×

Ey Müslümanlar! Allah’ın Dininin Yardımcıları Olun!

Ey Müslümanlar! Allah’ın Dininin Yardımcıları Olun!

Rabbimiz Allah tarih boyunca rahmetinin gereği yeryüzündeki tüm kullarına kitaplarını indirmiş ve rasullerini göndermiştir.İnsanlar küfre, şirke düşmesinler, kula kul olmasınlar ve yeryüzünde özgürce yaşayarak hayatlarını ilahi verilere göre idame etmesini istediği gibi Resul ve Nebilerin şahsında davetini yapmak suretiyle kulları kullara kul olmaktan kurtarma görevini vermiştir.

وَلْتَكُنْ مِنْكُمْ اُمَّةٌ يَدْعُونَ اِلَى الْخَيْرِ وَيَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِۜ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ 

Sizin içinizden (insanları) hayra çağıran, iyiliği emreden, kötülükten alıkoyan bir topluluk olsun. Bunlar, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. (Ali İmran:104)

İnsanların istikamet üzere, hidayet ve rahmet üzere olmaları ancak alemlerin rabbi olan Allah’a iman, salih amel ve onun dine yardım etmekten geçer. Kim Allah’ın dinine yardım eder ve bu din uğrunda mücadele eder ve taviz vermeden imanın gereklerini yerine getirirse! Allah’ın müjdelediği o vaad edilen büyük nimet ve mükafat ile karşı karşıya gelecektir. Bu Allah’ın dünyada ve ahirette mü’minlere yardım etmesi ve ayaklarını din üzere sabit kılmasına vesile olan bir çağrıdır.

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِنْ تَنْصُرُوا اللّٰهَ يَنْصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ اَقْدَامَكُمْ 

Ey iman edenler! Siz Allah’a yardım ederseniz, (Allah da) size yardım eder ve ayaklarınızı sabit kılar. (Muhammed, 7)

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا كُونُٓوا اَنْصَارَ اللّٰهِ

Ey iman edenler! Allah’ın yardımcıları olun. Saff, 14)

Nitekim Allah’ın dinini yaşamak ve bu dine ilahi yardım etmek, kişiye onur, izzet, şeref ve her şeyden önce kulluğu tattıran en büyük nimettir.

Nasıl Davet Eder?

Müslüman nasihatle, hikmetle ve ahlakı ile insanları bu dine davet eder ve muarızlarıyla gayri ahlaki tutum ve davranışlarda bulunmaz. Allah’a davet eden islam davetçisi dünyevi bir çıkar beklentisi içinde olamaz. O’nun tek hedefi insanlar Allahı birleyerek şirk ve küfürden kurtulup Allaha ibadet etme arzusu içinde olmasıdır.

اُدْعُ اِلٰى سَب۪يلِ رَبِّكَ بِالْحِكْمَةِ وَالْمَوْعِظَةِ الْحَسَنَةِ وَجَادِلْهُمْ بِالَّت۪ي هِيَ اَحْسَنُۜ اِنَّ رَبَّكَ هُوَ اَعْلَمُ بِمَنْ ضَلَّ عَنْ سَب۪يلِه۪ وَهُوَ اَعْلَمُ بِالْمُهْتَد۪ينَ 

Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle davet et! Onlarla en güzel şekilde mücadele et. Şüphesiz ki Rabbin, yolundan sapanları da hidayet ehli olanları da en iyi bilendir. (Nahl, 125)

Müslüman Allah’ın Davasında Yüz Çeviremez.

Nice batıl ideolojiler ve felsefi akımlar İslam ilahi nizama alternatif, zıt ve çatışarak Allah’a ait olan ilahi özellikleri kendilerine ve ideolojik dinlerine vererek Allahın kulllarını yönetme ve idare etme noktasında rol oynadılar. Öyle ki bu batıl davanın bağlıları mallarıyla, canlarıyla ve hayatlarıyla feda ederek bu batık düşünceyi egemen kıldılar. O halde bir Müslüman yeryüzünün kâfirleri karşısında en az onlar kadar sabır, mücadele, tahammül, sebat ve istikamet üzere olmakla beraber en az Allah onda malını, zamanını, canını ve hayatını feda etmekle mükelleftir. Çünkü bu hak ve batıl savaşında Allah ancak çalışana mükafat veriyor Allahın davasından yüz çevirenlere değil. Bir mü’min Allah’ın dininden yüz çeviremez ve kayıtsız kalamaz. O hangi konumda olursa olsun, Allah’ın dinin yardımcısı ve 

fedaisidir. Çünkü insanı yaratan Allah ve ona sorumluluklarını tayin eden’de Allah’tır. İman iddiasını taşıyan bir kimse tercih sahibi değildir. O sadece iman iddiasında bulunduğu dinin emir ve yasaklarını hayatına hakim kılmak ile görevlidir. Zaten tarih boyunca tüm Resuller insanları Allah’ın dine yardım etmeye canını, malını ve hayatını adamayı davet etmiştir.

فَلَمَّٓا اَحَسَّ ع۪يسٰى مِنْهُمُ الْكُفْرَ قَالَ مَنْ اَنْصَار۪ٓي اِلَى اللّٰهِۜ قَالَ الْحَوَارِيُّونَ نَحْنُ اَنْصَارُ اللّٰهِۚ اٰمَنَّا بِاللّٰهِۚ وَاشْهَدْ بِاَنَّا مُسْلِمُونَ 

İsa, onların küfre düşeceğini hissedince dedi ki: “Allah’a (giden bu yolda) benim yardımcılarım kimlerdir?” Havariler dedi ki: “Biz, Allah’ın yardımcılarıyız. Allah’a iman ettik ve şahit ol ki biz Müslimlerdeniz/şirki terk ederek tevhidle Allah’a yönelen kullardanız.” (Alim İmran: 52)

Rabb’imiz bu kerim ayetinde insanları Allah’ın dininine ensarlar/yardımcılar olmasını istemekte ve zaten tüm resuller’de İsa (a.s) gibi Allahın dinine yardım etmeye davet etmişdir.

Bu Hak ile Batıl Arasında Olan Bir Savaştır.

Bugün ideolojik şirk ve küfür dinlerin bağlıları, batıl davaları uğrunda mallarını, canlarını, hayatlarını ve zamanlarını batıl davalar uğrunda harcar iken, iman iddiasında bulunan bir Müslüman tembellik, korkaklık, cehalet ve acizlik gösteremez. O gelecek kaygıları ya da rızık endişesi taşıyan kimse değildir. Çünkü o geleceğin, rızkın ve her şeyin elinde bulunduran Allah’a iman eden kimsedir. Böyle durum bir kimsede söz konusuysa, bu kimse mutlaka imanını sorgulamalıdır.

Bu öyle bir savaştır ki tarih boyunca Nebiler, Resuller ve onların yolunun yolcuları olan mü’minlerin savaştığı hak ile batılı savaşıdır.

Habil ile Kabil’in mücadelesi ne idi?

İbrahim aleyhisselam ile Nemrut’un mücadelesi, Musa aleyhisselam ile Firavunun mücadelesi, Resulullah ile Ebu Cehillerin mücadelesi hak ile batıl’ın galebe çalma mücadelesi değil miydi?

Ebu Bekir‘in mürtedlerle olan mücadelesinin haberi gelmedi mi? 

Halid bin Velid‘in giriştiği 120 savaşta galebe çalarak yeryüzünün kâfirlerin meydan okuması fetih üstüne fetihler yapması ne içindi?

Selahattin Eyyubi’nin Haç’lı ordularını durdurarak Mısır’ı feth ederek yeniden ümmeti birleştirmesi ne sebeble idi?

Ey kardeşim bunlar hepsi Allahın dinine yardım etme azmi ve mücadelesinden başka bir şey değildi.

اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا يُقَاتِلُونَ ف۪ي سَب۪يلِ اللّٰهِۚ وَالَّذ۪ينَ كَفَرُوا يُقَاتِلُونَ ف۪ي سَب۪يلِ الطَّاغُوتِ فَقَاتِلُٓوا اَوْلِيَٓاءَ الشَّيْطَانِۚ اِنَّ كَيْدَ الشَّيْطَانِ كَانَ ضَع۪يفًا۟ 

İman edenler Allah yolunda savaşırlar. Kâfirler ise tağutun yolunda savaşırlar. (Öyleyse) şeytanın dostlarıyla savaşın. Şüphesiz şeytanın hilesi pek zayıftır. (Nisâ, 76)

Siz Allah’ın dinine yardım etmezseniz! Kim yardım edecek? Siz İslam’a egemen verme noktasına rol oynamaz iseniz? Kim bu rolü oynayacak? Siz bu dine fedai olmayacaksanız! Kim ensar olacak?

وَتَعَاوَنُوا عَلَى الْبِرِّ وَالتَّقْوٰىۖ وَلَا تَعَاوَنُوا عَلَى الْاِثْمِ وَالْعُدْوَانِۖ 

İyilik ve takva üzere yardımlaşın. Günah ve haddi aşma üzerine yardımlaşmayın. Allah’tan korkup sakının. Şüphesiz ki Allah, cezası çetin olandır. (Mâide, 2)

Malını ve Canını Allah Yolunda Feda Etme Zamanın Gelmedi Mi?

Sahip olduğun malların, mülklerin, gece-gündüz kendisi uğrunda calıştığın ve haz duyduğun o tüm varlıkların sahibi Allah. Onların hiçbiri sana ait değil günü ve zamanı geldiğinde onların her biri bir bir elinden çıkacak. Allahın verdiğine karşılık cimrilik yapmak onun davasından yüz çevirmek Allah’a değil’de malın ve kulların kölesi olmak ne acı ve ne kötü bir durumdur. Halbuki sen bunun için yaratılmadın, sen Allah’a ibadet ve onun dini için hayatını idame ettirmek için yaratıldın. Allah’ın ilahi sistemini egemen kılmak ve bu din’in insanlar arasında hakim olması için mücadele etmek her Müslümanın görevidir. Sen insanların hidayetini düşünen, insanları Allah ile bağlarını güçlendirme noktasında vesile olan ve Allah’ın dinini örnek bir şahsiyetle uygulayan kimse, hiç şüphesiz Allah’ın dinin yardımcısıdır.

اِنَّ اللّٰهَ اشْتَرٰى مِنَ الْمُؤْمِن۪ينَ اَنْفُسَهُمْ وَاَمْوَالَهُمْ بِاَنَّ لَهُمُ الْجَنَّةَۜ يُقَاتِلُونَ ف۪ي سَب۪يلِ اللّٰهِ فَيَقْتُلُونَ وَيُقْتَلُونَ وَعْدًا عَلَيْهِ حَقًّا فِي التَّوْرٰيةِ وَالْاِنْج۪يلِ وَالْقُرْاٰنِۜ

Şüphesiz ki Allah, cennet karşılığında müminlerden canlarını ve mallarını satın almıştır. Allah yolunda savaşır, öldürür ve öldürülürler. (Bu) Tevrat, İncil ve Kur’ân’da Allah’ın hak olan vaadidir. (Tevbe, 111)

Madem Allah cennet karşılığında bizi yaratmış mallarımızı ve canlarımızı satın almış o halde bu dini öğrenmek ve öğretmek uğrunda insanları bu dine davet etmeli ve yeryüzünde islama ve müslümalara karşı savaşan müşriklere karşı cihad etmek gerekir.

Ey Gelecek Kaygıları Olanlar?

Basit menfaat, maslahat ve dünyevi çıkarımlar sebebiyle Allah’tan ve islam davasında yüz çevirenler, gelecek kaygıları taşıyanlar, rızık endişesi taşıyanlar, korkaklığı tercih edenler ve her alanda nefsin, arzuların, malın dünyanın kulu olmayı tercih edenler yaptıklarınız beyhude, boş ve kıyamet gününde aleyhinize olacaktır.

Ey gelecek kaygıları olan kaygılarınızı dert edinmeyin! Sizin Rabbiniz Allahdır.

وَلَيَنْصُرَنَّ اللّٰهُ مَنْ يَنْصُرُهُۜ 

Elbette Allah, kendisine yardım edene yardım edecektir. Hac, 40)

وَمَا النَّصْرُ اِلَّا مِنْ عِنْدِ اللّٰهِۜ 

Yardım/zafer yalnızca Allah katındandır. . (8/Enfâl, 10)

Ey rızık endişesi taşıyanlar bu endişeye gerek yok. Çünkü zaten Er-Rezzak olan Allaha inandığını söylemiyormuydun?

اَمَّنْ هٰذَا الَّذ۪ي يَرْزُقُكُمْ اِنْ اَمْسَكَ رِزْقَهُۚ 

Rızkınızı kestiği takdirde, (Allah’ın dışında) sizlere rızık verecek kimmiş? (Mülk, 21)

Ey korkuları olan korkmana gerek yok. Çünkü;

اَتَخْشَوْنَهُمْۚ فَاللّٰهُ اَحَقُّ اَنْ تَخْشَوْهُ اِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِن۪ينَ 

 Yoksa onlardan korkuyor musunuz? Şayet müminlerseniz Allah, kendisinden korkmanıza daha layıktır. (Tevbe, 13)

Allah Kullarına İhtiyaç Duymaz! Kullar Allah’a Muhtaçtır.

Allah kullarının yardımına ihtiyacı yoktur! Ama kulların buna ihtiyaç vardır. Çünkü dünya sahnesi bir imtihandan ibarettir. Kim iman, kim inkar, kim mücadele ve kim tembellik yapıyor bunların hepsinin açığa çıkması bir imtihan konusudur. Çünkü Allah yeryüzünde iki farklı sınıf var etmiş, bunlar Mümin ve kafirler topluluğudur. Müminler yeryüzünde dinlerini bakmaksızın adaleti egemen kılmakla mükellef iken, zalimlerin iktidarlarında savaş, ölüm, sömürü ve kötülük vardır. İşte bu zulmün sonlandırılması ancak Allah’ın dinine yardım ve egemen kılınmasından geçer.

وَمَنْ جَاهَدَ فَاِنَّمَا يُجَاهِدُ لِنَفْسِه۪ۜ اِنَّ اللّٰهَ لَغَنِيٌّ عَنِ الْعَالَم۪ينَ 

Kim cihad ederse, kendisi için cihad etmiş olur. Şüphesiz ki Allah, âlemlere (ve onların kulluğuna) muhtaç değildir. (Ankebût, 6)

Allah sana ticareti öğretiyor; Rabbimiz Allah kerim kitabında kullarına rahmeti gereği onlara yol gösteriyor, kendi rızasına ve cennetine davet ediyor. Bu sebeple Rabbimiz ”Sizi azaptan kurtaracak ticareti öğreteyim mi” Sorusu karşıda bizler dona kalıyoruz. Allah kuluna ticareti öğretecek bu ticaret bizim anladığımız maddi alışveriş ticareti değil. Bilakis bu ticaret Allah’ın rızası ve Allah’ın cenneti ile sonuçlanan bir ticarettir. Peki bir Müslüman bu teklife nasıl cevap vermeli? Rabbimiz bu ticareti ile uğraşmak isteyenlere şu iki şeyi istiyor;

1- Allah’a iman ve Resulüne iman.

2-  Allah yolunda mallarınızla canlarımızla cihad etmek.

 İşte bu zulmün, küfün, şirkin, ahlaksızlığın, kulların kullara kul olmasını engelleyen ve insana huzur, güven, dayanışma, yardımlaşma, sevgi ve muhabbeti kazandıran bir ticaret ve en önemli kulluk birimidir. Nitekim;

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا هَلْ اَدُلُّكُمْ عَلٰى تِجَارَةٍ تُنْج۪يكُمْ مِنْ عَذَابٍ اَل۪يمٍ 

Ey iman edenler! Sizi can yakıcı azaptan kurtaracak ticareti size göstereyim mi? (Saff, 10)

تُؤْمِنُونَ بِاللّٰهِ وَرَسُولِه۪ وَتُجَاهِدُونَ ف۪ي سَب۪يلِ اللّٰهِ بِاَمْوَالِكُمْ وَاَنْفُسِكُمْۜ ذٰلِكُمْ خَيْرٌ لَكُمْ اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَۙ 

Allah’a ve Resûl’üne iman edersiniz, mallarınız ve canlarınızla Allah yolunda cihad edersiniz. Şayet bilirseniz bu sizin için en hayırlı olandır. (Saff, 11)

Allah’ın Dinine Yardım Etmenin Hikmetleri;

Allah’ın kendi kullarından dinine yardım etmesinin istemesi Allah’ın ona muhtaç olduğundan dolayı değildir. Bilakis kul buna muhtaçtır.

يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ اَنْتُمُ الْفُقَرَٓاءُ اِلَى اللّٰهِۚ وَاللّٰهُ هُوَ الْغَنِيُّ الْحَم۪يدُ 

 Ey insanlar! Sizler, Allah’a muhtaçsınız. Allah ise (kimseye muhtaç olmayan, her şeyin kendisine muhtaç olduğu) El-Ğaniy, (her daim övgüyü hak eden ve varlık tarafından övülen) El-Hamîd’in ta kendisidir. (Fâtır, 15)

1-Kafirleri cezalandırma; Bu müslümanların azimle, sabırla ve mücadele sonucunda kafirlerin iradelerini yerle yeksan olması, Allah’ın iradesinin egemen olması için Müslümanların kafirlere karşı başlattığı bir cezalandırma hareketidir.

2- Zulmü sonlandırmak; Allah’ın dinine yardım etmek şirkin ve küfrün sonlanması demektir. Allah’ın dinine yardım etmek zulmün yok olması demektir. Çünkü insanlar için adalet, iyilik, huzur ve güveni egemen kılan yegane sistem ancak, Allah’ın dini İslam’dır.

3- Allah’a itaatin alameti; Allah’ın dine yardım etmek Allah’a itaat, sevgi, bağlılık, teslimiyetin ifadesi ve şuurla ibadet etmeyi ifade eder.

4- Bir imtihan vesilesi; Allah kendi dinine yardım edenleri imtihan etmek ister. tembel ile çalışkan, pasif olan ile mücadele edeni ortaya çıkarmak için Allah kendi dinine yardım etmesini bir imtihan vesilesi kılmiştır.

5- Galibiyet vesilesi; Bu hak ve batıl arasındaki kıyasıya devam eden bir savaşın adıdır. Dolayısıyla Allah’ın dinine yardım etmek hakkın batıla galebe çalması içindir.

قَاتِلُوهُمْ يُعَذِّبْهُمُ اللّٰهُ بِاَيْد۪يكُمْ وَيُخْزِهِمْ وَيَنْصُرْكُمْ عَلَيْهِمْ وَيَشْفِ صُدُورَ قَوْمٍ مُؤْمِن۪ينَۙ 

 Onlarla savaşın ki; Allah sizin elinizle onlara azap etsin, onları rezil rüsvay etsin, onlara karşı size yardım etsin ve mümin topluluğun gönlüne şifa versin/yüreklerine su serpsin. (Tevbe, 14)

Allah, Mümin kullarına yeryüzünde zulme, küfre, adaletsizliğe, sömüreye ve kulları kullara kul yapan her türlü ideolojik işgallere karşı bir mücadele içinde olmamızı emretmektedir.

 وَلَيَنْصُرَنَّ اللّٰهُ مَنْ يَنْصُرُهُۜ اِنَّ اللّٰهَ لَقَوِيٌّ عَز۪يزٌ 

Elbette Allah, kendisine yardım edene yardım edecektir. Şüphesiz ki Allah, (güç ve kuvvet sahibi olan) Kaviy, (izzet sahibi, her şeyi mağlup eden) Azîz’dir. (Hac, 40)

Davetin mükafatı; Bir müslüman davet yaparken mükafatın Allah katında olduğunu dünyada ve ahirette ona fayda sağladığını çok iyi bilmesi gerekir. Davet ettiği insan eğer iman eder ve namaz, oruç, zekat, infak, cihat ve ne kadar salih ameller varsa ona yazıldığı gibi davet edene de yazılır. Bu da davetin ne kadar önemli ve faziletli olduğunu da bize göstermiş oluyor. Nitekim hadiste;

اَلدَّالُّ عَلىَ الْخَيْرِ كَفَاعِلِهِ 

Hayra davet eden O hayrı yapan gibidir. (Tirmizi)

Davet En üstün ameldir; Yeryüzünde küfrün ve şirkin önünde durmak, insanları bidat ve hurafelerden temizlemek, en güzel şekilde Tevhide davet ederek salih ameller işlemek ve müslümanlığını görüntülemekten daha büyük bir izzet, şeref ve kulluk yoktur.

وَمَنْ اَحْسَنُ قَوْلًا مِمَّنْ دَعَٓا اِلَى اللّٰهِ وَعَمِلَ صَالِحًا وَقَالَ اِنَّن۪ي مِنَ الْمُسْلِم۪ينَ 

Allah’a davet eden, salih amel işleyen ve: “Ben Müslimlerdenim/şirki terk ederek tevhidle Allah’a yönelen kullardanım.” diyenden daha güzel sözlü kim olabilir? (Fussilet, 33)

Allah’ın Dinine Yardım Etmenin Yolları Nelerdir?

Madem Müslüman olmak Allah’a itaat, sevgi, bağlılık, samimiyet, kulluk, teslimiyet ve onun dinine yardım etmek suretiyle Allah’ın iradesini egemen kılmaktan geçiyor, madem Allah’ın dine yardım etmek dünyada ve ahirette yardım, ayakların sabit olmasına ve kurtulmaya sebep oluyor, bir Müslüman Allah’ın dine yardım etmenin yollarının çokluğundan istifade etmelidir;

وَكَانَ حَقًّا عَلَيْنَا نَصْرُ الْمُؤْمِن۪ينَ 

 Müminlere yardım etmek, bizim üzerimize bir haktır. (30/Rûm, 47)

1-İlmiyle; Kişi kalemi, bilgisi, gazete, dergi, tv ve tüm kitle iletişim araçlarını kullanmak suretiyle Allah’ın dinine yardım etmesi.

بَلِّغُوا عَنِّي وَلَوْ آيَةً؛ 

Benden bir Ayed olsa dahi onu ulaştırın. (Buhari)

2- Ahlakıyla: Müslümanın karakteri, dürüstlüğü, kişiliği ve insanlar arasındaki hoşgörü ve adaleti Allah’ın dinine yardım etmesi.

يَسِّرُوا وَلاَ تُعَسِّرُوا وَبَشِّرُوا وَلاَ تُنَفِّرُوا  

Kolaylaştırınız zorlaştırmayınız müjdeleyiniz nefret ettirmeyiniz. (Buhari)

3- Canıyla: Kişi canını, hayatını ve yaşamını Allah’ın yolunda adayarak Allah’ın dinine yardım etmesi.

4- Malıyla; Ekonomik olarak, Allah yolunda zekat, sadaka, infak ve Allah yolunda mücadele edenlere nakti yardımı etmek suretiyle Allah’ın dine yardım etmesi.

اِنَّ اللّٰهَ اشْتَرٰى مِنَ الْمُؤْمِن۪ينَ اَنْفُسَهُمْ وَاَمْوَالَهُمْ بِاَنَّ لَهُمُ الْجَنَّةَۜ يُقَاتِلُونَ ف۪ي سَب۪يلِ اللّٰهِ فَيَقْتُلُونَ وَيُقْتَلُونَ وَعْدًا عَلَيْهِ حَقًّا فِي التَّوْرٰيةِ وَالْاِنْج۪يلِ وَالْقُرْاٰنِۜ

Şüphesiz ki Allah, cennet karşılığında müminlerden canlarını ve mallarını satın almıştır. Allah yolunda savaşır, öldürür ve öldürülürler. (Bu) Tevrat, İncil ve Kur’ân’da Allah’ın hak olan vaadidir. (Tevbe, 111)

5- Ailesiyle; Hanımı ve çocukları ile beraber islami bir cemaat meydana getirmek suretiyle Allah’ın dinine yardım etmesi.

6- Zamanıyla; Ailesinin nafakası temin eden ve bunla beraber geriye kalan zamanını Allah yolunda harcayan ve bunun mücadelesini gecesi ve gündüzüyle gösteren.

7- Duasıyla; Allah’tan yardım isteyerek, duasıyla yer yeryüzünde mustazaf olmuş, hakları gasp edilmiş ve zalimler tarafından zulme uğramış tüm Müslümanlara dua etmek suretiyle.

8- Makamıyla; Büyük bir makama ulaşmak insanlar nezdinde caydırıcı bir özelliğe sahiptir. Bir mümin makamı itibarıyla insanlara nasihat, iyiliği emretmek ve kötülüğü nehyetmek gibi davranışlarda bulunması.

9-Davetiyle; İnsanları Allah’a, rasulüne ve islama davet etmek suretiyle insanların Müslüman olmasına vesile olması.

10- Nasihatiyle; İnsanların düştükleri delaleti göstermek suretiyle onlara nasihat etmek, yol göstermek ve doğruya çağırmak.

اَلدِّينُ النَّصِيحَةُ قُلْنَا: لِمَنْ )يَا رَسُولَ اللَّهِ ؟( قَالَ: لِلَّهِ وَلِكِتَابِهِ وَلِرَسُولِهِ وَلأئِمَّةِ الْمُسْلِمِينَ وَعَامَّتِهِمْ  

Din nasihattır. Biz kime (yahut kim için) diye sorduk O da Allah’a, Kitabına, Rasulüne, Müslümanların (meşru) idarecilerine ve bütün Müslümanlara dedi.” (Müslim)

Ey Müslüman iddiasını taşıyan? Gelecek kaygılarını öldür, rızık endişesini taşımayı bırak, tembellik, cehalet ve acizlik gibi özellikleri terk et! Çünkü sen bunun için yaratılmadın.

Korkaklık gösterme! Çünkü şeytan korkak kimseleri dost edinir ve birçok nimete ulaşmasına engel olur. Zalimlerin korku imparatorluğuna aldanma, korkulmaya değer yalnız Allah’tır. Çünkü ölüm/ecel bir defa ve her ne şartta olursa olsun ölüm gelecektir. Dolayısıyla Allah’a yardım etmenin manası Resul’ün davasına yardım etmek, İslamı egemen kılmak, kur’an’ı layık olduğu makama oturtmak ve Allaha yönetme, idare ve hükmetme hakkı vermektir

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا هَلْ اَدُلُّكُمْ عَلٰى تِجَارَةٍ تُنْج۪يكُمْ مِنْ عَذَابٍ اَل۪يمٍ 

 Ey iman edenler! Sizi can yakıcı azaptan kurtaracak ticareti size göstereyim mi? (Saff, 10)

تُؤْمِنُونَ بِاللّٰهِ وَرَسُولِه۪ وَتُجَاهِدُونَ ف۪ي سَب۪يلِ اللّٰهِ بِاَمْوَالِكُمْ وَاَنْفُسِكُمْۜ ذٰلِكُمْ خَيْرٌ لَكُمْ اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَۙ 

 Allah’a ve Resûl’üne iman edersiniz, mallarınız ve canlarınızla Allah yolunda cihad edersiniz. Şayet bilirseniz bu sizin için en hayırlı olandır. (Saff, 11)

Gürsel Gürbüz

Share this content:

Yorum gönder

You May Have Missed