×

Ders: İmanda İstisna ve Hükmü Nedir?

Ders: İmanda İstisna ve Hükmü Nedir?

Gürsel Gürbüz

İman konusunda “İstisna (İlla bişartillah / İnşallah müminim” demek) meselesi, yani bir kişinin “Ben inşallah müminim” demesi, Ehl-i Sünnet vel-Cemaat uleması arasında uzun zamandır tartışılmış ama net çizgilerle usulü ortaya konmuştur. Bu meselede, imanın mahiyeti, yakîn, tevazu, riya korkusu, şirkten sakınma, kişinin nefsinden emin olmaması gibi konularla birlikte değerlendirilmiştir.

1. İman’da İstisna Nedir?

Bir kişi “Ben müminim inşallah” veya “İnşallah müminlerdenim” dediğinde, buna “imanda istisna” (el-istiṡnāʾ fi’l-îmān) denir.Bu ifadede kişi:“Mümin değilim” demiyor.

“Müminim ama kesin imanım Allah katında kabul oldu mu bilmem” diyerek tevazu ve takva gösteriyor.

Bir kimsenin “Ben mü’minim inşallah”, “Ben mü’minim ama Allah katında ne olduğumu bilemem” gibi sözlerle iman iddiasında istisna getirmesi.

2. İman’da İstisna Getirmenin Maksadı Nedir?

Selef alimlerimiz mü’minim derken in’şeAllah demeyi vacip saymasada hoş görmemiş ama haramda saymamıştır. Dolayısıyla kişi kendisini temize çıkarma niyeti bulunmuyorsa in’şeAllah demesi ile dememesi arasında bir fark yoktur.

İmanda istisna getirmek iman konusunda taşıdıkları şüphelerden dolayı değildir. Bilakis zaten bu başlı başına bir küfürdür. Müslümanların istisna getirmelerinin temel sebebi imanı gereklerini ameli açıdan hakkıyla yerine getirmeme duygusu sebebiyledir. Allah’ın emirlerini farzlarını ve yasaklarından kaçınmada ellerinden geldiği kadar tamamlamayı umdukları için onlar in’şeAllah derler.

Tevazu göstermek,

Riya ve ucb (kendini beğenme) korkusundan sakınmak,

İmanın sonunun ne olacağını bilememek,

Kendini Allah’a havale etmek (tefvîz.)

Dil ile söylenen imanın Allah katında makbul olup olmadığını kesin bilememek.

3. Kur’an’dan Deliller;

وَلَا تَقُولَنَّ لِشَيْءٍ إِنِّي فَاعِلٌ ذَٰلِكَ غَدًا

إِلَّا أَن يَشَاءَ ٱللَّهُ

“Hiçbir şey hakkında ‘Ben bunu yarın yapacağım’ deme. Ancak ‘Allah dilerse (inşallah)’ de.” (Kehf, 18/23-24)

Allah Teâlâ, gelecekle ilgili bile konuşurken “inşallah” denmesini emrediyor. O halde iman gibi büyük bir iddiada da ‘inşallah’ demek daha evlâdır.

4. Sünnet’ten Deliller;

“Ben Allah’ın Rasulüyüm, ama yarın benimle sizin aranızda ne olacağını bilmem.”

(Buhari, Tefsir 46)

Rasûlullah (s.a.v.) bile sonunun ne olacağını bilmediğini söylüyorsa, biz de iman iddiasında ‘inşallah’ diyerek kendimizi temize çıkarmaktan sakınmalıyız.

  1. İman’da İstisna Üç Şekilde Görülür;

a- İmanın aslında şüphe edilerek yapılan istisna küfürdür. Çünkü iman kesindir ve şüphe kabul etmez.

 b- Farz ya da kamil olan imana kesin olarak sahip olduğunu iddia eden kimse nefsi temize çıkarma ve övünme yanlışına düşmemek suretiyle yapılan istisna farzdır.

c-Allah’ın dilenmesini/meşiyetini zikredip onunla bereketlenmek amacıyla yapılan istisna ise caizdir.

6. Usul ve Kaide Açıaından;

“El-îmânu yecmaʿu’l-kavle ve’l-ʿamale ve’n-niyye, vel-yaqīn lâ yecmaʿu’l-ucbe ve’l-riyâ.”

İman, söz, amel ve niyeti toplar. Yakîn (kesin iman) ise ucbu (kendini beğenme) ve riyayı içermez.

Dolayısıyla, kesin iman sahibiyim demek ucba girebilir. O yüzden tevazu ile ‘inşallah müminim’ demekte beis yoktur.

7. Selefin Görüşü;

İmam Ahmed b. Hanbel (rh):

“Bir kimsenin ‘Ben inşallah müminim’ demesinde sakınca yoktur. Çünkü kişi Allah katında kabul edilmiş midir, bunu bilmez. Ama ‘iman yoktur’ diyemez. Zira kalbiyle ve diliyle imanı ikrar ediyorsa o mümindir.”

İbn Teymiyye (rh):

“İstisna ile iman iddia etmek, kişinin tevazu ve Allah’a teslimiyetini gösterir. Bu, nifak değil, takvadır.”

İmam Ebu Hanife (rh):

“Ben müminim inşallah demek caizdir, ama imanım yoktur demek caiz değildir.”

Sen Mü’min misin? Sorusunu selefimiz bid’at olarak görürlerdi.

Süfyan Uyeyne: Sen mü’min misin diye sorulduğunda bazen cevap vermez bazen de senin bana bunu sorman bid’attır der ve ben imanımdan şüphe etmiyorum derdi. 

Aslında bu soru murci’enin bir fitnesidir. Onlar bu yönüyle ben Mü’minim demekle imanın kalple tasdikten ibaret olduğunu ispatlamaya çalışmışlardır. 

Eğer ben mü’minim derse tam ve kamil anlamda Allah’ın tüm yasaklarından uzak ve farzlarını yerine getirerek eksiksiz bir iman içerisine olduğunu söyleme niyeti mutlaka olmamalıdır.

Bir kimse Allah’a, rasule, kitaba ve sünnete ben iman ettim demesi caizdir. Seleften bazıları ben in’şeAllah mü’minim veya mü’min olduğumu umuyorum ve benzeri cevapları vermeyi güzel bulmuşlardır.

İman batini ve zahiri her alanda çeşitli bölümlerden oluşan bir hayat programıdır ve bunun için bir kimsenin in’şeAllah ben mü’minim demesi ilahi hükümleri ellerinden geldikleri kadar yerlerine getirme ve Allahın iradesini umdukları ve insan oluş sebebi ile istisna getirmişlerdir.

Ehli sünnet şüphe ve tereddüt gibi sebeplerden dolayı imanda istisna yapmayı caiz görmemiştir. Çünkü akide’de şüphe etmek zaten başlı başına küfürdür. Dolayısıyla istisna iman konusunda şüphe yada tereddüt taşımasından dolayı değildir. Bu insan oluşunun eksik ve kusurlu oluşu hasebiyle kamil manada yerine getirmeme korkusuz sebebiyledir.

Selef alimlerimiz ”sen mü’min misin’’? Şeklinde sorulan sorunun bid’at olduğunu söyleyerek bunu doğru görmemişlerdir. Dolayısıyla imanda istisna caiz oluşu ehli sünnetin görüşüdür. 

Abdullah ibni mesud radıyallahu anhu diyor ki; Birisi ona ”Ben mü’minim” deyince ona sorun cennette miymiş, onlarda ona demiş sen cennete mi gideceksin? demişler. O kimse Allah bilir deyince, Abdullah ibni mesud ikincisini Allah’a havale ettiği gibi birincisinide Allah’a havale etseydi’ya demiştir. (El-lalekai)

Celil rahimullah şöyle demiştir; İbni mübarek ve Sufyan es-Sevri gibi birçok selef alimlerin ismini saydıktan sonra şöyle demiştir: Kendilerine ulaştığım kimseleri dinledim onlar imanda istisna yapıyorlar ve istisna yapmayan kimseleride ayıplıyorlardı. (El-lalekai)

İmam Ahmed bin Hanbel iman hakkında soru soruldu bu soruya şöyle cevap verdi: İman söz amel ve niyettir, ona denildi ki bir adam ”sen mü’min misin” dediği zaman ne dersin? dedi ki; böyle soru sormak bid’attır. Ona denildi ki, bu soruya verilecek cevap nedir? dedik ki in’şeAllah mü’minim der. (El-lalekai)

Selef şu iki sebeden dolayı in’şeAllah demeyi hoş karşılamazlardı.

a- Mutlak iman açısından Allah’ın kuluna emrettiği her şeyi yapıp haram kıldığı her şeyi bırakmasını içerir. Kişi in’şeAllahsız ben Mü’minim derse, inanıp kabul ettiğini kesin bir dille söylemek şöyle dursun imanın tüm gereklerini yerine getirdiğini de kesin bir dille söylemiş olur.

b- Mü’min olduğunu kayıt belirtmeksizin söyleme de nefsi temize çıkarma kendisini Allah’ın velisi olduğuna mutlak salih olduğuna şehadet etme vardır.  

8. Ne Zaman Sakıncalı Olur?

Eğer bir kimse, imanı şüpheli görerek, “inşallah müminim” diyorsa bu İ’tikadi şüphedir ve küfürdür.mAma tevazu, riya korkusu, ucbten kaçınmak gibi sebeplerle “inşallah müminim” derse bu ehl-i sünnetin ruhsat verdiği bir yoldur.

Sahabe ve selef âlimlerinden çoğu bu ifadeyi kullanmıştır.

9- İmanın Allah Katındaki Değeri Gizlidir

Kişi ne kadar takva üzere yaşasa da, imanının Allah katında kabul edilip edilmediğini kesin olarak bilemez. Bu yüzden selef âlimleri derdi ki:

“İmanın hakikati Allah katındadır.”

Bu sebeple, “inşallah müminim” demek; imanı küçümsemek değil, imanın kıymetini ve büyüklüğünü idrak etmek demektir.

10-  İman İddiası Büyük Bir Sözdür;

Mü’min olduğunu iddia etmek, aslında çok büyük bir davadır. Çünkü bu iddia, Allah’a “Ben seni tasdik ettim, seni sevdim ve senin yolundayım” demektir. İşte bu sözün hakkını vermeyen bir insan için o söz, ağır bir yüktür.

“Mü’minim” diyen, bu sözün gereklerini yerine getirmelidir.

11- Sahabe’den Örnek

İbn Mes’ud (r.a) derdi ki:

“Biz müminiz derdik ama ‘inşallah’ diyerek.” (İbn Ebi Şeybe, Musannef)

Bu söz, sahabenin bile iman iddiasında tevazu sahibi olduğunu gösterir. Çünkü onlar nefsinden emin olmaz, ameline güvenmezdi.

12- İmanla Alay Etmemek İçin Temkin;

Günümüzde bazıları “Ben kesin müminim” derken, ameli olmayan, hatta İslam’a açıkça karşı gelen söz ve fiilleri olabiliyor. Bu durumda bu tür kesin ifadeler, hem nifaka hem kibire hem de yalana kapı açabilir. O yüzden, inşallah diyerek söylemek kişiyi bu tehlikelerden korur.

13- Denge Önemlidir: Şüpheye Girmemek Şartıyla

Bu meselede iki uçtan da sakınmak gerekir:

Aşırı kesin konuşmak → ucb (kendini beğenme), riya ve kibre kapı açar.

Sürekli şüphede kalmak → vesvese, zayıf iman ve ilhad tehlikesi doğurur.

Ehl-i Sünnet çizgisi bu iki uç arasında dengeyi gözetir:

“Zahiren iman ettim, Allah katındaki durumumu ise Allah bilir. İnşallah müminim.”

İstersen bu meseleye dair, Mu’tezile, Hariciler ve Mürcie gibi fırkaların görüşlerini ve neden sapkın görüldüklerini, bu bağlamda da aktarabilirim. Bu, meseleyi itikadi yönüyle daha derinlemesine anlamanı sağlar. İster misin?

Selef âlimlerinin “iman konusunda istisna” meselesindeki görüşü, itidal (denge) üzeredir. Ne Hariciler gibi kişinin imanına aşırı güvenmişler, ne de Mürcie gibi amelsiz imanı yeterli görmüşlerdir.

İmanın kabulü Allah katındadır.

Kişi münafık olabilir, bunu bilemeyiz.

Kişi günah işliyor olabilir, ameli imanın zıddına gitmiş olabilir.

Nifak korkusu ve riya endişesi taşıyan kişi “inşallah müminim” der.

  1. Sonuç;

“Ben inşallah müminim” demek Ehl-i Sünnet’e göre caizdir.

Bu söz; kendini temize çıkarmamak, riya ve ucbten kaçınmak, Allah’a teslimiyet ve takva göstermek maksadıyla söylenirse güzel bir sözdür.

Ancak şüpheyle söylenirse, yani “Acaba iman ettim mi etmedim mi?” diyerek kullanılırsa bu tehlikelidir.

Share this content:

Yorum gönder

You May Have Missed