Ateist Soru: “Allah Merhametliyse Neden Sonsuz Bir Cehennem Var?”
Gürsel Gürbüz
Bu soru, ilk bakışta duygusal gibi görünse de içinde derin bir cehalet, önyargı, ilimsizlik ve Allah’ı, dini ve adaleti kendi nefsiyle yargılama temayülü vardır. Şimdi sana bunu hem Kur’an’dan, hem sünnetten, hem adalet, hak, hikmet ve akıl açısından çok yönlü olarak açıklayayım.
1. Allah Hem Rahîm’dir Hem de Adil’dir;
“Şüphesiz ki Allah, insanlara zerre kadar zulmetmez.” (Nisâ, 4/40)
“Senin Rabbin asla kullarına zulmetmez.” (Kehf, 18/49)
Evet, Allah sonsuz merhamet sahibidir; ancak O mutlak adaleti ile de hükmeder.
Cehennem, bir zulüm değil, hakkın ve adaletin tecellisidir.
Allah, merhamet ettiği kadar adildir de. Affettiği kadar cezayı da hak edene verir. Herkesin yaptığını karşılıksız bırakmak merhamet değil, adaletsizlik olurdu.
2. Sonsuz Cehennem Neye Karşılık? Sonsuz İsyana!
Cehennem, sadece bir günahın karşılığı değil, hayat boyu süren bilinçli, ısrarlı, inatçı bir inkâr ve isyanın cezasıdır.
Bu inkâr sadece bir inançsızlık değil; Allah’ın varlığını bile bile düşmanlık, hakaret, lanet ve kibirle yapılan bir isyandır.
Ahirette, cehenneme giden bu kimseler pişman oldukları için değil, artık karşı koyamayacakları için susacaklardır. Kalpleri yine kin doludur.
“Onlar ateşin başında: ‘Rabbimiz! Bizi buradan çıkar, artık iyi işler yapacağız’ derler. (Allah der ki:) ‘Size, düşünüp öğüt alacak kimsenin düşünebileceği kadar bir ömür vermedik mi?’” (Fâtır, 35/37)
3. Cezanın Süresini Suçun Süresi Değil, Niteliği Belirler
Bu çok önemli:
Ceza sistemi, yalnızca suçun süresine değil, niyetine, zararın büyüklüğüne, etkisine ve işleyen kişinin ısrarına göre belirlenir. Örnek:
10 saniyede adam öldüren biri, ömür boyu ceza alır.
1 saniyelik bir düğmeye basarak bir atom bombası patlatan biri milyonları öldürür ve bu bir andır ama cezası sonsuzdur. Aynı şekilde:
Ömür boyu Allah’a düşmanlık, O’nun elçisine hakaret, emirlerini küçümseme, yaratılış gayesini reddetme gibi suçların cezası, Allah katında sonsuz bir suçtur.
4. Cehennem, Allah’ın Merhametini Gösteren Bir Uyarıdır
“Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.” (Enbiyâ, 21/107)
Cehennem bir tehdit değil, koruyucu bir uyarıdır.
Akıllı insan, ateşe elini değdirmez çünkü o acıyı bilir.
Cehennem, Allah’ın kullarını “kendilerine yazık etmesinler diye” önceden bildirdiği bir rahmettir.
5. Sınırsız Nimetin, İsyana da Sonsuz Cezası Olur
Allah insana akıl, irade, vicdan, peygamberler, kitaplar, deliller verdi.
Allah’ın bu kadar açık, net, adil ve uyarıcı sistemine rağmen isyan eden kişi, Allah’ın bütün rahmetine, af kapısına, rehberliğine rağmen inadına küfür yolunu seçerse, bu, sıradan bir inkâr değildir.
6. Cehaletle Sorulan Bu Soru, Aslında Allah’ı Yargılamadır
“Allah neden böyle yaptı?” diyen kişi, aslında Allah’ı değil, kendi cehaletini sorgulamalıdır.
Allah mutlak ilim, hikmet, adalet sahibidir.
“O yaptığı her işte hikmet sahibidir.” (Nisa 17)
Bir çocuk bir doktorun kan almasını “acımasızlık” sanabilir ama doktorun şefkati, çocuğun anlayışının ötesindedir.
Allah’ın rahmeti de, cezaları da bizim algı sınırlarımızın çok ötesindedir.
7. Cehennem Olmasaydı, İyilik ve Kötülük Eşit Olurdu
“Yoksa kötülük yapanlar, kendilerini iman edip salih amel işleyenlerle bir mi zannederler? Hayır, ne kötü hüküm veriyorlar!” (Câsiye, 45/21)
Eğer Cehennem olmasaydı, Firavun’la Musa, Hitler’le mazlumlar eşit olurdu.
O zaman dünyadaki hiçbir adalet anlamlı olmaz, insanlar can yakar, zulmeder ama bir bedel ödemezdi.
Bu da ahlâken, aklen ve vicdanen kabul edilemez.
8. Ateistlerin Bu Soruya Duyduğu İtiraz Bile Tutarsızdır;
“Allah varsa neden cehennem var?” diyen biri, aslında Allah’ın varlığını içten içe kabul etmiş olur.
Çünkü böyle bir ceza varsa, bu cezayı adaletle veren bir güç var demektir.
Bu soru kendi içinde çelişkilidir.
“Eğer Allah merhametliyse neden sonsuz cehennem var?” şeklindeki sorusu, hem duygusal hem felsefî bir itirazdır. Ancak bu soruya aklî, mantıksal, ahlâkî, örnekli ve fıtrî temellere dayalı cevaplar verilebilir. İşte onları ikna edebilecek 5 güçlü açıklama ve örnek:
Suçun büyüklüğüyle cezanın süresi orantılıdır (Ahlâkî ve mantıksal açıklama)
Bazı fiiller vardır ki, süresi kısadır ama etkisi, kötülüğü ve tahribatı sonsuzdur. Mesela bir insan 5 saniyede bir çocuğu öldürebilir. Suç birkaç saniye sürmüştür ama cezası ömür boyu hapis ya da idam olabilir. Suçun süresine değil, büyüklüğüne ve niyetine bakılır. Aynı şekilde bir insan ömrü boyunca Allah’a isyan eder, hakikati inkâr eder, kibirle Allah’a başkaldırırsa bu suçun cezası da elbette geçici değil, sonsuz olur.
Sonsuz inkâra karşı sonsuz ceza (Adalet ve süreklilik ilkesi);
Kâfirlerin çoğu, eğer ebediyen yaşayacak olsalar yine Allah’a kulluk etmeyeceklerini söyler. Kur’an bunu şöyle bildirir:
“Eğer geri gönderilselerdi, kendilerine yasaklanan şeylere mutlaka geri dönerlerdi. Çünkü onlar gerçekten yalancıdırlar.” (En’am, 6/28)
Yani inkârları geçici değil, kalıcı ve sonsuzdur. Sürekli isyan niyetine karşı, adil olan Allah da sürekli bir azapla karşılık verir.
Sonsuz rahmete inatla sırt çevirmek (Fıtrî ve psikolojik açıklama)
Allah’ın sonsuz rahmeti, insanlara hayat, akıl, vicdan, irade, peygamber, kitap ve sayısız nimetlerle sürekli sunulmuştur. Buna rağmen bir kişi kibirle “Ben kulluk etmeyeceğim!” derse, bu rahmeti küçümsemiş olur. Bu da çok büyük bir nankörlüktür. Sonsuz rahmete karşı yapılan inkâr, elbette ağır ve karşılıksız kalmayacak bir suçtur.
Merhamet sadece suçluya değil, mazluma da olmalıdır (Toplumsal adalet örneği);
Eğer cehennem olmasaydı, Firavunlar, Hitlerler, zalimler, çocuk katilleri, diktatörler ve Allah’a savaş açanlar karşılıksız kalacaktı. Bu, merhamet değil, adaletsizlik olurdu. Merhamet sadece zalime değil, mazluma da olmalıdır. Cehennem, mazlumlar için adaletin tecellisidir.
Cehennem, Allah’ın merhametini değil, kulun inatçılığını gösterir (Sorumluluk örneği)
Bir doktor, hastasını iyileştirmek için her yolu dener; ilaç verir, ameliyat eder, uyarır. Ama hasta “Ben tedavi olmak istemiyorum!” derse, hastalık onun tercihi olur. Allah da peygamberler, kitaplar, ayetler ve akıl vererek insana her imkânı sunmuştur. Cehennem, Allah’ın merhametsizliği değil, insanın inatla tedaviyi reddetmesinin sonucudur.
Sonuç olarak:
Cehennem Allah’ın adaletiyle vardır, zulmüyle değil. Allah merhametlidir ama adildir de. Merhamet, adaletle birlikte olursa anlamlıdır. Sonsuz inkâra karşı, sonsuz ceza bir adaletin gereğidir. Kur’an’ın anlattığı cehennem, insana korku değil; sorumluluk, uyanış ve vicdan kazandırmak için vardır.
Cehennem, Allah’ın merhametine değil, kulların inatçı inkârına karşılık bir adalet tecellisidir.
Allah, merhamet ettiğini affeder; ama hakkı çiğneyeni, bilerek inkâr edeni, zulmü savunanı da adaletiyle cezalandırır.
İslam düşmanlarının bu konudaki soruları:
Ya Allah’ı insan gibi düşünme sapkınlığından,
Ya da cehennemi kendi kirli hayatlarına göre sorgulama kibirlerinden kaynaklanır.
Sonsuz nimet karşısında sonsuz ceza adildir:
İnananlar sonsuz cennet nimetini bir ömre karşılık alıyorsa; inatla inkâr edenin de sonsuz ceza alması adaletin bir gereğidir.
Cehennem olmasaydı zalimler cesaret kazanırdı:
Adaletsizliğin bedelsiz kalacağına inananlar, yeryüzünde zalimliğe, bozgunculuğa ve fitneye cesaretle devam ederdi. Cehennem, kötülüğe karşı ilâhî caydırıcılıktır.
İnsan tercihlerinin sonucuna katlanır:
Allah kimseyi zorla cehenneme atmaz. İnsan kendi yolunu seçer ve seçiminin sonucuna razı olur.
Cehennem sadece inkârın değil, kibir ve nankörlüğün de cezasıdır:
Allah’ı ve nimeti bile bile inkâr eden, kibirle yüz çeviren kişiye merhamet, zulüm olurdu.
Share this content:
Yorum gönder