Cahiliye Dersine Giriş
Cehalet/Cehl: c-h-l fiilinden türeyen ilmin zıttı olan cahiliye lasanu’l arab’da: Bir bilgisizlik, kabalık, akılsızlık, haksızlık, zulüm, yanlışlık, tencerenin şiddetle kaynaması ve görgüden yoksun olmak gibi manalara gelen bir isim masdarıdır.
İslam Istılahında Cehalet: Allah’ın isimlerinde, sıfatlarında, fitlerinde ilahi özelliklerinde, dinin asıllarında, şeriatin vaciplerinde, Allah’a ibadet ve kulluk da düşülen cehalettir. Dikkat edilmesi gereken en önemli unsur burada islamın asıllarında cehaletin asla mazeret olmamasıdır.
İslam konusunda cehalete düşmüş kimseye cahil, islam’ı öğrenmiş ve onunla amel eden kimseye’de alim ismi verilir.
Râgıb el-İsfehâni Cehalet ile ilgili şu güzel açıklamalarda bulunur;
Kelimenin asıl anlamı olan bilgiden yoksunluk, bir şeye olduğundan farklı inanmak ve bir şeyi olması gerekenden farklı uygulamak.
İslam’ın Yüklediği Manada Cahiliye: Bu ister birey ister aile ister toplum ister hükümet ister devlet ister bir yönetim şekli olsun ilahi öğretilerden yüz çevirerek ideolojik şirk ve küfür verileriyle bir inanç bir hüküm bir yaşam programı olarak nesilden nesile devam ettirilen düşünceye cahiliye ismi verilmiştir.
Dolayısıyla cahiliye vahiy yani ilahi öğretilerden uzak, mahrum olan, dinden yüz çeviren, Allahın onaylamadığı şirk, küfür, tağuta ibadet ve kula kulluk şeklinde gerçekleşen bid’atler, hurafeler ya da mitolojik anlayışlar cahiliye olarak tarif edilmiştir.
Cahiliye Kavramının İlk Kullanıldığı Yer;
Cahiliye kavramı risaletten sonra ilahi öğretilerin davetinde hak ile batıl arasında gerçekleşen Mekke müşrikler ile mü’minler arasında vuku bulurken onların düşünce, hayat ve yaşam programlarındaki anlayış, düşünce bozukluğu, şirk, küfür, puta tapma, kula kulluk, zorbalık, ahlaksızlık ve benzeri tüm tutum ve davranışlar Kur’an‘ın ve Resulullah’ın ifadesiyle cahiliye olarak isimlendirilmiştir.
Nitekim Cafer bin Abu Talip Habeşistan‘da Necaşinin karşısında şu konuşmayı yapmıştır: Ey hükümdar biz cahiliye zihniyetine sahip bir kavimdik, kavmimiz puta tapar, ölü hayvan eti yer, fuhuş yapardık, akrabalık bağlarına riayet etmez, komşularımıza kötülük ederdik ve güçlü olanlarımız zayıfları ezerdi. (Ahmed)
İslam cahiliyenin her renk, arma, etiket ve türlerini reddeder ve İslam toplumu için büyük bir fitne olarak görür. Öyle ki Allah Resulü aleyhisselam insanları Medine’den özellikle Evz ve Hazrec kabilelerine ilahi öğretiler davet ettiğinde onlar bir bir İslam’a giriyorlardı ve onlar imanlarını gündeme getiriyor peygamber aleyhissalatu ve sellemin en büyük yardımcıları olmuşlardı. İslam’ın ve müslümanların Medine’de büyümesi Yahudi fitnecileri rahatsız etmişti. Onlar bir fitne çıkarabilmek için özellikle Evz ve Hazrec kabilesi arasında gerçekleşen geçmiş cahiliye dönemindeki çatışmalar ve savaşları gündeme getirerek bazı şiirleri okuyarak tahrik ederek bir kavganın bir çatışmanın zeminini hazırlıyorlardı. Öyle ki Evz ve Hazrec kabilesi arasında bazı kimseler neredeyse birbirleriyle silah silaha çatışacak duruma geldi. Bunun üzerine Allah Resulü aleyhissalatu ve sellem: Ey Müslüman topluluk! Allah’tan korkun, ben aranızda bulunuyorken, Allah sizi İslam’a kavuşturmuş, onunla müşerref kılmış, cahiliye zihniyetinden kurtarmış, küfürden uzaklaştırmış ve sizi birbirinize dost kılmışken nasıl oluyor da yine cahiliye davasıyla birbirinize düşebiliyorsunuz? (İbni Hişam)
İşte Resulullah aleyhissalatu vesselam’ın nasihat ve müdahalesi fitneyi durdurmuş cahiliye özelliğinin ve kötülüğünü bir defa anlaşılmış ve herkes tevbe ederek birbirlerine sarılmışlardı.
Cahiliye Figürleri;
Allah Resulü aleyhisselam insanları ilahi öğretileri davet ettiğinde Resulullah‘a muhalefet eden, inkar eden, kibir, inat, küfür üzere ısrar eden, imandan yüz çeviren, toplumunu aldatan, saptıran, atalar dinine davet ede,n ideoloji dinlerden razı olan, kula kulluğa giden ve her alanda zülme ve kötülüğe sebep olan kimseler olmuştur. Öyle ki Allah Resulü aleyhissalatu vesselam‘in karşısında Amr bin Hişam vardı, bu şahıs İslam’a ve Müslümanlara karşı olan düşmanlığı, şirki, küfrü, puta tapmayı ısrar ve inatla savunması ona Ebu Cehil yani Cehaletin Babası isminin verilmesine sebep olmuştur.
Dolayısıyla kim ilahi öğretilere muhalefet ediyorsa, küfürü, kula kulluğu tercih ediyorsa, bida’t, hurafe ve mitolojik anlayışların sonucunda ideolojik verilerle ilahi öğretiler çatışıyorsa, ister bu bir birey ister bu bir aile ister bir toplum ister bir hükümet ister bir devlet ister bir lider ister önder kim olursa olsun onlar bu açıdan cahil ismi ile isimlendirirler. Onlar her ne kadar bilimsel açıdan, sosyolojik açıdan, ekonomik açıdan her alanda ilimi açıdan yüksek bir konumda olsalarda bu ilimlerden daha üstün olan ve kulluğun biricik sebebi yani insanın yaratılma gayesi olan ilahi öğretilerden yüz çevirmek bilgisizliği tercih edip rabbani yasalarla amel etmemek cehaletin ta kendisidir ve onları bu lakabı hak ederler.
Kur’an ve Sünnette Cahiliye Anlayışı;
İfade ettiğimiz gibi Kur’an ve sünnetin cahiliye ile ilgili ister akidevi ister ahlaki ister eğitim ister kültür ister sanat ister ekonomik ister moda ister siyasi ister yasam ister hüküm koyma ister bir yaşam programı olarak Allah ile çatışan her durum, tutum ve davranış cahili olarak isimlendirilmiştir.
Nitekim İbn-i Abbas radiyallahu anhuma diyor ki: ‘’Cahiliyeyi öğrenmek istiyorsanız Kur’an okuyun’’ demiştir.
Ömer radıyallâhu anh der ki:
ستحل عري الاسلام عروة عروة اذا نشأ في الاسلام من لا يعرف الجاهلية
“İslam içerisinde cahiliyeyi bilmeyenler yetiştiğinde İslam’ın bağları yakında tek tek çözülecektir.” (el-Fevâid, İbn Kayyım, sf.115)
Kur’an ve sünnetin cahiliye kavramını kullandığı illet ve sebep açısından baktığımızda nerede Allah’a karşı bir isyan bir itaatsizlik yüz çevirmişlik, nerede bir zülüm, ilahi öğretiler inkar ve amelin terki, nerede küfür, kula kulluk söz konusuysa hayatın her alandaki bu itaatsizlik muhkem naslar icması ile cahiliye olarak isimlendirilmişlerdir.
1- Akidevi Açıdan Cahiliye;
Bu insanların ilahi öğretileri iman etme ve onunla amel etme konusunda takındıkları yüz çevirmişlik, inat, kibir ve inkar ile ilgili olup cahiliye etiketi ile etiketlenmeye sebeptir.
وَلَوْ اَنَّنَا نَزَّلْنَٓا اِلَيْهِمُ الْمَلٰٓئِكَةَ وَكَلَّمَهُمُ الْمَوْتٰى وَحَشَرْنَا عَلَيْهِمْ كُلَّ شَيْءٍ قُبُلًا مَا كَانُوا لِيُؤْمِنُٓوا اِلَّٓا اَنْ يَشَٓاءَ اللّٰهُ وَلٰكِنَّ اَكْثَرَهُمْ يَجْهَلُونَ
Şayet melekleri onlara indirsek, ölüler onlarla konuşsa, her şeyi karşılarına toplasak, Allah dilemedikçe iman edecek değiller. Fakat onların çoğu cahillik ediyorlar. (6/En’âm, 111)
وَجَاوَزْنَا بِبَن۪ٓي اِسْرَٓاء۪يلَ الْبَحْرَ فَاَتَوْا عَلٰى قَوْمٍ يَعْكُفُونَ عَلٰٓى اَصْنَامٍ لَهُمْۚ قَالُوا يَا مُوسَى اجْعَلْ لَنَٓا اِلٰهًا كَمَا لَهُمْ اٰلِهَةٌۜ قَالَ اِنَّكُمْ قَوْمٌ تَجْهَلُونَ
İsrailoğullarını denizden geçirdik. Kendilerine ait putları olan ve sürekli o (putlara) tapan bir kavme geldiler. “Ey Musa! Onların ilahları olduğu gibi sen de bize bir ilah yap.” demişlerdi. “Şüphesiz sizler, cahillik eden bir topluluksunuz.” demişti. (7/A’râf, 138)
قَالَ اِنَّمَا الْعِلْمُ عِنْدَ اللّٰهِۘ وَاُبَلِّغُكُمْ مَٓا اُرْسِلْتُ بِه۪ وَلٰكِنّ۪ٓي اَرٰيكُمْ قَوْمًا تَجْهَلُونَ
Dedi ki: “(Azabın ne zaman geleceğine dair) bilgi Allah’ın katındadır. Ben ise kendisiyle gönderildiğim (hakikatleri) size tebliğ ediyorum. Fakat ben, sizi cahillik eden bir toplum olarak görüyorum.” (46/Ahkâf, 23)
قُلْ اَفَغَيْرَ اللّٰهِ تَأْمُرُٓونّ۪ٓي اَعْبُدُ اَيُّهَا الْجَاهِلُونَ
De ki: “Ey cahiller! Bana, Allah’tan başkasına ibadet etmemi mi emrediyorsunuz?” (39/Zümer, 64)
2- Ahlaki Açıdan Cahiliye;
Bu çıplaklık, ahlaksızlık, zina, fuhuş, zülüm ve benzeri kötülük şeklinde gerçekleşen ahlaki problemlerde İslam’ın kendisine cahiliye dediği meselelerdir.
اَئِنَّكُمْ لَتَأْتُونَ الرِّجَالَ شَهْوَةً مِنْ دُونِ النِّسَٓاءِۜ بَلْ اَنْتُمْ قَوْمٌ تَجْهَلُونَ
“Siz kadınları bırakıp şehvetle erkeklere mi yanaşıyorsunuz? (Hayır, öyle değil!) Siz cahillik etmekte olan bir topluluksunuz.” (27/Neml, 55)
خُذِ الْعَفْوَ وَأْمُرْ بِالْعُرْفِ وَاَعْرِضْ عَنِ الْجَاهِل۪ينَ
(Bütün bunlara rağmen) sen af yolunu tut, iyi olanı emret ve cahillerden yüz çevir. (7/A’râf, 199)
وَعِبَادُ الرَّحْمٰنِ الَّذ۪ينَ يَمْشُونَ عَلَى الْاَرْضِ هَوْنًا وَاِذَا خَاطَبَهُمُ الْجَاهِلُونَ قَالُوا سَلَامًا
Rahmân’ın kulları yeryüzünde tevazu ile yürür. Cahiller kendilerine sataştığı zaman: “Selam olsun size!” derler. (25/Furkân, 63)
3- Fitne Açısından Cahiliye;
Kur’an fitne çıkaracak yanlış, yalan haber getirecek ve bunun sonucunda büyük bir zülme ve kötülüğe sebep olacak durumlara karşı cehalet ismini vermiştir.
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِنْ جَٓاءَكُمْ فَاسِقٌ بِنَبَاٍ فَتَبَيَّنُٓوا اَنْ تُص۪يبُوا قَوْمًا بِجَهَالَةٍ فَتُصْبِحُوا عَلٰى مَا فَعَلْتُمْ نَادِم۪ينَ
Ey iman edenler! Fasık biri size bir haber getirdiğinde, onu (iyice araştırıp doğru olup olmadığını) açıklığa kavuşturun. Ta ki bilmeden bir topluluğa zarar verip yaptığınıza pişman olmayasınız. (49/Hucurât, 6)
Peygambere İtaatsizlik Açısından Cahiliye;
Peygamberin emrini yerine getirmeyen ve ona itaat etmeyen kimselerin durumları da cahiliye olarak isimlendirilmiştir.
وَاِذْ قَالَ مُوسٰى لِقَوْمِه۪ٓ اِنَّ اللّٰهَ يَأْمُرُكُمْ اَنْ تَذْبَحُوا بَقَرَةًۜ قَالُٓوا اَتَتَّخِذُنَا هُزُوًاۜ قَالَ اَعُوذُ بِاللّٰهِ اَنْ اَكُونَ مِنَ الْجَاهِل۪ينَ
(Hatırlayın!) Hani Musa kavmine demişti ki: “Allah, bir inek/sığır kesmenizi emrediyor.” Demişlerdi ki: “Bizimle alay mı ediyorsun?” Musa: “Cahillerden olmaktan Allah’a sığınırım.” demişti. (2/Bakara, 67)
4- Dinden Yüz Çevirme Olarak Cahiliye;
Bu insanların en asgari açıdan dinin öğrenmesi ve kendisi ile amel etmesi gerekli olan ilahi öğretilerden yüz çevirmenliğe Allah cahiliye ismi veriyor.
اِنَّا عَرَضْنَا الْاَمَانَةَ عَلَى السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَالْجِبَالِ فَاَبَيْنَ اَنْ يَحْمِلْنَهَا وَاَشْفَقْنَ مِنْهَا وَحَمَلَهَا الْاِنْسَانُۜ اِنَّهُ كَانَ ظَلُومًا جَهُولًاۙ
Şüphesiz ki biz; göklere, yere ve dağlara emaneti (şer’i sorumluluğu/irade ve mükellefiyeti) teklif ettik. Onu yüklenmekten kaçındılar. Ve ondan endişeye kapıldılar. (Ama) insan onu yüklendi. Çünkü o, pek zalim, pek cahildir. (33/Ahzâb, 72)
5- Yasama ve Kanun Koyma Açısından;
Bu ilahi verilerle sosyal, siyasi, ekonomik, eğitim, moda ahlaki ve benzeri açıdan rabbani yasalara muhalefet eden laik ve demokratik anlayışlar cahiliye hükümleri olarak isimlendirilmiştir.
اَفَحُكْمَ الْجَاهِلِيَّةِ يَبْغُونَۜ وَمَنْ اَحْسَنُ مِنَ اللّٰهِ حُكْمًا لِقَوْمٍ يُوقِنُونَ۟
Yoksa cahiliyenin hükmünü mü istiyorlar? Yakinen inanmış bir kavim için kim Allah’tan daha güzel hüküm sahibi olabilir? (Mâide, 50)
Cahiliye Temelde Dört Şekilde Görülür;
Cahiliye toplumlarına sirayet eden cehalet şekillerine baktığımızda akide yani ilahi öğretiler açısından zan, şüphe, tereddüt içinde olma ya da Allahın hükmü ile hükmetmeyeyerek tamamıyla ideolojik verilerle hükmetmek ya da çıplaklık ve ahlaksızlığa sebep olan tutumlar yine bunla beraber taklit, taassup ve ataları dinle bağlı kalma şeklinde gerçekleşen durumlar cahiliye olarak isimlendirilmiştir.
Toplumun sağlıklı bir şekilde yaşayabilmesi ancak dinin zaruri denilen şu beş esasını;
Dini korumak,
Aklı korumak,
Malı korumak,
Nesli korumak ve
Namusu korumakla gereçekleşir. Toplumlar, devletler ve hükümetlerin en aslı ve öncelikli görevi budur. Eğer bir sistem bu beş esasa önem vermeyip bunu insanların hayatında bir öğreti mekanizması haline getirmezse orada fitne, adaletsizlik, zulüm, ahlaksızlık, tecavüz, şirk, küfür ve birçok sansasyonel problemler söz konusu olur.
Dolayısıyla bu toplumu cahiliye yapan onu Allah ile bağlarını koparan ve toplum içerisinde çatışma, kötülük, öfke, kavga, gözyaşı, ölüm, zulüm, adaletsizlik gibi birçok sebep olan şeyler Kur’an’ın ifadesi ile şu dört cahiliye özelliğini taşımasından dolayıdır. Bunlardan biri yada hepsinin bir toplumda söz konusu olması o toplumu cahiliye toplumu yapar.
Akidevi/Hakimiyet açısından cahiliye
1- اَفَحُكْمَ الْجَاهِلِيَّةِ يَبْغُونَۜ
Yoksa cahiliyenin hükmünü mü istiyorlar?
Akideye karşı zan ve şüphe;
2- ظَنَّ الْجَاهِلِيَّةِۜ
Cahiliye zannına kapılıyor.
Ahlaksızlığın temelini oluşturan çıplaklık;
3- تَبَرُّجَ الْجَاهِلِيَّةِ
Câhiliye’de olduğu gibi açılıp saçılma!
Atalar dini, ırkçılık, inat ve kibri gerektiren durumlar;
4- حَمِيَّةَ الْجَاهِلِيَّةِ
Cahiliye asabiyeti.
Bu dört özelliği taşıyan her kişi, her toplum, her kurum ve her kuruluş cahiliye ismini alır.
Gürsel Gürbüz
Share this content:
Yorum gönder