İslam İlahi Nizam Rabbani Bir İdeolojidir.

Siyasi, ekonomik ve hukuki normlarıyla kullarına hükmeden Allahın adıyla…

Din takip edilen, gidilen yol, hayat programı ve bir yaşam biçimi demektir. İnsanların uyguladıkları yaşam programıdır. Bir toplumun ve bir ferdin uymak zorunda olduğu ilahi kanunlar ve yasalar manzumesidir. Din kişinin kendisi ile, Rabbi ile insanlar ve çevresi ile tüm hayatını düzenleyen kanunlar ve kurallar mecmuasdır. Din her birey, aile, toplum, kurum ve kuruluşlarıyla ilahi yasalara ve rabbani ilkelere iman ve amel ederek, dünya ve ahiretlerinin selameti adına uygulamakla yükümlü oldukları ilahi sistemin adıdır.

İnsanlığın hayatını ilgilendiren, insanların nasıl yaşayacağı ve nasıl bir hayat programı belirleyeceği konusunda insanlık rehbere, pusulaya, rotaya ve belli kanun ve yasalara muhtaç kalmıştır. Tarih boyunca adetler, örf, gelenekler ve kültürler insanlık üzerinde büyük tesirler meydana getirerek insana yön vermiştir. Özellikle 19 yüzyıldan sonra bilimsel ve teknolojik gelişmelerden sonra insanlık kendi sosyal, siyasi, ekonomik, hukuki, ahlaki ve eğitim gibi değer yargıları konusunda heva ve heveslerinin doğrultusunda ideolojik kriterler, prensipler ve normlar belirlemişlerdir.

Bugün dünya ülkeleri ideolojik verilere göre ülkelerini ideolojik yasalar ve kanunlar ile yönetmektedirler. toplumların hayatını ilgilendiren sosyal, siyasi, ekonomik, ahlaki, ceza kanunları ve hukuk normları konusunda değer yargıları ortaya koyarak Allah’ın kullarını yönetmekte ve idare etmektedirler.

İşte Bu nedenle alemlerin rabbi olan Allah yeryüzünde kullarını hiçbir şekilde rehbersiz bırakmamış, onları ilahi kitap ile ve Allah tarafından örnek hayatlarıyla onaylanmış peygamberler göndererek, Allah kendi kullarını ideolojilerin karanlıklarından islam ilahi ideolojinin aydınlığına, küfürden, şirkten, zulümden ve adaletsizlikten kurtarıp İslam ilahi nizam’ın selametine, ilahi adaletine, rahmetine ve huzuruna kavuşturmak adına ilahi bir sistem ve ilahi bir nizam kullarına yollamıştır.

İslam ilahi nizam’ın en önemli özelliği onun ilahi verileri ile kullarının yeryüzünde ihtiyaç duyduğu sosyal, siyasi, ekonomik, hukuki, ceza kanunları, ahlaki değer yargıları ve ilahi kriterleri vaaz etmesidir.

Bugün Müslüman iddiasını taşıyan bu toplum din konusunda büyük bir aldatmaca içindedirler. Onlara göre islam namaz, oruç, zekat ve hac gibi ibadet konularını işleyen manevi ve vicdani bir din olarak algılarlar, bu ise büyük bir sapma ve büyük bir aldatmacadır. Halbuki islam ilahi nizam demokrasi, laiklik, kemalizm, sosyalizm ve komünizm gibi diğer ideolojilere nazaran ilkeleri, kanunları ve adaleti ile daha mükemmel, başarılı ve kusursuzdur. Çünkü verileri ilahi ve rabbanidir. Diğer ideolojiler ise tamamıyla beşeri olmasıyla kusurlu insanlar tarafından uydurulmuş bozuk ideolojik sistemlerdir. 

İslam ilahi nizam ilahi kanunları ve yasaları ile bireylerin, toplumların ve devletlerin arasındaki ilişkiler konusunda, siyasi ve ekonomik olarak vahye dayalı verileri ile kusursuz bir politika ve mükenmel bir yönetim ortaya koymaktadır. Bugün insanların beşeri ideolojileri sahiplenmeleri ve onlara iktidar, egemenlik ve yönetim yetkisi vermeleri İslam’a ve Müslüman ihanettir.

Çünkü ideolojiler bugün yeryüzünde kendi müntesiplerini hidayete ulaştıraramıyor. İnsanlara rahatlığı ve huzuru temin edemiyor. sömürüye, kötülüğe, savaşa, ahlaksızlığa ve adaletsizliğe engel olamıyor. İnsan haklarına ve hayvan haklarını koruyamıyor. Yine ideolojik şirk ve küfür dinlerin iktidarlarında insanlar ahiretlerini ve cennetlerini kaybederek yeryüzünde zelil ve kötü bir hayatın sahibi oluyorlar. Yine ideolojik iktidarların yönetimlerinde zengin fakiri sömürmekte, güçlü zayıfı yok etmekte, Kapitalizm ve emperyalizm şeytani sistemleriyle insanları sömürmekte. İşte bu kötülüklere neden olan, onlara yol gösteren  ve onları bu şekilde vahşi ve barbarlarlaştıran en önemli amil, beşeri ideolojik şirk ve küfür dinleridir. Bugün zalimler bir ahtapot gibi her yeri sararak Allah’ın kullarını kullara kul yapmış ve insanlara zülm ederek sömürmektedir.

O halde Ey müslümanlar! Neden Allah’a yasama ve kanun koyma yetkisi  vermiyorsunuz? Neden islam ilahi ideolojiyi hayata hakim kılmıyorsunuz? Neden siyasi görüşünüzü ve ekonomik uygulamarınızı Allah’a teslim etmiyorsunuz? Neden sosyal, ahlaki, eğitim ve moda ilkelerinizi hz peygamber aleyhi selamdan almıyorsunuz? Neden hayat programınızı İslam’a vermiyorsunuz? Neden hukuk normlarınızı ve ceza kanunlarınızı kur’an’dan almıyorsunuz?

Yoksa siz dünya karşılığına ahiretinizi mi sattınız? Nefislerinize ve arzularınıza mı uyudunuz? Gayeniz dünyayı ebedileştirmek mi? Dünya sevgisine kalbinizde yer verdinizde cenneti mi unuttunuz? Şu geçici dünyaya karşılık ebedi ahireti sattınız mı? Yoksa mazeretleriniz mi var? Şunu çok iyi bilmek zorundayız bu tembellikler, acizlikler ve cehaletler hiçbirisi Allah tarafından kabul edilecek şeyler değildir. O halde islam ilahi nizam’ın ideolojisi ile bir hayat programı yaşamak zorundayız. Çünkü Müslüman iddiasını taşımak ancak bunu gerektirir. 

Gürsel Gürbüz