Allah’tan Başkası Adına Yemin Etmek Şirktir.
Yemin sözlükte: Sağ taraf, gerçek, ant içmek, kuvvet, bereket, sağ el ve sağ taraf gibi manalara gelir. Yemin’in çoğulu ‘’eyman” terim olarak bir kimsenin bir başkasını herhangi bir şey için ikna etmek amacıyla Allah’ın isimlerinden ve sıfatlarından herhangi birini zikretmek suretiyle kendi yeminini kuvvetlendirmesini ifade eder.
Vallahi ben borcumu ödedim, Tallahi ben bu işi yapmam ve Billahi bu doğru değildir gibi ifadeler yemin olmakla beraber Kabe’nin Rabbine yemin ederim ki, Rahman ve rahim olan Allah adına yemin ederim ki, Canımı elinde bulunduran Allah’a yemin olsun ki, Allah’ın kudreti üzerine yemin olsun ki gibi tüm ifadeler meşru olan yemin çeşitleridir.
من حلف بغير الله فقد اشرك
Kim Allah dışında başka birisi adına yemin ederse şüphesiz şirk koşmuş olur. (Tirmizi)
Allah dışında başkaları adına yemin edilmesi tazim, ululama, yüceltme, değerini üstün tutmak ve ibadet olan bir ameldir.
Buradaki illet onun itikatla ilgili olmasıdır. Eğer biri Allah’tan başkası adına mutlak anlamda yemin edilebilir derse o da Allah gibi tazim, üstün ve ululama gibi bir itikat ile inanırsa bu kimse müşrik olur. Yok ama eğer böyle birisinin itikadi yoksa bu kimse küçük şirk işlemiş olur.
من كان حالفا فليحلف بالله او ليصمت
Kim yemin edecekse sadece Allah ile yemin etsin veya sussun (Muttefekun aleyh)
Dolayısıyla yeminde Allah’a ait bir hak olan bir ibadettir diğer ibadetler gibi Allah adına yapılır. Tekrar ifade edelimki yeminin ibadet olmasının illeti onun tazim, ululamak, değer ve yüceltme gibi Allaha ait özelliklerin olmasıdır.
Arap cahiliyesinde müşrikler güneş, ay, put, yıldız ve birçok şeyler adına yemin ederlerdi. Aynen bugünün cahiliye toplumunun özelliğinde olduğu gibi babası, annesi ve çocukları adına yemin ettikleri gibi. Bu yemin edileni tazim, yüceltme ve ululama vardır. Dolayısıyla hakiki azamet Allah’a aittir ve tazim konusunda kimse Allah’a ortak yada benzettilemez. O yüzden bu şekilde bir tazimi hak eden sadece Allah’tır. Çünkü tazim bir ibadettir ve ibadeti Allah’tan başkasına sarf edilmesi caiz değildir.
Kim yemin ederse, ancak Allah’a yemin etsin . Kureyş, babalarına yemin ederlerdi. Onun için şöyle buyurdu: Babalarınıza yemin etmeyin. Hadisi Müslim ve başkaları rivayet etmişlerdir. Dolasıyla Peygamber (s.a.v.) Allah’tan başkasına yemin etmeyi yasaklamıştır. Buradaki yasaklamada asıl olan, haram olmasıdır.
Şafi alimlerinden olan El-makrizi şöyle diyor;
Ulûhiyetin özelliklerinden olan bir amel secde amelidir. Kim ondan başkasına secde ederse secde ettiği zatı ona benzetmiş olur. Yine tevekkülde uluhiyetin özelliklerindendir. O halde her kim ondan başkasına tevekkül ederse tevekkül ettiğini ona benzetmiş olur. Aynı şekilde tevbe de öyledir. Kim Allah’tan başkasına tevbe ederse tevbe ettiğini ona benzetmiş olur. Onun özelliklerinden biri de Allah adına yemin etmektir. Bu yüzden kim ondan başkası adına yemin ederse yemin ettiği zatı ona benzetmiş olur. Yine kurbanda böyledir kim ondan başkasına kurban keserse onu ona benzetmiş olur. Saçları tıraş etmek de ulûhiyetin özelliklerinde olan bir ameldir, kim başkası için traş olursa onu ona benzetmiş olur.
İbn kayyım yemin hakkında şöyle der; Ulûhiyetin özelliklerinden biri de tazim ve yüceltme maksadıyla onun adına yemin etmektir. O halde her kim onun dışında bir başkası adına yemin ederse yemin ettiğini Allah’a benzetmiş olur.
Alimlerimiz bu söyledikleri ile bunun bir tazim olduğunu dolayısıyla itikatlarında o şeye uluhiyet ve ubudiyet özelliğini vermiyorlarsa bu kimseler küçük şirk işlemiş olurlar. Zaten yemin bahsinde alimlerimizin görüşüne göre yemin küçük şirk kısmındadır.
Allah’tan başka bir melek, bir peygamber, bir veli yahut yaratılmışlardan birine yemin etmek haramdır. Çünkü İbn Ömer’in (r.a.), Resûlüllah’tan (s.a.v.) rivayet ettiğine göre o şöyle demiştir: Resûlüllah (s.a.v.) Ömer b. Hattâb’a bir kafile içinde babasına yemin ederken yetişmiş ve onlara: “Dikkat edin, Allah kesinlikle babalarınıza yemin etmenizi size yasaklamıştır. Kim yemin edecekse, Allah’a yemin etsin, yahut sussun”
Âlimler bunu, küçük şirke hamletmişler ve şöyle demişlerdir: Bu, dinden çıkaran en büyük küfürden başka bir küfürdür. Allah korusun, dinden çıkaran küfür en büyük küfürdür. Bundan dolayı İbn Mesud (r.a.) şöyle demiştir: “Yalan olarak Allah’a yemin etmem, doğru olarak Allah’tan başkasına yemin etmemden bana daha iyidir.
Sizden kim yemin eder ve yemininde: “Lât ve Uzza’ya yemin olsun!” derse hemen: “La ilâhe illallah”, desin. Kim de kardeşine: “Gel seninle kumar oynayalım” derse, hemen tasaddukta bulunsun.” Hadisi Müslim ve diğerleri rivayet etmişlerdir.
Yemini Bozmanın Keffareti
Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
لاَ يُؤَاخِذُكُمُ اللهُ بِاللَّغْوِ فِي أَيْمَانِكُمْ وَلَكِن يُؤَاخِذُكُمْ بِمَا عَقَّدْتُّمُ الْأَيْمَانَ فَكَفَّارَتُهُ إِطْعَامُ عَشَرَةِ مَسَاكِينَ مِنْ أَوْسَطِ مَا تُطْعِمُونَ أَهْلِيكُمْ أَوْ كِسْوَتُهُمْ أَوْ تَحْرِيرُ رَقَبَةٍ فَمَنْ لَّمْ يَجِدْ فَصِيَامُ ثَلاَثَةِ أَيَّامٍ ذَالِكَ كَفَّارَةُ أَيْمَانِكُمْ إِذَا حَلَفْتُمْ وَاحْفَظُوا أَيْمَانَكُمْ كَذَالِكَ يُبَيِّنُ اللهُ لَكُمْ آيَاتِهِ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ
“Allah, sizi bilinçsiz olarak yaptığınız yeminlerden dolayı hesaba çekmez. Ama bilinçli olarak yaptığınız yeminlerden dolayı hesaba çeker! Yemininizi bozma keffâreti, kendi ailenize yedirdiğinizden on yoksulu doyurmaktır! Veya giydirmek ya da bir köleyi hürriyete kavuşturmaktır! Kim bunları bulamazsa üç gün oruç tutması gerekir! Bu, bozduğunuz yeminlerin keffaretidir. Yeminlerinizi yerine getirin/tutun! Şükredesiniz diye Allah, ayetlerini işte böyle açıklıyor.”
Maide Suresi 89
Önemli Bir Açıklama; Yeminini bozan kişi, ayette geldiği sıraya göre birini yapması gerekiyor! Yani on kişiyi doyurmaya gücü yetiyorsa, önce bunu yapması farzdır! Eğer gücü yettiği halde on kişiye yemek yedirmiyor veya on kişiyi giydirmiyor da, oruç tutuyorsa, kuşkusuz ki, bu haramdır ve Allah’a hesap verir!
(1) Kendi yediğinden on yoksulu doyurmak.
(2) Kendi giydiğinden on kişiyi giydirmek.
(3) Bir köleyi hürriyete kavuşturmak.
(4) Üç gün oruç tutmak.
Gürsel Gürbüz
www.gurselgurbuz.com
Share this content:
Yorum gönder