Kurbanla İlgili Herşey
Kurban yada Arapçası Udhiye: Maddi ve manevi yönden belli vakitlerde ve belli şartların yerine getirilmesi ile Allah’a ulaşmak, sevdiğini adamak ve ona yakın olmayı ifade eden bir ibadettir.
Kurban da zekat gibi Medine’de hicret’in ikinci yılında emredilmiştir. Bu hüküm Kur’an, sünnet ve icma ile sabit olan bir ibadettir. Nitekim Rabbimiz
فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَانْحَرْۜ
Kevser süresinde (Buna şükür olarak) Rabbin için namaz kıl ve kurban kes
Hanefi mezhebi ve bazı alimlerin görüşüne göre bu ayetteki ”Namaz” bayram namazı ‘’Kesmekten” kasıt ise kurban bayramı günlerinde kesilen kurbanlardır.
Kurban yalnız Allah için salih ve samimi bir niyetle kesilir. Allah adına onun ismi anılmadan kesilen hayvanlara gelince onlar haramdır. Hayvan kesme işini riya, gösteriş ve et depolama niyetiyle yapanlara gelince bunlar bu ibadette nasiplerini yitirmiş kimseler olurlar. Nitekim Rabbimiz
لَنْ يَنَالَ اللّٰهَ لُحُومُهَا وَلَا دِمَٓاؤُ۬هَا وَلٰكِنْ يَنَالُهُ التَّقْوٰى مِنْكُمْۜ
O (kurbanın) ne eti ne de kanı Allah’a ulaşır. O’na ulaşan sizin takvanızdır. (Hac, 37)
Rasulullah (s.a.v) bizzat kurbanı uygulamış ve bize öğütlemiştir. Nitekim bir hadislerinde;
ان اول ما نبدا به في يومنا هذا ان نصلي ثم نرجع فننحر فمن فعل فقد اصاب سنتنا
Bu günümüzde bizim için ilk yapılacak şey namaz kılmamız sonra kurban kesmemizdir. Bunları sırasıyla yapan sünnetimize uygun hareket etmiş olur. (Buhari)
Enes b. Mâlik (r.a.)’ten rivayet edildiğine göre: “Resulullah (s.a.v.) boynuzlu, alaca renkli iki koçu kendi eliyle keserek kurban etti. Besmele çekti, tekbir aldı ve keserken ayağını koçların sağ yanı üzerine koydu.” (Buhârî)
وَالْبُدْنَ جَعَلْنَاهَا لَكُمْ مِنْ شَعَٓائِرِ اللّٰهِ لَكُمْ ف۪يهَا خَيْرٌۗ فَاذْكُرُوا اسْمَ اللّٰهِ عَلَيْهَا صَوَٓافَّۚ فَاِذَا وَجَبَتْ جُنُوبُهَا فَكُلُوا مِنْهَا وَاَطْعِمُوا الْقَانِعَ وَالْمُعْتَرَّۜ كَذٰلِكَ سَخَّرْنَاهَا لَكُمْ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ
Kurbanlık hayvanları da sizin için Allah’ın şiarlarından kıldık. Sizler için onda hayır vardır. Onlar (kurban edilmek için) ayakta iken Allah’ın adını anın. Yanları üzerine yere düştüklerinde (can verince) ondan yiyin. Kanaat edip (istemeyene de), dilenen kimseye de ondan yedirin. Böylece o (hayvanları) sizin için kullanışlı/yararlı hâle getirdik ki şükredesiniz. (Hac, 36)
وَلِكُلِّ اُمَّةٍ جَعَلْنَا مَنْسَكًا لِيَذْكُرُوا اسْمَ اللّٰهِ عَلٰى مَا رَزَقَهُمْ مِنْ بَه۪يمَةِ الْاَنْعَامِۜ فَاِلٰهُكُمْ اِلٰهٌ وَاحِدٌ فَلَهُٓ اَسْلِمُواۜ وَبَشِّرِ الْمُخْبِت۪ينَۙ
Allah’ın adını, kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine ansınlar diye, her ümmete bir mensek/kurban kesmeyi meşru kıldık. Sizin ilahınız tek olan ilahtır. Öyleyse O’na teslim olun. (Kalp dinginliği ve tevazuyla Allah’a teslim olan) muhbitleri müjdele. (Hac, 34)
فَكُلُوا مِنْهَا وَاَطْعِمُوا الْبَٓائِسَ الْفَق۪يرَۘ
Ondan yiyin ve zorda kalmış fakire de ondan yedirin. (Hac: 28)
Mezheplere Göre Kurban Kesmenin Hükmü
Kurban bayramında hayvan kesme konusunda alimler ihtilaf etmişlerdir.
Ebu Hanife, Evzaî, Leys b. Sad’a ve benzeri alimlere göre kurban kesmek vaciptor.
Hanefi mezhebinden Ebu Yusuf, imam Muhammed, İmamı Şafii, Ahmed b. Hanbel, Davudu Zahiri ve İmamı Malikten nakledilen iki görüşten birine göre müekked sünnettir.
İhtilaf daha çok bu ibadetin hükmünün sünnet mi yoksa vacip mi olduğundadır.
Ahmet b. Hanbel: “Gücü olanın terk etmesi mekruhtur.”
İmam Muhammed: “Terkine ruhsat olmayan sünnettir.” Demektedir.
Malikilere göre Mina’da olan hacıların dışındakiler için gücü yeten kimsenin bu ibadeti terk etmesi mekruhtur.
İmam-ı Şafii de kesmeye gücü yeten kimsenin terk etmesini hoş karşılamadığını ifade etmektedir.
Şunu hemen ifade edelim ki müctehid alimler yada mezhepler bir konuda hüküm verdiğinde onlar kendi usullerune göre hüküm verirler. Hanefilerde vacip olan kurban hükmü Cumhur ulamaya göre sünnet-i müekkedir. Aslında Hanefi ve Cumhur bulama arasında ihtilafın olmadığını anlamış oluruz. Çünkü sünneti müekkede farza yakın olurken Hanefilerde’de vacip farza yakındır. Dolayısıyla arada hiçbir ihtilafın olmadığı anlaşılmış olunuyor.
İbn Ömer (ra)’e bir adam: “Kurban kesmek vacip(farz) mıdir?” diye sordu. İbn Ömer şu cevabı verdi: “Allah Resulü (sav) ve müslümanlar kurban kesmişlerdir.” Adam soruyu tekrarladı. Bunun üzerine cevaben: “Anlamıyor musun? Allah Resulü ve müslümanların kurban kestiklerini söylüyorum” dedi. Yine İbn Ömer (ra)’dan şöyle rivayet edilmiştir: “Peygamber (sav), Medine’de on sene ikamet etti ve her yıl kurban keserdi”
Şafii mezhebi kaynaklarında kurbanın hükmü için “farz olmamakla beraber me’murun bih olduğu, gücü yetenin terk etmemesi gerektiği, şeairden olan müekket sünnet olduğu, terkine ruhsat verilmeyen sünnet” ifadeleri kullanılmaktadır.
Kurban Kesmenin Şartları
1- Kurban Müslüman olmak, hür, mukim yani yolcu olmayan ve şer’an zengin olan kimselerin kesmeleri hanefilere göre vacip, cumhur ulemaya göre sünneti müekkedir.
2- Kurban ekonomik olarak nisap miktarına ulaşmış kimsenin şer’an 80 gram altın, para yada buna benzer malı olan kimsenin kesmekle sorumlu olduğu bir ibadettir. Dolayısıyla kendisine zekat düşen kimse aynı şekilde kurban kesmekle mesuldür. Fakir ya da yolcu olan kimselerin kurban kesmek vacip değildir. Kesilecek hayvanı kendisi yada birisine vekalet vererek kesilebilir.
Kurban Kesemeyenlerin Kurbanı
Fakir olan ve kurban kesme konusunda ekonomik olarak gücü olmayan kimselere gelince onlar Rasulullah (s.a.v) şu hadisleriyle amel etmeleri onlar için büyük bir sevaptır.
Bir hadisde soruldu; Ya Rasulallah bana emaneten verilmiş bir hayvandan başka bir şeye sahip değilim. Onu kesebilir miyim? diye soruldu.
Rasulullah Aleyhisselam; Hayır ancak saçını, tırnaklarını kısaltır ve bıyıklarını kısaltır ve etek tıraşını olursun bu da sana Allah katında bir kurban yerine geçer. (Ebû Dâvûd)
Dolayısıyla fakir Müslüman kardeşlerimizin kurban kesmemelerinden dolayı üzülmelerine gerek yok. Onlar güzel elbise giyer, bayram namazına gider ve bu temizlikleri yerine getirdiklerinde Allah katında bu yaptıklarıyla sevap almış olurlar.
يُر۪يدُ اللّٰهُ اَنْ يُخَفِّفَ عَنْكُمْۚ وَخُلِقَ الْاِنْسَانُ ضَع۪يفًا
Allah sizden (yükünüzü) hafifletmek ister. Ve insan zayıf olarak yaratıldı. (Nisâ, 28)
Kurban Kesilecek Hayvanlar.
Koyun, keçi, deve, manda ve sığır cinsinden kurbanlardan kesilir. Hayvanların belli yaş sınırlarında olmalıdır. Devede en az beş, sığır iki yaş, koyun ve keçi en az 1 yaş ya da altı ve yadi aylık olduğu halde bir yaşındaki gibi hayvanlardanda olur.
İyi niyet kastı ile tavuk, horoz, kaz, ördek ve indi gibi hayvanları kurbanda kesmek caiz değildir ve bunlar mekruhtur.
Kurban’a Engel olan Özürler
Bir ya da iki gözü kör, kulak ve burun yarısı ya da çoğu, meme başları, boynuzun biri yada ikisinin kökünden kırılması, dişsiz yada dişlerin çoğunun, dökülmesi, topal ve çok hasta olan hayvanlar kurban olmaz. Satın alındığında sağlıklı olan sonra da bu duruma düşen hayvanlarda yine kurban olarak kesilmez.
Berâ b. Âzib (r.a.)’dan merfu olarak rivayet edilen hadisinde Resulullah (s.a.v.) şöyle buyuruyor: “Topal hayvan, tek gözlü hayvan, hastalığı belli olan hayvan, zayıf ve cılız hayvan kurban edilmez.” (Ebû Dâvûd, Dahaya: 5; İbn Mâce, Edahî: 8)
Kurban Kesmenin Vakti
Kurban vakti kurban kesme bayramı’nın birinci, ikinci ve üçüncü günlerdir. İlk gün kesmek daha faziletlidir. Ama yine de bu 3 gün içinde kesilebilir. Kurban bayram namazından sonra kesilir ve kurbanı gece kesmek ise mekruhtur.
Kurbanın Kesilme Şekli
Kurbanın sahibi tarafından kesilmesi daha faziletlidir. Kendi kesmez ise vekaleten bir başkasına kestirebilir. Erkek, kadın ya da besmele çekebilen bir çocukta kesebilir.
Hayvanın yönü kıbleye gelecek şekilde yatırılır sağ arka ayağı serbest bırakılarak geri kalan üç ayak birbirine bağlanır.
Kesme işi boynun en alt tarafından ceneye yakın yerinden yapılır. Yemek ve nefes borusu bunu iki yanındaki şah damarının kesilmesi ile tamamlanır.
Develer ayaktan kesilir. Sığır, manda ve koyunlar ise yere yatırılarak ya da ayaklarından asılarak kesilir ve kurbanın kanını iyice akmasını beklemekte güzeldir.
Bıçak hayvana eziyet vermeyecek şekilde keskin olmalı, kör bıçakla boğazlamak, yere yatırdıktan sonra bilemek, ayağından sürüklemek, daha ölmeden derisini yüzmeye başlamak ve kıbleden çevirmek tamamıyla mekruhtur.
Kurban kesilirken şu dualar okunur;
اللهم هذا منك واليك.
Allah’ım bu sendendir ve bu sanadır.
قُلْ اِنَّ صَلَات۪ي وَنُسُك۪ي وَمَحْيَايَ وَمَمَات۪ي لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَۙ
De ki: “Şüphesiz ki benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah içindir.” (En’âm, 162)
Daha sonra …
الله اكبر الله اكبر لا اله الا الله والله اكبر الله اكبر ولله الحمد
بسم الله الله اكبر Diyerek kesilir
Kurban Etinin Hediye Edilmesi
Kurbanı kesen kimse kendisi yiyebildiği gibi fakir ya da zengin ayırt etmeden etleri hediye edebilir.
فَاِذَا وَجَبَتْ جُنُوبُهَا فَكُلُوا مِنْهَا وَاَطْعِمُوا الْقَانِعَ وَالْمُعْتَرَّۜ
Yanları üzerine yere düştüklerinde (can verince) ondan yiyin. Kanaat edip (istemeyene de), dilenen kimseye de ondan yedirin. (Hac, 36)
Kurbanların etleri üç kısma ayrılır. Birincisi fakirlere, ikincisi akraba-dostlara ve üçüncüsünü kendi ev halkı için ayrılır. Evi fazlasıyla kalabalık olan kimseler evinde bir kısmını hediye ettikten sonra etin bir çoğunu evinde saklayabilir ve onu kendi ailesine yedirebilir.
Zengin Olan Herkes Kurban Keser.
Bir evden hali vakti iyi zengin konumunda olan ve buluğ çağına ermiş her biri hanefi mezhebine göre onların kesmesi vacip diğer mezheplere göre sünnettir. Kadın ya da erkek bu konuda nisap miktarını ulaşmaları halinde bu ibadeti yaparlar.
Âişe (r.a.)’dan rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Ademoğlu kurban kesme gününde Allah katında kan akıtmaktan daha sevimli bir amel işlememiştir. O kurban, kıyamet günü boynuzları, kılları ve tırnaklarıyla gelecektir. Kurbanın kanı yere düşmeden önce Allah katında hemen kabul olunur. Bu sebeple kestiğiniz kurbanlardan dolayı sıkıntı değil gönlünüz hoş olsun.” (İbn Mâce)
Herhangi bir sebepten dolayı kazaya kalmış kurban hanefi mezhebine göre kesilmesi vacip, cumhur ulamaya göre mubahtır.
Adak ve Akika Kurbanı Nedir?
Adak kurbanı adamış bir kimsenin o kurbanı kesmesi vacip olur. Bu kurbanın etinden kendisi, karısı, babası, dedesi, nenesi, çocukları ve torunları yiyemez bu sayılanların dışındaki akrabalara ve başkalarına sadaka olarak verebilir.
Kurbana elverişli olan Akika kurbanı çocuk için kesilen bir kurbandır. Bir kimse çocuğun olduktan sonra ergenlik çağına kadar bunu kesebilir ama en faziletlisi yedinci günde kesilir, sonra çocuğun ismi verilir ve saçları kesilip ağırlığınca altın ve gümüş sadaka olarak verilir.
Bayram Namazının Kılınışı
Cuma namazı kendilerine farz olan herkesin bayram namazını kılması hanefilere göre vacip cumhur ulamaya göre sünnettir. Bu namazların vakti güneş doğduktan yaklaşık 50 dakika sonradır.
Bayram namazı ikişer rekat ve cemaatle sesli bir şekilde kılınır. Bayram namazlarında ezan ve kamet okunmaz. Cemaat niyet ettim iki rekat bayram namazı kılmaya uydum hazır olan imama diyerek imama tabii olur.
Allahu Ekber diyerek tekbir getirilir. Eller bağlanır, cemaat ve imam gizlice Sübhaneke’yi okur sonra imam açıktan cemaat içinde üç defa Allahu ekber diye ellerini kaldırarak tekbir getirir. Üçüncü tekbirin arkasında eller bağlanır ve imam gizlice euzu-besmele sonra fatiha ve sonra herhangi bir ayet okur ve sonra her namazda olduğu gibi rukusunu ve secdesini yapar. Aynı şekilde ikinci rekattan imam gizlice besmele okur arkasında fatiha yine bir miktar kur’an’dan ayeti okur tekrar bir rekatta olduğu gibi üç tekbir alır dört tekbirle rukuya gider ve diğer namaz gibi iki rekatla tamamlar ve arkasına hutbe okur.
Teşrik Tekbirleri
Arefe günü kurban bayramı’nın sabah namazından sonra bayramın dördüncü günün ikindi namazına kadar her farz namazdan sonra bir kere;
Resululah (s.a.v.) buyurdular ki: “Allah indinde günlerin en büyüğü Kurban Bayramı günüdür. Bunu, fazilette nefr günü (teşrik günlerinin ikinci günü) takip eder.” (Kütüb’ü-Sitte)
Allahu Ekber, Allahu Ekber, La ilahe illallahu vallahu ekber, Allahu ekber velillahil hamd. Diye tekbir getirilir. İşte buna “Teşrik Tekbiri”denilir Teşrik tekbiri hanefilere vacip cumhur ulemaya göre sünnettir.
Gürsel Gürbüz
Share this content:
Yorum gönder