Tekir Fıkhı Açısında Modern Hariciler Tanışmak İster Misin?
Resulullah aleyhissalatu vesselamın haber verdiği hariciler hiç şüphesiz sahabenin şahitliği ile bir bir ortaya çıkmış büyük bir fitne, karmaşa, ölüm, kan, gözyaşı, zülüm ve ümmetin birliğini bölen bir çok kötülüğe sebep olmuştu. Öyle ki Allah Resulü aleyhissalatu vesselam haricilerin özelliklerini, tehlikesini ve fitnesini ifade eden hadisler varid olmuştur. Nitekim;
“Onlar okun yayı terk ettiği gibi islamı terkederler.” (Muslim 2496).
“Onların imanı boğazlarını geçmez.” (Buhari 5057).
“Kuran okurlar fakat okudukları köprücük kemiklerini geçmez.” (Buhari 5058 ve Muslim 2456)
“Siz (sahabeler) namazlarınızı ve oruçlarınızı onların (haricilerin) namaz ve oruçları yanında küçümsersiniz.”(Yani kendilerini takvalı gösterirler. (Muslim 2455)
“Onların yaşı genç, akılları kıtdır.” (Buhari 5057).
“Onların konuşması güzel ve gösterişlidir, fakat amelleri kötüdür.” (Ebu Davud 4765).
“Onlar yaratılanların en kötüleridir.” (Muslim 2469).
“Onlar Allah’ın Kitabına çağırırlar fakat Allah’ın Kitabı ile hiçbir alakaları yoktur.” (Ebu Davud 4765).
“Dünyada öldürülenlerin en şerlileridirler.” (lbn Mace 176).
Resulullah (sallallahu ‘aleyhi ve sellem) ayrıca şöyle buyurdu:
“Onlar her defasında zuhur edeceklerdir, her ortalığa çıktıklarında öldürülecekler, ta ki orduları içinden Deccal çıkana kadar …” (lbn Mace 174).
“Onlar cehennem köpekleridir.”(İbn Mace 176).
Haricilerin Özellikleri;
Hariciler’in en önemli özelliği ilimleri yüzeysel, usul, kaide ve din açısındaki cehaletleri sebebiyle dinin onaylamadığı bir anlayışla insanları tekfir etmeleridir.
Müslümanların Cemaatinden Ayrılırlar;
Kendileri şirkin karanlığında iken iman eder ve o cemaatten tevhidi öğrenir ama maalesef önyargı, yüzeysel, ilim sığ anlayış, cehalet ve tutarsızlıkları sebebiyle tekfir de o kadar aşırı olurlar ki tüm selefin kaidelerine muhalefet ederek kendi cemaatini ve hocasını tekfir edecek kadar gözü dönmüş kimselerdir.
İlimsiz Tekfir Ederler;
Tekir konusunda gerçekten cemaatlerinde fitneye ve ayrılığa sebep olurlar. Onlar cemaatlerini dağıtır ve cemaatin huzurunu kaçırır. Hiçbir kaide, usul ve muhkem naslara bağlı kalmadan Allah’ın tekfir etmediğini tekfir ediyorlar. Öyle ki mü’mini kafir kafiri mü’min görecek kadar karmaşık bir kafa içindedirler.
Nitekim Abdullah ibni Ömer onlar için: Hiç iman etmemiş kâfirler hakkında inen ayetleri alıyorlar onları iman etmiş hatalı Müslümanlara tatbik ediyorlar.
Çabuk Fikir Değiştirirler;
Gerçekten de sürekli fikir değiştirme, doğru bir iman konusunda sabit bir kaideleri olmamaları sebebiyle öyle bir duruma gelirler ki bazen kendilerini bile tekfir edecek kadar aşağılık bir konuma düşerler.
Hüküm Vermede Acelecdirler;
İster dinin asıllarına taalluk etsin ister şeriatın vaciplerine taalluk etsin bütün meselelerde aceleci davranır, hiçbir usul ve kaideye bağlı kalmazlar. Onların en önemli özelliği mantık açısından hüküm vermede aceleci olmalarıdır.
Asli Haricilerinin İzinde İzafi Harici Olmak ;
Bugün Tevhid ile tanışmış, Allahın dinine yardım etme konusunda samimi ve ihlasa ulaşmış ama usul, kaide, ilim, hikmet, basiret ve olgunluk gibi bir çok özelliklerde mahrum kalmış nice insanlar vardır ki izafi hariciler konumuna düşerek tekfir de aşırı bir konuma düşmüştür.
Bu kimseler her ne kadar asli hariciler olmasa da izafi hariciler konumundadırlar. Öyle ki bunlar aslında Ehli Sünnetin %99 ittifak ettiği bir çok meselede ittifak etmiş bu konuda Selef’in izninden ayrılmamışlardır. Onları harici yapan en önemli özellik tekfir fıkıh konusunda usul ve kaidelere bağlı kalmamalarıdır.
Özellikle Kur’an, Sünnetin ve geçmiş âlimlerin hükme bağladığı bir çok meselede hükümlere bağlı kalan bu kimseler sefef’in ortaya koyduğu tekfir kaideleri ve usullere güncel açıdan bağlı kalmamış ve bu açıdan güncel açıdan islamı sabit olan kimseleri tekfir etmektedirler.
Ümmetin kendisiyle ittifak ettiği bir kaide Misal;
”Mutlak tekfir muayyen tekbiri gerektirmez”
Bu kaide bize bir şeyler öğretiyor öyle ki, her küfür sözü ve küfür fiili işleyen kimsenin islamı sabit olan bir kimse içinmuayyen açıdan tekfir edilmeyeceği söz konusudur.
Nitekim tekfir’in önündeki kuralları: Şartların oluşması, şer’i engeller, fail de aranan şartlar, mükellef ‘de aranan şartlar, sebep, ölçüler ve benzeri bir çok şartlar göz ardı edilerek tekfir etmektedirler.
Özellikle bugün güncel açıdan bir çok meselede mutlak muayyen ayrımını yapmayanlar, mutlak mukayyet ayırımı yapmayanlar başka bir ifade ile İslam’ı sabit olan ile İslam’ı sabit olmayanı ayırmayanlar selef’in metodu iken onlar bu meselede gözü kara bir şekilde mü’minlere tekfir ederek usulsuz tekfirciler adını alırlar.
Misal: Oy kullanmak mutlak açıdan küfür olan bir ameldir. Peki her oy kullanan kafir mi? Bu sorunun cevabını yukarıda verdiğimiz kaidelere bağlı kalarak İslam’ı sabit olan bir kimse muayyen açıdan tekfir edilmeye bilinir. Nitekim kendisi oy verdiği partiyi tekfir ediyor ona tağut diyor ama o İslam düşmanı değil İslam’la barışık olan kalsın şeklinde tevil ediyor şeklinde tekfir etmek caiz değildir.
Yine misal: Okul meselesi hiç şüphesiz ki bu mesele aslında zâtında olan bir küfür bile değildir. zâtında olmayan bir küfür bu açıdan muayyen ve mukayyet açısından İslam’ı sabit olanlar hiçbir şekilde tekfir edilmezken, bugün bu izafi hariciler ideolojik tevil ve yorumlarıyla ya da mantık tekfirleriyle İslam’ı sabit olanlara direk kafir diyorlar öyle ki bu onlarca kaide’ye muhalefet etmekten başka bir şey değildir.
Tekfir Tehlikesi
Hariciler tekfirin tehlikesini bilmedikleri için herkesi rahatça tekfir ederler.
Halbuki tekfir etmen demek canını, malını helal görmen demektir.
Tekfir etmek demek eşini kendine cariye alabilmen demektir.
Tekfir etmen mirasçı olmaman demektir, müslümanların mezarına gömülmez ve ona rahmet okunmaz şeklinde kendini gösterir.
Müslümanları tekfir ederek onların kanını akıtmayı, mallarını almayı ve çocuklarını öldürmeyi helal sayarlar. Ve daha fazlaları…
Şeyhulislam İbn Teymiyye rahimehullah dedi ki: Haricilerin Müslümanlara olan zararı, diğer herkesten daha fazladır. Ne yahudiler ne hristiyanlar ne de başkaları, haricilerin verdiği kadar Müslümanlara zarar vermemiştir. Çünkü hariciler, düşüncelerini kabul etmeyen her müslümanı öldürmeye çabalarlar. Kör cehaletleri ve azgın bi’datlerinden kaynaklı olarak bunları ibadet olarak görürler. (Minhacus Sunne 5/248)
Kurtûbî rahimehullah şöyle dedi:
Tekfîr konusu tehlikeli bir konudur. Birçok insan bu konuyla meşgul olarak hataya düşmüştür. Rabbânî alimler ise bu konudan geride durarak selamette kalmıştır. Bizler de selamette kalmayı hiçbir şeye değişmeyiz. (el-Mufhîm 3/111)
Gürsel Gürbüz
Share this content:
Yorum gönder