Modern, Ilıman, Liberal ve Kültürel Müslüman Etiketi ile Etiketlenmekde Neyin Nesi?
Uluslararası kafirler yeryüzünde emperyalizm ve kapitalizmle İslam coğrafyasını sömürmek, işgal etmek, öldürmek, savaş çıkarmak ve oradaki zenginliği kendi kıtasında zenginliğe, oradaki ölümü, savaşı, çatışmayı ve huzursuzluğu kendi kıtasında barış, huzur ve güvene çevirmek adına islam’a ve müslümanlara büyük bir savaş açtı. Bu mücadele ve savaşın daha kolay ve daha basit olabilmesi için islam coğrafyasında bir asırdır laik ideolojik verilerle yöneten yöneticileri kendilerinden seçip ve onlara birçok misyon yükleyerek kendileri adına Müslüman toplumunu asimilasyona uğratmak, dejenerasyona uğratmak ve toplumun daha kolay sömürebilmesi için ideolojik dayatmalar yapmıştır.
Amerika’daki RAND kuruluşu tüm dünyada ve özelde islam coğrafyasındaki araştırma ve veri toplayarak yeni dengeler meyadana getirirler ve bu kuruluşun akıl babaları yahudilerdir yada diğer bir ifade ile uluslararası sionizmdir. Onlar özellikle İslam coğrafyasında tarikatları, cemaatleri ve Müslümanlar ile ilgili veriler toplar ve bu verilerle Müslüman hakları nasıl asimilasyona uğratabiliriz, onlardan ılıman, liberal, demokrasiye ve laikliğe inanmış ama yinede kendini İslam’a nispet etmiş bir toplum nasıl meydana getirebiliriz düşüncesi ile projeler üretirler. Yine aynı zamanda bu kuruluş İslam coğrafyasındaki demokratik ve laik yönetimlerdeki siyasi mezhepler konumunda olan ideolojik partileri ile işbirliği yapar ve Müslüman toplumunun asimilasyona uğraması için onlara akıl verirler.
Dolayısıyla bu kuruluş müslümanları, tarikatları ve cemaatleri bozmak, parçalamak ve demokratik laik ideolojik sistemi entegre etmek için çareler, yollar arar ve bunun için İslam coğrafyasındaki ideolojik kurum ve kuruluşları parti gibi kurum ve kuruluşları kullanarak işi daha kolaylaştırır.
Us News and World Report’s göre : Askeri psikolojik harekat timlerinden, medyaya ve düşünce kuruluşlarına açıkça para sağlamak için yapılan CIA gizli operasyonlarına… Washington sadece Müslüman toplulukları değil İslam’ın kendisini de değiştirmek için Milyonlarca dolar harcıyor.
Nitekim bu makalenin devamında Washington İslami radyo ve TV programlarını Müslüman okullardaki müfredatlarını değiştirmeye, Müslüman düşünce kuruluşlarını siyasi seminerleri desteklemeye başladı ve ılımlı İslam’ı teşvik eden diğer programlara sessizce fon sağlıyor.
Bugün bir asırdır İslam coğrafyasında islam ilahi nizamın yasaları, kanunları, hükümleri, yönetim şekli ve hilafetinin olmayışı sebebiyle bugün İslam coğrafyasında İslam’ı değiştirmek isteyen bu adamlar bu coğrafyamızda savaş, ölüm, kan, gözyaşı birçok zülme sebep olmuştur. Onlar kendi emellerini koruyabilmek ve yeryüzündeki otoritelerini canlı tutabilmek için kendilerine muhalefet etmeyecek, alternatif olmayacak ve tehdit etmeyecek tüm İslami cemaat, tarikat ve kuruluşlara müdahale ederek onlar kendilerini İslam’a nispet eden ama demokrasiden razı olmuş, Kur’an’a inanmış ama laikliği kabul etmiş, Muhammed aleyhisselatu vesselam’a inanmış ama beşeri ideolojik ilke ve inkılaplara da tabi olmuş bir toplum meydana getirebilmesi için onlar sosyal, siyasi, ekonomik, askeri ve her alanda islam coğrafyasında bizim rengimiz, bizim dilimizi konuşan, bizim kültürümüzden ve bizim ırkımızdan olan yerli Mürted uşakları kullanarak islam’ı bozma ve müslümanlara asimülasyona uğratma gayretindedirler. Nitekimde başarılı oldular.
Amerika islam coğrafyasında askeri gücünü siyasi, ekonomik ve medya gücünü kullanarak topluma yeni bir din dayatmaya çalışmakta ve bu yeni dine isimler vermektedir. Laik Müslüman, Demokrat Müslüman, Liberal Müslüman, Modern Müslüman ve Kültürel Müslüman gibi isimler altında müslümananların islam ile olan yer yüzü hakimiyetini ebedi bir şekilde sonlandırmak isterler.
Yine aynı zamanda bu etiket ve armaların karşısında demokrasi, laik ve diğer ideolojik dinleri red eden, kötüleyen, nefret eden ve beri olduğuğunu ilan eden müslümanlara terörist ismi ile isimlendiren, kötü olarak gösterilen ve Mü’minlere Fundemental İslam, Radikal İslam, İslam’i Terör ve Aşırıcı İslam gibi isimlerle kötüleyerek insanların İslamın gerçeklerinden kopararak kendi istedikleri ve etiketlere davet etmektedirler. Ülkemizin yerli kafirlerine gelince onlar müslümanlara Yobaz ve Arap sevicisi gibi kavramlar kullanarak yabancı kafirlerin izinden gidilerek islama ve müslümanlara düşmanlıklarını açık bir şekilde kusuyorlar.
Bunlar bu proje ile neyi hedefliyorlar?
Ilıman mülüman: Bu tamamıyla bir Müslümanın kafirlerin, müşriklerin ve zalimlerin islam’a ve Müslümanlara karşı her türlü tutum ve davranışları konusunda ılıman bir tavır takınmasını bununla beraber İslam coğrafyasında İslam’a ve Müslümanlara karşı başlatılan asimilasyon açık olması anlamına gelir. İçki içilebilir bu onun tercihi, Allah’ın hükmü ile hükmedilmeyebilir bu normaldir kişi buna rağmen müslüman kalabilir, zina evleri çalıştırılabilir bu ihtiyaçdır, çıplak oluna bilir kalp önemli, demokrasi ve laiklikde güzel demek suretiyle iki din bir arada idare edilebilinir gibi düşünceler ılıman Müslüman profilini çizen kimselerin kimliğidir.
Liberal Müslüman: Bu diledikleri gibi özgürlük, hürriyet, tercih ve seçimleri konusunda kendini İslam’a nispet etmekle beraber helal-haram demeden ilahi prensipler hesaba katılmadan tüm özgürlüklere Evet denmesidir. LGBT, içki, kumar, zina ve fuhuş bunlar insanların özgür iradesi ile yaptıkları şeylerdir Allah nasılsa af eder düşüncesi ile liberal Müslüman’ın özelliklerini taşırlar.
Kültürel Müslüman: Bu daha çok sağcı ve muhafazakarların konumunda olan namaz kılan, oruç tutan, Allah’a ibadet eden ama aynı zamanda mevcut ideolojik sistemden razı olan, laikliği benimseyen ve demokrasiden razı olan kimselerin taşıdığı kimliktir.
Modern Müslüman: Bu her çağda ve her zaman diliminde yeniliğe açık olmak anlamında ilahi prensiblere dayanmadan çıplaklık, başörtüsüzlük ve helal haram tanımadan her modern araç ve gereçleri kullanmak şeklinde görünür.
İster liberal, ister modern, ister kültürel, ister ılıman Müslüman iddiasını taşısınlar bunların en ortak vasıfları onlar mevcut ideolojik sistemlerden, ideolojik hükümlerden ve ideolojik yaşam programından razı olurlar. Onlar laiklikten razı olurlar ve demokrasinin kendileri için paha biçilmez bir yaşam tarzı olduğunu dile getirirler. Bu kimseler hangi etiket ve armalarla kendilerini etiketlesinler bunlar Mürted olurlar ve İslam ile bağlarını koparırlar.
Çünkü İslam sosyal, siyasi, ekonomik, ahlaki, yönetim, hüküm, yasama ve bir yaşam programı olarak ilahi verilere bağlı kalmak suretiyle Allah’ın yasalarına tabi olmayı ve küfrü, şirki ve tağutları red ve terk etmeyi gerektirir. Kim bu ilahi prensip ve kriterleri bozucu bir tutum ve davranışta bulunursa kendilerini İslam’a nispet etmeleri, Kur’an okumaları ve namaz kılmaları onların Müslümanlığı için yeterli değildir.
Bu etiketlerle isimlendirilen kimseler demokrasiye inanır ve demokrasinin tamamıyla kendileri için İslam’da olduğu gibi Şura mahiyetinde olan bir düşünce olduğunu söylerler ve kendilerini aldattırırlar. Halbuki demokrasilerde egemenlik kayıtsız şartsız millete ait olması yada başka bir ifade ile iradenin topluma ait olmasıdır. Bu sebeple kanunları, yasaları, hükümleri, iyi-kötü, yasak-serbest ve güzel-çirkin gibi değer yargıları belirleme noktasında halk yetkili demektir. Halbuki İslam ilahi nizamda hüküm, kanun, yasama, yönetme, idare etme tüm iyi-kötü gibi değer yargıları belirleyen Allah’ın iradesidir. Hem milletin iradesini hem Allah’ın iradesini mutlak olarak kabul etmek iki dini ve iki Tanrı bir arada idare etmek demektir ki bu da küfrün tâ kendisidir.
Yine bu etiketler ile kendilerini isimlendirilen müslümancıklar laikliği benimserler din ile devletin birbirinden ayrılması gerektiğini düşünürler. Hatta sağcılardan bir kısım Müslüman Laik olmaz ama kurum ve kuruluşlar laik olur, işte bu şeytanın sağdan yaklaştığı din ile devletin birbirinden ayrılması adı altında Allah’a müdahale etme, hükmetme yekisini islamdan alma, kendi kulana karışmama, kendi kullarına kanun ve hüküm çıkarmayı yasaklama, kendi kullar için değer yargıları belirleme noktasında yetkililerinin azlığı edilip merkezin dışına itilip Allah’ı yetkisiz bırakmaktır. Laiklik adı altında Allah’a alternatif politik Tanrılar şeklinde tağutlara ilahi ve rabbani özellikler verilmek suretiyle Allah değil! Siz bize hükmedin, Allah’ın kanunları değil! Sizin kanunlarınız, Allah’ın ilahi sistemi İslam değil sizin demokratik-laik ideolojik sistemleri, Allah değil sizin yaşam programınız, Muhammed aleyhissalatu vesselam’ın önderliği değil ideolojik önderler ve Kur’an değil ideolojik yasalar bizim için hükmeden, iktidar ve egemenliğe hak eder düşüncesiyle ortaya konmuş en büyük şirktir, böyle bir inanca sahip olan kimse Nemrut gibi Firavun gibi kafirdir zaten tarih boyunca peygamberler laiklerle savaşmıştır.
Bu etiket ile etiketlenmenin diğer bir özelliği kadın haklarına ve dini azınlıklara karşı saygılı olmaları bu kadınların istedikleri gibi gezmeleri, dolaşmaları, yemeleri, içmeleri ve kadınların bağımsız bir şekilde kocalarını dinlemeden ve aile hukukunu hiçe sayarak istedikleri gibi gezmeleri, istedikleri gibi çalışmaları ve hayatlarını sürdürmeleri anlamına geliyor. İşte bu yuvayı yıkan ve Müslüman neslin oluşmasını engelleyip ve bozan şeytani bir girişimdir. Onlar bu projeleriyle kadınları bozarak dışarıda patronların kölesi, kozmetik ürünlerinde sömürülen bir müşteri ve Turizm sektöründe satılan bir metadır. Onlar bunu yaparak Müslüman aileyi yıkmayı hedeflediler ve bunu da başardılar.
Radikal ya da Fundamental ismi ile isimlendirilen Müslümanları barbar, vahşi, çatışmacı ve kötü göstermek suretiyle toplumu ılıman İslam kimliği ile bürüyerek islam beldelerinde savaşın, işgallerin, zulmün, iktidarsızlığın, şirkin, küfürün, ahlaksızlığın ve her türlü zulmün olmasına sebep oldular, işte bu proje ile müslümanların cihad eden, işgalcilere karşı savaşan yiğitler ve ideolojik yasalara karşı çıkan Müslümanların olmaması yada direncini kırmak için bu şekilde projeler ortaya koydular.
Dolayısıyla yabancı ve yerli islam düşmanları islam beldelerini koruyan, ilahi yasaları savunan ve dinlerine bağlı olan bir topluluk değil! Dinlerinden yüz çeviren bir topluluk istiyorlar. İşte bu sebeple islam coğrafyasında milyar dolarlık projelere ile toplumu ifsat ederek büyük zulümlere sebep oldular.
Bu projenin amacı insanlar batının hukuk normlarına bağlı kalsınlar, laikliği kabul etsinler, demokrasiyi desteklesinler, uluslararası insan haklarına tabi olsunlar, din değiştirenlere saygı duymaları, kadınların özgürce yaşamaları, şeriat olmasa dahi yaşanılabilir bir ülke olduğunu inandırmak, içki, kumar, zina ve eğlence gibi tercih ve seçimleri normalleştirmek bu projenin ana temasıdır. Tamamıyla onlar Allah’ın Şeriati değil ideolojik şeriatlar, Allah’ın kitabı değil ideolojik kitaplar, Allah’ın resulü değil tağutlar hayata egemen olsun diye Müslümanları Allah ile bağlarını koparıyorlar.
Peki neden milyarlarca dolar harcıyorlar? Neden Müslümanları kendilerine benzetmeye çalışıyorlar? Çünkü eğer Müslümanlar dinlerine döner, akidelerini bilir ve cihada sarılırlarsa islam coğrafyasında sömürü, işgal, ölüm, kan ve gözyaşı olmayacağını çok iyi bildikleri için bozulmuş bir toplumla kendi emellerine ulaşmaya çalışırlar.
RAND kuruluş her şeyden önce özellikle tarikatlarda ve cemaatlerde hurafe ve bid’atleri yerleri yerlerştirmek, İslam’ın asıllarını ve Tevhid akidesini gündeme getirmeyerek sudan sabundan hiçbir şeye dokunmayan tamamen geleneksel bir din anlatımıyla toplumun dinden soğumaları için desteklendiler. Hatta onlar arasında tecavüz ve çocuk istismarı söz konusu olduğunda sanki Birinici Dünya Savaşı başlamış gibi bunun propagandasını yaparak insanların İslam’dan soğumasına sebep oldular.
Diğer taraftan Türkiye’deki siyasi ideolojik partiler bunlarca desteklendiler ve onlar da onların ekmeğine yağ sürmek suretiyle Allah’ın dinine savaşarak bu dini bozguna uğratmaya çalıştılar. Nitekim bir asırdır bu ülkede İslam’ın gerçeklerini gizlediler İslam’ı çelişkili gösterdiler ve topluma küfrün ve şirkin kapılarını açtılar.
Gürsel Gürbüz
Share this content:
Yorum gönder