×

Adem (as)’ın Hayatı ve Onun Tevhid Mücadelesi

Adem (as)’ın Hayatı ve Onun Tevhid Mücadelesi

Alemlerin rabbi olan Allah yeryüzünde kendisini tanıyacak ve kul olacak bir varlık yaratmak istedi ve insanı yarattı. Dünyayı insana elverişli olarak yaratan Allah yeryüzünde ilk insana peygamberlik vermek suretiyle Adem Aleyhisselam’ın gelmiş geçmiş tüm insanlar için bir baba ve bir peygamber olarak göndermiştir.

Allah, Adem aleyhisselama yaklaşık bin yıl yaşadığı bu dönemde tüm insanlığın zürriyetinin Adem’in soyundan gelmesini murad etti ve bu soya tevhidi öğretecek, imanı öğretecek, ilahi yasaları egemen kılacak, kulları kullara kul olmaktan kurtarıp yalnız Allaha kul yapacakk, şirki ve küfürü yasaklamak yine Adem Aleyhisselam’a ve onun soyundan gelene bırakıldı.

وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْاِنْسَ اِلَّا لِيَعْبُدُونِ 

Ben cinler ve insanları yalnızca bana ibadet etsinler diye yarattım. (Zariyat: 56) 

Yeryüzünde her renkten ve ırktan olan tüm insanlar Adem Aleyhisselam’ın çocuklarıdır. Bu yüzden insanlar birbirlerine ırkçılık etmesin, zulmetmesin, öldürmesin, savaşmasın ve insanların haklarını gasp etmesinler diye Allah hepimizi aynı soydan geldiğimizi bize hatırlatmaktadır.

Kardeş oluşumuzun yegane yolu tevhid inancıdır. Bu yüzden Adem aleyhisselam kendisinden sonra oğullarından olan Şit aleyhisselam ve ondan sonraki tüm nebi ve resuller hep tevhidin sancaktarlığını yapmış kullara kul olmaktan kurtarıp yalnız Allah’a kul olmanın gerekliliğini beyan etmiştir.

Kalu Bela 

Darimi’den geçen bir rivayette Allah insanları yaratmadan iki bin yıl önce ruhları yaratmıştı ve bu ruhları bir araya toplayarak kendisini tanıtmış, varlığını tasdik ettirmiş, kulluk sözü almış ve Allah’a inanmak, hakka şahit kılmak suretiyle insanı Allah’a iman fıtratı üzere yaratmıştır. Dolayısıyla Kalu Bela insanın doğasına yerleştirilmiş olan Allah’a bilme, inanma yeteneği ve ibadet etme özelliği ile yarattığı bir formattır.

وَاِذْ اَخَذَ رَبُّكَ مِنْ بَن۪ٓي اٰدَمَ مِنْ ظُهُورِهِمْ ذُرِّيَّتَهُمْ وَاَشْهَدَهُمْ عَلٰٓى اَنْفُسِهِمْۚ اَلَسْتُ بِرَبِّكُمْۜ قَالُوا بَلٰىۚۛ شَهِدْنَاۚۛ اَنْ تَقُولُوا يَوْمَ الْقِيٰمَةِ اِنَّا كُنَّا عَنْ هٰذَا غَافِل۪ينَۙ 

 (Hatırla!) Hani Rabbin Âdemoğullarının sırtlarından zürriyetlerini almış ve onları kendilerine şahit tutarak: “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” demişti. Demişlerdi ki: “Evet! (Sen bizim Rabbimizsin!) Şahit olduk.” (Bu,) Kıyamet Günü: “Biz bundan habersizdik.” dememeniz içindir. (A’râf, 172)

Bu ayeti kerime Ömer İbni Hattab soruldu ve dedi ki; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e bu ayet sorulduğunu işittim o şöyle buyurdu; Allah azze ve celle Adem aleyhisselam’ı yarattı sonra da onun sırtını yemini ile mest ederek ondan zürriyetinden bir kısmını çıkardı ve ben bunları cennet için yarattım ve cennet ehlinin amelini işleyeceklerdir buyurdu. Sonra tekrar onun sırtını mesh etti ve ondan zürriyetinden kalan kısmı çıkardı ve bunları da ateş için yarattım ateş ehlinin amelini işleyeceklerdir buyurdu. Bir Adam dedi ki ey Allah’ın rasulü! Peki o zaman amele etmek ne içindir? Rasulullah şöyle buyurdu; Allah kulu cennet için yarattığı zaman onun cennet ehlinin amelini işlemesini sağlar ta ki cennet ehlinin amellerinden birini işlerken ölür ve onunla cennete girer. Allah kulu ateş için yarattığı zamanda onun ateş ehlinin amelini işlemesini sağlar ta ki ateş ehlinin amellerinden birini işlerken ölür ve onunla ateşe girer. (Muvatta, Müsned, Abu Davud) 

İmam Ahmet’in rivayet ettiği hadiste Abdullah ibni Abbas radıyallahu anhu dedi ki, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu; Muhakkak ki Allah azze ve celle söz almak için Arefe günü Neman denilen yerde Adem Aleyhisselam’ın sırtından yaratacağı tüm zürriyetini çıkardı, onları huzuruna getirerek yüz yüze onlarla konuştu ve şöyle buyurdu; Ben sizin rabbiniz değil miyim? demişti de onlar evet rabbimizsin şahit olduk demişlerdi. (Müsned)  

Ben sizin rabbiniz değilmiyim? Denildiğinde gelmiş geçmiş tüm insan ve cinler Allahın uluhiyet, rububiyet ve sıfatlarını tanıma üzere insanın doğasına enjekte edildi. Dolayısıyla Allahın birlenmesi konusunda Kalu bela Allah ile kul arasında bir söz ve antlaşmadır.

“Her doğan çocuk fıtrat üzere doğar, sonra ebeveyni onu yahudileştirir veya hristiyanlaştırır veya mecûsileştirir” (Buhari)

Adem Aleyhisselam’ın Yaratılış Başlangıcı

Ebu Musa El- eş’ari radıyallahu anhu dedi ki, Resulullah aleyhisselatu vesselam şöyle buyurdu; Allah bütün yeryüzünden aldığı bir topraktan Adem’i yarattı, bundan dolayı adamoğulları yeryüzünün miktarında farklı farklı oldular onlardan kimi beyaz, kimi kırmızı, kimi siyah ve bunların arasında renktedirler. Yine onlardan kimi iyi, kimi kötü, kimisi yumuşak, kimi sert ve bunların arasındadırlar. (El- müsned)

Adem aleyhisselam ilk olarak cennet ve dünya hayatını yaşayan, ilk örtünen, ilk unutan, ilk hata yapan, ilk tevbe eden, ilk peygamber, ilk tevhid mücadelesi veren, ilk evlad acısını yaşayan, ilk selamlaşan, ilk defa toprağı işleyen ve o ilk insandı.

Suddi İbni abbas’tan, İbni Mesut’tan ve Resulullah aleyhissalatu vessellemin bazı sahabelerinden şöyle dediklerini nakletti; Allah azze ve celle cebrail’i yeryüzüne gönderdi ki oradan çamur alıp gelsin yer ona dedi ki beni eksiltmenden veya beni çirkinleştirmenden Allah’a sığınırım bunun üzerine cebrail bir şey almadan döndü ve Rabbim o sana sığındı ben de onu bıraktım dedi. Allah bu defa Mikail’i gönderdi diğeri gibi ondan da Allah’a sığındı, O da onun sığınmasını kabul ederek bir şey almadan döndü ve cebrail’in söylediğinin aynısını söyledi. Bu defa Allahu Teâla ölüm meleğini gönderdi yer ondan da Allah’a sığındı bunun üzerine ölüm meleği şöyle dedi; Ben de Allah’ın emrini yerine getirmeden dönmekten Allah’a sığınırım, ölüm meleği toprağı yeryüzünden alarak birbirine karıştırdı tek bir yerden almadı beyaz, kırmızı ve siyah topraklardan aldı. Bundan dolayı Adem oğulları farklı farklı renktedirler bu toprağı alarak göğe yükseldi ve toprağı suyla ıslatıp yapışık bir çamur haline getirdi.

İblisin Adem aleyhisselam’dan büyüklenmemesi için de Allah eliyle onu yarattı onu bir beşer olarak var etti. O cuma gününün miktarında tam 40 sene çamurdan bir ceset olarak kaldı, melekler onun yanında geçip onu gördüklerinde korkuyorlardı, onların arasında en çok korkan da İblis idi. İblis onun yanına uğruyor ona vurarak testi gibi ses çıkarmasını sağlıyordu, tıngır dayarak ses çıkarıyordu. İşte testi gibi ses veren kupkuru çamurdan (Rahman:14) ayetinin manası budur. İblis sen bir şeyden bir vazifeden dolayı yaratılmışsın diyordu. İblis onun ağzından girerek arkasından çıktı ve meleklere şöyle dedi; Bundan korkmayın! Çünkü rabbinizin içi boş olmadığı halde bunun için boştur eğer ben ona musallat kılınacak olursam onu helak ederim.

Allah’ın ona ruh üfürmeyi irade ettiği zaman gelince meleklere şöyle buyurdu; Ben ona ruhumdan üfürdüğüm zaman sizler ona secde edin. Allah ona ruh üfürdüğünde ruh onun başına girince hapşırdı, melekler ona Elhamdülillah de dediler. O da Elhamdülillah dedi. Bunun üzerine Allahu Teâla ona Rabbin sana rahmetiyle muamele etsin buyurdu. Ruh onun gözlerine girince hemen cennetin meyvelerine baktı, ruh onun karnına girince yemek yemeyi arzuladı daha ruh onun ayaklarına girmeden cennet meyveleri için acele ederek sıçramaya başladı. 

Böylece meleklerin tümü topluca secde etti ancak İblis secde edenlerle birlikte olmaktan kaçınıp inat ederek Allahın emrine isyan etti.

İmam Buhari, Rasulullah sallahu aleyhisselam’den şöyle rivayet etti; Allah, Adem’i uzunluğu 60 arşın olduğu halde yarattı, sonra git şu meleklere selam ver ve senin nasıl selamlayacaklarına dikkat et! Çünkü o senin ve zürriyetinin selamıdır buyurdu. Adem Esselamu aleyküm dedi, meleklerde Esselamu aleyke ve rahmetullah diyerek onun selamını aldılar. Melekler onun selamına ve rahmetullahi kelimesini eklediler cennete girecek olan herkes Adem’in sureti üzerine olacaktır. İnsanlar o günden bugüne sürekli kısaldılar. (Buhari, Müslim)

Halife Nedir?

Halife yeryüzünde Allah’a ibadet eden Allah’a kul olan Allah’a teslim olan ve Allah’ın hükmü ile hükmeden kimsedir. Halife şirki, küfürü, zulmü ve her türlü kötülüğü reddederek Allah’ın iradesine göre yaşayan, Allah’ın yasa ve kanunlarına göre idare edip hayatını ona göre şekillendiren kimsedir. Aslında halife Allah’a kulluk ve yaratılma gayemizin temel sebebidir. İslam’ı temsil etmek, Resulullah’ın izinden gitmek  ve Allah’a itaat etmek halife olmanın gereğidir.

وَاِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلٰٓئِكَةِ اِنّ۪ي جَاعِلٌ فِي الْاَرْضِ خَل۪يفَةًۜ قَالُٓوا اَتَجْعَلُ ف۪يهَا مَنْ يُفْسِدُ ف۪يهَا وَيَسْفِكُ الدِّمَٓاءَۚ وَنَحْنُ نُسَبِّحُ بِحَمْدِكَ وَنُقَدِّسُ لَكَۜ قَالَ اِنّ۪ٓي اَعْلَمُ مَا لَا تَعْلَمُونَ

Hani Rabbin meleklere: “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım.” demişti. Dediler ki: “Orada bozgunculuk yapacak ve kan dökecek birini mi (halife) kılacaksın? Oysa bizler seni tüm eksiklerden tenzih ederek sana hamd etmekte ve seni takdis etmekteyiz.” (Allah) dedi ki: “Şüphesiz ki ben, sizin bilmediklerinizi biliyorum.”

Meleklerin Adem (aleyhisselam’a) Secdesini Nasıl Anlamalıyız?

Meleklerin Adem Aleyhisselam’a secde etmesinin sebebi ayetlerdeki siyak ve sibak bakımından okunduğunda bunun tamamıyla bir saygı secdesi olduğunu görürüz. Nitekim bizden önceki geçmiş ümmetlerde secde mübahtı ve bu secde Allaha yapıldığı gibi kulluk, ibadet, korku, ümit ve bağlılık gibi ibadet içermeyen saygı içeren bir selamlama çeşidiydi.

Dolayısıyla meleklerin bilmediği şeyi Adem Aleyhisselam’ın bilmesi onların saygı secdesinin kazanmasına sebep olmuştur.

Şeytan Adem (aleyhisselam’a) Neden Secde Etmedi?

Şeytan (Allah’ın laneti onun üzerine olsun) onun Allah’ın emrine asi olması ve secdeyi melekler gibi yerine getirmemesinin temel sebebi Kur’an’ın ifadesi ile kibri sebebiyledir. O, Adam aleyhisselama maddi açıdan bakarak materyalist biri olduğu göstermiş oldu. Nitekim Adem’in topraktan kendisinin ateşten yaratıldığını söyledi ve bu düşüncesi ile ateşin toprak daha üstün olduğunu söyleyerek secdeyi reddetti. Aslında bu aynı zamanda iblis için bir imtihandı. Allah bu imtihanda onun makamını yükseltmek istiyordu ama o kibirinden ve inadından dolayı Allah’a isyan etmeyi tercih etti. Bu hak ile batılı ayırmakla beraber kalbin derinliğinde gizlenmiş her türlü hastalığı açığa çıkaran ilahi bir imtihandı. Bu imtihan iblisin kalbindeki gizli olan kibrini ve inadını açığa çıkarmakla beraber bakış açısının çıkarıcı ve maddeci olduğunu kendisine bu imtihadan Allah göstermiş oldu. Bugün de ölçüleri Allah ve Resulü olmayanlar ırkçılık ve faşizm adı altında ümmeti bölmekte parçalamakta ve kendi ırklarının başka ırklardan üstün olduğu varsayımıyla büyük bir fitneye sebep olmuşlardır. Aslında iblisin imtihan olunduğu ve yaptığı şey bugün ırkçıların imtihan ve yaptığı şeyle aynıdır.

وَاِذْ قُلْنَا لِلْمَلٰٓئِكَةِ اسْجُدُوا لِاٰدَمَ فَسَجَدُٓوا اِلَّٓا اِبْل۪يسَۜ اَبٰى وَاسْتَكْبَرَ وَكَانَ مِنَ الْكَافِر۪ينَ 

 Hani biz meleklere: “Âdem’e secde edin.” demiştik. İblis dışında hepsi secde ettiler. O diretti, büyüklendi ve kâfirlerden oldu.

قَالَ مَا مَنَعَكَ اَلَّا تَسْجُدَ اِذْ اَمَرْتُكَۜ قَالَ اَنَا۬ خَيْرٌ مِنْهُۚ خَلَقْتَن۪ي مِنْ نَارٍ وَخَلَقْتَهُ مِنْ ط۪ينٍ 

 (Allah) buyurdu ki: “Sana emrettiğimde seni secde etmekten alıkoyan nedir?” Dedi ki: “Ben ondan daha hayırlıyım. (Çünkü) beni ateşten, onu topraktan yarattın.” (A’râf, 12)

Havva Annemizin Yaratılışı

هُوَ الَّذ۪ي خَلَقَكُمْ مِنْ نَفْسٍ وَاحِدَةٍ وَجَعَلَ مِنْهَا زَوْجَهَا لِيَسْكُنَ اِلَيْهَاۚ 

 O, sizi tek bir nefisten (Âdem’den) yaratan ve sükûnete kavuşsun diye ondan eşini yaratandır.  (7/A’râf, 189)

İbn-i Abbâs ve İbn-i Mes’ud -radıyallahu anhüma’dan gelen bir rivayete göre iblis cennetten çıkarılıp Adem aleyhisselam oraya yerleştirildikten sonra, orada kendisiyle huzur bulacağı bir eşi olmaksızın yalnızca dolaşıyordu. Bu nimetlere rağmen Rabbinden bir eş talebinde bulundu. Birgün uykusundan uyandığında başucunda sol eğe kemiğinden yaratılmış bir hanım gördü ve ona:

Sen kimsin? diye sordu. O da:

Bir kadınım. dedi. Adem niçin yaratıldığını öğrenmek isteyince de:

Allah beni, senin benimle huzur ve sükuna ermen için yarattı. dedi.

Canlı, hayat sahibi manasına gelen Havva’ya bu isim, “hayy” yani “diri” olan Adem’den yaratılmış olmasından dolayı verilmiştir. (Taberî)

Buhari’nin nakline göre Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem;

Kadınlara iyilikle muamele edin, zira kadın kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Kaburga kemiğinin en eğri kısmı üst tarafıdır. Onu düzeltmeye çalışırsan kırılır, kendi haline terkedersen, devamlı eğri kalır. O halde kadınlara karşı iyi davranın.” (Buhari)

Cennet Hayatı

Allah Adem ve havayı yarattıktan sonra onları cennette yerleştirdi. Cennet nimetlerle dolu olan bir yaşam yurdu ve bu cennet yurdunda Allah bir ağaç dışında bütün nimetleri Adem ve havaya helal kıldı. Adem Aleyhisselam’ın bu şekilde imtihanın tattırmasının hikmetlerinden bir tanesi itaatsizliğin sebebiyle Adem aleyhisselamın şahsında bize ne kadar büyük bir kaybı göstermekte. Nitekim şeytan onlara yaklaştı ve onları aldattı.

وَقُلْنَا يَٓا اٰدَمُ اسْكُنْ اَنْتَ وَزَوْجُكَ الْجَنَّةَ وَكُلَا مِنْهَا رَغَدًا حَيْثُ شِئْتُمَاۖ وَلَا تَقْرَبَا هٰذِهِ الشَّجَرَةَ فَتَكُونَا مِنَ الظَّالِم۪ينَ 

 Biz dedik ki: “Ey Âdem! Sen ve eşin cennete yerleşin. Oradan bolca, dilediğiniz yerden yiyin. Ancak şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa zalimlerden olursunuz.”

فَقُلْنَا يَٓا اٰدَمُ اِنَّ هٰذَا عَدُوٌّ لَكَ وَلِزَوْجِكَ فَلَا يُخْرِجَنَّكُمَا مِنَ الْجَنَّةِ فَتَشْقٰى 

 Demiştik ki: “Ey Âdem! Şüphesiz ki bu, sana ve eşine düşmandır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın! Bedbaht olursun.” (Tâhâ, 117)

Şeytan Adem ve Eşini Nasıl Kandırdı?

Cennetteki tüm nimetlere rağmen sadece bir ağacın haram kılınması hiç şüphesiz bir imtihanın sebebi idi ve şeytan her türlü hilelerine ve desiselerine başvurmak suretiyle onları aldatma yolunu seçti. Şeytan, Adem’e ve Havva’ya böyle bir vesvese verdi ve dedi ki: Rabbiniz sizi bu ağaçtan başka bir sebeple değil ancak iki melek olacağınızdan veya ebedi kalacağınızdan dolayı men etti. 

فَوَسْوَسَ اِلَيْهِ الشَّيْطَانُ قَالَ يَٓا اٰدَمُ هَلْ اَدُلُّكَ عَلٰى شَجَرَةِ الْخُلْدِ وَمُلْكٍ لَا يَبْلٰى 

 Şeytan ona vesvese vermiş ve demişti ki: “Ey Âdem! Sana (yediğin takdirde ebedîleşeceğin) ebediyet ağacını ve tükenmeyecek mülkü göstereyim mi?” (Tâhâ, 120)

فَاَكَلَا مِنْهَا فَبَدَتْ لَهُمَا سَوْاٰتُهُمَا وَطَفِقَا يَخْصِفَانِ عَلَيْهِمَا مِنْ وَرَقِ الْجَنَّةِۘ وَعَصٰٓى اٰدَمُ رَبَّهُ فَغَوٰىۖ 

(İkisi) ondan yediler, avret yerleri kendilerine göründü ve cennet yapraklarıyla üzerlerini örtmeye başladılar. Âdem, Rabbine isyan etti, şaşırdı. (Tâhâ, 121)

ثُمَّ اجْتَبٰيهُ رَبُّهُ فَتَابَ عَلَيْهِ وَهَدٰى 

Sonra Rabbi onu seçti, tevbesini kabul etti ve yol gösterdi. (Tâhâ, 122)

Adem aleyhisselam ve eşi hatalarını ve yanlışlarını gördü şeytanın onları nasıl aldattığını anladılar şeytan gibi inatçı davranmadılar ve tevbe yolunu seçtiler.

فَاَزَلَّهُمَا الشَّيْطَانُ عَنْهَا فَاَخْرَجَهُمَا مِمَّا كَانَا ف۪يهِۖ وَقُلْنَا اهْبِطُوا بَعْضُكُمْ لِبَعْضٍ عَدُوٌّۚ وَلَكُمْ فِي الْاَرْضِ مُسْتَقَرٌّ وَمَتَاعٌ اِلٰى ح۪ينٍ 

Şeytan onların ayağını (cennetten) kaydırdı ve onları bulundukları yerden çıkardı. (Allah) dedi ki: “(Oradan) birbirinize düşmanlar olarak (dünyaya) inin. Sizin için yeryüzünde belli bir vakte kadar bir karar (yerleşip yaşamak) ve (yeryüzünün nimetlerinden) faydalanma vardır.” (Bakara: 36)

فَتَلَقَّى آدَمُ مِن رَّبِّهِ كَلِمَاتٍ فَتَابَ عَلَيْهِ إِنَّهُ هُوَ التَّوَّابُ الرَّحِيمُ  

 Âdem Rabbinden bazı kelimeler aldı ve Allah (o kelimelerle) onun tevbesini kabul etti. Şüphesiz ki O, (tevbeye muvaffak kılan ve tevbeleri çokça kabul eden) Et-Tevvâb, (kullarına karşı merhametli olan) Er-Rahîm’dir. (Bakara: 37)

Adem aleyhisselam ve Havva Nasıl Affedildi?

Şeytanın iğvasıyla Allah’ın emrine muhalefet eden Adem aleyhisselam ile Havva validemiz, cennetten çıkarılıp dünyaya gönderildiler. Adem aleyhisselam melekler tarafından Hindistan’ın güneyindeki Seylan Adası’na, Havvâ validemiz ise, Kızıldeniz kenarındaki Cidde şehrinin bulunduğu yere indirilmişti. Bu yüzden uzun bir müddet birbirlerinden ayrı kaldılar. Adem aleyhisselam ile Havva validemiz tevbe ve istiğfara devam ettiler. Ve en sonunda Allah onların dualarına cevap verdi.

قَالَا رَبَّنَا ظَلَمْنَٓا اَنْفُسَنَا وَاِنْ لَمْ تَغْفِرْ لَنَا وَتَرْحَمْنَا لَنَكُونَنَّ مِنَ الْخَاسِر۪ينَ 

 Dediler ki: “Rabbimiz! Şüphesiz biz kendimize zulmettik. Şayet bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen muhakkak ki hüsrana uğrayanlardan oluruz.” (A’râf: 23)

Gürsel Gürbüz

www.gurselgurbuz.com

Share this content:

Yorum gönder

You May Have Missed