×

Kur’an Tefsir Yöntemi

Kur’an Tefsir Yöntemi

Kur’an Allah’ın gönderdiği ilahi bir yasa ve bir yaşam programıdır. Bu kitabı hakkıyla anlaşılması öğrenilmesi ve onunla amel edilmesi hiç şüphesiz bu kitap kendi içinde birbirini tefsir ettiği gibi aynı şekilde hem Kur’an hem de Sünnet mücmel olanı mufassal, husus ile amm olanı birbirinden ayıran, mutlak bile mukayyeti, mutlak ile muayen ve müphem olanları tebyin eder.

Şunu hemen ifade edeyim ki ayetler ayetleri tefsir ettiği gibi aynı şekilde Rasulullah aleyhissalatu vesselam’in Sünneti Kur’an’daki mücmel olanı beyan, amm olanı tahsis, mutlak olanın takyit etmek suretiyle sahabenin anlaması konusunda bir izahta bulunmuş ve onlara nasıl hareket etmeleri gerektiği konusunda sünnette malumatlar vermiştir. Dolayısıyla Resulullah aleyhisselatü vessellem bir hayat programı olarak onun sözlerinde, fiillerinde, takrir ve işaretlerinde Kur’an için beyan hükmündedir. Aynı şekilde Kur’an’da hükmü bulunmadığı hususlarda hüküm koyma yetkisi verilmiştir.

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اَط۪يعُوا اللّٰهَ وَاَط۪يعُوا الرَّسُولَ وَاُو۬لِي الْاَمْرِ مِنْكُمْۚ فَاِنْ تَنَازَعْتُمْ ف۪ي شَيْءٍ فَرُدُّوهُ اِلَى اللّٰهِ وَالرَّسُولِ اِنْ كُنْتُمْ تُؤْمِنُونَ بِاللّٰهِ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِۜ ذٰلِكَ خَيْرٌ وَاَحْسَنُ تَأْو۪يلًا۟ 

Ey iman edenler! Allah’a itaat edin, Resûl’e itaat edin. Sizden olan (Müslim/şirki terk ederek tevhidle Allah’a yönelen) yöneticilere de (itaat edin). Herhangi bir konuda anlaşmazlığa düşerseniz, şayet Allah’a ve Ahiret Günü’ne inanıyorsanız (o meseleyi çözmek için) Allah’a ve Resûl’e götürün. Bu, daha hayırlı ve sonuç bakımından daha güzeldir. (4/Nisâ, 59)

مَنْ يُطِعِ الرَّسُولَ فَقَدْ اَطَاعَ اللّٰهَۚ وَمَنْ تَوَلّٰى فَمَٓا اَرْسَلْنَاكَ عَلَيْهِمْ حَف۪يظًاۜ  

Kim Resûl’e itaat ederse hiç şüphesiz Allah’a itaat etmiş olur. Kim de yüz çevirirse seni, onların üzerine koruyucu göndermedik. (4/Nisâ, 80)

 وَمَٓا اٰتٰيكُمُ الرَّسُولُ فَخُذُوهُ وَمَا نَهٰيكُمْ عَنْهُ فَانْتَهُواۚ وَاتَّقُوا اللّٰهَۜ اِنَّ اللّٰهَ شَد۪يدُ الْعِقَابِۢ 

 Resûl size neyi vermişse onu alın, neyi de yasaklamışsa onu bırakın. Allah’tan korkup sakının. Hiç şüphesiz ki Allah, cezası çetin olandır. (59/Haşr, 7)

فَلَا وَرَبِّكَ لَا يُؤْمِنُونَ حَتّٰى يُحَكِّمُوكَ ف۪يمَا شَجَرَ بَيْنَهُمْۙ ثُمَّ لَا يَجِدُوا ف۪ٓي اَنْفُسِهِمْ حَرَجًا مِمَّا قَضَيْتَ وَيُسَلِّمُوا تَسْل۪يمًا 

 Hayır! Rabbine andolsun ki, aralarında çıkan anlaşmazlıklarda seni hakem tayin edip, verdiğin hükme içlerinde hiçbir sıkıntı duymadan ve tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar. (4/Nisâ, 65)

Resul’ün Kur’an’ı Tefsir Şekli

Resulullah aleyhisselatu vessellem belli vesilelerle Kur’an’ı tefsir etmiştir. Bazen kendisi tefsir etmiş bazen ayet hakkında soru sorup yine kendisi cevaplamış bazen sözünü delillendirmek amacıyla ayet okumuş bazen sahabenin sorularına cevap vermiştir. Nitekim;

رَبَّنَا وَابْعَثْ ف۪يهِمْ رَسُولًا مِنْهُمْ يَتْلُوا عَلَيْهِمْ اٰيَاتِكَ وَيُعَلِّمُهُمُ الْكِتَابَ وَالْحِكْمَةَ وَيُزَكّ۪يهِمْۜ اِنَّكَ اَنْتَ الْعَز۪يزُ الْحَك۪يمُ۟ 

Rabbimiz! Onların arasından kendilerine senin ayetlerini okuyan, Kitab’ı ve hikmeti öğreten ve onları arındıran bir resûl gönder. Şüphesiz ki sen, (izzet sahibi, her şeyi mağlup eden) El-Azîz, (hüküm ve hikmet sahibi olan) El-Hakîm’sin. (2/Bakara, 129)

كَمَٓا اَرْسَلْنَا ف۪يكُمْ رَسُولًا مِنْكُمْ يَتْلُوا عَلَيْكُمْ اٰيَاتِنَا وَيُزَكّ۪يكُمْ وَيُعَلِّمُكُمُ الْكِتَابَ وَالْحِكْمَةَ وَيُعَلِّمُكُمْ مَا لَمْ تَكُونُوا تَعْلَمُونَۜ 

Size içinizden bir Resûl gönderdik. Size ayetlerimizi okuyor, sizi arındırıyor, size Kitab’ı, hikmeti ve bilmediklerinizi öğretiyor. (2/Bakara, 151)

لَقَدْ مَنَّ اللّٰهُ عَلَى الْمُؤْمِن۪ينَ اِذْ بَعَثَ ف۪يهِمْ رَسُولًا مِنْ اَنْفُسِهِمْ يَتْلُوا عَلَيْهِمْ اٰيَاتِه۪ وَيُزَكّ۪يهِمْ وَيُعَلِّمُهُمُ الْكِتَابَ وَالْحِكْمَةَۚ وَاِنْ كَانُوا مِنْ قَبْلُ لَف۪ي ضَلَالٍ مُب۪ينٍ 

Andolsun ki Allah müminlerin içinde, kendilerinden olan bir Resûl göndermekle onlara iyilikte bulunmuştur. Onlara O’nun ayetlerini okur, onları arındırır ve onlara Kitab’ı ve hikmeti öğretir. Hiç şüphesiz, (Resûl gelmeden) önce apaçık bir sapıklık içindeydiler.

وَاذْكُرْنَ مَا يُتْلٰى ف۪ي بُيُوتِكُنَّ مِنْ اٰيَاتِ اللّٰهِ وَالْحِكْمَةِۜ اِنَّ اللّٰهَ كَانَ لَط۪يفًا خَب۪يرًا۟

 Evlerinizde okunmakta olan Allah’ın ayetlerini ve hikmeti (Nebi’nin açıklaması olan Sünnet’i) hatırlayın. Şüphesiz ki Allah, (lütuf ve ihsan sahibi, en küçük şeylere ilmiyle nüfuz edip haberdar olan) Latîf, (her şeyden haberdar olan) Habîr’dir. (33/Ahzâb, 34)

Resulullah’ın Kur’an’ı Açıklama Yönlerine Gelince

Efendimiz aleyhissalatu vesselam Kur’an’ı açıklama yönleri olmuştur. Kur’an-ı Kerim’de mücmel, müphem mutlak, amm ve müşkil olan meseleleri konusunda bir tefsir yöntemi olarak açıklamıştır.

Misal: Mücmelin tebyin edilmesi, müphem olanın tafsil edilmesi, mutlak olanın takyit edilmesi müşkilin izahı şeklinde tefsir edilmiştir.

Dolayısıyla İmam Gazali ve Suyuti ve benzer alimler Resulullah aleyhisselatu vessellem’in Kur’an’ın bir kısmı tefsir ettiğini söylerken, İbni Teymiye gibi alimler ise Kur’an’ın tamamının tefsir ettiğini savunmuştur. 

Muteber Tefsir Ekolleri

İslam’da meşhur ve aynı zamanda caiz olan tefsir ekol çeşitleri vardır. Bunlar üç şekilde görülür

1- Medine Tefsir Ekolu: Bunlar daha çok rivayet ağırlıklı tefsir yapar.

Bu Resulullah aleyhisselatü vesselam’ın vefatından sonra vahiy kesiltikten sonra sahabenin anladığı anlayışla yaptıkları tefsir anlayışıdır. Medine tefsir ekolünü temsil eden sahabe Ubey bin Kaab radıyallahu anh kendisi hem vahiy katibi olması sebebiyle tefsir konusunda Medine’de öncü bir kimseydi. Çünkü o Kur’an’ı bizzat Rasulullah’tan öğrenmiş ve vahiy katibi olması sebebiyle o nüzul sebepleri, nasih ve mensuhu çok iyi bilen  vetefsir konusunda birçok nakil yapmıştır.

Bu tefsir ekolu genel anlamda rivayet ağırlıklı olmakla beraber aynı zamanda dirayet/rey yada yoruma yer veren yaklaşım tarzına sahiptir. Bu ekol’a tabiin döneminde Abdül Ali, Muhammed bin Kaab, El Kurası ve Zeyd bin Eslem gibi tabiun bu ekolü devam ettirmişlerdir.

2- Mekke Tefsir Ekolu: Resulullah aleyhissalatu vesselam’ın vefatından sonra Mekke’den İbni Abbas radıyallah’ın görüşleri ve tefsir anlayışı doğrultusunda geliştirildiği tefsir anlayışıdır. Nitekim Rasulullah aleyhissalatu vesselam sahih rivayette İbni Abbas adına ”Allah’ım onu Kur’an’in tefsirini öğret’’ dua etmesi bunu onun tefsir konusunda otoriter olduğunu delillendirmektedir.

Mekke’den en yetkin konumda olan ve tefsir konusunda İbni Abbas’a başvurulması gerçekten’de Resulullah’ın duasına mazhar olduğunu gösteriyordu. O rivayete ağırlık veren, Arapça şiirlerden ve dil bilgisi açısından istifade eden bir tefsir anlayışı geliştirmişti. Mekke İslam’ın ana merkezi olması sebebiyle farklı ihtiyaçların olmadığı Kur’an’ı çok iyi bilen Sahabe henüz hayatta olduğu için bu dönemde rivayet tefsiri yeterli olmuş ve bu şekilde devam etmiştir. Tabiin döneminde bu ekolu devam ettirenler Said bin Cubeyr, Mücahit bin Cebr, Tavus bin Keysan ve Ata bin ebi Raba

3- Irak Tefisr Ekolu

Bu da Resulullah aleyhissalatu vessellemin yine vefatından sonra özellikle Ömer radıyallahu anh halifelik döneminde İbni Mesud’un Irak bölgesinde görevlendirilmesi ile orada onun tefsir anlayış gelişmiştir.

Abdullah ibni Mesud Kur’an’da birçok meseleyi bizzat Rasulullah’tan öğrenmiş tefsir, fıkıh, kıraat, dil, nasih ve mensuh gibi birçok meseleyi bilmiş ve Irak’ta İslam’a yeni giren farklı unsurların çokluğu sebebiyle ve sorulan sorulara çok fazla sayıda hadis bulunmaması sebebiyle kıyasa başvurulması, dolayısıyla bu ekol tefsir ve kıyasın öncülüğünü yapmıştır. Bu ekolün en önemli devam ettiricileri Alkame bin Kays,  Mesruk bin Ecda, Esved bin Yezid, Amir eş-Şabi, Hasan el-Basri ve Katade 

Usul ve Yöntem Açısından Tefsir Çeşitleri;

Usul ve yöntem açısından temelde iki şekilde Tefsir usulü vardır.

1- Dirayet tefsirin

2- Rivayet tefsiri

Bununla beraber aynı şekilde yine birçok tefsir usul ve yöntemi vardır. 

a) Tefsiru’l Kur’an bi’l Kur’an

b) Tefrsiru’l Kur’an bi’s Sunne

c) Sahabe tefsiri

d)Selef tefsiri

e) Siyak sibak tefsiri. Şeklinde Tefsirtil çeşitleri vardır.

Dirayet/Rey Tefsiri;

Bu tefsir çeşidi daha çok Kur’an ayetlerinin ruhuna bağlı kalarak sadece rivayetlere bağlı kalmadan Arap dili, edebiyat, felsefi ilimler, müspet ilimler, Içtihat ve rey ile yapılan tefsir buradaki reyden kasıt zaten içtihattır.

İslam kıyamete kadar çağlar üstü ve evrensel bir din olması sebebiyle yeni gelişmeler yeni milletlerin islam’a girmesi sorulan soruları Kur’an’dan cevaplar bulmak, akıl ve içtihati gerekli kılmıştır. Akıl ve içtihat ışığında yapılan bu tefsir tarzı rivayetler Kur’an’ın ruhuna bağlı kalmak üzere yapılmıştır. Her ne kadar ilk zamanlarda ihtilaf sebebi olsa da Alimler bu meselede ancak ehil olan müfessir alimlerin gerekli ilmi bir altyapı olması şartıyla buna izin vermişlerdir ve keyfi dirayet tefsiri ise reddet etmişlerdir.

Dirayet tefsiri ile ilgili Fahrettin Razi, İbni Atiye, İmam Kurtubi, Kadı Beydavi, Nesefi, Ebu Hayyan, Ebussuud Efendi ve Alusi gibi müfessirler dirayet tefsiri yapmışlardır.

2- Rivayet/Nakli Tefsir;

Kur’an’daki ayetlerin nasih, mensuh, nusul sebebi ve benzeri birçok meselede sünnete, sahabeye, tabiine ve selefe nispet edilerek yapılan tefsirdir. Kur’an tefsirinde öncelik bu şekilde verilmiştir.

Bununla beraber rivayet tefsiri akıldan kopuk değil ve aklı da hiçbir zaman reddetmemiştir. Çünkü onlar rivayet tefsiri yaptıklarında ayetin hangi ayeti, teslim ettiği rivayetleri içerik yönündeki sıhhati ve bunlar arasında tercihte bulunma, arap dili ve şiirinden istifa etme tarzı gibi doğru ve etkin bir çaba gerektirdiğini bildikleri için aklı önemsemişlerdir.

Rivayet tefsir’in önderleri: Taberi, Ebül leys, Begavi, İbni Atiye ve İbni Kesir gibi müfessir alimlerdir. 

Rivayet Tefsirinde Sırayla Öncelikli Tefsiri;

A) Kur’an’ın Kur’an İle Tefsiri

Rivayet tefsirlerinde başlıca ilk önce başvurulması gereken Metin Kur’an’ın Kur’an ile Tefsir etmek. Kur’an bazı yerleri mücmel/kapalı olarak geçen bir hususun başka bir yerinde mufassal açıklanmış olarak geçer. Mutlak olan takyit, amm olan tahsis ve mücmel olan tebyin olur. Yine aynı şekilde Kur’an’daki farklı kıraatlerde Kur’an ile tefsirine sebep olmuştur.

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اَوْفُوا بِالْعُقُودِۜ اُحِلَّتْ لَكُمْ بَه۪يمَةُ الْاَنْعَامِ اِلَّا مَا يُتْلٰى عَلَيْكُمْ غَيْرَ مُحِلِّي الصَّيْدِ وَاَنْتُمْ حُرُمٌۜ اِنَّ اللّٰهَ يَحْكُمُ مَا يُر۪يدُ 

Ey iman edenler! Sözleşmelerinize bağlı kalınız. İhramda avlanmayı helal saymadıkça, haram olduğu size okunanlar hariç tüm hayvanlar size helal kılındı. Allah, dilediği gibi hükmeder. (5/Mâide, 1)

حُرِّمَتْ عَلَيْكُمُ الْمَيْتَةُ وَالدَّمُ وَلَحْمُ الْخِنْز۪يرِ وَمَٓا اُهِلَّ لِغَيْرِ اللّٰهِ بِه۪ وَالْمُنْخَنِقَةُ وَالْمَوْقُوذَةُ وَالْمُتَرَدِّيَةُ وَالنَّط۪يحَةُ وَمَٓا اَكَلَ السَّبُعُ اِلَّا مَا ذَكَّيْتُمْ وَمَا ذُبِحَ عَلَى النُّصُبِ وَاَنْ تَسْتَقْسِمُوا بِالْاَزْلَامِۜ

Sizin (İslami usullere uygun olarak) kestikleriniz dışında; leş, kan, domuz eti, Allah’ın adı dışında (bir varlığın) adı anılarak kesilen, boğularak ölen, kafasına vurularak ölen, yüksek yerden düşerek ölen, çarpışma sonucu ölen, yırtıcı hayvanın yediği, putlara kesilen hayvanlar ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. (5/Mâide, 3)

 Maide 1 ayetinde ”size bildirilecek olanlar dışında hayvanlar helal kılındı” ayetini Maide 3 ayetve ‘’leş, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına boğazlanan..” haram kılındı ilk ayet kapalı olan hususlar sonraki ayette açıklanmıştır.

B) Tefsiri Kur’an Bi Sünne 

Sahih rivayetlerle sabit olan hadis rivayetlerin Kur’an’ın mücmel yani kapalı olan hususları mufassal açıklamış, mutlak olanı takyit etmiş, amm olanı tahsis etmiş ve mücmel olanı tebyin etmiştir. Bu ise Kur’an’ın Sünnet ile tefsir edilmesi Kur’an’ın Kur’an’la tefsir edilmesinden sonraki ikinci önemli basamaktır.

Misal

وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَارْكَعُوا مَعَ الرَّاكِع۪ينَ 

 Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin. Ve rükû edenlerle beraber rükû edin. (2/Bakara, 43)

Allah kerim kitabında Bakara 43 ayetinde ‘’Zekatlarınızı veriniz” Allah resulü aleyhisselatu vesselam ise hadislerinde ”mallarınızın kırkta birini zekat olarak veriniz” şeklinde beyan etmiştir yani detayını açıklamıştır.

وَكُلُوا وَاشْرَبُوا حَتّٰى يَتَبَيَّنَ لَكُمُ الْخَيْطُ الْاَبْيَضُ مِنَ الْخَيْطِ الْاَسْوَدِ مِنَ الْفَجْرِۖ ثُمَّ اَتِمُّوا الصِّيَامَ اِلَى الَّيْلِۚ وَلَا تُبَاشِرُوهُنَّ وَاَنْتُمْ عَاكِفُونَۙ فِي الْمَسَاجِدِۜ تِلْكَ حُدُودُ اللّٰهِ فَلَا تَقْرَبُوهَاۜ كَذٰلِكَ يُبَيِّنُ اللّٰهُ اٰيَاتِه۪ لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَّقُونَ 

 Fecr vakti, beyaz iplik siyah iplikten ayrılıncaya (ufukta ikinci fecir olan fecr-i sadık belirinceye) dek yiyip için. Sonra orucu geceye tamamlayın. Mescidlerde itikafta bulunduğunuz sırada eşlerinizle beraber olmayın. Bu, Allah’ın sınırlarıdır. Ona (Allah’ın sınırlarına) yaklaşmayın. İnsanlar sakınıp korunsunlar diye Allah ayetlerini böylece açıklar. (2/Bakara, 187)

‘’Fecr vaktinde beyaz iplik siyah iplikten sizce ayırt edilinceye kadar yiyin için” Bakara 187 ayeti şu hadisle açıklanmıştır: 

Adi bin Hatem şöyle demiştir; Bu ayet nazil olunca hemen bir beyaz bir de siyah ip aldım bunları yastığımın altına koydum gece kaltığım zaman bu iplere bakmaya başladım fakat bir türlü birbirine ayırt edemiyordum. Rasulullaha gittim bu durumu kendisine arz ettim. O ise bana şöyle buyurdu: Bu siyah iplikle beyaz iplik ancak gece karanlığı ile gündüz beyazlığıdır. (Buhari)

Hadislerin Kur’an’ın Tefsiri;

Hadislerin Kur’an’ı tefsir etme sıhhati ancak hadislerin kabul edilir bir konumda olması gerekir. Sahih olmayan rivayetler Kur’an’ı tefsir etme yetkisinde değildir.

a- Sahih Hadis: Bunlar Kur’an’ı tefsir etme yani mücmel olanı mufassal açıklaması yine mutlak olanı takyit etmesi amm olanı tahsis etmesi ve mücmel olanı tebyin etmesi şeklinde yapılır ve sahih rivayetler bu konuda otoriterdir.

b- Uydurma hadisler: Bularla asla Kur’an tefsiri yapılmaz. 

c- İsrail’i rivayetlere bağlı kalarak yapılan tefsir: Bu da aynı şekilde Kur’an’ı tefsir etme yetkisinde değildir ve bunlarla tefsir edilmez.

2- Sahabe Tefsiri

Sahabe Resulullah aleyhisselatu vesselleme iman etmiş onun dizi dibinde büyümüş ayetlerin nuzul sebebine vakıf olmuş ve birçok ayetlerin mücmel, müphem, husus, mutlak mukayyet ve takyit birçok meseleyi anlamış ve rasulullah’a bu ayetleri konusunda soru sormuş ve pratik olarak yaşamış olan kimselerdir. İşte bu sebeple sahih senetle bize rivayet edilen sahabenin Kur’an konusundaki tefsirleri kabul edilir, onunla tefsir yapılır ve bu tefsir konusunda sahabeden Abdullah ibni Mesut, Abdullah ibni Abbas, Ubey ibni Kaab, Ali bin Ebi Talip, Ebu Musa el- Eşari, Zeyd bin sabit  ve Abdullah bin Zübeyir gibileri bu konuda sahabenin öncüleridir.

3- Selef Tefsiri

Bilindiği üzere Resulullah aleyhissalatu vesselam bir hadislerinde sahabe, tabiin ve sonra etbau tabiin’den olanların iman, inanç ve birçok amelde kendilerine tabi olmamızı istemiştir. Nitekim;

خير الناس قرني ثم الذين يلونهم ثم الذين يلونهم 

İnsanların en hayırlıları benim içinde bulunduğum nesil, sonra onların ardından gelenler, sonra da onların ardından gelenlerdir. (Buhari)

Bu sebeple selef tefsiri sahabenin dizi dibinde büyümüş olan tabibin ve Etbau tabiin’e ait olan tefsirlerdir. Onların tefsir birikimlerinden yararlanarak tefsir yapılır.

C) Siyak ve Sibak- Bütüncül Tefsir

Burada Kur’an-ı Kerim’in siyak ve sibak çerçevesi ve Kur’an’ın bütünlüğü göz önüne alınarak yapılan tefsirdir.

Misal;

ذُقْۚۙ اِنَّكَ اَنْتَ الْعَز۪يزُ الْكَر۪يمُ

Tat (bakalım azabı)! Çünkü sen izzetli ve değerliymişsin ya! (44/Duhan, 49)

Bu ayete baktığımızda bu ayetin övüldüğü muhatabın övüldüğü gibi bir anlam ortaya çıkıyor. Halbuki ayetin siyak ve sibak önce ve sonrasına baktığımızda burada bir övgü değil mecaz yoluyla alay söz konusudur. Yani onun cehenneme azaba dücar olması söz konusudur.

C) Şekil Açısında Yapılan Tefsir Çeşitleri;

1- Et tefsiru’t Teczii: Bu ayetlerin mushaftaki yeri ve sırası esas alınarak ayet ayet Süre süre tefsir edilmesidir. Bu tefsir tarzı sahabe ve tabiun dönemlerinde Kur’an’ın bazı ayetlerini parça parça şerh ve izah etmek ve bazı yerlerini tespit etmek olarak başlamıştır. İbni Mace et-Taberi ve diğer Alimler bu şekilde yapmışlardır. Bu ilk etapta belli ayet ve sureler yapılmış sonra Fatiha suresinden Nas suresine kadar bu tefsir yapılmıştır.

Bu tefsir çeşiti kendisi içerisinde kısımlara ayrılmaktadır;

A) Atom Tefsiri/Mevzii yada Muselsel Tefsir: Bu tefsir çeşiti siyak ve sibak ele alınmadan bağlamından koparılarak ayetler içinde uygun olmayan anlamlar çıkarılır. Bu da caiz değildir.

B) Tefsru’l Tahlili: Bu bütün ayetlerin tertibine göre süre süre ayet ayet tefsir edilmesidir. Müfessir ayetinin bütün yönlerini araştırır ve tefsir eder.

C)  Tefsiru’l Tarih: Bu Kur’an’ın 23 yıllık döneminde Alak suresinden nazil olan son ayete göre tefsir edilmesidir.

D) Et-Tefsirul icmali: Bu Kur’an ayetlerin kısa özet bir şekilde tefsir edilmesini ihtiva eder. Kur’an’ın Mushaf tertibine göre ayet ayet sure sure tefsir yapılır.

2- Konulu Tefsir: Kur’an’ın bütünlüğü içinde ele alıp ister aynı isterse değişik sürelerde olsun konuyu uzaktan ve yakından ilgilendiren tüm Mekki ve Medeni tüm ayetleri toplayarak mümkün olduğu mertebe nuzul sırasına göre göz önünde bulundurup nasih mansuh koşuluyla Kur’an’ı genel üslubu çerçevesinde çeşitli mukayeseler yapmak üzere ortaya çıkan tefsir çeşididir. Dolayısıyla bu tefsir çeşidi lafız ya da hüküm yönüyle aynı olan bir konuyu Kur’an’ın bütünü içerisinde araştırmaktır.

3- Ahkam Tefsiri: Bu ise Kur’an-ı Kerim’deki amel, ibadet ve muamelat okumakla ilgili ayetlerin tefsirini konu alan tefsir çeşididir.

4- Kelam Tefsirine: Bu Kur’an’daki dinin asılları yani akideye taalluk eden kelam ilmi ile ilgili meselelerde tefsir edilmesidir. Misal: Kadı Abdulcabbar gibi Mutezile tefsircileri.

5- Mezhebi Tefsir: Bu tefsir çeşidi Kur’an’ın, hadislerin, sahabenin ya da Arapça dil bilgi kurallarını bütünlüğünde tefsir edilmeksizin bizzat kendi içinde kendi mezhebini, kendi hedeflerini ve kendi gayelerini meşhuru gösterebilmek için itikadı, ameli ve siyasi görüşler doğrusunda tefsir edilmesine denir.

Mezhep tefsirin önce belli görüş ve ilkeleri benimser ardından bu görüşe uygun olmayan ayetleri tevil ederler. Bu mezhepler kendi inançlarını ve  düşüncelerini onaylatabilmek için muarızlarına ayetlerden ya da tefsir ve tevil yöntemi ile savunurlar. Hariciler, Şia, Mutezile, Cehmiye, Kerramiye ve benzeri bu grupta değerlendirilir.

6- Batini Tefsir: Bu Kur’an’ın, sünnetin, sahabenin ve ümmetin kendisi ile icma ettiği meselelere hiçbir şeye uymayan, kabul edilmeyen tamamıyla heva, heves, keyfi, son derece  subjektif ve yöntemsiz bir şekilde yapılan tefsirdir. Bu tefsirde nüzul sebebi, mutlak mukayyet, ,muayyen müphem, mücmel, amm, has ve mufassal söz konusu değildir. Bunlar Kur’an’ı yanlış yorumlayarak bağlamından koparırlar. Onlar Kur’an’ın zahiri hükmünü değil batini hükümünü alarak kendi akli çıkarımlarıyla yorum yaparlar. Kendi düşüncelerini Kur’an’a uydurmak, aklın verileri ile Kur’an’ın sarih olan hükmünü bağlamından koparmaktır. Bu grupta olanlar:  Karamiti, Batiniler ve Şia gibi gruplar olarak sıralayabiliriz.

وَكُلَّ شَيْءٍ اَحْصَيْنَاهُ ف۪ٓي اِمَامٍ مُب۪ينٍ۟ 12

 Biz, her şeyi apaçık bir Kitap’ta kaydetmişizdir. (36/Yâsîn, 12)

Misal: Kur’an’da ”Biz her şeyi imam’i mubinde yazdık” Yasin 12 ayetini onlar şu şekilde tefsir ediyorlar: İmam bu bir lafız fazla olarak Ali olarak yorumlamışlardır.

7- Harici Tefsir: Bu da bilindiği üzere İslam tarihinde aşırı tekfirci gruplar konumunda olan siyasi ve akidevi bir mezhep olan bir gruba ait tefsir çeşididir. Bunların çoğu genç bedevi ve eğitimde yoksun olan kimselerdir. Onlar belli kaideler ve usule tabi olmadan Kur’an ayetlerini bağlamından kopararak istedikleri yönde yorumlama yaparlar.

8- İlhadi Tefsir: Bu özellikle kafirlerin oryantalist Kur’an ayetlerini kendi zanlarına getirmek suretiyle İslam’ı ve Kur’an’ı boşa çıkarabilmek için Kur’an ayetlerini ilimsiz, bilgisiz, yalan, iftira ve bağlamından kopararak tefsir yapmalarıdır. Onlar bu amaçla Kur’an’a saldırırlar.

9- Mutezile Tefsiri: Bu mezhep nakil, akıl ile mutabakat ettiği takdirde delil olabilir aksi takdirde aklı yönden temin edilir. Onlar müteşabih ayetlerinin üzerinde durmuşlar ve onu tevil etmişlerdir. Hatta bu mezhep tefsirlerini adalet, tevhid, vaat, vaid, menzile beyne menzileteyn ve emri bil maruf nehiy anıl munker kriterleri üzere mezheplerini kurmuşlardır

Kur’an’nın zahiri esaslarıyla uyuşan ayetleri zahiri üzere benimsemişler uyuşmayan ise müteşabbi saymış ve onları Arap dilinden istifade ederek kendi esaslarına uygun düşecek tarzda temin etmişlerdir. Buna delil olarak ayette Allah’ın ahirette görünmeyeceği fikrini savundukları için ayette geçen nazara fiilini asli anlamı olan bakmak şeklinde değil de ummak ve  beklemek şeklinde yorumlamışlardır.

10- Şia Tefsiri: Bunlar kendi akide ve siyasi görüşlerini onaylatabilmek için Kur’an’ın kendilerince tefsir etmişlerdir ve özellikle onlar imamet, isme,t mehdilik, reca ve takiye prensiplerine uygun bir şekilde Kur’an tefsiri yapmışlardır.

Şia içerisinde çok fazla ekoller vardır ve bunların bir kısmı Ali radıyallahu anh İllah makamına oturtmuş ve buna göre tefsir yapmaktadırlar. Özellikle Ehlibeyt ile ilgili ayetleri öyle bir tefsir ederler ki bunu bulup duysanS şaka mı dersin.

Misal: ”Allah sivrisineği ve daha üstünü bile misal olarak vermekten haya etmez” ayetini tefsirinde İmam Cafer’i Sadık’tan nakledilen bir rivayete dayanarak şöyle derler: Allah bu örneği Ali için zikretmiştir derler.

11- Felsefi Tefsirler: Bu Kur’an’ı felsefi açıdan ele alarak yapılan tefsirdir. Hiç şüphesiz ki heva, heves ve hiçbir rivayete bağlı kalmadan ve İslam’ın uygun olmayıp heva ve hevese göre yapılan bu tefsir merduttur ve asla kabul edilmez.

Misal: İbni Sina ve  İhvanı Safa gibileri Kuran’ın kendi felsefi görüşlerine göre yorumlamışlardır.

Yine aynı şekilde Farabi’de Kur’an-ı Kerim’i kendi felsefe fikirleri ile Kur’an’a bağlamından koparmış maddeyi ezeli kabul etmiş peygamberlik, cennet ve cehennem kavramına farklı yorumlar getirmiştir bu tür tefsir batıldır.

12- İşari Tasavvufi Tefsir: Burada tasavvuf erbabı Kur’an’ın tefsirinden ayetlerle ilgili birtakım gizli anlamlara ve işaretlere göre tefsir ederler. Özellikle onlar ilham, keşif ve sezgi gibi kavramlar üzerinde bir tefsir yöntemi uygularlar. Kendi yaşadıkları hallere göre zikir, zahiri ve batini açıdan tefsir yaparlar. Dolayısıyla onlar bazen ayetleri kendi düşüncelerini onaylatabilmek için tefsirlerinde taHrif yaparak olmadık bilgiler ortaya koyarlar. 

13- Bilimsel Tefsir: Bu Kur’an-ı Kerim’deki bilimsel ve felsefi görüşleri ortaya koymak için yapılan tefsir çeşididir. Özellikle bu bilimsel tefsir ortaya çıkması ile Abbasi dönemlerinde İlim ve tercüme faaliyetleri ile büyük bir ivme kazanmıştır. Felsefe, astronomi, matematik, tıp, fizik ve kimya gibi ilimler. Dolayısıyla ilmi tefsiri hareketini başlaması önemli bir etken olmuştur. İmam Gazali onlardan biridir.

Gürsel Gürbüz

Share this content:

Yorum gönder

You May Have Missed