Allah’tan Başkasına Tazim Gösterme!
Bugün maalesef özellikle Tarikat ve Cemaatler arasında hoca, alim, salih kul, şeyh ve gavs gibi isimlerle isimlendirilen kimselere karşı bir tazim, yüceltme ve olağan üstü gösterilmek suretiyle aşırılığa giderek şirkin ve küfrün kapıları maalesef açılmış kullar Allah’la beraber başkalarına kul ve ibadet eder hale geldi.
Boyun bükme, diz çökme, ihtiram, tazim, iki büklüm durma, başı eğme ve yeri öpme şeklinde gösterilen tüm bu gibi durumların hepsi asla ama asla dinde olan şeyler değildir. Hiçbir sahabe peygamber aleyhissalatu vesselam’a karşı böyle bir tutum ve davranışta bulunmamıştır.
Hatta gelen rivayetlere göre sahabenin meclisine peygamber geldiğinde onun için ayağa kalkmasını Enes radıyallahu anh’un rivayetiyle kerih görmüş ve sahabe bu şekilde Rasulullahın huzurunda bile ayağa kalkmamıştır.
Dolayısıyla herhangi bir kimseye secde etmek, iki büklüm olmak ve başı-boynu eğmek şeklinde bulunan tüm tutum ve davranışlar ümmetin ittifakıyla caiz değildir. Nitekim;
Abdullah ibn-i Ebi Evfa diyor ki:’’Muaz Şam’dan döndüğünde Rasulullaha (s.a.v) secde etti. Peygamberimiz (s.a.v) dedi ki: Bu nedir ya Muaz? Dedi ki: Şam’a gittim orada gördüm ki insanlar büyüklerine ve ilim adamlarına secde ediyor.Ben de bunu sana yapmayı istedim.peygamberimiz (s.a.v) dedi ki:Öyle yapmayın! Eğer ben birinin diğerine secde etmesini emretseydim;kadının kocasına secde etmesini emrederdim.Nefsimi elinde bulunduran Allah’a yemin ederim ki kadın kocasının hakkını ödemedikçe Allah’ın hakkını ödeyemez. Eğer kocası ondan onunla beraber olmasını isterse, kadın devenin üstünde olsa bile ona hayır diyemez.’’ (İbn-i Mace)
Maalesef bugün ister kabirlerde ister yaşayan ve kendilerine evliya, şeyh, salih kul ve Allah dostu ile isimlendirilen bu kimseleri karşısında iki büklüm olmuş, başlarına eğmiş, boyunları bükülmüş ve tamamıyla büyük bir tevazu ile bu kimselere tazimde bulunmaktadırlar hiç şüphesiz bu çirkin bir bid’at ve asla caiz değildir.
Eğer kendilerine bu şekilde ümit-korku ve fayda-zara mutlak açından kalbi, eylem ve söylemleri ile sadece bu insanlara adanırsa, işte bu büyük şirk olur. Çünkü ümit ve korku yada fayda ve zarar verme gibi şeyler Allah’a ait yapılması gereken kalbi ibadet çeşididir. Bu yalnız Allah’a hastır. Dolayısıyla Mü’min Allah karşısında ümit ve korku içinde olmalı ona karşı bağlı olmalı ve ona sığınmalıdır. Ama eğer bu kimseler bu tutum ve davranışlarıyla beraber ümit ve korku ile bu kimselere boyun eğiyor, diz çöküyor, köpek yürüyüşü, havlıyoyrlarsa, baş eğiyor, yeri öpüyor ve tazimde bulunuyorsa ise hiç şüphesiz bu büyük şirk olur çünkü ümit-korku ve fayda-zarar gibi ibadetler yalnız Allah’a ait bir özelliktir.
Ntekim Allah resulü bir hadislerinde;
لا تعذموني كما تعظم العاجم بعدها بعضا
“Acemlerin / Arap olmayanların birbirine karşı -saygı göstermek için- kalktıkları gibi kalkmayın.” (Ebu Davud, Edeb,165)
“Kim bir zengine eğilir, onu yücelttiği ve elindekilere göz diktiği için kendini küçültürse, şahsiyetinin üçte ikisi ve dinin yarısı gider.” (Beyhakî, es-Sünenü’l Kübrâ; Alâuddin Abidin, el-Hediyye’l-Alâiyye, 249; Benzer bir hadis ve açıklaması için bk. Fetâvay-i Ibn Salah,18)
“Kim insanların kendisi için hazırola geçmesinden (el-pençe divan durmasından) hoşlanırsa, ateşten yerine hazırlansın.” buyurdular. (el-Beyan vet-ta’rif, 2/205)
من سره ان يتمثل له الناس قياما فليتبوء مقعده من النار
Her kim insanların kendisi için ayakta durmalarından dolayı sevinirse ateşte oturacak yerini hazırlasın. (Tirmizi)
Gürsel Gürbüz
Share this content:
Yorum gönder