Resmi Nikah Dini Nikah Yerine Geçer Mi?
Bugün birilerine göre dini nikahın resmi nikah ile eşdeğer olduğuna ve bu nikahların birbirinin yerini tuttuğunu söyleyen bazı Murcie kafalı kimseler var. Hiç şüphesiz bu görüş doğru olmamakla beraber ortaya atılan bir fitnedir. Bunlar ideolojik şirk ve küfür dinlerini ve onların politik tanrılarını onaylatmak ve meşrulaştırmak için, Allah’ın bu gibi hükümlerini rafa kaldırıp yerine ideoljik hükümleri tatbik etme noktasında fetvalar veriyorlar. İşte bunlardan biri dini nikah’ın yerine resmini nikahın geçerli olabileceği fitnesidir.
Bilindiği üzere resmi nikah islam nikahı yerine geçmez. Çünkü dini nikahtaki şartlar ideolojik nikahlarda yoktur.
Dini Nikah’ın Şartları
1- Üç defa icap-kabul.
2- Adil şahit.
3-Mehir şartı.
4- Kadın şahitlerin en az iki olması.
İslamda nikah bu dört kriter üzere bina edilirken, resmi nikahta bunların hiçbiri yoktur. Dolayısıyla Resmi nikah evlilik için yeterli değildir.
Resmi nikah ile İslami nikahını karşılaştırdığımızda birbirinin zıt, muhalif ve nikah’ın esaslarına uygun olmadığını rahatlıkla görebilirsiniz.
Resmi nikah Mehri şart koşmaz iken, islam evlilik için şart koşmakta, islam müslüman adil şahidi şart koşarken, onlar şahidin kafir, müşrik veya fasık oluşlarını şart koşmaz, onlar kadın şahidi bir kişi olarak şart koşarken, islam iki kadını şart koşmakta, islam üç defa icab-kabul şart koşarken, onlar bir icap-kabul şartını yerine getirirler. Dolayısıyla bu kadar farka rağmen resmi nikahın dini nikah yerine geçer söylemi tutarsızdır. Dolayısıyla resmi dairelerde devletin kıydığı nikahı ideolojik dinlerin kendilerine özgü ortaya koyduğu ve kayda tuttu nikah çeşididir ve bu onları bağlar bizi değil.
Bir Müslümanlanın resmi nikah kıymasında bir sakınca yoktur. Önemli olan ilk önce islamın şart koştuğu dini nikah şartlarını yerine getirmektir. Bir Müslümanın resmi evlilik yapmasının amacı, günlük hayatlarını sürdürme noktasında eşler arasındaki evliliğin daha sağlıklı yürüyebilmesi ve kamu dairelerinde zorluğu def etme gibi sebeplerle yapılan idari nikah çeşitidir. Çünkü resmi devletin uyguladığı nikah tamam ile idari bir nikah yöntemi olduğu için ne günah nede küfürdür. Çünkü bu idari nikah yönteminde ne küfür lafzı, ne küfür fiili ve ne de küfür bir metne imza vardır.
Hristiyan, yahudi, ateist yada her hangi bir ideoljik dinin bağlıları eğer iman ederlerse, bu kimselerin tekrar nikah tazeleme şartları söz konusu olmaz. Çünkü Rasulullah (s) evliliği ve sahabelerin evliliği İslam’dan önce idi ve ne Rasullullah nede sahabeler iman ettikten sonra evliliklerini yenilememişlerdir.
Rasulullah (s) kafir yahudi ve müşriklerin evliliklerini batıl görmedi onların evliliklerini caiz gördü. Eğer onların evliliklerini batıl görseydi hiç şüphesiz onlara zina hadd’i uygulardı.
Boşanma konusuna gelince, eğer bir kimse kendi eşine zulüm,hakaret, işkence ve onun haklarını gasp ediyorsa bu kadının mahkemeye gitmesi ve boşanma isteğinde bulunması ikrah şartları tahakuk ettiği için caiz olmakla beraber tağuta muhakeme oldu demek suretiyle tekfir edilmez. Ama hiçbir ikrah olmadan ister anlaşmalı yada anlaşmalı olmasın ikrah dışında ortada bir sebep yok iken bu ikisinin muhakeme olmaya razı olması ve mahkemeye gitmesi küfürdür. Dolayısıyla belediyenin kıydığı nikah idari nikahdır ve islami nikahın yerine geçmez. Çünkü islami evlilik şartları yoktur.
Resmi nikah’ın dini nikah yerine geçer fitnesi onların uygulamalarını meşru islam dini nikah uygulamalarını itibarsız kılmaktır. Bu maslahaten bile caiz değildir.
Gürsel Gürbüz
Share this content:
Yorum gönder