×

Ateist Kafa: Muhammed (s.a.s) Neden Çok Evlilik Yapmıştır?

Ateist Kafa: Muhammed (s.a.s) Neden Çok Evlilik Yapmıştır?

Gürsel Gürbüz

İslam düşmanları, özellikle de ateist çevreler, Resûlullah Muhammed’in (sallallahu aleyhi ve sellem) çok eşliliğini hedef alarak hem onun şahsiyetini zedelemeye hem de İslam dinini karalamaya çalışmaktadırlar. Bu eleştiriler, tarihî bağlamdan, ahlâkî ölçülerden ve sosyal gerçeklikten kopuk, art niyetli ve yüzeysel değerlendirmelerdir. Oysa Allah Resûlü’nün evlilikleri, sıradan bir beşerî arzu değil; çoğu zaman toplumsal, siyasî, hukukî ve merhamete dayalı hikmetli amaçlar taşımıştır. Onun aile hayatı incelendiğinde, her bir evliliğin bir ümmet meselesine çözüm, bir toplumsal yaranın merhemi olduğu görülür. Bu makalede, Resûlullah’ın evliliklerinin hikmetleri tarihî, aklî ve ahlâkî yönleriyle ele alınacak, önyargıların yerini hakikatin alması için sağlam deliller sunulacaktır.Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’in çok evliliğine yönelik eleştirilere kapsamlı, ilmî, tarihî, sosyolojik, ahlâkî, dini, kıyaslamalı ve Batı örnekli bir şekilde cevap veren, aynı zamanda ikiyüzlü seküler eleştirileri de çürüten güçlü bir yazı bulacaksın:

Rasulullah’ın (s.a.v) Çok Evliliği ve Seküler Ahlâksızların İftiraları: Hikmet, Tarih ve Gerçekler Işığında Bir Cevap;

İslam düşmanlarının sıkça dillendirdiği, cehaletle ve kötü niyetle beslenen ithamlardan biri de Hz. Muhammed’in (sallallahu aleyhi ve sellem) çok evliliğidir. Bu evlilikleri çarpıtmakta, onu haşa nefsine düşkün biri gibi göstermeye kalkışmakta ve bu mübarek evlilikleri modern (!) ahlâk anlayışıyla sorgulamaktadırlar. Oysa bu iddialar, tarihî, ahlâkî, sosyolojik ve dini gerçeklerin tamamıyla çelişen, basiret, ilim ve hikmetten yoksun bir cehalet tezahürüdür.

1. Hz. Muhammed’in Evlilik Hayatına Tarihî Bir Bakış;

25 yaşında iken kendisinden 15 yaş büyük, dul ve tek eşli olarak evlendiği Hz. Hatice (r.anha) ile 25 yıl boyunca tek eşli bir evlilik sürdürmüştür. Bu dönem onun gençlik ve en dinç yıllarıdır. Eğer Hz. Peygamber’in amacı nefsi tatmin olsaydı, bu çağda çok eşlilik yapardı.

Hz. Hatice’nin vefatından sonra çok evlilik süreci başlamış ve bu evliliklerin hiçbiri şehvet odaklı değil, tamamı siyasi, sosyal, akrabalık bağı kurma, toplumsal düzeni güçlendirme veya dul kadınlara sahip çıkma amacı taşımıştır.

2. Evliliklerin Hikmeti ve Hikmet Boyutu;

Hz. Peygamber’in evlilikleri, bireysel arzular değil, ümmetin inşası, toplumsal dayanışma ve kadınların korunması amacı taşımaktadır:

Hz. Sevde: Kocası Habeşistan hicretinde vefat eden yaşlı bir kadındı. Ona sahip çıkarak onu korumuştu.

Hz. Âişe: Sadece dinî değil, içtimaî bir bağ kurmak, Hz. Ebû Bekir (r.a) ile daha güçlü bir ilişki tesis etmek için yapılmıştır. Hz. Âişe, ümmete dinî bilgi nakleden başlıca fıkıh alimlerinden olmuştur.

Hz. Hafsa: Hz. Ömer’in dul kalan kızıdır.

Hz. Ümmü Seleme, Zeyneb bint Huzeyme, Cüveyriye, Safiyye, Meymûne gibi eşlerinin çoğu, dul, savaş mağduru veya korunmaya muhtaç kadınlardır.

Hz. Zeyneb bint Cahş: Toplumda evlatlıkla gerçek evlat arasındaki farkı öğretmek için, Kur’ân’la bizzat emredilmiş bir evliliktir (Ahzab 37).

3. Yahudilik, Hristiyanlık ve Tarihsel Gerçekler;

İbrahim (a.s), Ya’kub (a.s), Davud (a.s), Süleyman (a.s) gibi Yahudi ve Hristiyanlarca peygamber kabul edilen zatlar da çok evlilik yapmıştır.

Hz. Süleyman’ın 700 eşi ve 300 cariyesi olduğu İncil’de yazılıdır. Buna rağmen Hz. Muhammed’in 11 eşine yöneltilen saldırılar, açık bir çifte standarttır.

Hristiyanlıkta sözde tek eşlilik savunulsa da tarih boyunca Papalık makamı bile fuhuş, gayrimeşru ilişkiler ve gizli evliliklerle doludur.

4. 21. Yüzyıl Batı Dünyasında Gerçek Durum;

Batı’da tek eşlilik yasal olabilir, ama hayat pratiğinde çok eşlilik ve cinsel serbestlik alabildiğine yaygındır. Yani hukuken tek eşli, ama fiilen çok partnerlidirler.

Avrupa İstatistik Ofisi’ne (Eurostat) göre Batı ülkelerinde evlilik dışı ilişkiden doğan çocuk oranı %40’ı geçmiştir.

Sosyologlara göre Batı’da ortalama bir erkek, hayatı boyunca 6-8 kadınla cinsel birliktelik yaşamaktadır. Bu da onların ne kadar “tek eşli” olduğunu gösterir!

5. Seküler Ahlâksızların İkiyüzlülüğü;

Bugün İslâm’ı hedef alıp “çok evlilik ahlâksızlık” diyen seküler zihniyetin kendisi;

Gençliğinde onlarca kadınla zina yapmış,

“Açık ilişki” adı altında ahlâksızlığa kılıf bulmuş,

Boşanma oranlarının %60’ı geçtiği toplumlarda nikâhın değil, arzunun egemen olduğu bir düzeni savunmaktadır.

Aynı adamlar bir kadına “yetindiklerini” iddia ederken, arka planda eşini aldatmakta, iş arkadaşlarıyla gizli ilişkiler yaşamakta, flört, çapkınlık ve gecelik ilişkilerle övünmektedirler. Onların sorunu çok eşlilik değil; helal olanın meşruiyetini kaldıramamalarıdır.

6. İslam’ın Ölçüsü: Helal, Nikâh ve Sorumluluk;

İslam’da çok eşlilik;

Sınırsız değildir: En fazla dört eş izinlidir ve adalet şartına bağlıdır (Nisa, 3).

Helal bir sözleşmeye, yani nikâha dayanır.

Kadınların korunması, haklarının garanti altına alınması ve toplumsal yapının güçlendirilmesi hedeflenir.

Bu ölçüye göre yapılan evlilik, şerefli, sorumlu ve meşru bir hayatın göstergesidir; zinaya, aldatmaya, kadın ticaretine, aşkı putlaştıran sapkınlığa karşı mukaddes bir kaledir.

Hz. Muhammed’in (s.a.v) çok evliliğini eleştirenler, tarihi, dini ve sosyolojik hakikatleri bilmeden konuşan cahillerdir. Onun evlilikleri ümmete örnek, dul kadınlara merhamet, topluma güven ve insanlığa hikmet taşır. Onun evlilikleri şehvet değil; şefkat, adalet, bağlılık ve sorumluluk örneğidir.

Bugün onun ahlâkını eleştirenlerin hayatı, nikâhsız ilişkiler, aldatmalar ve boşanmış ruhlarla doludur. Biz iman edenler, helali haramdan ayırırız. Onlar ise haramlarını süsleyip “özgürlük” diye sunarlar. İşte aramızdaki fark budur!

1. Eğer şehvet peşinde olsaydı, neden genç ve güzel eşler tercih etmedi?

Hz. Peygamber’in eşlerinin çoğu yaşlı, dul, çocuklu veya güzellik itibarıyla öne çıkmayan kadınlardı.

Eğer gerçekten şehvet arzusuyla evlenseydi, neden toplumun en güzel kadınlarını seçmedi?

Bu tek başına niyetin şehvet değil, merhamet, sorumluluk ve ümmet bilinci olduğunu gösterir.

2. Toplum inşası sadece yasalarla değil, örnek şahsiyetlerle olur

Hz. Peygamber, toplumda yaygın olan “dul ve sahipsiz kadına değer verilmemesi” anlayışını, kendi örnekliğiyle yıktı.

Bugün bile dul kalan kadınlar sosyal hayatta dışlanırken, Hz. Peygamber bu kadınlarla evlenerek onların toplumsal onurunu iade etti.

O hem rehber, hem modeldi. Yasayla değil, yaşayarak öğretti.

3. Evlilikler, İslâm’da sadece cinsellik değil; sosyal, siyasal ve kültürel bir kurumdur

Evlilik sadece iki insan arasındaki özel bir bağ değil; aynı zamanda iki aile, kabile ve kültür arasındaki bir köprüdür.

Hz. Peygamber’in evlilikleriyle birçok kabile İslâm’a yaklaştı, düşmanlıklar sona erdi, kardeşlik gelişti.

Bugün diplomasiyi masa başında yapan Batılılar, o gün evlilikle barış ve diplomasi kuran Peygamber’e laf ediyor!

4. Batı’da “açık ilişki” normalleşti ama nikâhlı çok evlilik suç! Bu nasıl çelişki?

Aynı kadınla ömür boyu evli kalıp başka kadınlarla flört eden Batılılar, İslâm’daki çok evliliğe “ahlâksızlık” diyor.

Oysa İslâm’da çok evlilik:

Nikâhla olur, Sorumluluk içerir, Kadına maddî güvence verir, Kadının rızası dikkate alınır. Batı’da ise “tek eşlilik” örtüsü altında, her gün farklı biriyle cinsel birliktelik ahlâk sanılıyor. Bu tam bir ahlâkî çöküştür.

5. Kadını “cinsel özgürlük nesnesi” yapan sistem mi, onu nikâhla koruyan sistem mi daha ahlâklı?

Bugün kadınlar reklamda bedenleriyle satılıyor, dizilerde “özgür” görünüp köleleştiriliyor.

Hiçbiri eş, anne ya da onurlu birey olarak değer görmüyor.

Hz. Peygamber, kadınları bu çürümeden kurtarmış, onları onurlu ve korunan bireyler haline getirmiştir.

6. Bugünkü aile krizine tek eşlilik çare olamadı; İslâm’ın sistemi yeniden düşünülmeli

Boşanma, yalnızlık, sahipsizlik, bekar anneler, eşcinsellik… modern aile sistemi çöktü!

Tek eşlilik sisteminde bile insanlar sadık kalamıyor.

İslâm’ın sunduğu çok eşlilik (sınırlı, sorumlu, adaletli), hem dul kalan kadınlara hem dengesiz nüfusa makul bir alternatif sunar.

7. Hz. Muhammed’in evlilikleri hadisedir; hayatı iffet örneğidir

Hiçbir kadına el kaldırmadı. Eşlerinin haklarını gözetti.

“Sizin en hayırlınız, eşlerine en iyi davranandır” dedi ve öyle yaşadı.

Onun evliliklerini sorgulayanların çoğu, tek eşli olup kadını ezen, aldatan, terk eden adamlardır!

Zeka ile bitirebileceğin bir final cümlesi (aforizma gibi):

“Kadını yalnız gecelerinde arayanlar, nikâhın onurunu bilemez. Hz. Muhammed (s.a.v) ise kadına sadece ‘eş’ değil, ömürlük merhamet sundu.”

Share this content:

Yorum gönder

You May Have Missed