Bid’at Nedir?
Arapçada bid’at kelimesi, “بَ دَ عَ” kökünden gelir. بَدْعٌ bu bir şeyi numunesiz ve benzeri olmaksızın meydana getirmek anlamındadır.
Bid’at Sözlük Manası: Örneksiz, sonradan meydana gelen, numunesiz, bir şeyi icad etmek ve var etmek gibi manalara gelir. İslam dininde olmayan bir şeyi, din adına İslam dinine sokma girişimidir. Dolayısıyla Kur’ana ve sünnete uymayan, akide, amel, sözler ve hurafeler. Dinde yapılmak istenilen her değişiklik ve reform bid’attir.
مَنْ أَحْدَثَ فِي أَمْرِنَا هَذَا مَا لَيْسَ مِنْهُ فَهُوَ رَدٌّ.
Her kim bizim şu işimizde ondan olmayan bir şeyi ihdas ederse o merduttur. (Muttefekun Aleyh)
İslam Istılahında Bid’at: Sünnete muhalif olan her şeydir.
Hüküm Olarak Bid’at: Vacip, mendup, haram, mekruh ve mübah olmak üzere beş kısma ayrılır.
Alimlerin Bid’at Tarifi
1- İmam Şafi, Malikiler, Hanefiler ve Zahirilerden bir kısım Alimler bid’ati şöyle tarif etmişlerdir;
Kur’an ve Sünnette bulunmayan ibadet ve âdetlerden meydana gelen şeyler kötü sonradan uydurulan şeylerdir.
İz bin Abdusselam: Bid’ati haram, mekruh ve vacip diye taksim eder. Delili ise Ömer radıyallahu anh’ın bu ne güzel bid’attır sözünü gösterir.
2- Maliki, Hanefiler, Hanbeli, Şafiilerden bir kısım, İbni Hacer el-Askalani ve İbni Teymiye gibi alimlere göre bid’at ister adet ister ibadet olsun hepsi sapıklıktır.
Kimi alimler özellikle Recep Hanbeli kendi kitabında buradaki bid’atten kasıt İslam şeriati’nde aslı olmayan yeni şeyler demektir. Dolayısıyla şeriatta aslı ve kökü olmayan yeni şeyler ise şer’i bid’at değil! Lügavi bid’at dendiği gibi Meselihi Mursele denmiştir. Alimler bu yüzden şeriatta aslı ve kökü olmayan bir uygulamaya bid’at ismini vermişlerdir.
Örnek: Ebu Bekir Radıyallahu anh’ın Kur’an’ı cem etmesi.
Ömer radiyallahu anh’ın Vitir namazı ile ilgili bu ne güzel bidattır.
Osman radiyallahu anh camide ikinci ezanı fazlalaştırması.
Yukaridaki tüm bu bid’atler Mesele-i Mursele kapsamındadır. Yine bununla beraber Kur’an-ı Kerim’in matbaa yoluyla neşredilmesi, ilim öğretme öğren metotlarının değişikliği, sosyal, siyasi ve ekonomik alandaki idari stratejik ve metod değişiklikleri Mesele-i Mursele kapsamında değerlendirilir.
Şüphesiz harama ve küfre götüren bid’adları vardır. Kandilleri kutlamak ya da Allah’tan başka hükmedenleri desteklemek bunlar duruma göre haram yada küfürde olabilir. Bid’at sünnetin zıttı olup Allahın iradesini hiçe saymak suretiyle sözlü yahut fiili izni olmaksızın sahabeden sonra dine müdahale ederek eksiltme veya fazlalaştırma yapmaktır.
مَنْ يَعِشْ مِنْكُمْ بَعْديِ فَسَيَرَى اخْتِلاَفاً كَثِيراً، فَعَلَيْكُمْ بِسُنَّتيِ وَسُنَّةِ الْخُلَفاَءِ الرَّاشِدِينَ الْمَهْدِييِّنَ
Benden sonra yaşayacak olan kimseler, yakında çok ihtilaf görecekler. Binaenaleyh benim sünnetime; doğru yolu bulan, hidayete erdirilmiş halifelerin sünnetine sarılın. (Tirmizi, Ebu Davud, bn Mâce, Ahmed b. Hanbel)
Bid’at cehalet sebebiyle heva ve hevesden kaynaklanır. Kur’an’ı Kerim hevaya, insanı doğru yoldan saptırması kaçınılmaz olan bir şer olarak bakar. Müşriklerin puta tapmaları bir bakıma böyle bir hevaya sahip olmalarındandır.
Akide ve ibadet konusunda Allahın hükümlerini, farzlarını ve emirlerini hükme bağlamış ve bu konuda yenilik yapmayı yasaklamıştır. Bilimsel buluşlar ve teknolojik gelişmeler gibi mübah konular bid’at kapsamında sayılmazlar. Bilakis bunlar dinin teşvik ettiği önemli olgulardandır.
İslam Alimleri Bid’ati Üçe Ayrımışlardır.
Akidede bid’at, İbadette bid’at ve Âdette bid’at.
1- Akide’de Bid’at;
Akidevi/itikadi bid’at: Bu ehli sünnetin öğretilerine zıt olan, dinin asılları ya da dinin akidevi ikinci konularında düşülen bid’attır.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
فَإِنَّ أَصْدَقَ الْحَدِيثِ كِتَابُ اللهِ، وَخَيْرَ الْهَدْيِ هَدْيُ مُحَمَّدٍ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، وَشَرَّ الْأُمُورِ مُحْدَثَاتُهَا، وَكُلَّ مُحْدَثَةٍ بِدْعَةٌ، وَكُلَّ بِدْعَةٍ ضَلاَلَةٌ، وَكُلَّ ضَلاَلَةٍ فِي النَّارِ
“Kuşkusuz ki, sözlerin en doğrusu Allah’ın Kitabıdır. Yolların en hayırlısı da Muhammed (S)’in yoludur. İşlerin en şerlisi ise sonradan uydurulan şeylerdir! Dine sonradan sokulan her şey bid’attır! Her bid’at sapıklıktır ve her sapıklık ta, ateştedir!”
(Müslim, Nesei)
Dinin asıllarını ilgilendiren meselelerde ve herkesçe bilinen akidevi konularda islam’a muhalif bir itikat söz konusu olursa bu kimseler tekfir edilir.
1- Allah’ın hükümlerini bir tarafa bırakıp ideolojik şirk ve küfür dinleri ile yönetme ve onunla hükmetmeyi kabul etmek.
2- İslam ilahi nizama alternatif ideolojik dinler olan laiklik, kemalizm, demokrasi ve sosyalizm gibi ideolojik dinleri benimsemek.
3- Tağutlara itaat, tabi olmak, teslim olmak, onlara yardım etmek ve onları sevmek.
4- Vahdet-i Vücud/ Hâşa Allahın tüm varlıklarda tecelli ve tezahür etmesine inanmak.
5- Hulul/ Hâşa Allahın insan cisminde gelmesine inanmak.
6- Cehmiye’nin iman tanımı, Mu’tezilenin Kur’an mahluktur demesi, Kaderiye’nin Kader yoktur demesi ve Rafizilerin sahabeleri hâşa tekfir etmesi ve buna benzer bid’atler akidevi/itikadi bid’atlerdir.
7- Rafizilerin Kur’an’ın değiştirildiğini söylemesi, mücessime ve müşebbihe gibi fırkaların Allah’ı cisimlere ya da varlıklara benzetmesi gibi durumlarda bu kimseler mutlak kafir olurlar.
2- İbadetlerde Bid’at;
Bu tür bid’atler duruma göre küfür ve haram olarak görülür. Bu ibadetteki bid’atler kur’an ve sünnetin sınırlarını hiçe sayarak kimi iyi niyetle kimi kasten dine mudahale etmek suretiyle Allahın emretmediği, Rasulullahın ugulamadığı, sahabe ve sonraki neslin bilmediği şeyleri islamdanmış gibi gösterilerek pak olan dinimizi boz girişimidir.
Küfre Götüren Ve Götürmeyen Açısından Bid’at İki Kısma Ayrılır.
1- Küfre götüren bid’at: Bu kişiyi islam milletinden çıkaran, dünya ve ahirette sahibini kafir yapan ve ebedi cehenneme götüren en büyük zulümdür. Nitekim Hafız el-Hakemi şöyle demiştir: Dince üzerinde ittifak edilip mütevâtir olan ve kesin delillerle bilinen bir farzı inkâr etmek, farz olmayan bir şeyi farz kılmak, haramı helâl kılmak, helâli haram kılmak, nefy (inkâr) ve isbat (kabul) gibi, Allah Teâlâ, elçisi Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem- ve Kur’an-ı Kerim’in tenzih ettiği bir şeyin aksine inanmaktır. Çünkü bu davranış, Kur’an-ı Kerim’i ve Allah Teâlâ’nın, elçisi Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem gönderdiği şeyi yalanlamak demektir. Bu bid’ate örnekler:
Allah’tan başkasına dua talebinde bulunmak, Allah’tan başkasına sığınmak, Allah’tan başkalarınında kalpte ne geçtiğini ve gaybı bildiğini söylemek, Allah’tan başkasının da yardım ettiğine, fayda ve zarar verdiğine inanmak, Allah’tan başkasının da kanunlar ve yasalar ile hükmettiğine inanmak gibi tüm durumlar kişiyi Allah’tan başkasına ibadete götüren ve sahibini müşrik yapan bid’at olan girişimlerdir.
Her yapılan bid’at bir kimseyi dinden çıkarmaz. Çünkü bid’atin dereceleri ve çeşitleri vardır. Kimisi dinden çıkarır, kimisi günah ve kimisi mekruh kapsamında değerlendirilir. Sonuç itibariyle bunların hepsi Resulullah efendimizin ifadesi ile delalettir ve asla bunları kabul edilmez. Tüm sözler ve fiillerde gerçekleşen bu durumlar batıldır.
2- Küfre götürmeyen bid’at: Bu kişiyi islam milletinde çıkaramayan haram olan ve Allah dilerse onları affedeceği yada azap edeceği günah türüdür. Buradaki ölçü dinin asıllarına muhalefet etmeyen, küfür ve şirkin her türlüsünden beri olmak suretiyle islamı yalanlamayı gerektirmeyen bid’atlerdir. Bu bid’ate örnekler;
Recep ayının başında 12 rekat namaz kılmak, Şaban ayının 15’inde 100 rekat namaz kılmak, cuma ve cumartesi günleri oruç tutmak, o güne mahsus rabıta, hatme yapmak, mevlit okumak ve sesli zikir yapmak gibi ibadetler dinde yeri olmayan sonradan uydurulan bid’atlerdir.
Şaban ayının 15 gecesinde şam ehlinden olan bazı tabiin alimleri bu geceye hürmet etmiş bu gece ibade etmeye gayret etmişlerdir. Tabiinden Hicaz alimleri olan kimseler şiddette buna karşı çıkmış ve İmam Malik ve diğerleri buna bid’at demişlerdir.
Kim Şaban ayının 15 gecesi’nde 100 rekat namaz kılar da her rekatında fatiha ve 10 kere İhlas suresini okursa Allah onun her ihtiyacını giderir. gibi hadisler mevzu/yalan hadislerdir. Nitekim; Allame Şevkani el-Fevaidul Mecmua eserinde: Bu hadisin mevzu hadis olduğunu ve senet ricalleri zikr edilmemiş hepsi mechul kimselerdir. Demiştir.
Dolayısıyla akide taalluk eden her türlü bid’at kişiyi kafir yaparken akideye taalluk etmeyen girişimler sahibini kafir yapmaz. Ne olursa olsun bid’at ehli olanları hakka davet etmek zorundayız.
إِنَّ أَبْغَضَ اْلأُموُرِ إِلَى اللهِ الْبِدَعُ
Allah indinde en çirkin işler, – din adına – sonradan ortaya çıka-rılmış bid’at’lerdir. (Beyhaki)
Bazı bid’atler vardır ki her ne kadar günah olsa da kişiyi müşrik yapmayan ve Müslüman ismini veren bid’at türleri vardır.
Örnek: Su yüzü hürmetine diye tevessül’de bulunmak, hatme yapmak gibi tutum ve davranışlar her ne kadar kişiyi müşrik yapmasa da bid’at ve tehlikeli sonuçları vardır.
Selef alimlerimiz dindeki her türlü bid’atin haram, delalet, sapıklık ve cehenneme götüren bir yol olduğunu söylemişlerdir. Nitekim Resulullah Aleyhisselam bir hadislerinde;
من عمل عملا ليس عليه امرنا فهو رد
Her kim hakkında emrimiz olmayan bir amel ile amel ederse o red edilir. (Müslim)
3- Âdette Bid’at; Bu meşru ve meşru olmayan açısından iki şekilde görülür.
a) Meşru Adet: Her toplumun ve her kültürün yaptıkları söz, fiil davranışlar olmakla beraber bilimsel ve teknolojik gelişmeler bidat ile ilgili değildir. Bilakisler gelişmeler duruma göre vacip hükmünı alır. Dolayısıylas bunlar dinen yasak olmayıp, insanlara faydalı olanları yapmak ve kulanmakta hiçbir mahzur yoktur. Mutfak malzemeleri ve buna benze ne varsa bid’at olarak değerlendirilmez.
b) Meşru Olmayan Adet: Bu dinin ibatleriyile ilintili olan ve ibatlerde eksiltme yada artmalar yapma şeklinde görülür. Buna örnek;
1-Salih kişilerin mezarının üstüne türbe ve cami yapmak.
2- Camileri süslemek.
3- Cuma namazından önce salat okumak.
4- Kabirler üzerinde kubbeler yapmak.
5- Ölüleri camilere defnetmek.
6- Kabirleri kireçlemek, beton ya da mermer ile çevrelemek ya da üzerine bir şeyler yazmak.
7- Mezarlarda tavaf yapmak, mezarı öpmek, Mezarın toprağını şifa niyetiyle yemek.
8- Kabir üzerinde oturmak, yatmak, kabirlerde Kur’an okumak taziye evlerinde kur’an okumak.
9- Kişi öldükten sonra 3 günden sonra 7 gün, 40 gün yada 52’nci gün gibi zamanları tayin etmek ve ziyaretçilere yemekler hazırlamak.
10- Mezarların başında ışık yakmak ve cocuklara gayri islami isimler vermek.
11- İlham ve keşif ile amel etmek.
12- Sakalı tıraş etmek.
Bid’atler hiçbir delile dayanmadan ve Allah’a sormadan yasama yapmak demektir.
İmam Malik şöyle der: Kim İslam’da bid’at çıkarırsa ve bunun güzelliğini iddia ederse Rasulullah’ın risaletini ihanet etmiştir.
مَن عَمِلَ عملًا ليس عليه أمرُنا فهو رَدٌّ
Her kim bizim şu işimizde ondan olmayan bir şeyi ihdas ederse o merduttur. (Muttefekun aleyh)
Rasulullah (S) şöyle buyurdu:
فَإِنَّ أَصْدَقَ الْحَدِيثِ كِتَابُ اللهِ، وَخَيْرَ الْهَدْيِ هَدْيُ مُحَمَّدٍ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، وَشَرَّ الْأُمُورِ مُحْدَثَاتُهَا، وَكُلَّ مُحْدَثَةٍ بِدْعَةٌ، وَكُلَّ بِدْعَةٍ ضَلاَلَةٌ، وَكُلَّ ضَلاَلَةٍ فِي النَّارِ
Kuşkusuz ki, sözlerin en doğrusu Allah’ın Kitabıdır. Yolların en hayırlısı da Muhammed (S)’in yoludur. İşlerin en şerlisi ise sonradan uydurulan şeylerdir! Dine sonradan sokulan her şey bid’attır! Her bid’at sapıklıktır ve her sapıklık ta, ateştedir!” (Müslim, Nesei)
كل بدعه ضلاله وكل ضلاله في النار
“Her bid’at dalalettir ve her dalalet (sahibi) ateştedir” (Muslim)
Kim İslam’ın öğretilerine ters bir söz ve fiil’de bulunursa, niyetin ne olursa olsun sapıklık işlemiş ve dini bozma girişiminde bulunmuş olur. Çünkü Allah ve Rasulü tarafında ibadetlerin sınır ve hudutları tayin edildikten sonra kimse ekleme ve eksiltmelerde bulunamaz.
Gürsel Gürbüz
www.gurselgurbuz.com
Share this content:
Yorum gönder