Şirk Olan İtaat/İttiba Nedir?
Tarih boyunca ister modern çağlarda, ister en ilkel çağlarda olsun! İtaat konusu her sistem için vazgeçilmez olgulardır. Devletlerin ve hükümetlerin istikrarlı ve güçlü olabilmesi, toplumların düzenli terbiye, ıslah ve insanlar arasında oluşacak her fitneye karşı yapılacak önlem itaat mefûmu iledir. Bugün ideologların ve filozofların vaaz ettiği ideolojik şirk ve küfür dinleri bile itaat üzere kurulmuştur. Bu yönüyle Allah ilahi sistemini itaat üzere göndermiştir.
İster birey, sınıf, aile ve toplum olsun! Kim hayatlarını idame ettirme noktasında itaatlerini kurum, kuruluş, sistem yada rengi ve şekli ne olursa olsun kime tanıyorsa onun kulu olmuş olur.
İnsan uydurması ideolojik dinlere, diyaloglara, önderlere, atalar dinine, örflere ve geleneklere tabi olanlar tabi olduklarına ibadet eden kimselerdir. Kim Allah’a, Resulüne ve islam ilahi nizamın hayat programına itaat ederse Allah’a ibadet etmiş olur. Demokrasi, laiklik, komünizm ve sosyalizm gibi izm;le ne kadar başlayan şirk sistemleri varsa bunlara tabi olmak Allahı, islamı ve resülü inkar etmek ve Allaha şirk koşmaktır.
İtaat ve şirk kavramını tanıyarak konumuzun anlaşılmasını sağlayacağız.
Sözlükte; Şirk ”şerike” fiilinin mazdarı olup denk, eşit, benzer, ortak olmak ve ortaklık manasındadır. Şirkle aynı kökten olan şirket ve müşareket sözlükte; Mülk ve saltanatta ortak olmak demektir.
Şirk koşana müşrik ve şirk koşulana şerik denilir.
Istılahda; Allah’ın zatında, isimlerinde, sıfatlarında ve fiillerinde bir başkasına ortak, denk ya da ona benzer olduğuna inanmaktır.
Şirk; Allah’ın ilahi özelliğini bir başkasına tanıyarak o kimseye ilahi ve rabbani yetkiyi vermektir. Kim ilahi özellikleri bir başkasına tanıyorsa kendisi müşrik ilahi makama oturttuğu kimse ise şerik yani şirk koşulan bir ilahı olmuş olur.
İtaat (t-v-a) Sözlükte baş eğmek emredileni yerine getirmek sözü dinlemek anlamındadır
İslam Istılahında Allaha isyan konusunda başkasına mutlak anlam itaat etmenin sonunda şirke düşmesini ifade eder.
يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُٓوا اَطٖيعُوا اللّٰهَ وَاَطٖيعُوا الرَّسُولَ وَاُو۬لِي الْاَمْرِ مِنْكُمْۚ فَاِنْ تَنَازَعْتُمْ فٖي شَيْءٍ فَرُدُّوهُ اِلَى اللّٰهِ وَالرَّسُولِ اِنْ كُنْتُمْ تُؤْمِنُونَ بِاللّٰهِ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِؕ ذٰلِكَ خَيْرٌ وَاَحْسَنُ تَأْوٖيلاًࣖ
Ey iman edenler! Allah’a itaat edin, peygambere itaat edin, sizden olan ülü’l-emre de. Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz -Allah’a ve âhirete gerçekten inanıyorsanız- onu, Allah’a ve peygambere götürün. Bu, elde edilecek sonuç bakımından hem hayırlıdır hem de en güzelidir. (Nisa:59)
Kur’an ve Sünnet’te itaat dört şekilde görülür;
1- Allah’a itaat
2- Resul’e itaat
3- Yöneticilere itaat
4-İhsanla Anne ve babaya itaat.
Anne ve babaya emredilen itaat daha çok ihsan ve marufda itaat olarak ifade edilmiştir. Bu yönüyle Allah’a isyan dışında marufta anne ve babaya itaat etmek vaciptir.
اِتَّخَذُٓوا اَحْبَارَهُمْ وَرُهْبَانَهُمْ اَرْبَابًا مِنْ دُونِ اللّٰهِ وَالْمَس۪يحَ ابْنَ مَرْيَمَۚ وَمَٓا اُمِرُٓوا اِلَّا لِيَعْبُدُٓوا اِلٰهًا وَاحِدًاۚ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۜ سُبْحَانَهُ عَمَّا يُشْرِكُونَ
Onlar Allah’ı bırakıp din bilginlerini, abidlerini ve Meryem oğlu Mesih’i rabler edindiler. (Oysa) onlar yalnızca bir olan ilaha ibadet etmekle emrolunmuşlardı. O’ndan başka (ibadeti hak eden) hiçbir ilah yoktur. (Allah) onların şirk koştuklarından münezzehtir. (Tevbe, 31)
Adiy binhatem Medine’ye geldi. O, Tay Kavmi’nin lideriydi. Boynunda gümüş bir haçla Resûlullah’ın (sav) huzuruna girdi. Resûlullah (sav) Tevbe Suresinin 31. ayetini okuyordu. Adiy, Peygamber’e (sav): ‘Onlar, din adamlarına tapmadılar ki!’ dedi. Resûlullah (sav): ‘Evet, fakat din adamları, onlara helali haram, haramı helal kıldılar. Onlar da tabi oldular. Bu, onların, din adamlarına ibadetidir.’ buyurdu.” (Tirmizi)
– Ayet ve Peygamber’imizin (sav) ayeti tefsiri göstermiştir ki Nasil ki yaratma ve rızık verme Rabbani bir özellik ise, aynı şekilde kulları için kanun koyma ve yasama ilahi ve rabbani bir özelliktir. Dolayısıyla hayatı ve yaşamı ilgilendiren her yerde hükümleri, prensipleri ve ilkeleri belirleme Allah’ın yetkisindedir. Allah’ın yönetim şekline, onun kanun ve yasalarına muhalefet ederek lider, dini liderlere, ideolog yada ideolojik dinlere tabi olma, teslim olma ve itaat etme onlara ibadet etmek ve onları rab edinmek demektir.
Allah ve resulüne itaati emreden ayetlere baktığımızda bir Mümine ait en önemli özelliğin itaat olduğunu görüyoruz. İtaat mefhumu şuurlu bir şekilde Allah’ın ilahi yasalarına, değer yargılarına ve Resulün ilahi ilke ve inkılaplarına itaat ederek teslim olmay şuurlu bir şekilde yerine getirmeyi ifade eder.
اَلَّذٖينَ يَسْتَمِعُونَ الْقَوْلَ فَيَتَّبِعُونَ اَحْسَنَه
Onlar söylenenleri dinleyip de en güzeline uyarlar. (Zumer:18)
İslam ilahi nizamın egemenliğini itaat üzere almıştır. Sağlıklı bir toplumun inşası için Allah’a ve Resülüne itaat hiç şüphesiz ki dinin ve müslümanlığın ön şartı ve en önemli özelliklerindendir. Çünkü kulları için sosyal, siyasi, ekonomik, ahlaki ve yasama gibi tüm hükümleri Allah belirler ve hiç kimse bu konuda Allaha ortak koşamaz.
إِنِ الْحُكْمُ إِلَّا لِلَّهِ
“Egemenlik/hâkimiyet yalnızca Allah’ındır.” (Yusuf Sûresi, 40)
Allah Kur’an’da kafirlerden, müşriklerden ve münafıklardan yüz çevirmemizi ve onlara itaat etmemizi yasaklamıştır. Yine bununla beraber arzularına, şehvetlerine tabi olan tağutları, müstekbirleri, kötü ahlaklı ve günahkar insanlardan uzak olmayı emretmiştir.
وَالَّذٖينَ اجْتَنَبُوا الطَّاغُوتَ اَنْ يَعْبُدُوهَا وَاَنَابُٓوا اِلَى اللّٰهِ لَهُمُ الْبُشْرٰىۚ فَبَشِّرْ عِبَادِۙ
Sahte tanrılara kulluk etmekten kaçınan, yüzünü ve özünü Allah’a çevirenlere müjdeler olsun! (Zümer:17)
İtaat ittiba, teslimiyet, sevgi ve bağlılık gibi yalnız Allah’a yapılması gereken ibadet çeşitlerindendir. İslam ilahi nizamın öğretilerine göre mutlak anlamda itaat yalnız Allah’a ve onun Resulüne yapılır. Allah Resülünün (s.a.s)’in şahsında tüm kullarına sistem, nizam, kanun, hüküm ve yönetme gibi değer yargılarına tabi olmayı bize emretmektedir.
ثُمَّ جَعَلْنَاكَ عَلٰى شَرٖيعَةٍ مِنَ الْاَمْرِ فَاتَّبِعْهَا وَلَا تَتَّبِـعْ اَهْوَٓاءَ الَّذٖينَ لَا يَعْلَمُونَ
Sonra seni de bu konuda ilâhî vahye dayalı bir yola koyduk. Onu izle, bilmeyenlerin arzularına uyma! (Casiye:18)
İtaat; kabul etmek, tasdik etmek, sevmek, razı olmak, amel etmek, kurallara ve prensiplere tabi olmayı ifade eder. İtaat Kanunlara, yasalara ve belli yaşam programlarına göre bir hayatı sürdürmektir. İtaat düzen ve sağlıklı bir toplumun neslin inşası için gerekli olan hayati bir ibadet çeşididir.
Çünkü itaat ile farzlar ve emirler yerine getirilir. İtaat ile Allah’ın yasaklarından kaçınılır ve itaat ile Allah’ın iradesi egemen kılınır. Allah’a isyan ile küfür, şirk, zulüm ve adaletsizlik olur.
Kur’an ayetleri birçok yerde Allah’a, Resulüne ve yöneticilere itaati emretmiştir. Çünkü islam ilahi nizam bir yönetim bir yaşam programı, hukuk normları olan ve ceza kanunları olan Rabbani bir sistemdir.
Allah’a isyan konusunda başkalarına yapılan her türlü itaat Allah’ın iradesini hiçe saymak, farzları iptal etmek ve Allah’ın emirlerini isyan etmek anlamını taşır. Dolayısıyla Allah hayatın her alanda kendisine itaat etmemizi emretmektedir.
İslam ilahi nizam hukuk normları ile yalnız kendisine itaat etmemizi ve bu hukuk normlarıyla hayatımızı düzene koymamızı emretmiştir. İlahi emrin olduğu yerde itaat mutlaktır. İşte bu yüzden Rabbimiz hukuk nomlarını vaaz etmiştir.
İslam ilahi nizam’ın sosyolojik kuralları vardır; Giyim-kuşam, yeme-içme, eğitim, ahlak, moda ve buna benzer hayata kurallar ve prensipler vaaz eden ilahi prensipler vardır. Bu ilahi kurallara ve prensiplere itaat etmek ibadetin tâ kendisidir.
أَلَا لَهُ الْخَلْقُ وَالْأَمْر
“Dikkat edin! Yaratmakta (yarattıklarına) emretmek (hükmetmek) de Allah’a aittir.” (A’raf Sûresi, 54)
İslam ilahi mizam siyasi kuralları ve yasaları vardır. Siyaset toplumları yönetme ve idare etme sanatı demektir. Allah helal yasaları ve haram yasalarıyla kulları yalnız kendisine itaat etmeye davet ederek bu prensiplere bağlı kalarak siyasi ibadetin kendisine has bir olgu olduğunu vaaz etmiştir.
تِلْكَ حُدُودُ اللّٰهِؕ وَمَنْ يُطِـعِ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ يُدْخِلْهُ جَنَّاتٍ تَجْرٖي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ خَالِدٖينَ فٖيهَاؕ وَذٰلِكَ الْفَوْزُ الْعَظٖيمُ
Bunlar Allah’ın sınırlarıdır. Kim Allah’a ve peygamberine itaat ederse Allah onu, altından ırmaklar akan cennetlere koyacaktır, orada devamlı kalıcıdırlar; işte büyük kazanç budur. (Nisâ:13)
İslam ilahi nizam ekonomik faiz, karaborsa ve aldatma gibi rabbani kuralları ile her alanda sömürü, adaletsizlik, sosyal dağılımda dengesizlik ve eşitsizlik gibi her türlü kötülüğe set olan bir nizamdır. Allah ilahi ekonomik kuralları ile kulların kendisine itaat etmesini emretmiştir.
وَمَٓا اٰتٰيكُمُ الرَّسُولُ فَخُذُوهُ وَمَا نَهٰيكُمْ عَنْهُ فَانْتَهُواۚ
Peygamber size ne vermişse onu alın ve size neyi yasaklamışsa ondan kaçının. (Haşr:7)
Bugün ister kendileri islam’a nispet etsinler, ister etmesinler insanların bir çokları Allah’ın iradesini hiçe sayarak bugün maalesef hayatın en önemli konularında Allah’a isyan noktasında başkalarına itaat ederek kulluğu onlara yapmak suretiyle onları Rab makamına çıkartımıştır. Kimileri atalar dinine tabi olmuş ve atalarının dediklerini bir din görmüş, kimileri insan uydurması ideolojik dinlere bağlı kalmak suretiyle ibadetlerini icra etmekte, kimileri kültür ve örf gibi konularda başkalarına tabi olmaktadır.
وَمَنْ يَعْصِ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ وَيَتَعَدَّ حُدُودَهُ يُدْخِلْهُ نَاراً خَالِداً فٖيهَاࣕ وَلَهُ عَذَابٌ مُهٖينٌࣖ
Kim de Allah’a ve peygamberine itaatsizlik eder ve sınırlarını aşarsa Allah onu, devamlı kalacağı bir ateşe sokar, onun için alçaltıcı bir azap vardır. (Nisa:14)
İtaat ya da ittiba tabi tamamı ile bir ibadet ve kulluk konusudur. Kitabın indirilmesi ve Resullerin gönderilmesi bir hayat programı olarak ilahi öğretilere itaat ve tabi olmak içindir. Dolayısıyla itaat ve ittibanın olmadığı bir inanç yok olmaya mahkumdur.
قُلْ اَطٖيعُوا اللّٰهَ وَالرَّسُولَۚ فَاِنْ تَوَلَّوْا فَاِنَّ اللّٰهَ لَا يُحِبُّ الْكَافِرٖينَ
De ki: “Allah’a ve resule itaat edin.” Eğer yüz çevirirlerse bilsinler ki Allah kâfirleri sevmez.( Âl-i İmrân:32 )
Kulları için hükümler değer yargılarını vaaz etmek yalnız Allah’a aittir. Kim bu hükümlere alternatif ideolojik zıt beşeri hükümler meydana getirir ve ona itaat ederse, bu kimse itaatte yada tabi olduğu kimseyi Allah’a şirk koşmuş olur.
وَلَا يُشْرِكُ فِي حُكْمِهِ أَحَدًا
“O, hâkimiyetine hiçbir kimseyi ortak etmez!” (Kehf Sûresi, 26)
Allah’a ve Resulüne isyan eden Allah’ın değer yargılarını kanunlarını hükümlerini yaşam programını tanımayarak İsyan ederek kendi heva hevesinin ya da insan uydurması beşeri ideolojik dinlere kim tabi olursa işte onun için elemverici bir azap vardır
وَاِنْ اَطَعْتُمُوهُمْ اِنَّكُمْ لَمُشْرِكُونَࣖ
Eğer onlara uyarsanız şüphesiz siz de Allah’a ortak koşmuş olursunuz. (En’am:121)
Hiç şüphesiz Allah’a isyan konusunda başkasına itaat etmek, teslim olmak ve ittiba/tabi olmak Allah’tan başkasını rab edinmektir. Çünkü hükmetme ve itaat edilme yalnız Allah’a aittir. Kim Allah’tan başkasını Allah’a isyan konusunda başkasına itaat ederse Allah’tan başkasına Rab edinmiş olur.
وَاِنْ اَطَعْتُمُوهُمْ اِنَّكُمْ لَمُشْرِكُونَࣖ
Eğer onlara uyarsanız şüphesiz siz de Allah’a ortak koşmuş olursunuz. (En’am:121)
تَِّبِعُو آمَا نُْزلَِ لَِيْكُمْ مِنْ ربَِّكُمْ وَلَا تَتَّبِعُو مِنْ دُونِ آه۪ وَْلِ آيَاءَۜ قَل۪يلاً مَا تَذكََّروُنَ
Rabbinizden size indirilen Kitab’a uyun. O’ndan başka dostlar edinerek onlara uymayın (Araf:3)
Bizim hayatımızın programını belirleyen doğru-yanlış, yasak-serbest, iyi-kötü ve güzel-çirkin gibi tüm değer yargılarını yalnız Allah’ın onayladığı ve ilahi öğretileri pratik olarak yaşamış yasal liderimiz Muhammed aleyhisselatu vessellemdir.
قُلْ اَطٖيعُوا اللّٰهَ وَالرَّسُولَۚ فَاِنْ تَوَلَّوْا فَاِنَّ اللّٰهَ لَا يُحِبُّ الْكَافِرٖينَ
De ki: “Allah’a ve resule itaat edin.” Eğer yüz çevirirlerse bilsinler ki Allah kâfirleri sevmez.( Âl-i İmrân:32 )
Gürsel Gürbüz
www.gurselgurbuz.com
Share this content:
Yorum gönder