×

Ateist Kafa!: İnsan Vücudundaki Denge, Mükemmellik Ve Plan

Ateist Kafa!: İnsan Vücudundaki Denge, Mükemmellik Ve Plan

Gürsel Gürbüz
İnsan vücudu, en küçük yapı taşı olan atomdan en karmaşık sistem olan sinir ağına kadar, baştan sona muazzam bir düzen, mükemmel bir denge ve harikulade bir sistematiğe sahiptir. Her hücre, her organ ve her fiziksel yasa; belirli bir ölçü, plan, nizam ve matematiksel zorunluluk içinde işlev görmektedir. Kalbin ritmik atışı, kanın vücudu dolaşımı, DNA’nın bilgi kodlaması, beynin elektriksel iletimi, kasların biyokimyasal tepkileri gibi her bir detay; rastlantısal bir oluşumun değil, sonsuz ilim, kudret ve hikmet sahibi bir sanatkârın eseridir. Atom altı parçacıklardan galaksilere kadar işleyen sabit kanunlar ve hassas dengeler, akıl ve ilim sahibi bir iradenin varlığını zorunlu kılar.
Tevhid inancı, yani Allah’ın birliğine iman, sadece dini bir kabulle değil; akıl, mantık, bilim ve gözlemle de desteklenmektedir. Çünkü evrende görülen bu ilim, kudret, ölçü ve sanat; çokluk içinde tekliği, çeşitlilik içinde birliği, farklılıklar içinde ortak yasaları ve mutlak bir iradeyi göstermektedir. Bu da bize gösterir ki, bu mükemmel yaratılışın ardında ilimsiz, amaçsız, tesadüfi bir mekanizma değil; tam aksine, her şeyi ilmî bir ölçüyle yaratan, her şeye hükmeden ve her varlığı kendine muhtaç kılan bir yaratıcı vardır. O Yaratıcı, her şeyin Rabbi olan şeriat koyucu Allah’tır.
İşte insan vücudundaki her bir detay; atomların diziliminden, hücrelerin çoğalmasına; organların ahenkli çalışmasından, fizyolojik sistemlerin mükemmel uyumuna kadar, tevhide (Allah’ın birliğine) apaçık birer şahitliktir.
Ateistler bu tutum ve davranışlarıyla milyarlarca hücre, atom ve benzeri şeyleri ilahi yaratıcılık vasfı vermek suretiyle bir Allah’a imanı red ederek, milyarlarca yapay tanrı ve ideolojik dinin kulu olduklarının farkında olmayacak kadar gafil ve cehalet bataklığına gömülmüşlerdir. Nitekim;
İnsanın Vücudundaki Kusursuzluk: Akıl, İlim ve Kudret Delili
İnsan vücudu, başlı başına akıl almaz bir mühendislik harikasıdır.
Her bir organ, her bir hücre, her bir atom tam bir hikmet, ölçü ve düzen içindedir.
Allah Teâlâ Kur’an’da şöyle buyurur:
“O Allah ki, her şeyi yaratmış ve ona ölçüyle bir nizam vermiştir.”(Furkan, 25/2)
İnsan vücudu tesadüf eseri oluşmuş olamaz. Şimdi, tek tek bilimsel ve aklî açıdan açıklayalım:
1. Kalbin Mükemmelliği
* Kalp, ortalama dakikada 70-80 defa atar ve günde 100.000 kez kasılır.
* Bir gün içinde yaklaşık 7.500 litre kanı vücuda pompalar.
* Hayat boyu 2,5 milyar kez atar!
Kalbin yapısı:
* 4 odacıklı sistem (kulakçıklar ve karıncıklar) sayesinde kanı doğru yöne akıtır.
* Milisaniyelik zamanlamalarla açılan kapakçıklar, tek yönlü akışı sağlar.
Şu soruyu soralım:
Bir pompayı bile insanlar tasarlayıp yaparken mühendislik ve akıl gerekiyorsa,
bu kusursuz, ömür boyu çalışan kalp nasıl tesadüfen oluşsun?
Tesadüf iddiası, akla en ağır hakarettir. Kur’an şöyle der:
“Gerçekten biz insanı en güzel şekilde yarattık.” (Tîn, 95/4)
2. Ciğerlerin Mükemmelliği
* İnsan ciğeri yaklaşık 300 milyon alveolden oluşur.
* Eğer ciğerlerin iç yüzeyi açılıp serilseydi yaklaşık 70 metrekarelik bir alan oluştururdu (bir tenis kortu kadar!).
Bu devasa yüzey, oksijenin kana karışmasını ve karbondioksitin atılmasını sağlar.
Bu denge şunu gösterir:
* Fazla oksijen yakar,
* Az oksijen öldürür.
Hassas bir denge, tam bir plan eseri!
3. Dalak ve Bağışıklık Sistemi
* Dalak, kanı süzer, yaşlı kan hücrelerini temizler, yeni bağışıklık hücreleri üretir.
* Vücudu koruyan ordu gibi bir savunma sistemidir.
Kim kendi kendine ordu kurabilir? Hiçbir sistem plansız kurulmaz. Bağışıklık sistemi bile ilahi mühendisliğin delilidir.
4. DNA ve Hücre Mükemmelliği
* İnsan vücudunda yaklaşık 100 trilyon hücre vardır.
* Her hücrenin çekirdeğinde 3 milyar harften oluşan bir DNA şifresi bulunur.
Bu DNA:
* Kimin göz rengi nasıl olacak,
* Kimin boyu kaç cm olacak,
* Hangi hastalıklara yatkın olacak hepsini belirler!
Bir kitapta 3 milyar harf hatasız dizilse “tesadüf oldu” der misin?
Hayır! O zaman DNA’nın tesadüfen oluştuğunu söylemek en büyük cehalettir.
Allah buyurur:
“Sizi nutfeden (bir damla sudan) yarattı, derken o nutfeden bir insan oldu. Sonra da ona şekil verdi, ona ruhundan üfledi.” (Secde, 32/7-9)
5. Gözün Mükemmelliği
* Göz saniyede 10 milyondan fazla bilgi toplar.
* Otomatik odaklama yapar (kamera gibi).
* Renk, ışık, mesafe ayarını anında yapar.
* Beyne 576 megapiksellik görüntü sinyali gönderir!
Kamera üretmek için mühendis gerekirken, göz gibi mükemmel bir sistemi nasıl tesadüfe verebiliriz? Allah buyurur:
“Sizi işitme, görme ve kalp sahibi yapmıştır. Ne kadar da az şükrediyorsunuz!”
(Müminûn, 23/78)
6. Kulağın Mükemmelliği
* Kulağımız hem ses dalgalarını yakalar,
* Hem onları titreşime çevirir,
* Sonra da sinirler yoluyla beyne iletir.
* Frekanslara göre ayrım yapar.
Radyo cihazı bile plansız yapılmazken, kulağın tesadüfen oluşması nasıl mümkün olsun?
7. Parmak İzindeki Mükemmellik
* Her insanın parmak izi farklıdır.
* 9 milyar insan içinde aynısı yoktur!
Parmak izindeki bu detaylı farklılık, planlı bir yaratılışın ispatıdır.
8. Kan Dolaşımının Mükemmelliği
* Kan, kalpten çıkar, tüm vücuda oksijen ve besin taşır.
* Damarlardaki kapakçıklar kanın geri akmasını önler.
* Her hücreye ihtiyacı kadar kan gider.
Bu sistemin saat gibi çalışması, ancak ve ancak bilen bir Yaratıcının eseridir.
9. Atomlar ve Hücreler Açısından
* Her hücre içinde milyarlarca atom çalışır.
* Atomların düzenli dizilimi hayatı mümkün kılar.
Atomlar ilim, kudret, akıl ve görme açısından bilinçsizdir.Ancak onları organize eden, yöneten bir ilim ve irade sahibi Allah vardır.
Kıyasla Açıklama:
* Bir televizyonun yapılması için mühendisler, planlar, fabrika gerekir.
* Bir bilgisayarın yapılması için uzman akıl gerekir.
* Peki,
* Göz, kalp, beyin gibi organlar milyarlarca kat daha üstün komplekslikte iken,
* Bunların bilinçsiz doğa tarafından “tesadüfen” üretilmesi mümkün mü?
Tabii ki hayır! Allah Kur’an’da şöyle buyurur:
“Yoksa onlar bir yaratıcı olmadan mı yaratıldılar? Yoksa kendileri mi yaratıcılar?”
(Tur, 52/35)
Varlıkların Kendi Kendine Oluştuğu İddiasının Çürütülmesi
* Kendi kendine oluşmak aklen mümkün değildir.
* Her şey, onu var eden bir sebebe ve iradeye ihtiyaç duyar.
* İrade ve bilgi olmadan oluşum imkânsızdır.
Kendi kendine oluşum iddiası,
* Bilgisayarın yıldırımla oluştuğunu iddia etmekten daha saçmadır!
Bu iddia akla, bilime ve gerçekliğe aykırıdır. Allah şöyle der:
“Allah, her şeyi yaratan ve yarattığını en güzel şekilde düzenleyendir.” (Secde, 32/7)
* İnsan vücudundaki her hücre, organ ve sistem,
* İlmi, hikmeti ve kudreti sınırsız bir Yaratıcının varlığına delildir.
* Bu Yaratıcı Allah’tır.
İnkâr edenler,

* İlmi,
* Akılı,
* İlahi iradeyi
* Kudreti
* Basireti inkâr etmektedirler. Bu ise ancak taassup, kör taklit, psikolojik problemler ve aşağılık kompleksi gibi… insani hastalık taşıyan kimselerde söz konusudur.
Allah şöyle buyurur:
“Gerçekten de gözler kör olmaz, ancak göğüslerdeki kalpler kör olur.” (Hac, 22/46)
İnsan Vücudundaki Simetri: İlahi Kudretin Mükemmel Delili
İnsan vücuduna dikkatle bakıldığında sağ-sol simetrisi hemen göze çarpar:
* İki göz,
* İki kulak,
* İki burun deliği,
* İki el,
* İki ayak,
* İki böbrek,
* İki akciğer,
* İki kol ve bacak,
* İki yarım beyin (sağ ve sol loblar),
* İki taraflı kas ve damar yapısı…
Bu simetrik düzen kendiliğinden mi oluştu? Hayır. Bu mutlak bir ilim, kudret ve hikmet gerektirir. Allah Teâlâ şöyle buyurur:
“Her şeyi bir ölçüye göre yarattık.”(Kamer, 54/49)
Bu ayet, mükemmel ölçü ve oranlarla yaratılışın doğrudan Allah’ın iradesi ve ilmiyle olduğunu gösterir.
1. Simetri ve Matematiksel Mükemmellik
Matematik biliminde “simetri”, düzenli bir yapının özgün ve belirli kurallara göre tekrarlanmasıdır. İnsan vücudundaki simetri:
* Doğuştan,
* Bilinçsiz hücreler tarafından,
* Tam ölçü ve oranla kurulur.
Örneğin:
* Gözlerin arası yaklaşık bir göz boyu mesafesindedir.
* İki kolumuz ve iki bacağımız milimetrelik farklılıklarla orantılıdır.
* Beynimizin sağ ve sol lobları görev paylaşımıyla birbirine simetriktir.
Bu ölçülerdeki hassas denge, planlı ve bilgili bir Yaratıcıyı zorunlu kılar.
Bir bina inşa etmek için mühendislik ve matematik hesaplar gerekiyorsa,
* İnsan vücudunun böylesine detaylı bir yapıda simetrik olması
* tesadüfle açıklanabilir mi? Açıklanamaz!
2. Sağ-Sol Simetrisinin Bilimsel Mucizesi
Embriyonun (anne karnındaki canlının) oluşumunda,
* Daha ilk haftalarda sağ ve sol tarafın gelişimi genetik kodlar tarafından organize edilir.
Genetik biliminde bu düzenlemeye “vücut planı” (body plan) denir.
Eğer bu planın sadece milyonda bir oranında hata olursa:
* Organlar ters tarafta gelişir (situs inversus gibi hastalıklar),
* Hayati problemler ortaya çıkar.
Bu gösteriyor ki:
* Simetri,
* Yüksek hassasiyet,
* Bilinçli programlama gerektiriyor.
Bu da ancak ilim sahibi bir yaratıcı ile açıklanabilir.
Allah Kur’an’da şöyle buyurur: “Yaratan hiç yaratmayan gibi olur mu? Hâlâ düşünmez misiniz?” (Nahl, 16/17)
3. Hücreler Bilinçsizdir, Ama Planlı Çalışır
* Her hücre sağ mı sol mu olduğunu bilir.
* Hangi organda görev alacağını bilir.
* Sağ kol kası mı olacak, sol ayak kası mı olacak ona göre özelleşir.
Peki kim öğretti hücrelere bu bilgiyi?
* Hücreler akılsızdır,
* Atomlar cansızdır,
* DNA, kâğıt üzerindeki bir şifre gibidir,
* Şifreyi uygulayan bilinçli bir güç gerekir. Bu güç, ancak ve ancak Allah’ın yaratması ile olur.
4. Simetri ve Akıl
Bir bina,
* Sağ ve sol duvarları eşit yapılmazsa eğrilir, yıkılır.
Bir araba,
* Sağ tekerleği sola göre farklı olursa düzgün gitmez.
Bir köprü,
* İki tarafı eşit yapılmazsa çöküp devrilir.
İnsan vücudundaki bu hassas simetri,
* Dengeli yürüme,
* Dengeli durma,
* Dengeli görme ve işitme için şarttır.
Tesadüfler böyle kusursuz bir simetri kuramaz!
Allah şöyle buyurur: “Gerçekten biz her şeyi bir kadere (ölçüye) göre yarattık.”
(Kamer, 54/49)
5. Simetri ve Allah’ın İlmî Kudreti
İnsanın simetrik yaratılması,
* Allah’ın sonsuz ilminin,
* Sonsuz kudretinin,
* Sonsuz hikmetinin doğrudan bir göstergesidir.
Kur’an’da buyurur: “O Allah ki, her şeyi yaratmış ve ona mükemmel bir nizam vermiştir.” (Furkan, 25/2)
Buradaki “nizam” kelimesi,
* “Düzen”,
* “Hikmetle kurulmuş sistem”,
* “Matematiksel kusursuzluk” anlamına gelir.
* İnsan vücudundaki sağ-sol simetrisi,
* Organların eşit ve dengeli yerleşimi,
* Matematiksel oranların mükemmelliği, bize gösteriyor ki:
* Bu kainat ve insan, bilinçsiz doğa ya da tesadüfle oluşamaz.
* Mutlaka sonsuz ilim, hikmet ve kudret sahibi bir Yaratıcı tarafından yaratılmıştır.
* Bu yaratıcı yalnızca Allah’tır. Allah Teâlâ şöyle der:
“Şüphesiz ki Allah, her şeyi hakkıyla bilen ve her şeyi ölçüyle yapandır.” (Ahzâb, 33/8)
Düşün: Bir tablo yapıldığını görsen,
* Renkler uyumlu,
* Çizgiler tam yerli yerinde,
* Her iki taraf da birbirine aynen uymuş,
* Mükemmel bir simetri var…
Der misin ki:
* “Bunlar tesadüfen boya kutusunun devrilmesiyle oluştu”? Tabii ki demezsin!
O zaman,
* İnsan vücudundaki bu müthiş simetri,
* bu mükemmel sanat,
* asla tesadüf değildir.
Bu ancak ve ancak, El-Musavvir (Şekil veren), El-Hâlık (Yaratan), El-Alîm (Her şeyi bilen) olan Allah’ın eseridir!
İnsan Vücudunda Mükemmellik: Tesadüf mü, Yaratıcı mı? (İleri Düzey İkna)
1. Gözlerin Simetrisi ve Mükemmelliği
İki göz, yüzümüzde:
* Aynı hizada,
* Aynı büyüklükte,
* Aynı tip hücrelerden oluşmuş,
* Aynı açıda yerleştirilmiştir.
Gözlerin bu şekilde olması:
* Derinlik algısı (3 boyutlu görme),
* Denge,
* Mesafe ölçümü için zorunludur.
SORU:
Eğer gözlerden biri 2 cm yukarıda olsa, veya biri büyük diğeri küçük olsa ne olurdu?
* Görüş bozulurdu.
* Mesafe ayarlaması yapamazdık.
* Yürümekte bile zorlanırdık.
Böyle bir düzen plan ve bilinç olmadan kurulamaz.
Kur’an’da der ki:
“Size gözler, kalpler ve kulaklar veren O’dur. Ne kadar az şükrediyorsunuz!(Mü’minun, 23/78)
* Gözlerin yerleşimi,
* Yaratıcının hem sanatını hem de rahmetini gösterir.
* Tesadüfün böylesi kusursuz bir sistemi üretmesi İMKÂNSIZDIR.
2. Parmak İzi: Milyarda Bir Benzemezlik
İnsandaki parmak izi,
* Dünyada yaşamış ve yaşayan 9 milyar insan içinde bile asla birebir aynı değildir.
SORU: Bir bilgisayar programı bile bazen hatalı çalışırken,
* Hücreler nasıl olur da milyarlarca insanda farklı farklı parmak izleri üretir?
Bu tamamen:
* İlahi ilim,
* Sonsuz kudret ve
* Sınırsız irade ile mümkündür.
Kur’an’da şöyle buyurur:“Evet, Biz onun parmak uçlarını dahi düzenlemeye kadiriz.” (Kıyame, 75/4)
* Parmak izimiz bile, tesadüfü ve kör doğayı değil,
* Sonsuz ilim ve kudreti olan Allah’ı gösterir!
3. Beynin Sağ ve Sol Loblarının Mucizesi
İnsan beyninin iki lobu vardır:
* Sol lob: Mantık, matematik, dil işleme.
* Sağ lob: Sanat, müzik, hayal gücü.
Her iki lob:
* Birbirini tamamlar.
* Birbiriyle uyumlu çalışır.
SORU: İki yarım küre nasıl olur da milyarlarca hücreyi tam bir uyum içinde yönetir?
Bir elektrik devresinde küçük bir hata tüm sistemi bozarken,
* İnsan beynindeki mükemmel koordinasyon tesadüf müdür?
MANTIK:
* Kusursuz sistem = Kusursuz bir kurucu ister.
Kur’an buyurur: “O Allah ki, her şeyi yaratmış ve her şeyi ölçüyle belirlemiştir.”
(Furkan, 25/2)
4. Kan Dolaşımı ve Kalbin Olağanüstü Çalışması
Kalbimiz:
* Günde ortalama 100.000 kez atıyor,
* Hayat boyunca 3 milyar kez hiç durmadan çalışıyor.
Kalp,
* Kanı damarlara doğru basınçla pompalıyor.
* Organlara tam ihtiyacı kadar kan gönderiyor.
SORU:
Bir pompa 100 yıl aralıksız çalışabilir mi? Ya da kendi kendine mi yapıldı?
CEVAP: Hayır. İnsan yapımı pompalar bile kısa sürede bozuluyor.
SONUÇ:
Kalp gibi bir mucize:
* Sonsuz ilim sahibi olan,
* Kudreti sınırsız olan bir Yaratıcıyı işaret eder!
5. Oksijen ve Karbondioksit Dengesi
Atmosferdeki gazlar:
* %21 oksijen,
* %78 azot,
* %1 diğer gazlardır.
SORU:
Oksijen %30 olsaydı ne olurdu?
* Her şey anında yanardı.
Oksijen %15’e inseydi?
* Soluk alamaz, boğulurduk.
MANTIK:
* Bu oranlar RASGELE oluşsaydı, hayat olmazdı.
* İnanılmaz hassas bir ayarlama gerektiriyor.
Kur’an’da: “Gökleri ve yeri hak ile yaratan O’dur.” (En’am, 6/73)
6. DNA: Bilgi Deposu
İnsanın DNA’sı,
* 3 milyar harfli bir genetik kitap gibidir.
* Bütün vücut planı oradadır.
SORU: Bir kitap kendi kendine mi yazılır?
AÇIKLAMA: DNA’daki bilgi,
* Yazılı bir programdır.
* Kendi başına değil, ilim sahibi bir varlık tarafından konulmuştur.
Kur’an der ki: “O Allah ki, yarattı, düzen verdi, ölçü koydu ve doğru yola yöneltti.”
(A’lâ, 87/2-3)
Çok Önemli Bir Sonuç:
Eğer insan vücudundaki bu mucizeler:
* Bir fabrika gibi üretim yapıyorsa,
* Bir bilgisayar gibi işlem yapıyorsa,
* Bir şehir gibi organize oluyorsa, akıl sahibi bir insan nasıl olur da:
* “Bu tesadüftür” diyebilir?
* “Bu kendi kendine oluşmuştur” diyebilir?
Bir televizyonun tasarımı varsa, insan vücudu gibi muazzam bir makinenin tasarımı olmaz mı?
“Onlar, deveye nasıl yaratıldığına bakmazlar mı? Göğe nasıl yükseltildiğine, dağlara nasıl dikildiğine, yere nasıl yayıldığına bakmazlar mı?” (Ğâşiye, 88/17-20)
Allah bizi düşünmemiz için uyarıyor.
Kısa Bir Temsil
* Eğer bir çölde yürürken yere çakılmış bir telefon bulsanız,
* Ona bakıp “Bu kumların kendi kendine rastgele birleşmesiyle oluştu” der misiniz?
Tabii ki hayır! O zaman:
* İnsanı,
* Gözü,
* Kalbi,
* DNA’yı görünce
“Tesadüf!” demek
* İlimsizliğin,
* Akıl tutulmasının,
* Cehaletin açık bir göstergesidir.
Sonuç;
Bütün bu anlattığımız gerçekler ister insanın vücudundaki mükemmel organ sistemleri, ister hücreler ve DNA’nın olağanüstü bilgi taşıması, isterse atmosfer ve dünya üzerindeki hassas dengeler olsun  her biri açıkça göstermektedir ki:
Bu evrende hiçbir şey kendi kendine oluşmamıştır.
Ne:
* Gözlerimizin derinlik algısını veren iki simetrik yapı,
* Ne parmak izlerimizin milyarda bir eşsizliği,
* Ne de kalbin kusursuzca atan pompası kendi kendine, rastgele veya kör tabiatın tesadüfi bir ürünü değildir.
Şuurlu bir bakışla anlıyoruz ki:
* Plan varsa, Planlayıcı vardır.
* Düzen varsa, Düzenleyici vardır.
* Sistem varsa, Sistemi kuran biri vardır.
* Kanun varsa, Kanun Koyucu vardır.
O da yalnızca, her şeyi yoktan var eden, her bir şeyi ölçüyle belirleyen ve hikmetle düzenleyen Allah’tır (Azze ve Celle).
Kur’an-ı Kerim’de Rabbimiz şöyle buyurur:
“O Allah ki, her şeyi en güzel şekilde yaratmış ve yaratmaya da devam etmektedir.”(Secde, 32/7)
Tabiat dediğimiz şey, ancak Allah’ın kudretinin bir sahnesidir.
Sebepler dediğimiz şey, Allah’ın iradesinin ve hikmetinin birer vasıtasıdır.
Tesadüf gibi bir kavram, ancak bir bilgi eksikliğinin, bir akıl zaafının ürünüdür.
Allah’ın kudreti olmasa:
* Ne vücudumuzdaki hücreler çalışırdı,
* Ne kalbimiz atardı,
* Ne de dünya hayatı var olurdu.
Ayet şöyle der: “Yaratma da emretme de yalnızca O’na aittir.” (A’râf, 7/54)
Her atomda, her hücrede, her yıldızda, her organizmada gördüğümüz mükemmel yapı:
* Allah’ın ilminin,
* Allah’ın kudretinin,
* Allah’ın iradesinin,
* Allah’ın hikmetinin ta kendisidir.
Bu yüzden, aklı selim bir insan:
* Kör tesadüflere değil,
* Kör doğaya değil,
* Kör sebeplere değil,
* Yalnızca her şeyi mükemmel yaratan, ilmi ve kudreti sonsuz olan Allah’a iman eder.

 

Share this content:

Yorum gönder

You May Have Missed