×

Cehaletin Mazeret Olduğu Kimseler Kimlerdir?

Cehaletin Mazeret Olduğu Kimseler Kimlerdir?

Hiç şüphesiz ki cehalet ister dinin asıllarında ister şeriatın vacipleri konusunda bazı kimseler için cehalet mazerettir ve bu açıdan bu kimseler bazen hüccet ikame edilse dahi tekfir edilmezken bazıları durumlarına göre meseleyi anlayacak durumda yani cehaletleri izale edilirse işte o zaman bu kimselerin olumlu yada olumsuz tutum ve davranışına göre tekfir edilir ya da edilmezler. 

Bu açıdan insanlardan öyle kimseler vardır ki konumları itibarıyla Kur’an‘ı okuyamazlar, mesajı duyamazlar, akıl ve zeka anlayışları dinin anlaşılmasında bir problem olarak ortaya çıkar ya da belli fiziksel sebeplerden dolayı, nasların kendilerine ulaşmaması, alim ve ilim ehlinden uzak olmaları sebebiyle bu açıdan bazı insan topluluğu yada bireyler vardır ki onlar için cehalet mazerettir. 

1- Fetret Ehli Olanlar: Bu kimselerin cehalet mazereti onlara ne resul gönderilmiş, ne kitap indirilmiştir ve bu açıdan bu insanlar dünyada işledikleri ve küfür açısından her ne kadar müşrik ismi ile isimlendirilse dahi ahiret açısından müşrik ya da kafir denemez, çünkü onların cehaleti ahiret açısından mazerettir ve bu sebeple onlar Allah tarafından resul göndermek suretiyle imtihan edilirler.

 وَمَا كُنَّا مُعَذِّب۪ينَ حَتّٰى نَبْعَثَ رَسُولًا 

 Biz, Resul yollamadan azap edecek değiliz. (17/İsrâ, 15)

2- Dilsizler: Bunlar konuşamayan ve meramını anlatamayan kimselerdir. Bunlarda vakıa ve duruma göre cehaletleri mazerettir, bunlar her ne kadar dünyevi açıdan şirk ve küfür işleseler de bunlara müşrik kafir demek vacip iken uhrevi açıdan bunlara kafir denmez, çünkü naslar bu kimsenin de diğerleri gibi imtihan edileceğini ortaya koymuştur.

3- Sağırlar: Bunlar da İslam mesajını duymayan ve haberi olmayan kimselerdir. Şüphesiz ki bu kimseler duymadıkları için her ne kadar şirk ve küfür üzere olsalar dahi dünyevi açıdan şirk ve küfür işledikleri ikrar edilmekle beraber ahiret açısından bunları kafirdir denemez, çünkü uhrevi açıdan onlar mazeretlidir.

4- Yaşlı kimseler: Bu kimseler akıllar ya da olayları çözme ve anlama meselesinde İslam ilk geldiğinde ve bunlara ulaştığında anlamadıkları için bu açıdan her ne kadar şirk ve küfür işleseler de yine müşrik ismi verilmekle beraber ahiret açısından müşrik ve kafir olmazlar, bunlar da diğerleri gibi ahirette imtihan edilirler.

5- Bunak Kimseler: Bu bunamış ve gerçekten de meseleleri idrak etmek, öğrenme ve anlama açısında yetersiz olan kimsedir. Bu da diğer kimseler gibi eğer şirk ve küfür işlemişlerse müşrik ismi verilir ama uhrevi açıdan müşrik ismi verilmez ve kendileri tekrar imtihan edilirler.

6- Deli kimseler: Akli açıdan akıllarını kullanamayan ve bu açıdan akli melekelerini yitirmiş kimselerdir. Bunlar da her ne kadar dünyevi açıdan şirk ve küfür işlerlerse müşrik ismi verilmekle beraber uhrevi açıdan bu kafirdir bu ebedi cehennemlik demek asla doğru değildir, bunlarda uhrevi olarak imtihan edilirler. Nitekim;

Ebu Hureyre şöyle söylemiştir: Kıyamet günü vuku bulunca Allah Teala fetret ehlinden ölenleri bunamışları, dilsizleri, sağırları ve islam geldiğinde çökmüş yaşlıları bir araya getirecek sonra onlara bir elçi gönderip ateşe girmelerini emrederecek onlar ise bu nasıl olur bize resul gelmemişti diyecekler. Allah’a yemin olsun ki eğer emre itaat edip girerlerse ateş onlara serin ve esenlik olacaktır, itaat etmek isteyenler itaat edecekler sonra şöyle dedi: isterseniz bize resul göndermedikçe azap etmeyiz ayetini okuyun. (Tabari Tefsiri)

Kıyamet günü şu dört sınıf Allahu Teala mazeret sunacaklardır, birincisi işitmeyen sağır, ikincisi yaşlı, üçüncüsü deli, dördüncüsü sınıf ise fetret döneminde ölen kişidir, şöyle diyecektir: Rabbim İslam geldiğinde ben hiçbir şey işitmiyor haldeydim deli şöyle diyecektir: Rabbim İslam geldiğinde çocuklar beni taşla kovalıyorlardı, yaşlı şöyle diyecektir :İslam geldiğinde ben akıl edemiyordum, fetret döneminde yaşayan kişi ise şöyle diyecekler: Rabbim bana hiçbir resul gelmedi bunun üzerine Allahu Teala bu dört sınıfa emredince kendisine kesin itaat edeceklerine dair sağlam bir söz alarak ateşe girmelerini emreder, bir elçi onlara gönderecektir, canım elini tutan zata yemin ederim ki şayet itaat ederek ateşe girseler ateş onlara serin ve esenlik olacaktır. (İmam Ahmed)

Yeri gelmişken hemen şunu ifade edelim ki Allah’ı, akide ve imanı bilmek insanlar arasında ilim ve amel açısından farklı farklıdırlar, işte bu açıdan ister iman konusunda olsun ister şirk konusunda olsun kişilerin bilgileri bu açıdan birbirinden farklıdırlar.

شَهِدَ اللّٰهُ اَنَّهُ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۙ وَالْمَلٰٓئِكَةُ وَاُو۬لُوا الْعِلْمِ قَٓائِمًا بِالْقِسْطِۜ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ الْعَز۪يزُ الْحَك۪يمُۜ 

Allah’tan başka hiçbir ilah olmadığına (ibadeti/kulluğu hak edenin yalnızca Allah olduğuna), Allah, melekler ve adaleti ayakta tutan ilim adamları şahitlik etti. O’ndan başka ilah yoktur. O, (izzet sahibi, her şeyi mağlup eden) El-Azîz, (hüküm ve hikmet sahibi olan) El-Hakîm’dir. (Ali İmran: 18)

Bu ayette anlaşıldığı üzere Allah’ın ilmi, meleklerin ilminden, âlimlerin ilmi ise avamın ilminden olan toplumlardan daha üstündür. Dolayısıyla bu açıdan dinin asılları olsun şeriatın vacipleri olsun detay ve tafsilatları bilmemek bir mazeret hükmündedir. Bir mümin şirke düşmediği sürece şirk ve küfür konusunda bir bilgisi yoksa ya da iman etmesine rağmen imanın bir çok şubesini bilmiyorsa bu açıdan bu kimseye kafir oldun ya da müşrik oldun diyemezsiniz.

Nitekim: İmam Maruridi marifet cehaletin zıttıdır, oysa imanın zıttı küfürdür eğer iman marifet olsaydı her cahil kafir sayılırdı. (Tevhid 381)

Dolayısıyla bir kimsenin muvahhid Müslüman olabilmesi için o kimsenin en asgari ilim ya da amel açısından en azgari bir ilme ihtiyaç duymaktadır ve bu zaruridir, ama eğer bir kimsenin ister dinin asıllarında ister şeriatın vaciplerinde normal bir insanın en asgari seviyesine düşerek bir kimsenin Müslüman olması gereken ilim ve ameli bilmez ise işte o zaman bu cehalet mazereti olmayan bir küfürdür.

Nitekim Cehm bin Safvan ve onun tabiileri onlar imanı sadece mücerret bilmekte, buna mukabil olarak küfür sadece cehaletten ibaret görmektedirler. 

Nitekim bu meselede İbni Teymiyye: Kişinin kalbinde Allah hakkında ilim oluşunca imanı kamil bir mümin olur, tıpkı nebilerin imanı gibi amel namına ne yapsa ne söylese söz konusu o bilgi kalbinden gitmediği sürece böyle birinin imanı onlara göre gitmez. (İman 137)

Onlara göre kalbi ile bildikten sonra dili ile inkar etmesi ile kişi kafir olmaz, çünkü ilim ve marifet olguları inkar etmekle kalpten hemen zail olmayacağı için bu kişi mümindir. (El milel 1/74 )

Bir kimsenin Müslüman olması için gereken bilgi ve ilim söz konusu değilse Allah, melekler, kitaplar, ahiret, cennet, cehennem ve benzeri itikati meseleler ya da aynı şekilde namaz, oruç, zekat, hac ve benzeri ameldaki ibadetleri hiç bilinmiyorsa bunu bilmek iman ve bu konuda cehalet ise küfürdür diyebiliriz.

Dolayısıyla dinin asıllarında ya da şeriatın vaciplerindeki hükümlerin dışında olan tamamen haberi hükümler konumunda olan detay ve benzeri şeyleri bilmemek bir cehalet konusudur, çünkü burada bir muhalefet kastı bir ret bir inkar söz konusu değildir, sadece insanların akli ve ilmi açıdan birbirinden farklı olmaları sebebiyle herkes her şeyi aynı şekilde bilecek diye bir kaide söz konusu değildir, Allah iyisini bilir.

Akide açıdan ve bir Müslüman‘ın mutlak ve zorunlu olarak bilmesi gereken meselelerde cahil kalmış kimseler mutlak açıdan şirk işlemiş kimselerdir. Hiç şüphesiz ki hüccet ikamesinden önce bunların mutlak şirk işledikleri bir akide konusudur ama hüccet ikame edildikten sonra müşriklik ile isimlendirmek selef’in metodudur. Nitekim 

 İbni Kayyım şunları söyler: Azap ancak iki sebeple müstahak olur. Birinci sebep dinden yüz çevirmek onu murat etmemek onunla ve gereğiyle amel etmemektir, ikincisi ise hüccet ikamesi yapıldıktan sonra inat ederek hüccetin gereğini murat etmemektir. (Tarikul Hıcreteyn 879) 

Hemen şunu ifade edelim ki yaşlanmış ya da buna konumunda olan kimselerin cehaletleri de bu açıdan dikkatle bakılmalı ve hemen tekfir konusu olmamalıdır.

Nitekim: Hizanetu’l’de rivayet edildiğine göre imam Muhammed bin Hasan’ın zamanında bir kadına Allah Yahudi ve Hristiyanlara kıyamet günü azap edecektir denince kadın Allah böyle bir şey yapmaz, çünkü onlar da Allahın kullarıdırlar demiştir. Muhammed bin Hasan’a kadının durumu sorulunca kadın bununla kafir olmadı, çünkü cahildir öğene kadar öğretmeye çalışın demiştir. (Gamzu uyuni’l Besair)

Gürsel Gürbüz

Share this content:

Yorum gönder

You May Have Missed