Ahiret Yurdunda Mükelleflerin Mertebeleri ve Tabakaları
Rabbimiz yeryüzünü yaratmış Kitaplarını indirmiş, Resullerini göndermiş ve insana sorumlu olduğu mesuliyetleri ve görevleri tevdi ettirmiştir. Nitekim küfür belli şirk belli, haram belli iman belli, mü’min ve müslümanların özellikleri bellidir, bu yönüyle tüm Nebi ve Resuller insanları doğru tercihler ve doğru seçimler yapmak suretiyle Allah’a davet etmişlerdir.
Tüm Nebi ve Resullerin daveti ve hücceti ikamet etmesin insanların özgür iradesiyle ya inkar ya tasdik ya iman ya küfür ya tevhid ya şirk ya Allah’a ibadet ya da tağuta ibadettir. İşte bu yönüyle insanların tercihi ve seçimleri dünyada Mü’minler ile Kafirler arasında sosyal, siyasi, ekonomik, ahlaki, eğitim, muamele ve benzeri birçok meselede farklılık ve aynı zamanda ayrımlara tabi tutmuştur. Yeryüzünde insanların tercihlerin ve seçimlerin ahiret gününde onların konumlarını belirleyecek nasıl insanlar olduklarını iyi mi yoksa kötü mü, zalim mi mazlum mu kafir mi yoksa mümin mi müşrik miyoksa muvahhid mi? Şeklinde verilecek ve her insan farklı tabakadan farklı bir konumda söz konusu olacaktır.
Yaşam Olarak İnsanlar Farklı Farklıdır.
İnsanlar bu dünya hayatında rızık, ecel, ömür, amel ve mutluluk bakımından oldukça farklı bir yaşam sürerler. Kimileri hakları gasp eden zalim, kimileri hakları çiğnenen mazlum, kimileri sağlıklı, kimileri hasta, kimileri fakir, kimileri zengin, kimileri mutlu, kimileri mutsuz, kimileri güçlü, kimileri zayıf, kimileri iyi, kimileri kötü, kimileri Kafir, kimileri Müşrik, kimileri Müslüman, kimileri Mü’min, kimileri Münafık, kimlieri Fasık olarak diriltilecektir.
Eğer insanlar ecelleri dolunca ölseler ve bir daha dirilmeseler, bu durum hikmetle bağdaşmaz. Adalet ve merhamete aykırı olur. Allahu Teala yeniden dirilmeyi ve amellerin karşılığını vermeyi hükmedmiştir.
زَعَمَ الَّذ۪ينَ كَفَرُٓوا اَنْ لَنْ يُبْعَثُواۜ قُلْ بَلٰى وَرَبّ۪ي لَتُبْعَثُنَّ ثُمَّ لَتُنَبَّؤُ۬نَّ بِمَا عَمِلْتُمْۜ وَذٰلِكَ عَلَى اللّٰهِ يَس۪يرٌ
Kâfirler diriltilmeyeceklerini iddia ettiler. De ki: “(Hayır, öyle değil!) Rabbime yemin olsun ki, elbette diriltileceksiniz, sonra da size yaptıklarınız haber verilecek. Bu, Allah’a çok kolaydır.” (Teğabûn, 7)
Nitekim bunlar;
Birinci Tabaka; Risalet mertebesidir. İnsanların en şereflileri ve ona en yakın olanları resullerdir. Onlar Allah’ın seçkin kulları olup alemler arasında seçilen devrimci liderler konumunda olan peygamberlerdir.
Allah onların faziletini, izzetini ve şerefini Kur’an’da ispatlamış ve onlar elçi olarak seçmiştir. Allah onlara her türlü ikramı bahşetmiş, kimini dost edinmiş, kimiyle ile konuşmuş ve kimini diğerlerine göre daha yüksek derecelere yükseltmiştir.
İkinci Tabaka; Her bir ümmetlere gönderilmeyen Risalet makamına değil sadece Nübüvvet mertebesi ile gönderilen peygamberlerdir. Bunlar ümmetten farkları Allah’ın onlara vahiy indirmesi ve onlara Melekleri göndermesidir. Resullerin bunlardan farkları ise Allah’ın şeriatı ve emri ile Allah’a davet etmek görevini yüklenerek bir ümmete gönderilmeleridir. Nebilerle resullerin ortak noktaları hepsine vahiy gelmesi ve meleklerin inmesidir.
Üçünçü Tabaka; Resullerin ümmetleri arasında kalan halefleri ve varislerinin oluşturduğu tabakadır. Bunlar hem ilmi, hem ameli anlamda resullerin yolunun yolcularıdırlar ve yalnız insanları Allah’a davet eder ve Resullerin öğretilerini egemen kılarlar. Nübüvvet ve Risalet mertebesinden sonra en önemli mertebe sıddıkiyet mertebesidir.
Dördünce Tabaka; Bunlar adaletle ve Allah’ın hükmüyle hükmeden yöneticiler ve valilerdir. Onlar vasıtasıyla insanlar güvene, huzura ve emniyete ulaşır. Bu kimseler ile nesiller kurtarılır, akıl, mal, din koruma altına alınır, zayıf ve mustazaflara yardım edilir. Zalimler zelil, korku içinde olanlar güvene ancak hadler ve şerri cezalar ikame edilmesiyle olunur. Fitne ve fesat onlarla giderilir, iyiliği emretmek, kötülüğü yasaklama kitabın hükmünü uygulamak ve bid’at gibi şeyleri bu şekilde söndürülmektedir.
Beşinci Tabaka; Allah yolunda Cihat eden mücahitlerdir. Şüpheski onlar Allah’ın askerleri olup Allah onların vasıtasıyla dinini ikame etmekte ve düşmanların saldırısını def etmektedir. Allah onları vasıtasıyla İslam diyarını korur ve din havzasını himaye eder, bütünü din Allah’ın olsun, Allah’ın kelimesi dini yücelsin diye Allah’ın düşmanlarıyla onlar savaşırlar. Onlar Allah’a sevgisi onun dine yardım etmeye, kelimesi yüceltmeye ve Allah düşmanlarına karşı canlarını veda eden kimselerdir.
Altıncı Tabaka; Mallarıyla insanlara iyilikte bulunan, muhtaç olmalarına rağmen başkalarının kendi nefislerine tercih eden ve sadaka veren kimselerdir. Bunlar infak eden ve miskinleri doyuran kimselerdir. İnsanların farklı farklı olan ihtiyaçlarını ve maslahatlarını gözetir, insanların sıkıntılarını giderir, zaruretlerini def eder ve önemli işlerini gören kimselerdir.
Ancak iki hususta gıpta yapılabilir, Allah’ın kendilerine hikmet ilim bahşettiği, o ilimle hüküm veren ve onu insanlara öğreten bir adam. Allah’ın kendisine mal verdiği ve kendisini o malı hak uğrunda harcamaya mesul ettiği bir adam. (Buhari)
Yedinci Tabaka; Allah’ın kendilerine namaz, hac, umre, kur’an okumakla iştikal, oruç, itikaf, zikir ve benzeri şeylerden sadece kendine yönelik olan bir hayır kapısını açtığı kimselerdir. Bunlar nafile ibadetler üzerinde olan kimselerdir.
Sekizinci Tabaka; Bu kurtuluş ehli olanların oluşturduğu bir tabakadır. Bu kimselere gelince bunları Allah’ın farzlarını eda etmekte, haramlarından kaçınmakta bundan fazla ne eksik ne de fazla yapmaktadırlar.
Dokuzuncu Tabaka; Bunlar günah işleyerek Allah’a isyan eden nefislerine karşı aşırıya giden Allah’ın yasakladığı büyük günahları işleyen kimselerdir. Allah onları ölmeden önce nasuh bir tövbelere rızıklandırmıştır. Böylece onlar sahibi bir tevbe üzere ölmüş kimselerdir.
Onuncu Tabaka; Bunlar salih amelle kötü amelleri birbirine karıştıran, hem iyilikleri, hem de büyük günahları yapanlardır. Bu işledikleri büyük günahlarından tövbe etmeden ısrarla bunları işlemeye devam ederek, Allah’ın huzuruna gittiler. Fakat bunların iyilikleri kötülüklerinden daha çoktur. Onların iyilikleri kötülükleri tartıldığı zaman iyilik kefesi daha ağır gelmektedir. İşte bunlar da kurtuluşa erecek olanlardır.
Onbirinci Tabaka; Bunlar iylikleri ile kötülükleri eşit olanlardır. Kötülükleri iyiliklerine eşit olan iylikleri onların cehenneme girmesine engel olurken, kötülükleri de onların cennete girmelerine engel olmaktadır. Bunlar Arafta bulunan kimselerdir. Bunların ne bir iyiliği fazladır ki onunla Rab rahmetine müstehak etsin ne de kötülüğü fazladır ki onunla azaba müstehak olsun.
On ikinci Tabaka; Kıyamet gününde Mihnet ve musibet ehlini oluşturan tabakadır. Bunlardan olmakdan Allah’a sığınırız. Fakat neticede bunlar da Allah’ın affına mazhar olup hayra ulaşırlar. Bunlar tartıları sevapları günahlarına galip olan müslümanlardır.
Onüçüncü Tabaka; Bu kimselerin itaati ile masiyetleri ve küfür imanlarının söz konusu olmayan kimselerdir. Bunlar davetin ulaşmadığı kimseler, temyiz gücüne sahip olmayan hiçbir şeyi akletmeyen deliler, ölene kadar hiçbir şey işitme, sağır ve temyiz gücüne sahip olmadan önce ölen müşriklerin küçük çocuklarıdır.
Ondördüncü Tabaka; Bunlar zındık olan münafıklardır. Zahiren Müslüman görünen Resule tabi olan fakat içlerinde küfrü ve Allah ile Resulüne düşmanlığını gizleyen kimselerdir.
Onbeşinci Tabaka; Bu küfrün önderleri, liderleri ve küfre davet edenlerdir. Allah’a iman edenleri şirke davet eden tağutlardır. Bunlar azapları katlaştırılmış kimselerdir. Bunlar küfürlerinden dolayı diğer insanları imana girmekten alıkoymalarından dolayıdır.
Onaltıncı Tabaka; Cahil ve mukalitlerin kafir tabiilerine ve onlarla beraber hareket edenler oluşturur. Bunlar biz babalarımızı bir din üzere bulduk ve biz de onların izinden gideriz diyenlerdir.
Onyedinci Tabaka; Cinler oluşturduğu tabakadır. Bütün Müslümanlar ittifak etmişlerdi ki onların bazıları Mümin, bazıları Kafir, bazı iyi bazıları Facirdir. İnsanlarda olduğu gibi.
Gürsel Gürbüz
Share this content:
Yorum gönder