Allahın Sıfatları İki Türlütür.
Allahın Sıfatları İki Türlütür.
Allah’ın sıfatları onunla ilgili olması yönünden ikiye ayrılır.
Zati sıfatlar ve Fiili sıfatlar
1- Zati sıfatlar: Bunlar Allah’ın mukaddes zatında ezeli ve ebedi olarak bulunan sıfatlardır.
Zati sıfatlara örnek: Hayat, işitme, görme, ilim, kudret, irade, hikmet ve benzeri zati sıfatlar Allah’ın zatında ayrı olması düşünülemeyen sıfatlardır.
2- Fiili Sıfatlar: Allahın insanlarca bilinmesi gerekli olan ilahi özelliklerdir. Bunlar Allah’ın dileme, yaratmak, azap etmek, rızık vermek, meşiyet ve hikmetine bağlı olan sıfatlardır. Allah onları sonsuz hikmeti gereğince dilediği zaman ve dilediği şekilde yapar.
Kur’an’da ve sahih hadislerde geçen fiili sıfatlar arşa istiva, yükselme, nüzul, inme, sevme, nefret etme, sevinme, gülme gelme gibi sıfatlardır. Bu sıfatlardan bazıları hem zati hem fiili sıfatlardır. Bu kelam konuşma sıfatı gibi. Zira bu tür sıfatlar sıfatın aslı itibariyle zatidir. O sıfatın yansımaları ve fertleri itibariyle de fiildir. Diğeri bir ifadeyle bunlar tür itibariyle kadim ezeli fertleri itibariyle hadis sonradan olmadır. Bu sıfatlardan bazıları da haberi sıfatlar denir. Bunlar varlığı akılla değil yalnız nakille biline bilinir, bu sıfatlar ayet ve hadislerde şöyle geçer yüz, iki el, iki göz, ayak sıfatları gibi.
Kur’an, Sünnet ve İcma ile Sabit Olan Bazı Sıfatlar.
1- Uluv: Bu yücelik sıfatı üç çeşit yüceliği içine alır.
a) Uluv Allahın zati sıfatlardandır. Kadir, şan, yüce, kahır, hakimiyet ve zat yüceliği. Bunun manası Allah’ın kainatın üstündedir ve onun üstüne hiçbir varlık yoktur ve göklerin üstündeki arşa istifa etmiştir. Mahlukatından ayrıdır yani yaratılmışlardan hiçbir şey onun içinde olmadığı gibi o da yaratılmışlar içinde değildir.
b) İstiva Sıfatı: Allah gökleri ve yeri yarattıktan sonra arşının üzerine hakiki anlamda istiva etmiş yani celal ve azametine yaraşır şekilde arşın üzerine yükselip yerleşmiştir. Bu istivası yaratılmışların istivasına hiçbir şekilde benzemez. İstiva sıfatı fiili sıfatlardandır.
c) Kelam Sıfatı: Allah işitilebilir, seslerden ve harflerden oluşan hakiki bir kelamla konuşur. Ancak bu konuşması yaratılmışların konuşmasına benzemez. Ayrıca o dilediği zaman dilediği şekilde ve dilediği şeyleri konuşur, doğruyu ve adaleti dile getirir. Onun kelimeleri bitip tükenmez. Allah ezeli ve ebedi olarak konuşma sıfatına sahiptir. Kelam sıfatı asli, zati, fertleri ve yansımaları itibariyle de fiili bir sıfattır.
Bütün bu çeşitleri ile sıfatlar hakiki anlamlara üzere haktır. Dolayısıyla da onları ayet ve hadislerde geldiği gibi kabul etmek ve o sıfatların keyfiyetini nasıl olduğunu araştırmadan açık anlamlarını almak gerekir. Bu kural bütün sıfatlar için geçerlidir. Zira sıfatının bir kısmı hakkında söylenenler diğerleri için de aynen geçerlidir ve aralarında fark yoktur. Kim bu konuda sıfatlar arasında bir ayırıma giderse hiçbir delile dayanmadan hüküm vermiş olur.
Allah’ın İsimleri ve Sıfatları Konusunda Sapanlar
1- Temsil Ehli: Bunlar sıfatları kabulde aşırıya kaçıp onları yaratılmışların sıfatları ile aynı kabul etmişler ve şöyle demişlerdir; Allah insanlara onların yaratılmışlar içinde bildiği ve aşina olduğu şeylerle hitap etmişt demek suretiyle bu tevili yapmışlardır.
2- Ta’til Ehli: Bunlar da olumsuz sıfatları reddederken aşırı gidip ayet ve hadislerde sabit olan isim ve sıfatları da reddet etmişlerdir. Onlar sıfatları kabul etmek temsili gerektirir demişlerdir. Çünkü bu sıfatlar yaratılmışların vasıflandırıldığı sıfatlardandır. Dolayısıyla da yaratıcının onlarla vasıflandırılmaması gerekir demişlerdir.
Ta’til ehli Allah’ın sıfatları olmayan mutlak bir varlık olduğunu söylemişlerdir. Tat’il konusunda onların en aşırıları batini ve karametilerdir. Onlar bütün olumsuz sıfatları reddetmişlerdir. Onlardan sonra ise isim ve sıfatları inkar eden cehmiye mezhebi gelmiştir.
3- Tevil Ehli: Bunlar sıfat naslarını Allah’a ait hakiki birer sıfata delalet etmediğine inanıp bu nasları yorumlayacakları başka manalar verdiler. Bunu da ayet ve hadislere açık anlamlarından farklı ve başka anlamlar vermelerine gerekçe olarak hiçbir geçerli delilleri olmadığı halde yaparlar ve bu tahriflerine de tevil adını verirler.
Kelamda asıl olan onu hakiki anlamına hamletmektir. Bir sözü tevil etmeyi yani ona açık anlamını bırakıp mecazi bir mana yüklemeyi gerektirecek geçerli bir delil olmadıkça o sözün tevil edilmesi asla doğru olmaz. Sıfatlar için böyle geçeli bir delil bulunmamaktadır.
Resulullah aleyhisselam insanlara rablerinden onlar için indirilen ayetleri açıklamış ve apaçık bir tebliğde bulunmuştur. Dolayısıyla onun akide gibi önemli bir konuyu ihmal etmesi veya tarihçilerin uydurma manalar vererek açıkladıklarını iddia ettikleri bu konuyu açıklamamış olması imkansızdır.
4- Techil Ehli: Bunlar Allahü Teala’nın kendi zatı hakkında bildirdiği ve Rasulün onun hakkında haber verdiği sıfatların manalarının meçhul olduğunu iddia edenlerdir. Onlara göre bu sıfatların manaları Allah’tan başkası bilemez. Hiç kimsenin de onları öğrenme imkanı yoktur. Bunlar takip ettikleri bu yöntemi Tefvid sıfatların manalarını Allah’a havale etmek kendilerinde muveffida yani sıfatların manalarını Allah’a havale edenler diye adlandırılırlar.
Allah Kur’an’ı apaçık bir Arapça ile indirmiş kullarına onu anlayıp manaları üzerinde düşünmelerini emretmiş ve hiçbir ayeti de bu emrin dışında tutmamıştır. Bu da sıfatların manalarının bilinebileceğini göstermektedir. Ancak bu sıfatların keyfiyetlerine ve hakikatlerine gelince işte onlar ilmi Allah’a havale edilecek olan gaybi meselelerdir.
Gürsel Gürbüz
Share this content:
Yorum gönder