Muska ve Nazarlık Takma’nın Şirk Oluşu
Bugün ve dün tarih boyunca insanların sapması ve Allah’tan başkasına ibadet etmesinin temel sebebi insanların ilahi öğretilere başvurmaması ve bu dine gereken ehemmiyeti göstermemesi sonucu sapma ve saptırmalar söz konusu olmuştur. Bu mazereti olmayan cehaletin sonucunda kullar Allah’tan başkalarına rab, ilah ve kulluk hakkı tanıyarak yaratılma gayesinin dışına çıkmıştır.
Kulları için fayda ve menfaate razı olan ve kötülüğe razı olmamasına rağmen bir imtihan gereği kötülüğü takdir eden Allah’tır. Fayda, zarar ve her şey tamamıyla Allah’ın kontrolünde cereyan etmektedir. Bugün bu ilah öğretilerden yüz çeviren insanlar maalesef ilahi ve rabbani özellikleri Allah’tan başka kimselere ya da nesnelere yüklemek suretiyle Allah’a ortak koşmaktadırlar. Bu kişi ya da nesnelerin sanki Allah katında onaylanan kimseler olduğu varsayımlarıyla maalesef aracılık şirki işlenmektedir.
وَلَا تَدْعُ مِنْ دُونِ اللّٰهِ مَا لَا يَنْفَعُكَ وَلَا يَضُرُّكَۚ فَاِنْ فَعَلْتَ فَاِنَّكَ اِذًا مِنَ الظَّالِم۪ينَ
Allah’ı bırakıp da sana fayda ve zarar vermeyecek olan varlıklara dua etme! Şayet böyle yaparsan hiç kuşkusuz, zalimlerden/müşriklerden olursun. (Yûnus, 106)
Bu kimseler bela, musibet ve zararı kaldırmak veya faydaya ulaşabilmek adına onlar nazarlık, halka, ip, muska, at nalı ve benzeri nesneleri aracı kılmak suretiyle zararı def ettiklerini ya da faydayı celp ettikleri düşüncesiyle mazereti olmayan bir cehalet ile Allah’a ortak koşmaktadırlar.
İslam’da ip, halka, muska, nazarlık ve ağaçlara asılan bezler gibi şeyler hiçbir şekilde insana faydası olmayan şeytani telkinlerdir. Bu suretle şeytan tuzaklarıyla insanı şirke düşürerek insana dünya ve ahirette zarar verir. Bu nesnelerin yaratılmış varlıklar olduğunu bilmek, güç ve kuvvetlerinin olmadığına ve onların hiçbir şekilde faydaya sebep olmadığını aslında zarara sebep olduğu Kur’an, sünnet ve tecrübe ile sabittir.
إِنَّ الرُّقَى وَالتَّمَـائِمَ وَالتِّوَلَةَ شِرْكٌ
Rukyeler, nazarlıklar ve (kadını kocasına sevdiren) muhabbet muskalarının her biri, (ya açıktan ya da gizli olarak) şirktir. (Ahmed, Abu Davud, Hakim)
Bu saydığımız nesneler ve benzerleri şeylere bu güçleri yüklemek cahileye toplumlarının en önemli özelliğidir. Onlar hasta olduklarında şifa için, başarı için, her türlü faydayı celp ve zararı def etme noktasında maalesef bu nesnelere ilahi özellikleri tanımak suretiyle şifaya, iyliğe, başarıya sebep ve kötülüklere engel oduğu varsamıyla bu nesnelere tevekkül, ihlas, samimiyet, bağlılık, bel bağlama ve kutsama gibi ibadet çeşitleri Allaha değilde bunlara yaparlar halbuki insan üretimi olan ve hiç bir gücü olmayan bu nesneler red etmek ve beri olmak müslüman olmanın ön şartıdır.
مَنْ تَعَلَّقَ تَـمِيمَةً فَلَا أَتَمَّ اللهُ لَهُ
Kim temime/muska takarsa Allah onu nazardan korunmasın. (Ahmet bin Hanbel)
Muska niyetiyle nazarlık, midye kabuğu, at nalı, hayvan boynuzu, ip ve halka gibi buna benzer her türlü nesneleri asmak, taşımak ve itikat etmek hiç şüphesiz şirktir. Çünkü fayda ve zarar yalnız Allah’tan gelir ve bu ilahi ve rabbani bir özelliği bu nesnelere yüklemek sahibini müşrik yapar.
Eğer bu kimseler nazar gibi nesneleri faydanın ve zararın yalnız Allah’tan geldiğine itikat etse ve bu nesnelerin Allah’ın izniyle faydaya sebep ve zararı def eden sebepler olduğuna itikat ederse bu kimse küçük şirk işlemiştir her ne kadar bu kimse küçük şirk işlese de bu kimsenin büyük şirke düşmesi an meselesidir.
Eğer bu kimse nazar ve halka gibi nesneleri mutlak anlamda faydaya sebep olduğuna ve zararı def ettiğine inanırsa büyük şirk işlemiş ve islam milletinden çıkmış bir müşrik olur.
Nitekim bir hadiste Rasulullah Aleyhisselam şöyle buyurmuştur;
مَنْ تَعَلَّقَ تَـمِيمَةً فَقَدْ أَشْرَكَ.
Kim temime/muska takarsa şirk koşmuş olur. (Ahmet bin Hanbel)
İbni Ebi hatim huzeyfe’den şöyle rivayet etti; O hararetten korunmak için eline ip bağlayan bir adam gördü. O ipi kesti ve kendisine şu ayeti okudu;
وَمَا يُؤْمِنُ اَكْثَرُهُمْ بِاللّٰهِ اِلَّا وَهُمْ مُشْرِكُونَ
Onların birçoğu Allah’a şirk koşmadan iman etmezler. (Yûsuf, 106)
Sahabelerden Ebu Bekir El-ensari şöyle rivayet ediyor; Resulullah ile bir yolculuğumda beraberdim, gördüğü ve her hayvanın boynunda bulunan nazarlık boncuk ve benzeri ne bulursa koparması için bir elçi gönderdi. (Buhari)
Dolayısıyla günümüzde insanlar arabalar, işyerleri, evler ya da çocukları için maalesef halka, ip, nazarlık ve buna benzer muskalar takmak suretiyle nazarı önleyebileceğine inanıyorlar, bu cahiliye toplumuna ait bir gelenek olmakla beraber Allah’ın ilahi özelliğini gasp etmek suretiyle şirke düşmektedir.
İp, halka, nazarlık ve buna benzer ağaçlara asılan bezler şirk oluşunun diğer bir delili ise;
Abdullah ibni Mesud, hanımı Zeynep’e demiştir ki; Abdullah boynumda bir ip gördü ve nedir bu? dedi, benim için okunmuş ve rukye yapılmış bir iptir dedim. Abdullah onu hemen aldı ve kopardı. Sonra şöyle dedi. Siz Abdullah ailesi kesinlikle şirkten uzaksınız. Çünkü ben Resulullah’ın şöyle söylediğini işittim Ruk’a/Muska, temaim/temime ve tevle şirklerdendir.
Temime: Nazardan korunmak için takılan ip, halka, halhal, mavi boncuk ve kemik türleridir.
Tevle: Hanımı kocasına ve erkeği de hanımına bağlamak için yapılan büyü çeşididir.
Dolayısıyla gerçekte musibet, zarar ve fayda gibi her şey yalnız Allah’tandır ve bu konuda hiçbir nesne ve kişiler aracı olamaz.
مَنْ تَعَلَّقَ شَيْئًا وُكِلَ إِلَيْهِ
Her kim, (kendisine bir fayda verdiğine veya kendisinden bir zararı giderdiğine inanarak muska, nazarlık ve buna benzer) bir şey takarsa, taktığı o şeyle başbaşa bırakılır.”(Tirmiz, Ahmed)
Cazi Olan Muska/Rukyeler
Hemen şunu ifade edelim ki, bir kimse hastalıklardan ya da nazardan korunmak için Allah’ın isimleri, sıfatları, kur’an ayetleri ile ya da Rasulullah aleyhisselam’dan gelen içeriğinde şirk, bid’at ve hurafe bulunmayan sahih duaları okumak suretiyle yapılan rukyeler caizdir.
Bu rukyelere örnek Rasulullah efendimizin duası gösterilebilir;
اللَّهُمَّ رَبَّ النَّاسِ، أذْهِب البَأسَ، اشْفِ أنْتَ الشَّافِي لاَ شِفَاءَ إِلاَّ شِفاؤكَ، شِفَاءً لاَ يُغَادِرُ سَقماً
Âişe radıyallahu anha’dan rivayet edildiğine göre: Nebi sallallahu aleyhi ve sellem ’’Ey insanların Rabbi olan Allah’ım! Zararı gider, şifa ver, şifayı veren sensin, senin şifandan başka şifa yoktur, bu ardında hastalık bırakmayan şifadır.’ (Sahih Muttefekun Aleyh)
Dolayısıyla Kur’an ile ya da Allah’ın isim ve sıfatlarıyla ya da sahih hadislerde olan benzeri dualarla yapılan rukyeler mübah olmakla beraber emredilen şeylerdir.
Nitekim Aişe annemizin rivayeti ile Resulullah nazar ve humma için ruk’a yapmaya izin vermiştir.(Ebu Davud, Tirmizi)
Avf bin Malik şöyle rivayet ediyor; Biz cahiliye döneminde Rukye yapardık, Rasulullah aleyhisselam’a Ey Allah’ın rasulü bu tedavi için ne buyurursunuz? dedik. Resulullah şöyle buyurdu; Rukye yöntemimizi hele bir anlatın bana, rukye şirk olmadıkça onda bir sakınca yoktur. (Müslim, Ebu Davud)
Rukiye’nin Caiz Olma Şartları
İslam alimleri Rukye’nin caiz olabilmesi için bazı şartların gerçekleşmesi gerektiğini söylemişlerdir.
1- Allah’ın isim ve sıfatlarıyla.
2- Kur’an-ı Kerim okumları.
3- Arapça ve bilinen anlamlarla.
4- Sahih hadislerde varit olan ve benzeri dualar.
5- Şüphe etmeden şifanın yalnız Allah’a ait olduğuna itikat etmeli ve yalnız Allah’a bel bağlanmalı ve ondan istemeli.
قُلْ اَفَرَاَيْتُمْ مَا تَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللّٰهِ اِنْ اَرَادَنِيَ اللّٰهُ بِضُرٍّ هَلْ هُنَّ كَاشِفَاتُ ضُرِّه۪ٓ اَوْ اَرَادَن۪ي بِرَحْمَةٍ هَلْ هُنَّ مُمْسِكَاتُ رَحْمَتِه۪ۜ قُلْ حَسْبِيَ اللّٰهُۜ عَلَيْهِ يَتَوَكَّلُ الْمُتَوَكِّلُونَ
De ki: “Gördünüz mü Allah’ın dışında dua ettiklerinizi? Şayet Allah benim için bir zarar dileyecek olsa, onlar mı O’nun zararını giderecek? Ya da benim için rahmet dilediğinde, onlar mı O’nun rahmetine engel olacak?” De ki: “Allah bana yeter. Tevekkül edenler, yalnızca O’na tevekkül etsinler.” (Zümer, 38)
Kur’an Ayetleriyle Muska Takmak Caiz Mi?
Nazarlık, ip, halka, kemik, at nalı ve buna benzer muskaların şirk olduğunu öğrendikten sonra acaba Kur’an ayetleri ile muska takmak caiz midir?
Hemen şunu ifade edelim ki sahabe, tabiin ve sonrakini nesil arasında Kur’an muskalarının takılması konusunda bir ihtilaf söz konusudur.
Abdullah bin Ammar, Ebu Cafer ve İmam Ahmed’in görüşüne göre;
Eğer takılan muska Kur’an’dan, Allah’ın isim ve sıfatlarından olursa caizdir demişlerdir.
İbn Mesut, İbni Abbas, Huzeyfe, Ukbe bin Amir ve İbni akim, tabiinden bir grup ve zıt bir rivayette Ahmed bin hanbal ve arkadaşları’na göre caiz değildir.
Alimlerin çoğunluğunun tercihi Kur’an’ın bir muska olarak takılmaması yönündedir.
Resulullah aleyhisselam küçük ya da büyük şirkin her türlüsünden bu ümmeti sakındırmıştır. Biz de özellikle İslam’ın egemen olmadığı bu çağda şirkin, küfrün iktidar olduğu, sapma ve saptırmaların zirvede olduğu bu dönemde tevhidi bilmekle beraber şirk ve küfrün her çeşidini bilmek, red etmek ve beri olmakla imanımızı korumakla görevliyiz.
Dolayısıyla Kur’an muskaları taşıyan kimseler şunu iyi bilsin ki, onlar Kur’an’ın indiriliş gayesine başka bir anlam yükleme ve ayetlere ister istemez özen göstermez ise saygısızlık yapma ihtimali olabilir. Çünkü Kur’an muskaları takan kimseler tuvalet, banyo ve temizlenme sırasında koruması gerekir. Eğer bu özen’i göstermiyorsa bu Allah ve Resulü ile alay etmek anlamını taşır Allah muhafaza.
Said bin Cubeyr diyor ki; Kim bir insanın üzerindeki Muska, nazarlık ve benzerlerini koparıp atarsa köle azad etmiş kadar sevap kazanır.
Gürsel Gürbüz
www.gurselgurbuz.com
Share this content:
Yorum gönder