Allah ve Sen Dilersen Şirki
Gürsel Gürbüz
Sözlükte (Lügat) Şirk (الشِّرْكُ): Bir şeyi başka bir şeyle ortak kılmak, ortak koşmak demektir. Özellikle ibadette veya Allah’a has olan bir sıfatta başkasını ortak koşmak anlamında kullanılır.
Istılahta Şirk:
Şirk, Allah’a ait olan rubûbiyet, ulûhiyet veya isim-sıfat alanlarında başkasını O’na ortak koşmak demektir.
Örneğin, Allah’ın dileme, yaratma, rızık verme, hüküm koyma gibi fiillerine başkasını ortak koşmak. Veya dua, adak, namaz, yardım isteme gibi ibadetleri Allah’tan başkasına yöneltmek.
Sözleri ile baskasını Allaha denk tutmak, bu insanların bir çoklarının kendisi konusunda gafil ve dikkatisz olduğu bir bir şirk çeşitidir. bu şirke örnek; Allah ve Rasulu dilerse, Allah ve şeyhim bilir, Allah ve sen bilirsin gibi sözler Allahı başkasına denk tutan şirklerdir.
Yeri gelmişken hemen şunu ifade edelimki büyük şirk ve küçük şirk arasında itikat ve amel uygunluğu var ise bu büyük sirktir. Yok eğere itikat ve amel uygunluğu yoksa bu küçük şirk olur.
1- ALLAH VE SEN DİLERSEN” İFADESİNİN MESELESİ:
Bu ifade zahiren Allah’a ortak koşmak gibi görülebilir. Çünkü dileme (meşiet) sadece Allah’a aittir. Kulun meşieti (dilemesi) Allah’ın meşietine bağlıdır. İki dilemeyi eşit zikretmek, şirk tehlikesi doğurur.
2- KUR’ÂN DELİLLERİ;
a) Yalnız Allah’ın dilemesinin etkili olduğunu bildiren ayet:
وَمَا تَشَاءُونَ إِلَّا أَنْ يَشَاءَ اللَّهُ
“Siz dileyemezsiniz, ancak Allah dilerse (o zaman dileyebilirsiniz).” (Sure: İnsan, 76/30)
Bu ayet açıkça gösterir ki, kulların meşieti (dilemesi), Allah’ın meşietine bağlıdır. “Sen dilersen” ifadesi burada tek başına Allah’ın iradesine bağımsız bir irade izafe etmektir ki, bu tehlikeli ve şirk kokan bir sözdür.
b) Allah’a ortak koşulmaması emri:
فَلَا تَجْعَلُوا لِلَّهِ أَنْدَادًا وَأَنْتُمْ تَعْلَمُونَ
“Bile bile Allah’a denkler (ortaklar) koşmayın.” (Sure: Bakara, 2/22)
Burada “ended” kelimesi, Allah’a eş tutma anlamındadır. Bu, sadece putlarla değil, sözlerle, fiillerle, itikatla da olabilir.
3- SÜNNETTEN DELİL;
a) Peygamber’in ifadesi:
ما شاء الله وشئت. فقال: أجعلتني لله نداً؟ بل ما شاء الله وحده
“Bir adam Peygamber’e şöyle dedi: ‘Allah ve sen dilersen.’ Bunun üzerine Nebî (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
‘Beni Allah’a denk mi kıldın? Ancak Allah diler.’” (Tefsir: Ahmed, 1/214; Nesâî, “Eyman”, 29)
“Allah ve sen dilersen” diyen sahabeye Rasulullah sert bir uyarıda bulunmuş, bunu Allah’a denk tutmak (şirk) olarak ifade etmiştir.
Bu kimse zahiren Rasulullah aleyhisselam’ı Allah’a denk tutmuştu. O bu sözüyle Rasulünü Ve edatı ile Allah’a bir tutmuştu. Peygamberimizin ona beni Allah’a denk mi yaptın? sorusu üzerine bu sözlerin Allah’a denk oluşunu ispatlar.
Bu kimse ve takısını kullanarak bu sözüyle Allahı Peygamberimize denk tutmasına rağmen büyük şirk işlememiştir. Bu küçük şirktir. Çünkü buradaki illet bu insanın peygamber efendimizin bir Rab ve ilah özelliğine sahip olduğuna inanmadan söylemiştir.
Kuteyl (r.a.) diyor ki:
“Yahudiler den birisi Rasulullah’ın (s.a.v.) huzuruna gelerek:
“Siz müslümanlar da şirk koşuyorsunuz. Çünkü ‘Allah ve sen diledin de şu iş oldu’ diyorsunuz, ‘Kabe hakkı için’ diye yemin ediyorsunuz.” dedi.
Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.) müslümanların, yemin etmek istedikleri takdirde Kabe’nin Rabbi Allah üzerine yemin etmelerini ve ‘Allah diledi sonra da sen diledin’ demelerini, emir buyurdu.” (Nesai, Ahmed)
Allah ve sen dilersen yada benim için bir Allah bir de sen varsın gibi sözlere sarf etmek kalpte tazim, korku, ümit ve bağlılık gibi ibadet çeşitleri bu kimseye verilirse bu kimse hüccet ikame edilir. Eğer ısrarla bunu kabul etmez ise müşrik olur.
Allah ve sen dilersin benzeri sözler buradaki ‘VE’ bağlacı Allah ismiyle sonraki ismin eşitlenmesi denk olması söz konusudur. Ve’nin öncesi ve sonrası denk olmuş oluyor. Nitekim;
لَيْسَ كَمِثْلِه۪ شَيْءٌۚ وَهُوَ السَّم۪يعُ الْبَص۪يرُ
Hiçbir şey O’nun benzeri/misli/dengi değildir. O, (işiten ve dualara icabet eden) Es-Semi’, (her şeyi gören) El-Basîr’dir. (Şûrâ, 11)
Yahudiler Resulullah’ın huzurunda siz Müslümanlar’da şirk koşuyorsunuz. Çünkü ”Allah ve sen diledin şu iş oldu” diyorsunuz. Bu hadis Yahudilerin şirki, küfrü ve iman meselelerini nasıl da en ince detaylarına kadar bildiklerini ispatlarken, Maalesef bugün Müslüman iddiasını taşıyanların bir çokları bu konuda gafil ve bu yönüyle ”Allah ve sen dilersen” demek suretiyle şirke düştüklerinin farkında bile değiller.
Ümmetin ittifakıyla kulun dilemesi ancak Allah’ın dilemesine bağlı olduğu konusunda icma vardır. Tüm insanların iradeleri, fiilleri ve sözleri tamamıyla Allah’ın dilemesi ve iradesine bağlı olmakla beraber Allah’ın yaratmasıdır.
Dolayısıyla ”Allah ve sen dilersen” buradaki ‘VE’ atif edatı aynı cümle içinde geçen iki ismi eşitleştirmiş oluyor. Dogru olan Allah diledi sonra sen dilendin olmlıdır.
İbn Abbas’ın (r.a.) rivayetin de de bir adam Rasululla h’a (s.a.v.) hitaben:
“Allah ve sen dilediniz” deyince, Rasululla h (s.a.v.) ona:
“Beni Allah’a eş mi koşuyorsun? Yalnız Allah diledi de!” buyurdu. (İbn Mace, Ahmed)
Tufeyl (r.a.) diyor ki: “Bir gece rüyamda bir kaç yahudiye rastladığımı gördüm ve onlara: “Uzeyr Allah’ın oğludur demeseydiniz gerçekten çok iyi olurdunuz .”dedim. Onlarda: “Allah ve Muhammed diledi” diyen siz değil misiniz?” cevabını verdiler. Sonra bir hristiyan cemaaatine rastladım ve onlara: “İsa Allah’ın oğludur demeseniz, hakikaten çok iyi olurdunuz .” dedim. Onlar da bana: “Allah ve Muhammed diledi diyen siz değil misiniz?” dediler.
Sabah olunca bunu birkaç kişiye anlattım, sonra Rasululla h’ın (s.a.v.) huzuruna giderek ona da anlattım. Rasululla h (s.a.v.) bana:
“Bu rüyayı hiç kimseye anlattın mı?” diye sordu.
“Evet” dedim. Bunun üzerine Rasululla h (s.a.v.), Allah’a hamd ve sena ettikten sonra dedi ki:
“Tufeyl bir rüya gördü. İçinizden bir kısmınıza da anlattı. Sizlerin söylemekte olduğunuz bir söz vardı ki, onu daha önce yasaklamam gerekiyor du; fakat şu şu sebepler beni engelledi. Artık ‘Allah ve Muhammed diledi’ demeyin, yalnız ‘Allah diledi’ deyin.” (İbn Mace, Darimi, Ahmed)
4- USÛL VE KAİDE AÇISINDAN;
a) “Lafızların anlamı niyete göre değil, zahirine göre değerlendirilir.”
Usûl ilminde kaidedir:
الألفاظ محمولة على ظاهرها إلا بدليل
“Lafızlar delil olmadıkça zahir anlamları üzere taşınır.”
Bu kaideye göre, “Allah ve sen dilersen” sözünün zahiri, iki iradeyi eşitlemek anlamı taşıdığı için, şirk kokan bir lafızdır. Niyetle tevil edilse bile, tehlikelidir.
5- ŞİRKLE İLİŞKİSİ:
a) Şirk-i lafzî (sözle yapılan şirk):
Bu tür sözler, ibadette veya itikatta şirk olmasa bile lafzen şirk içerebilir. Buna “şirk-i lafzî” denir. Yani sözde şirk ifadesi yer alır.
Bu tür sözlerin sıkça tekrarı, kalpteki tevhid bilincini zedeleyebilir.
Bu yüzden Rasûlullah (s.a.v) bu gibi ifadeleri yasaklamış, “Allah ve sonra sen”, “Allah’ın dilemesiyle sen” gibi doğru kalıplar öğütlemiştir.
6- ÂLİMLERİN GÖRÜŞLERİ:
a) İbn Teymiyye (rahimehullah):
“Bir kimse ‘Allah ve sen dilersen’ derse, bu, Allah’a ortak koşmak olur. Çünkü meşiet (dileme), yalnız Allah’a aittir. Ama ‘Allah’ın dilemesiyle ve sonra senin dilemenle’ derse, bu caizdir.” (el-Fetâwâ el-Kübrâ, c.5, s.106)
b) İmam Nevevî (rahimehullah):
“Bu tür sözlerde, eğer harf-i atıf ‘ve’ (و) ile iki dilek birbirine bağlanırsa, şirk olur. Ama ‘sonra’ (ثم) kullanılırsa, şirk olmaz.” (Şerhu Sahîh-i Müslim, 2/92)
c) İbn Bâz (rahimehullah):
“Bu tür ifadelerle kişinin imanı gider demeyiz ama bu büyük bir tehlikedir. Zira Allah’a denk tutmak, kelimelerle bile olsa caiz değildir.”
(Fetavâ Nur ’ala’d-Darb)
7- DOĞRU KULLANIM:
“Allah dilerse ve sen de dilersen” = Yanlış, tehlikeli, şirk lafzı
“Allah dilerse, sonra sen dilersen” = Caiz ve tevhid ehline uygun
8- SONUÇ:
“Allah ve sen dilersen” ifadesi:
Zahiren şirktir.
Sünnetle yasaklanmıştır.
Selef uleması bu lafzı men etmiştir.
Tevhid ehli için uygun değildir.
Yerine: “Allah’ın dilemesiyle ve sonra senin dilemenle” denmelidir.
Share this content:
Yorum gönder