Firavunun Şahsında Modern Ve İlkel Tağutlar
Firavun Kur’an’ın gündeme getirdiği yeryüzünde her türlü fitne, zulüm, baskı, dayatma, kula kulluğa, şirk, küfür ve benzeri kötülüklere sebep olan ve tarih boyunca bu özelliği taşıyan yöneticiler için örnek temsiliyetindedir.
Tarih boyunca bütün peygamberler Nemrut ve Firavun gibi azgınlık, zulüm, kötülük, şirke, küfre iktidar ve egemenlik veren, kulları kullara kul yapan ve insanları siyasi-ekonomik açıdan sömüren kimseler için ibret ve derslerle doludur.
Kur’an-ı Kerim tağut’un yönetim şeklini ve onun çevresinden oluşan kabine üyelerinin yeryüzünde haksızlığa ve insanları köle yapmaya götüren kimseler olarak tanıtmaktadır. Nitekim: Firavun yönetim ve siyasette lider iken, Mele takımı olanlar bürokratik ve Mütref açıdan zengin şımarık zalimler, askeri güç ve kuvvet açıdan Haman, din ve menfaat açısından Bel’am, sanat, moda, aldatma ve nifak açısından Samiri, sihir, medya, dizi tiyatro konumunda olan Sihirbazlar tarih boyunca peygamberlerin savaştığı konumda olan zalimlerdir.
Firavun ve Emsalleri;
Firavun ve Nemrutlar tarih boyunca kıyamete kadar bir model, bir yaşam tarzı ve kendilerine kulluk edilen önderler konumundadır. Nasıl ki tarihin en büyük zalimi Firavun ise aynı şekilde aynı özelliği taşıyan siyasal ve toplumsal düzene yön verenler de bu şekilde zalimdirler. Nasıl ki Firavun tarihin en azgın lideri ise bugün aynı özelliği taşıyan emperyaller, kapitalistler, küresel sermayeciler, siyonizm ve onun yerli uşakları da aynı şekilde azgın, fitneci ve tağut konumundadır.
Firavunluk Allaha İsyanla Başlar;
Firavun şahsında gördüğün zulüm, kötülük, ahlaksızlık ve sömürü özelliğini taşıyan bugünün modern liderinden ayıran özellik nedir? Dolayısıyla Firavunluk Allah’a isyan etmek, haddi aşmak, Allah’ın yurdunda Allah’a rajon çekmek, onun kanunlarını, yasalarını ve ilahi iradeyi hiçe sayarak kendi heva ve hevesine göre başka bir ifade ile ideolojik dinlerle Allah’ın kullarını bozup insanlığın ölümüne sebep olmaktır.
Bugün modern cahiliye, Firavunların izinden gitmiş, emperyalistler, kapitalistler, batı ve onun güdümün de olan İslam coğrafyasındaki ideolojik yerli mürted yöneticiler, azgınlık, tağutluk, zulüm, sömürü, küfür, toplumları bölme, parçalama, onların sınıflara ayırma, sömürü, işgal, ölüm, kan ve gözyaşı yönüyle Firavunlardan daha azgın olduğu bugün ortaya çıkmıştır.
Firavunları Tanımak Bir Zorunluluktur;
Müslümanlar Kur’an’ın gündeme getirdiği Firavun ve Nemrutları, onun modern emsallerini ve onun kabine üyelerini iyi tanıyacak, öğrenecek ve onları inkar etmek, tekfir etmek, zulmünden beri olma şeklinde rol oynayacak çünkü, bu Müslüman olmanın şartlarındandır.
Firavunu Modern Yüzü;
Maalesef bugün Allah’ın kitabından yüz çeviren ve İslam ile bağını koparan modern ideolojik toplumlar Firavun sisteminde olduğu gibi Haman’ın askeri kuvvetine, Mütref olan zengin bürokratların, Karun’un mülküne ve sermayesine, sahtekar din Bel’amları olan hocaların, din bezirganları ve batıl fetvaları, sanat ve toplum mühendislerini temsil eden Samiri, medya ve aldatma oyunu oynayan Sihirbazçılar bugün modern firavunların destekleyicisi, yardımcısı ve şakşakcısı olmuştur. Bugün zalime ve kötülüklere modern firavunlara kızan ama onları alkışlayıp hayran olanlar, onları dost edinenler, onlara itaat edenler ve yardım edenler firavunlardan farkları yoktur.
Şunu çok iyi idrak etmeliyiz ki! Kur’an’ın gündeme getirdiği firavun olumsuz/menfi açıdan tüm Müslümanlar için ibret ve derslerle doludur. Zalim bir yönetici, kötü bir baba, zulmeden bir koca, yalan söyleyen bir hoca, aldatan bir patron, sömüren bir müdür, sahtekar bir iş adamı ve aynı zamanda şirke iktidar veren bir başkan konumundadır. Bugün de aynen Allah’ın ilahi vahyine tabi olmayanlar aynı konumda değiller mi?
Firavunların En Belirgin Özellikleri;
Firavunlar ilahi öğretilerden yüz çeviren, peygamberlerin getirdikleri öğretiler ile çatışan, Allahın iradesini merkezin dışına iterek muhatap almayan zalimlerdir, işte bu açidan onların en belirgin özellikleri şunlardır;
1- Allahın hükmü ile hükmetmeme.
2- Allah’a isyan.
3- İnsanları aydınlıktan kalanlığa davet etmesi.
4- Toplumu şirke ve küfre davet etmesi.
5- Ekonomik sömürü.
6- Siyasi istinat.
7- Ahlaksızlığı yayma.
8- İslam’ın gerçeklerini gizleme.
9- Toplumu asimile etme.
10- Allahın diniyle farklı suretlerde savaşması.
11- Allahın düşmanlarını dost edinmesi.
12- Laikk ve demokratik ideolojik dinlere iktidar vermesi ve bunu topluma dayatması.
13- Medya sihri ile toplumu bozması.
14- Askeri gücüyle müminlerle savaşması.
15- Moda, sanatı ve kültürüyle kötülüğü yayması.
Dolayısıyla tağutlar ya da firavunlar bu açıdan zulmün ve küfrün liderleri, peygamberlerin aleyhinde savaşan ve Allah ile çatışan zalimlerdir. Bugün dünya doğu ve batısından Orta Doğudan Asya kıtasına oradan Avrupa kıtasına kadar egemen olan güç Firavuni güçlerdir.
Tarihin Gördüğü Fravunlar;
Kur’an-ı Kerim firavunun özelliklerinden ve şahsiyetini gündeme getirmiş ve tarih boyunca aynı konumda olanların tağut olarak isimlendirmiştir.
1. Atesit Mao Zedong Çin kominist lider kendi ülkesinde 52 milyondan fazla insan öldürdü
2- Ateist Alman lideri Adolf Hilter. 1934-1945 yılları arasında 20 milyon insan öldürdü.
3- Hristyan Leopold II 1865-1909 yılları arasında krallık yapmış Belçika’nın ikinci kralı olan bu diktatör Kongoda 10 milyondan fazla insanı öldürmüstür.
4- Atesit Lenin 4 milyon insan öldürdükten sonra Josef Stalin Komünist Parti’nin ilk genel sekreteri olan bu kimse Lenin’in ölümünden sonra 1924′te Sovyet lideri olur olmaz katlimalara başlar toplamda 34 milyon insan öldürür.
5- Ateist Hideko Tojo Japon İmparatorluk Kara Kuvvetleri’nin orgenerali ve sonra Japonya’nın 40’ncı başbakanı olan bu adam 5 milyon insanı ikinci dünya savaşı esnasında çin ve asya’da öldürür.
6- II.Nicholas yada Kanlı Nicholas Rusyada 3 milyon insan öldürür.
7- Pol Pot Kamboçya komünist harekatı lideri olan bu adam iktidara geldikten sonra ülkede yaklaşık 2 milyon insanın ölmüne yol açtı.
8- Türkiye Cumhuriyeti’ni kuranlar: Allahın haramını helal helallerine haram ettiler, küfre ve şirke iktidar-egemenlik verdiler, kendileriyle savaştığı Fransa’nın laikliğini getirdiler, kendileriyle savaştığı Yunanların demokrasisini getirdiler, kendileriyle savaştığı Batının sosyal, siyasi ve ekonomik yasalarını ve kanunlarını almak suretiyle batının boyundurluğunda İslam’a savaş açdılar, öyle ki istiklal Marşı’nın şairi olan Mehmet Akif Ersoy’un deyimiyle 600.000 insan öldürüldü. CHP Partisi 1950 yılına kadar seçime gitmeden tek başına ülkeyi yöneterek diktatörlük yapmıştır.
9- Mısır devlet başkanı Enver’i Sedat ve Hüsnü Mübarek gibi Allah düşmanları da batının boyundurluğunda ideolojik yasalarla toplumunu sömürüp, zulme kötülüğe ve daha nice şeylere sebep oldular.
10- Irak devlet başkanı Saddam Hüseyin öyle ki o sosyalist ve ırkçı Arap milliyetçiliği ile Irak’ta küfre iktidar vermiş haramı helal, helali haram etti ve daha nice zülümlere sebep oldu.
11- Libya devlet başkanı Muammer Kaddafi o yeşil kitap denilen sosyalist ideolojik yasalarla 40 yıl boyunca toplumunu yönetti insanları Allah ile bağlarını kopardı ve nice ölümlere sebep oldu.
12- Arnavutluk’un ilk ateist diktatörü olan Enver Halil Hoca, bu Allahın düşmanı 40 yıl boyunca diktatörlükle ateizm-komünizmi dayatarak Müslüman toplumu Allah’ı ile bağlarını kopardı onun yüzünden 100 binlerce insan öldürüldü.
Bugün İslam coğrafyasında ya da tüm dünyada ülke ülkelerini demokrasi laiklik, sosyalizm ya da benzeri ideolojik dinlerle yönetenler Kur’an ‘ ın ifadesiyle Nemrutların ve Firavunların başka bir ifade ile tağütların ta kendileridir. Bu Allah düşmanlarından nefret etmek, inkar etmek ve beri olmak iman etmenin şartlarındandı.
Firavunların’ın Yönetim Şekli Her Zaman Laiklik Olmuştur;
Allah azze ve celle Firavuna Musa aleyhisselam’ı gönderdi, diğer topluluklara peygamber gönderdiği gibi, Firavun Musa aleyhisselam’ın kendisi ile geldiği ilahi nizamı ve yönetim şekline muhalefet ve isyan ederek kendi ideolojik devletine Musa aleyhisselam getirdiği din devlete karışmasın, demek sureti ile dini devletten ayırarak laikliğini ilan etti. Tarih boyunca bütün peygamberlerin kendileriyle mücadele ettiği Firavun, Nemrutlar ve benzerleri din devlete karışmasın diye kendileriyle mücadele ettiği laiklerdir. Bugün modern çağdaki politik tanrıların din devlete karışmasın diyenlerin Nemrut ve Firavun’dan hiçbir farkları yoktur. Nitekim onun yönetim şekliyle bugünün modern müşriklerin yönetim şekli arasında hiçbir fark olmadığını göreceksiniz.
Firavunların Aldatmaları;
Sihir: Firavun halkı aldatmak, kandırmak, gözlerini boyamak için sihir kullanıyordu, bu şekilde insanları kula kul ediyordu, aynı bugün modern Firavunlar gibi, onlar tüm kitle iletişim araçlarını kullanarak insanları aldatıyorlar ve zulme sebeb oluyordu. Nitekim;
يَأْتُوكَ بِكُلِّ سَاحِرٍ عَل۪يمٍ
“Usta büyücülerin tamamını sana getirirler.” (7/A’râf, 112)
Vatan/Millet: Ne zaman ki firavun Musa aleyhisselam’ın karşısında çaresiz kaldı toplumuna egemenlik, iktidar ve gücünü koruyabilmek için vatan, millet, ülkeyi bölüyor ve bu bölücüdür şeklinde şeytani oyunlarla gerçeği gizliyordu aynı bugünün tağutların yaptığı gibi;
يُر۪يدُ اَنْ يُخْرِجَكُمْ مِنْ اَرْضِكُمْۚ فَمَاذَا تَأْمُرُونَ
(Firavun:) “(Yaptığı bu sihirle) sizi yerinizden yurdunuzdan etmek istiyor. Ne buyurursunuz?” (demişti.) (7/A’râf, 110)
Vaadler: Firavun küfrün, zulmün ve sömürüsünü devam ettirebilmesi için kabine üyelerine ve onun destekçilerine ekonomik yardımlar, makamlar ve birçok imkanlar veriyordu ve bu şekilde iktidarını korumaya çalışıyordu. Nitekim;
وَجَٓاءَ السَّحَرَةُ فِرْعَوْنَ قَالُٓوا اِنَّ لَنَا لَاَجْرًا اِنْ كُنَّا نَحْنُ الْغَالِب۪ينَ
Büyücüler Firavun’a geldiler: “Şayet biz (Musa’ya) üstün gelirsek herhâlde bize (dolgun) bir ücret verirsin artık değil mi?” dediler. (7/A’râf, 113)
Bugün de modern firavunu yöneticiler aynı metot ve strateji uygulamıyorlar mı? Onlar da bürokrat, politikacı, akademisyen ve her sınıftan insanları ekonomik, makam ve her açıdan destekleyerek toplumu zapt-turap altına alarak zulmün devam etmesine sebep olmuyorlar mıydı?
Baskı: Firavun yeryüzünde toplumunu korkutmak, aldatmak ve saptırmak için zulüm, dayatma, baskı, tehdit ve şantajla ile milletini aldatıyordu. Nitekim;
وَقَالَ الْمَلَاُ مِنْ قَوْمِ فِرْعَوْنَ اَتَذَرُ مُوسٰى وَقَوْمَهُ لِيُفْسِدُوا فِي الْاَرْضِ وَيَذَرَكَ وَاٰلِهَتَكَۜ قَالَ سَنُقَتِّلُ اَبْنَٓاءَهُمْ وَنَسْتَحْي۪ نِسَٓاءَهُمْۚ وَاِنَّا فَوْقَهُمْ قَاهِرُونَ
Firavun’un kavminden önde gelenler demişlerdi ki: “Sen, Musa’yı ve kavmini yeryüzünde bozgunculuk yapsınlar, seni ve ilahlarını terk etsinler diye mi bırakacaksın?” (Firavun onları yatıştırmak için) demişti ki: “Erkek çocuklarını öldüreceğiz, kadınlarını sağ bırakacağız. Şüphesiz ki biz, onların üzerinde kahredici bir güce sahibiz.” (7/A’râf, 127)
Bugün de modern Müşrikler zindanları, işkence haneleri, baskı, tehdit ve ordu gücünü göstererek toplumunu korkutarak Allah ile kulların bağlarını koparmıyorlar mı? Bugün insanların İslam’a girmesine engel olan Allah’ın dine yardım etmesini engel olan bu tehdit ve baskılar değil midir?
Gösteriş: O yeryüzünde üstünlük, ihtişam, zenginlik, güç ve kuvvet gösterebilmek için o büyük ihtişamlı saraylar, yapılar ve heykeller inşa ediyordu ve bu şekilde gücünü kuvvetini tesirini göstermek istiyordu. Nitekim;
وَاَوْرَثْنَا الْقَوْمَ الَّذ۪ينَ كَانُوا يُسْتَضْعَفُونَ مَشَارِقَ الْاَرْضِ وَمَغَارِبَهَا الَّت۪ي بَارَكْنَا ف۪يهَاۜ وَتَمَّتْ كَلِمَتُ رَبِّكَ الْحُسْنٰى عَلٰى بَن۪ٓي اِسْرَٓاء۪يلَ بِمَا صَبَرُواۜ وَدَمَّرْنَا مَا كَانَ يَصْنَعُ فِرْعَوْنُ وَقَوْمُهُ وَمَا كَانُوا يَعْرِشُونَ
Bereketli kıldığımız toprakların doğusuna ve batısına zayıf bırakılmış topluluğu mirasçı kıldık. Sabretmelerine karşılık Rabbinin güzel vaadi İsrailoğulları için gerçekleşti. Firavun ve kavminin yaptıkları ve bina edip yükselttiklerini yerle bir ettik. (7/A’râf, 137)
Bugün de modern firavunlar gerçek anlamda ihtişamlı saraylarla inşa ettiği yapılarla ve her tarafa diktiği heykellerle kulluğunuz, ibadetiniz, itaatiniz ve yaşam programınız burasdır, diyerek bize yeni bir kıble tayininde bulunmuyorlar mı?
Atalar Dini: Firavun geçmiş atalarını överek, onları tezkiye ederek, onların kendileri için öncü ve ölçü olarak gündeme getiriyordu ve bu şekilde toplumunu aldatarak yeni bir din icat ediyordu.
قَالُٓوا اَجِئْتَنَا لِتَلْفِتَنَا عَمَّا وَجَدْنَا عَلَيْهِ اٰبَٓاءَنَا وَتَكُونَ لَكُمَا الْكِبْرِيَٓاءُ فِي الْاَرْضِۜ وَمَا نَحْنُ لَكُمَا بِمُؤْمِن۪ينَ
“Atalarımızı üzerinde bulduğumuz yoldan bizleri uzaklaştırmak ve yeryüzünde büyüklük/otorite siz ikinizin olsun diye mi bize geldin? Biz, ikinize de inanmayız.” demişlerdi. (10/Yûnus, 78)
Bugün de modern firavunlar atalarını ve geçmişteki tarihlerini gündeme getirerek bizi geçmişe davet ederek onların izinde, onların batıl inançlarını onların ideolojik yaşam programına bizi davet etmiyorlar mı?
وَاِذَا ق۪يلَ لَهُمُ اتَّبِعُوا مَٓا اَنْزَلَ اللّٰهُ قَالُوا بَلْ نَتَّبِعُ مَٓا اَلْفَيْنَا عَلَيْهِ اٰبَٓاءَنَاۜ اَوَلَوْ كَانَ اٰبَٓاؤُ۬هُمْ لَا يَعْقِلُونَ شَيْـًٔا وَلَا يَهْتَدُونَ
Onlara: “Allah’ın indirdiğine uyun.” denildiği zaman: “(Hayır,) bilakis biz, babalarımızı üzerine bulduğumuz (ve alıştığımız âdetlerimize) uyarız.” derler. Babaları hiçbir şey akletmemiş ve doğru yolu bulamamış olsalar bile mi (onların yoluna uyacaklar)? (2/Bakara, 170)
Nitekim: Bugün biz Müslümanlar gelin hükmeden bir Allah’a Allah’a iman edin, onun sosyal, siyasi, ekonomik yasaları ile toplumu yönetin dediğimizde onlar toplumunu aldatabilmek için aynısını söylemiyorlar mı?
Ahlaksızlığa Daveti: Firavun halkını ve askerleri en ahlaksız işlerde, kötülüklerde, zulümde, fuhuşta ve adaletsizlik de kullanarak yeryüzüne zulme sebep oldu
اِنَّ فِرْعَوْنَ عَلَا فِي الْاَرْضِ وَجَعَلَ اَهْلَهَا شِيَعًا يَسْتَضْعِفُ طَٓائِفَةً مِنْهُمْ يُذَبِّحُ اَبْنَٓاءَهُمْ وَيَسْتَحْي۪ نِسَٓاءَهُمْۜ اِنَّهُ كَانَ مِنَ الْمُفْسِد۪ينَ
Şüphesiz ki Firavun, yeryüzünde üstünlük tasladı. Oranın halkını gruplara ayırıp onlardan bir bölümünü mustazaflaştırıyor/güçsüzleştiriyor; erkek çocuklarını boğazlayıp, kadınlarını diri bırakıyordu. Çünkü o, bozgunculardandı. (28/Kasas, 4)
Saptırması: Firavun halkını delalete, sapkınlığa, batıla yollayabilmesi için kendi ideolojik dinine tabi olması için sürekli algı operasyonları, hakikati gizlemeler, planlar ve stratejler kurarak toplumunu aldatıyordu.
وَاَضَلَّ فِرْعَوْنُ قَوْمَهُ وَمَا هَدٰى
Firavun kavmini saptırdı. Doğru yola iletmedi. (20/Tâhâ, 79)
Bugün de modern firavunlar aynı algı operasyonla İslam’ın gerçeklerini gizleyerek küfre ve şirke sebeb olmuyorlar mı?
Faşist: Firavun aynı zamanda faşist ve ırkçı bir kimse olarak tanıtılmakta ve kendi kavmini toplumunu överek üstün ırk olarak görüyor ve İsrailoğullarını ise aşağılıyor ve onları köle yapıyordu. Nitekim;
وَاِنَّا لَجَم۪يعٌ حَاذِرُونَۜ
“Bizler ise (böylelerine karşı) tedbirli ve uyanık bir topluluğuz.” (26/Şuarâ, 56)
Bugün de modern firavunlar aynısını yapmıyorlar mı? Kürt, Türt ve Arap ırkı adı altında zulüm, kötülük ve faşizm dayatmalarıyla ümmeti paraçalamadılar mı? Kendi ırklarına taparak, insanları sapkınlığa götürmüyorlar mı?
Bölücü: O insanları ezmek adına birbirinden ayırıyordu.
اِنَّ فِرْعَوْنَ عَلَا فِي الْاَرْضِ وَجَعَلَ اَهْلَهَا شِيَعًا يَسْتَضْعِفُ طَٓائِفَةً مِنْهُمْ يُذَبِّحُ اَبْنَٓاءَهُمْ وَيَسْتَحْي۪ نِسَٓاءَهُمْۜ اِنَّهُ كَانَ مِنَ الْمُفْسِد۪ينَ
Şüphesiz ki Firavun, yeryüzünde üstünlük tasladı. Oranın halkını gruplara ayırıp onlardan bir bölümünü mustazaflaştırıyor/güçsüzleştiriyor; erkek çocuklarını boğazlayıp, kadınlarını diri bırakıyordu. Çünkü o, bozgunculardandı. (28/Kasas, 4)
Bugün de modern Allah düşmanları sen Türk sen Kürt sen Arap sen solcu sen sağcı sen muhafazakar sen asgari ücretlisin sen şucusun sen bucusun demek suretiyle ümmeti bölüp ayırmıyorlar mı? Şüphe yok ki firavun yeryüzünde ülkesinde büyüklük taslamış ve oranın halkını sınıflara gruplara .ayırmıştı onlardan bir kesimini eziyordu
Firavun tüm sihirbazlarının tüm kabine üyelerini ve elindeki güçle batılı hak yanlışı doğru çirkini güzel gösterme suretiyle kendi toplumunu aldatıyordu.
يَا قَوْمِ لَكُمُ الْمُلْكُ الْيَوْمَ ظَاهِر۪ينَ فِي الْاَرْضِۘ فَمَنْ يَنْصُرُنَا مِنْ بَأْسِ اللّٰهِ اِنْ جَٓاءَنَاۜ قَالَ فِرْعَوْنُ مَٓا اُر۪يكُمْ اِلَّا مَٓا اَرٰى وَمَٓا اَهْد۪يكُمْ اِلَّا سَب۪يلَ الرَّشَادِ
“Ey kavmim! Bugün yeryüzünde, üstün olarak mülk sizlere aittir. (Şayet) başımıza Allah tarafından bir sıkıntı gelirse, bize kim yardım edecek?” Firavun dedi ki: “Ben, size sadece kendi görüşümü söylüyorum ve ben sizleri yalnızca dosdoğru yola iletiyorum.” (40/Mü’min (Ğafir), 29)
Bugün de modern firavunlar hak ile batılı birbirine karıştırmış, küfrü-şirki güzel göstermiş, zalimi mazlum, faciri takva ve kötüleri iyi olarak gösterilmek suretiyle yeryüzünde zulme sebep oldular.
Firavun sosyal, siyasi, ekonomik ve her alanda hileli bir düzen ve tuzak kurarak topluma Allah ile bağlarını kopardıp onları ekonomik açıdan sömürüyor, ahlaki açıdan kadınları satıyor ve aynı zamanda insanların küfre şirke düşmesi için tuzağa düşürüyordu.
Milletini Küçuük Görmesi: Bugün modern firavunlar müminleri akidevi açıdan laiklik ve demokrasi gibi ideolojik dinlere davet etmesi, Müslümanların ahlakını bozarak onları içki, kumar, zina, fuhuş ve eş cinselliğe davet etmesi ve aynı zamanda tuzak kurarak toplumu kafir ve Müşrik olması için şeytani manevralarla oyun oynaması yine kadınları bozarak genelevlerinde çalıştırması, fuhuşun önünü açması firavundan daha beter olduğunu göstermez mi?
فَاسْتَخَفَّ قَوْمَهُ فَاَطَاعُوهُۜ اِنَّهُمْ كَانُوا قَوْمًا فَاسِق۪ينَ
Kavmini hafife aldı/onursuzlaştırdı/aptallaştırdı, onlar da ona itaat ettiler. Şüphesiz ki onlar, fasık bir topluluktu. (43/Zuhruf, 54)
Firavunun Zülüm Politikası;
Şehvetperest: Firavun yeryüzünde şehvetperest, kadına düşkün, kadını seks objesi görerek, onları kullanması, yeryüzünde öyle bir zulme sebep oldu ki erkekleri öldürüyor, kadınlara sağ bırakıyordu ve bu şekilde zülme sebep oluyordu.
اِذْ نَجَّيْنَاكُمْ مِنْ اٰلِ فِرْعَوْنَ يَسُومُونَكُمْ سُٓوءَ الْعَذَابِ يُذَبِّحُونَ اَبْنَٓاءَكُمْ وَيَسْتَحْيُونَ نِسَٓاءَكُمْۜ وَف۪ي ذٰلِكُمْ بَلَٓاءٌ مِنْ رَبِّكُمْ عَظ۪يمٌ
(Hatırlayın!) Hani sizi Firavun hanedanından kurtarmıştık. Size işkencenin en kötüsünü reva görüyor, erkek çocuklarınızı boğazlıyor, kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı. Bunda sizin için Rabbinizden büyük bir imtihan vardı. (2/Bakara, 49)
Ölüm Kusarlar: Bugünün modern firavunları da kadınlar dışarı çıkın gezin dolaşının eğlenmek sizin hakkınızdır demek suretiyle bugün kadınlar genelevlerde bir seks objesi Turizm sektöründe satılan bir Meta moda ve sanat ve Kozmetik ürünlerinde kullanılan bir paçavradır
اِذْ نَجَّيْنَاكُمْ مِنْ اٰلِ فِرْعَوْنَ يَسُومُونَكُمْ سُٓوءَ الْعَذَابِ يُذَبِّحُونَ اَبْنَٓاءَكُمْ وَيَسْتَحْيُونَ نِسَٓاءَكُمْۜ وَف۪ي ذٰلِكُمْ بَلَٓاءٌ مِنْ رَبِّكُمْ عَظ۪يمٌ
(Hatırlayın!) Hani sizi Firavun hanedanından kurtarmıştık. Size işkencenin en kötüsünü reva görüyor, erkek çocuklarınızı boğazlıyor, kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı. Bunda sizin için Rabbinizden büyük bir imtihan vardı. (2/Bakara, 49)
İşkenceci: Kendi ideolojik laik sistemine itaat etmeyen, tabi olmayan, beğenmeyen, razı olmayan ve bu uğurda çalışmayan kimseleri işkence, ölüm ellerin ve ayakların çaprazlama şeklinde kesilmek suretiyle tehdit ediyordu.
لَاُقَطِّعَنَّ اَيْدِيَكُمْ وَاَرْجُلَكُمْ مِنْ خِلَافٍ ثُمَّ لَاُصَلِّبَنَّكُمْ اَجْمَع۪ينَ
“Kuşkusuz, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kesip sonra da sizi topluca asacağım.” (7/A’râf, 124)
Bu tehditleriyle toplumu kendi ideolojik dinine ve kendi ideolojik yasalarına nasıl neye göre iman etmesi gerektiğini o belirliyordu ve bu yüzden itaati onlardan bekliyordu.
İmanı Kendi İzinlerinde Görürler;
قَالَ فِرْعَوْنُ اٰمَنْتُمْ بِه۪ قَبْلَ اَنْ اٰذَنَ لَكُمْۚ اِنَّ هٰذَا لَمَكْرٌ مَكَرْتُمُوهُ فِي الْمَد۪ينَةِ لِتُخْرِجُوا مِنْهَٓا اَهْلَهَاۚ فَسَوْفَ تَعْلَمُونَ
Firavun dedi ki: “(Ben) size izin vermeden ona iman ettiniz öyle mi? Şüphesiz ki bu (yaptığınız), buranın halkını yurtlarından sürüp çıkarmak için (Musa ile beraber) tezgâhladığınız bir tuzaktır. Pek yakında (yapacaklarımı) bileceksiniz/anlayacaksınız.” (7/A’râf, 123)
Bugünden modern Müşrikl laik-demokratlar insanları Allah ile bağlarını koparırken neye ve nasıl iman etmeleri gerektiğini söylerken onlarda tehditte bulunmuyorlar mı? Zindanları, işkencehaneler ve tehdit etmediler mi?
Firavun’un Acı Akıbeti;
Firavun zulümde, kötülükte öyle bir zirve yapmıştı ki artık öğüt almıyordu. Peygamberi Mucize ona hiçbir fayda sağlamıyordu. Çünkü o olaylara rasyonel aynı şekilde kalbi inat ve aklı bozuk bir şekilde bakarak kötülüklere sebep oluyordu.
وَلَقَدْ اَخَذْنَٓا اٰلَ فِرْعَوْنَ بِالسِّن۪ينَ وَنَقْصٍ مِنَ الثَّمَرَاتِ لَعَلَّهُمْ يَذَّكَّرُونَ
Andolsun ki biz, Firavun ailesini düşünüp öğüt alırlar diye uzun yıllar kıtlık ve meyvelerden eksiltme ile imtihan ettik. (7/A’râf, 130)
Musa aleyhisselam öğüt alsın diye kıtlık, ürün eksikliği ve benzeri cezalandırmalarla imtihan ediyordu ama bir türlü iman etmiyorlardı.
فَاَرْسَلْنَا عَلَيْهِمُ الطُّوفَانَ وَالْجَرَادَ وَالْقُمَّلَ وَالضَّفَادِعَ وَالدَّمَ اٰيَاتٍ مُفَصَّلَاتٍ فَاسْتَكْبَرُوا وَكَانُوا قَوْمًا مُجْرِم۪ينَ
(Bunun üzerine) ayrı ayrı ayetler/mucizeler olan tufan, çekirge, (bit, pire, böcek vb.) haşerat, kurbağalar ve kan yolladık üzerlerine. Yine büyüklenip kibre kapıldılar ve suçlu günahkâr bir toplum oldular. (7/A’râf, 133)
Onların başına kıtlık azap ve benzeri cezalar söz konusu olduğunda o Allah’ın düşmanları hemen Musa aleyhisselama gelerek;
وَلَمَّا وَقَعَ عَلَيْهِمُ الرِّجْزُ قَالُوا يَا مُوسَى ادْعُ لَنَا رَبَّكَ بِمَا عَهِدَ عِنْدَكَۚ لَئِنْ كَشَفْتَ عَنَّا الرِّجْزَ لَنُؤْمِنَنَّ لَكَ وَلَنُرْسِلَنَّ مَعَكَ بَن۪ٓي اِسْرَٓاء۪يلَۚ
Azap üzerlerine çökünce: “Ey Musa! Senin yanında bulunan (Allah’ın) ahdiyle bizim için Rabbine dua et. Bu azabı bizden giderirsen, andolsun ki sana iman edecek ve İsrailoğullarını seninle beraber yollayacağız!” demişlerdi. (7/A’râf, 134)
Bugün de modern firavunlar deprem, bela, musibet ve kıtlık gibi bir şey olduğunda Allah’a yöneliyor ama sonra yine gerisin geriye dönüyorlar, işte .firavunların en bariz ortak yönleri budur.
Onca mucize, onca kıtlık, ceza öğütleri, nice davet ve öğün sonucunda bir türlü iman etmiyordu, ne zaman ölüm geldi ona çattı ve ne zaman ki denizde boğulacak nihayet boğulmak üzereyken;
آٰلْـٰٔنَ وَقَدْ عَصَيْتَ قَبْلُ وَكُنْتَ مِنَ الْمُفْسِد۪ينَ
(Demek) şimdi ha! (Oysa) daha önce isyan etmiş ve bozgunculardan olmuştun. (10/Yûnus, 91)
Tağutlar insanlık için bir felaket ve kötülüktür. Onlar imanın karşısında din ile savaş Allah düşmanlardır. Öyleki onları inkart, red, beri olma ve muhalefet etmeden gerçek iman hasıl olmaz.
Gürsel Gurbüz
Share this content:
Yorum gönder