Büyük Şirkte Cehalet Mazeret Midir?
Şirkin ve küfrün egemen olduğu ve ilahi öğretilerin gizlendiği bir çağda irca ehli konuları saptırıp toplumu politik tanrılara kanalize etmek suretiyle maalesef şirke düşmüş, küfre düşmüş ve tağut olmuş kimseleri mazeret gösterebilmek adına Allah’ın ayetlerini tahrif ederek hakikatleri gizlemiş ve yeryüzünde büyük sapmalara neden olmuştur.
Kur’an, sünnet ve icma ile sabittir ki eylem ve söylemlerde büyük şirk işleyen kimselerin müşrik oluşu ümmetin icmasıdır.
Risalet Bakımından Topluluklar Üç Sınıfa Ayrılır.
1- Fetret ehlinden olan kendilerine kitap ve peygamber gönderilmeyenler.
2- Darül Küfür konumunda olan küfür beldeleri.
3- İslam ahkamının ya da İslam toplumunun yaşandığı Darül İslam bölgeleri.
Bu üç konumda olan toplumlar, ister fetret ehli, ister darul küfür yada darul islam’da bulunsunlar kim şirk işlerse kendilerine müşrik ve kim küfür işlerse kendilerine kafir ismi verilir. Bu ehli sünnetin kendisi üzerine icma ettiği bir hükümdür.
Kur’an-ı Kerim’de naslara baktığımızda kendilerine risalet gönderilmeden önce şirk işleyen kimseye müşrik ismi verildiğini ama hüccetin ikama edilmemesinden dolayı dünyada kendilerini azab edilmeyeceğidir.
Büyük şirk işleyen kimseler ister cahil, ister taklitçi yada ister tevilci olsun bu kimselere müşrik ismi verilir. İster kendilerine hüccet ikame edilsin, isterse kendilerine hüccet ikame edilmesin, ister fetret ehlinden olsun, ister darul küfür ya da darul islam’da yaşasın, ister alim olsun, ister cahil olsun, ister taklitçi olsun, ister o kimselere ilahi davet ulaşsın ya da ulaşmasın kim şirk sözü ve şirk olan fiili işlerse kendilerine müşrik ismi verilir.
Cehaletin Mazeret Olmayışına Deliler;
وَاِنْ اَحَدٌ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَ اسْتَجَارَكَ فَاَجِرْهُ حَتّٰى يَسْمَعَ كَلَامَ اللّٰهِ ثُمَّ اَبْلِغْهُ مَأْمَنَهُۜ ذٰلِكَ بِاَنَّهُمْ قَوْمٌ لَا يَعْلَمُونَ۟
Müşriklerden biri senden eman/sığınma hakkı isteyecek olursa, ona eman ver. Ta ki Allah’ın kelamını dinleme fırsatı bulsun. Sonra onu, güven içinde olacağı (kendi yurduna) ulaştır. Bu onların bilmeyen bir kavim olması nedeniyledir. (Tevbe, 6)
Rabbimiz Allah bu ayetinde aklını kullanmayan ve tevhiden yüz çevirmiş kimselere cahil ismini veriyor ve bu cehaletlerinin mazur görmeyerek o kimselere müşrik ismini veriyor.
وَكَذٰلِكَ زَيَّنَ لِكَث۪يرٍ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَ قَتْلَ اَوْلَادِهِمْ شُرَكَٓاؤُ۬هُمْ لِيُرْدُوهُمْ وَلِيَلْبِسُوا عَلَيْهِمْ د۪ينَهُمْۜ وَلَوْ شَٓاءَ اللّٰهُ مَا فَعَلُوهُ فَذَرْهُمْ وَمَا يَفْتَرُونَ
Bunun gibi müşriklerden birçoğuna çocuklarını öldürmelerini de ortakları süslü gösterdi. Hem onları helak etmek hem de dinlerini onların aleyhine şüphe dolu/karmakarışık hâle getirmek için. Şayet Allah dileseydi onu yapmazlardı. Onları uydurdukları iftiralarıyla baş başa bırak. (En’âm, 137)
Fetret devrinde yaşamış hevalarına uymuş, çocuklarını öldüren, cehalete gömülmüş ve Allah’a şirk koşan kimselere Allah bu ayetinde onlara müşrik ismini veriyor.
لَمْ يَكُنِ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا مِنْ اَهْلِ الْكِتَابِ وَالْمُشْرِك۪ينَ مُنْفَكّ۪ينَ حَتّٰى تَأْتِيَهُمُ الْبَيِّنَةُۙ
Ehl-i Kitap’tan ve müşriklerden kâfir olanlar, kendilerine apaçık deliller gelinceye kadar, (küfür ve şirkten) ayrılacak değillerdi. (Beyyine, 1)
Rabbimiz Allah azze ve celle kendilerine risaletin hüccet ikame edilmesinden önce yahudilerden, hıristiyanlardan ve müşriklerden oluşan kimselere müşrik ismini vermektedir.
وَاِذَا ق۪يلَ لَهُمُ اتَّبِعُوا مَٓا اَنْزَلَ اللّٰهُ قَالُوا بَلْ نَتَّبِعُ مَٓا اَلْفَيْنَا عَلَيْهِ اٰبَٓاءَنَاۜ اَوَلَوْ كَانَ اٰبَٓاؤُ۬هُمْ لَا يَعْقِلُونَ شَيْـًٔا وَلَا يَهْتَدُونَ
Onlara: “Allah’ın indirdiğine uyun.” denildiği zaman: “(Hayır,) bilakis biz, babalarımızı üzerine bulduğumuz (ve alıştığımız âdetlerimize) uyarız.” derler. Babaları hiçbir şey akletmemiş ve doğru yolu bulamamış olsalar bile mi (onların yoluna uyacaklar)? (Bakara, 170)
Bu ayette müşriklerin taklitleri, cehaletleri ve risaletten yüz çevirmelerini Allah mazeret görmedi ve bu kimselere yine müşrik ismini verdi.
اِتَّخَذُٓوا اَحْبَارَهُمْ وَرُهْبَانَهُمْ اَرْبَابًا مِنْ دُونِ اللّٰهِ وَالْمَس۪يحَ ابْنَ مَرْيَمَۚ وَمَٓا اُمِرُٓوا اِلَّا لِيَعْبُدُٓوا اِلٰهًا وَاحِدًاۚ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۜ سُبْحَانَهُ عَمَّا يُشْرِكُونَ
Onlar Allah’ı bırakıp din bilginlerini, abidlerini ve Meryem oğlu Mesih’i rabler edindiler. (Oysa) onlar yalnızca bir olan ilaha ibadet etmekle emrolunmuşlardı. O’ndan başka (ibadeti hak eden) hiçbir ilah yoktur. (Allah) onların şirk koştuklarından münezzehtir. (Tevbe, 31)
Bu ayet ehli kitabın yahudi ve hristiyanların bilmeden, cehaletlerinden dolayı ve kör biri taklit ile Allah’ın haramını helal helallerini haram eden kimselere itaat etmek suretiyle tabi olan kimselerin cehaletlerini Allah mazur görmedi ve onlara müşrik ismini verdi.
وَلَئِنْ سَاَلْتَهُمْ لَيَقُولُنَّ اِنَّمَا كُنَّا نَخُوضُ وَنَلْعَبُۜ قُلْ اَبِاللّٰهِ وَاٰيَاتِه۪ وَرَسُولِه۪ كُنْتُمْ تَسْتَهْزِؤُ۫نَ لَا تَعْتَذِرُوا قَدْ كَفَرْتُمْ بَعْدَ ا۪يمَانِكُمْۜ
Andolsun ki sözlerini onlara soracak olsan: “Lafa dalmış, eğleniyorduk.” diyeceklerdir. De ki: “Allah’ı, ayetlerini ve Resûl’ünü mü alaya alıyorsunuz?” Özür dilemeyiniz! Muhakkak ki imanlarınızdan sonra kâfir oldunuz. (Tevbe: 65-66)
Bu ayetlerde Allah sadece eğlenmek ve şaka olsun diye Allah’ın ayetleri ile alay eden kimselerin cehaletlerini mazur görmüyor ve kafir ismini veriyor.
قُلْ هَلْ نُنَبِّئُكُمْ بِالْاَخْسَر۪ينَ اَعْمَالًاۜ اَلَّذ۪ينَ ضَلَّ سَعْيُهُمْ فِي الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا وَهُمْ يَحْسَبُونَ اَنَّهُمْ يُحْسِنُونَ صُنْعًا
De ki: “Size amel yönünden en fazla hüsrana uğrayanları haber verelim mi?” Onlar ki; dünya hayatındaki çabaları boşa gittiği hâlde, gerçekte iyi şeyler yaptıklarını sanırlar. (Kehf: 103-104)
Yeryüzünde doğru yolda olduklarını, Allaha ibadet ettiklerini, iyi şeyler yaptıklarını, insanlara faydalı olduklarını ve hidayet üzerinde olduklarını iddia eden kimselerin aslında hidayet üzere olmadıklarını ve bu cehaletlerinin de mazur olmadığını Allah azze ve celle ispatlamış oldu.
Ebu Hanife (r.a) şöyle demektedir; Tevhid ilminin inceliklerinden bir mesele kişi içinde çıkılmaz bir hal alırsa ona düşen bir Alim bulup da ona soruncaya dek Allah katında doğru olan neyse ona inanmasıdır. Bu konunun araştırmasında geciktirme yapması caiz değildir. Eğer bunda duraksarsa yani sonra araştırırım diye düşünürse mazeret olmaz kafir olur. (Risaletu tekfiri el muayyeni akidetul el muvahhidin. )
Büyük Şirkette Cehaletin Mazeret Olduğunu Söylemek;
1- Allahın iradesine muhalefet etmek.
2- Allahın kafir ve müşrik ismi verdiği kimselere bu ismi vermemesi ve onları mazur görmemesi.
3- Kitabın indiriliş ve Resullerin geliş sebebini sınırlandırmak.
4- Laik, ateist, deist, kominist gibi ideoljik dinlerin bağlılarını mazeretli görmek.
5- Allahın hükmüne muhalif başka hüküm verilmesine sebep olması.
Gürsel Gürbüz
www.gurselgurbuz.com
Share this content:
Yorum gönder