İslam’da İhtilaf’ın Hükmü Nedir?
Arapça’da “h-l-f” kökünden gelen hilaf yada ihtilaf sözlükte; Biri diğerinin yerine geçmek, geride kalmak, gidip gelmek, ayrı görüşe sahip olmak, çekişmek, eşit olmamak, karşı gelmek, görüş ayrılığı, tartışma, anlaşmazlık ve bugünün tabiriyle muhalefet anlamına gelir.
İslam’da ihtilaf olumsuz bir kavram olarak kullanılmış ve Müslümanların birlik içerisinde olmaları gerektiğini, tefrika ve ihtilaftan mutlak suretten kaçınmak emredilmiştir.
Dinde İhtilif İki Çeşittir.
Yerilen ihtilaf (mezmum) ve Övülen ihtilaf (memduh)
1-Yerilen (mezmum) ihtilaf iki şekilde görülür.
a) Küfre götüren ihitlaf; Bu ihtilaf çeşidi hem dinin asıllarında ve hemde şeriatın helal-haram yada farzlarındaki ihtilaftır. Bu ihtilaf saptırıcı heva ve hevesten kaynaklanan, sihhati sabit ve kat-i meselelere muhalefet etmekle sonuçlanan ve kişiyi mutlak anlamda kafir yapan bir ihtilafdır.
Örnek;Kulları için yasama, kanun koyma yada yönetme gibi durumlarda ihtilaf etmek suretiyle ideolojiler, insan uydurması kanunlar yada ideolojik sistemlerle yönetme konusunda ihtilafa düşmek mutlak olan küfürdür. Bunun küfür olmasının illeti Allahın bu konuda ihtilafa düşmeyecek şekilde kesin emri ile kulların Allahın hükmü ile hükmetmeleridir.
Yine bununla beraber Mücessime ve müşebbihe gibi fırkaların Allah’ın isim ve sıfatlarını yaratılmış kullara ya da nesnelere benzetmelerini örnek verebiliriz. Nitekim onlar; Allah’ın eli insanı eli gibi, Allah’ın ayağı insanı ayağı gibi benzetmeler yapmak süretiyle akidevi ihtilafa düşmeleri onların küfrüne sebep olmuştur.
b) Harama götüren ihtilaf; Bu ihtilaf türü akide ve şeriatın asıllarına taalluk etmeyen konuları ihtiva eden ihtilafdır. Müslümanların birbirleriyle çekişmesi, savaşması yada gereksiz kelami ihtilafları örnek verebiliriz.
Her ne kadar azınlıkta olan Alimler harici ve Mutezile gibi heva ehli tekfir edilsede cumhur ulama tekfir etmemiştir. Bunların ihtilafı Alllahu âlem haram olan ihtilaf olsa gerek.
Mezhepleri taklit eden ve çeşitli mezhepler arasındaki ihtilaflardır. Onlar bu yüzden birbirlerinin arkasında bile namaz kılmazlar. İşte bu müslümanların birliğini bozan ihtilaftır.
2- Övülen (memduh) ihtilaf; Kur’an ve sünnette varid olan zanni/göreceli ve lafızların birden fazla manaya gelmesi itibariyle düşülen ihtilafdır. Hadislerde varid olduğu üzere bu ihtilaf alimlerin ictihad sonucunda düştükleri ihtilaftır.
“Bir müçtehit, içtihat eder ve içtihadında isabet ederse iki sevap; hata ederse bir sevap kazanır.” (Buhari)
Övülen ihtilafa örnek;
Kuru lafzının iki manaya gelmesi nedeniyle kadının ne kadar iddet bekleyeceği yada ayette bi-rûsikum lafzında başın ne kadar mesh edileceği konusunda düşülen ihtilafdır.
Mezhepler arasında namaz kılmayanların durumu, besmelenin ayet mi yoksa değil mi? Gibi tartışmalar zanni/göreceli olan ictihadın konusu olmak suretiyle hiç bir kimse bir kimseyi tekfir yada zem etmemişlerdir.
Övülen ihtilaf Müslümanların kafirlere ve müşriklere karşı muhalefet İslam’ın emri ve Müslümanların birliğini gerektirir. Çünkü İslam kafirlere ve müşriklere muhalefeti emretmiş, bu muhalefet ister müstehap, ister emir olsun hiç fark etmeksizin bu övülen ihtilaftır.
Yine bununla beraber müctehid, alim, müftü, hakim ve fıkıhçıların ihtilaflarıdır. Bunlar kat-i nasla bulunmayan zanni/göreceli ya da birden fazla manalara gelen konularda içtihat etmek suretiyle ihtilafa düşmekle gerçekleşen caiz olan ihtilaftır. Nitekim sahabe birbirleri ile bu şekilde ihtilaf etmeleri bilinen bir husustur.
Ümmetin kendisi üzerinde hak oluşlarında icma ettiği dört mezhebe tabi olmak her nekada caiz olsada taassupla bağlanmak caiz değildir.
Dolayısıyla dinin asıllarında ihtilaf Allaha, ahirete, melekler vs gib dinin asıllarında yada helal-haram yada farzlarlar konusunda şeriatın asıllarında baş gösteren ihtilaf mutlak küfür ile sonuçlanır. Çünkü Allahın kur’an ve sünnette hükme bağladığı bu iki durumda ihtilaf sonlandıran ayet ve hadislere muhalafet etmek demektir.
İctihadın konusu olan zanni ifadeler ve birden fazla manlara gelen lafızlar konusunda bir ictihad sonucunda düşülen ihtilaf sahibini dinden çıkarmayan hatta kendisine sevap kazandıran davranışlardır.
c) Bid’at olan ihtilaf; Dini bir terim olarak bi’dat; Allah ve Rasülü’nün teşri’ kılmadığı (hüküm olarak koymadığı) şeydir. Bid’at, İslam dininin mübah görmeyip ve bağlayıcı bir tarzda emretmediği her şeydir. Bid’at ehline gelince, umumiyetle onlar, Allah ve Resulünün meşru kılmadığı şeyleri İslam hakkında söyleyenyalancılardır.
İhtilafın Başlıca Sebepleri; Cehalet, heva, haddi aşmak, yalan, bozgunculuk, fitne, kin, kıskançlık, isyan, şehvet, makam hırsı ve buna benzer durumlar ihtilafa sebep olmuştur.
Gürsel Gürbüz
www.gurselgurbuz.com
Share this content:
Yorum gönder