliyorsa onu istesin. (Tirmizi) Resulullah adama namazı iade etmesini istememiştir.
Mezhep imamları ittifakla salat getirdikten sonra bir kimsenin kendisi ve başkaları için dua etmesinin sünnet olduğu konusunda ittifak etmişlerdir.
Teşahhütte namazda okunacak olan dua Kur’an’da ve sünnette olan Allahumme ve Rabbena ile başlayan dualar okunması müstehap görülmüştür.
11- Mezheplere Göre Konut Okumanın Şekli, Hükmü ve Yeri
Hanefilere göre: Vitir namazında kunut okumak vaciptir.
Kunut okumanın yeri ise üçünçü rekatın sonunda kıraat bittikten sonra okunur. Dolayısıyla rukudan önce tekbir alınır ve Kunut yapılır.
Rükudan sonra kunut unutulursa tekrar kıyama geçip kunut okunabilinir.
Hanefi mezhebinde aynı zamanda vitir namazı dışında bela ve musibetlerde Kunut okunması yapılır. Dolayısıyla Vitir namazı ile beraber sabah namazının iki rekatında rukudan doğrulduktan sonra yapılan bu Kunut hanefilere göre sünnettir.
Hanbeli mezhebine göre: Vitir namazında kunut okumak sünnettir.
Hanbelilerin kunut okuma yeri vitir namazının son rekatında rukudan doğruluktan sonra ve rukudan önce de yapılması sünnettir. Hatta onlara göre rukudan sonra yapılması daha eftaldır.
Cuma namazı hariç bela, musibet ve diğer namazlarda kunut okumanın caiz olduğunu söylerler.
Şafiilere göre: Vitir namazı ve kunut okumak sünnettir. Kunut okunacak yer sabah namazının ikinci rekatında ve vitir namazının son rekatında rukudan sonra yapılır.
Maliki mezhebine göre: Kunut okumak mendupdur. Sabah namazında rükudan önce yapılır. Onlar Vitir namazı kılarlar ama kunut okumazlar. Bir kimse Kunut okumayı unutursa rükudan sonra kunut yapabilir.
12- Sütre
Namaz Kılan bir kimsenin birinin önünden geçmesini önlemek için önüne koyduğu herhangi bir şeydir.
Nitekim bir hadiste Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem:
Sizden biri namaz kıldığında bir sütreye doğru namaz kılsın ve ona yakın dursun (Ebu Davud, Nesai)
Bir kimse namaz kılan ile onun sütresi arasında geçerse günah işlemiş olur. Nitekim bir hadiste efendimiz aleyhisselatu vessellem;
Namaz kılanın önünden geçen kimse ne yaptığını bilseydi kırk yıl beklemeyi onun önünden geçmekten daha hayırlı bulurdu. (Buhari Müslim)
Gürsel Gürbüz
www.gurselgurbuz.com
Share this content:
Yorum gönder