Mevlid Kandili Diye Bir Kandil Var Mı?
İslam’ın Egemen olmadığı İslam’ın gerçeklerinin gizlendiği ve bilerek dinin çelişkili gösterildiği insan uydurması ideolojik şirk ve küfür dinlerin iktidarlarında, maalesef toplum olarak Allah’ın dinini öğrenmiyor ve bu dini öğrenme konusunda hiçbir gayretimiz yok. Bugün inandığımız din tamamı ile ya resmi ideolojinin ya da din konusunda cahil kalmış kimselerin dayattığı ya da kulaktan dolma öteye gitmeyen bir inanca sahibiz.
Din konusunda cehalete düşmemizin en önemli bid’atlerden bir tanesi kandiller konusunda yapılan hurafeler, uydurmalar ve dinde aslı astarı olmayan ibadet çeşitleri ile kendimizce bir din meydana getirişimizdir.
Hemen şunu ifade edelim ki Kandil kavram olarak ne Kur’an ve nede sünnette hiçbir yerde geçmez. Hatta bu terim farzca bir kelimedir ve Arapça bir kelime bile değildir.
Araştırmalar, kandil gecelerinin sonraki dönemlerde ihdas edildiğini ortaya koyuyor. Miladi 9. (Hicri 3). yüzyılda yaşayan Fakihi, Mekke’de halkın Berat Gecesi’ni Mescid-i Haram’da namaz kılmak, Ka’be’yi tavaf etmek ve Kur’an okumak suretiyle ihya ettiğini söyler. XI. yüzyıldan itibaren Şam’da Emeviler Camii’nde Berat Gecesi’nde kandiller yakılmış, bid’at nitelendirilmesine rağmen bu âdet devam ettirilmiştir.
İbn Kesir, “Halka Berat Gecesi’nde ilk tatlı dağıtan kişi Selçuklu veziri Fahrulmülk’tür.” der.
İlk olarak hicretten 300 yıl sonra ilk kez Mısır’da, Şii Fatimiler döneminde Mevlid; 400 yıl sonra da Kudüs’te Mirac, Regaib ve Berat geceleri kutlanmaya, bu geceler camilerde toplu biçimde yapılan ibadetlerle geçirilmeye başlandı. Daha sonra bu kutlamalar İslam dünyasının bazı bölgelerine yayılarak gelenekleşti. Kadir gecesi haricinde ne Kur’an-ı Kerim’de ne hadis-i şeriflerde sahih bir bilgi yoktur.
Mevlid kandili; Allah’ın Rasulünün doğum münasebetiyile ilk defa bunu ihdas eden kişi erbil atabegidir.
Bu kutlama için toplananlara mevlit kaside ve kıssaları okumayı ilk başlatan kişi ise Mısır çerkez hükümdarlarından veya Mısır fatimileri olduğu söylenir.
Kandilleri ilk kutlayanlar Mısır’da Şii fatimilerdir. Onlar Mevlüt, Regaip, Miraç ve Berat gibi özel günlere has ibadet çeşitleri uydurmuşlar ve insanları buna davet etmişlerdir. Alimler icma ile bu özel günlere has ibadet çeşitleri olmadığı konusunda ittifak etmiştir.
Resulullah aleyhisselatu vessellem kesin olmamakla beraber Reibu’l Evvel ayının 12 gecesinde doğmuştur. Resulullah’ın doğduğu bugün için özel bir ibadet ya da fazileti ile ilgili hiçbir rivayet sabit değildir.
Resulullah aleyhisselatu vesselam’ın doğum gününü ne ashabı ne de bizden önceki en hayırlı nesil hiç bir şekilde kutlamamıştır. Bu sonradan ihdas edilmiş bir yalandır. Bu gece için mevlit okumak, kaside ya da buna benzer şeyler yapmak bid’attir.
Bu gecelerde Mevlüt kutlamaları adı altında bid’atler, hurafeler ve hatta Resulullah efendimize aşırı övgüler ya da caiz olmayan tevessül yöntemleri ile maalesef büyük sapkınlıklara sebep olunmaktadır.
Mevlüt kutlamaları hiç şüphesiz dinde yeri olmayan bid’at olmakla beraber haram hükmünü alır. Çünkü bunlar yukarıda da ifade ettiğimiz gibi birçok kötülüklere sebep olmaktadır.
Hatta bu cahil kimseler Mustafa dünyaya geldi dediği anda herkes o Mevlit yerinde ayağa kalkar ve şöyle derler: Şu anda Resulullah’ın ruhu aramıza geldi ona saygı göstermek için ayağa kalkalım demektedirler. Bu tam bir cehalet ve saçmalıktır.
Resulullah aleyhisselatü vesselam’i Ashab bizden daha fazla seviyordu ve onlar hiçbir zaman Rasulullah’ın doğum günü için Mevlit adı altında kutlamadılar ve bununla beraber Rasulullah için ayağa kalkmayı çirkin görürlerdi.
Mevlüt kutlamaları Resulullah’ın vefatından sonra övülen ilk üç nesilden sonra sapkınların ortaya çıkarmış olduğu bir iftiradır. Burada birçok yanlışlıklar ve hatalar yapılmak suretiyle dinin ruhuna uygun olmayan şeyler yapılır.
Gürsel Gürbüz
Share this content:
Yorum gönder