×

Kafir, Müşrik Ve Tağutları Övmek Küfür Müdür?

Kafir, Müşrik Ve Tağutları Övmek Küfür Müdür?

Şüphesiz ki tekfir fıkıh Kur’an ‘ın Sünnet’in ortaya koyduğu kaideler üzere bina edilmiş ve bu ümmet’in rabbani âlimleri tekir fıkh’ın şartlar, sebepler, ölçüleri ve şer’i engellerini Kur’an ‘ dan ve Sünnetten istinbat ederek şüphe, tereddüt, cehalet, bilgisizlik ve mantık üzere tekfir edenlerin tüm cehaletlerini ve aşırlıklarını izale edecek teşri kaideler belirlemişlerdir. 

Bir müşrik ya da kafiri övmek hangi durumda küfürdür? hangi durumda küfür değildir! ya da bir tağutu övmek hangi durumda küfürdür hangi durumda küfür değildir! işte bu gerçekten mühim bir mesele ve bu müminler arasında bir fitne, safların dağılmasına, delalet ve aşırılığa sebep olmakla beraber aynı zamanda irca konumunda olan kesimlerin kaidesiz ve usulsuz bir akide sergilemek suretiyle ılıman tavır takınması sebebiyle tağut, müşrik ve kâfirleri övmede aşırıya kaçmalarıdır.

Tekfir Edilme Ve Edilmeme Açsından Kafir ve Tağutları Övmek İki Şekilde Görülür;

Şer’i ve İdari açıdan.

1- Şer’i açıdan: Kâfir, müşrik ve tağutların dinin asıllarına ya da şeriatın vaciplerine muhalefet eden şirkini, küfrünü, adaletsizlik ve zülmü sebebiyle övenler şüphesiz ki apaçık bir küfür işlemişlerdir ve kendileri tekfir edilmeyi hak eden kimselerdir.

Özellikle onların küfür yasalarını, demokrasi, laiklik, ideolojik bayramlar ve açık ve kesin küfür meselelere taalluk eden konularda övmeleri, razı olmaları, ideolojik dinlerin devamını istemeleri, ideolojik yasaların hayata egemen olmasını istemek ve onu övme şeklinde söz konusu olması ya da tağuti sistem, kurum ve kuruluşları övmek onların lehine duada bulunmak şüphesiz ki sahibini kafir yapar ve Müslümanlık iddiasını batılı kılar.

Küfür Olan Tağutu Övmenin İlleti;

Burada küfür illeti bir kimsenin Kur’an ve Sünnet’in küfür dediği, tağut dediği, şirk ve ilahi öğretilere muhalefet edenleri övmesi, razı olması, kabul etmesi ve devamını istemesi şeklinde söz konusudur işte bu şüphesiz ki sahibini kafir yapan bir illettir.

Kâfirler, müşrik ve tağutların ahlaki şahsiyetini övmek bunu güzel görmek yada bunu öğrenip onunla amel etmek asla küfür değildir.

İslamın mubah gördüğü idari konumda olan sosyal, ekonomik, siyasi, ahlaki ve benzeri durumlar bir tekfir malzemesi değildir. Nitekim;

Allah Resulü aleyhisselam daha Necati kafir iken ona adaletli demesi ve onun adaletini övmesi buna delildir.

Bu sebeple Müslüman temelde tağutları inkar ve tekfir etmekle beraber tagutların şahsiyetlerinin ya da bazı kafir ve müşriklerin güzel ahlaklarını ya da güzel vasıflarını övmesi onun küfrüne sebep değildir.

وَمِنْ اَهْلِ الْكِتَابِ مَنْ اِنْ تَأْمَنْهُ بِقِنْطَارٍ يُؤَدِّه۪ٓ اِلَيْكَۚ وَمِنْهُمْ مَنْ اِنْ تَأْمَنْهُ بِد۪ينَارٍ لَا يُؤَدِّه۪ٓ اِلَيْكَ اِلَّا مَا دُمْتَ عَلَيْهِ قَٓائِمًاۜ ذٰلِكَ بِاَنَّهُمْ قَالُوا لَيْسَ عَلَيْنَا فِي الْاُمِّيّ۪نَ سَب۪يلٌۚ وَيَقُولُونَ عَلَى اللّٰهِ الْكَذِبَ وَهُمْ يَعْلَمُونَ 

Ehl-i Kitap’tan öylesi vardır ki ona bir kantar (altın) emanet etsen, onu sana geri verir. Öylesi de vardır ki ona bir dinar versen üstüne durmadığın müddetçe sana geri vermez. (Bunun nedeni) onların şöyle demeleridir: “Ümmilere karşı (yaptıklarımızda) bir sorumluluğumuz yoktur. (Malları bize helaldir.)” Bilerek Allah’a karşı yalan söylüyorlar. (Ali İmran: 75)

Dolayısıyla tağutları, şirki ve kafirlerin batıl akidelerini, laik ve demokratik yasalarını övmek ya da onların adaletsizliğini vezülümünü övmek ya da genel açıdan onlara dua etmek, razı olmak, yardım etmek, dost olmak ve sevgi beslemek şeklinde tezahür edilen tüm tutum ve davranışlar mutlak açıdan küfürdür.

2-  İdari Açıdan: Küfür Olmayan Tağut ve Kafirlerin Övülmesi;

Kâfirlerin, müşriklerin ya da tağutların Allahın ilahi yasalarına yani dinin asıllarına ve şeriatın vaciplerine muhalefet etmeyen, farzlara ve haramlarla çatışmayan tamamı ile mübah kapsamında olan hatta İslam’ın övdüğü, razı olduğu, ahlaki davranışlar, yardım, dayanışma, sevgi, muhabbet ve benzeri durumlar açısında söz konusu olduğunda bu İslam’ın övmesi sebebiyle küfür olmaz.

Dolayısıyla Müslümanın kafir, müşrik ve zalimlerden sudur olan İslam’ın mübah gördüğü, doğru gördüğü ve caiz gördüğü şeyleri övmesi kabul etmesi şeklinde tezahür eden tutum davranışlar caizdir. Nitekim;

Allah Resulü aleyhissalatu vesselam Hilfil Fudul faziletleri paktı olan mazluma yardım ve zalime engel olma müessesesini övmesi bizim için en önemli delillerdendir. Hilful Fudul tamamıyla zorluk, sıkıntı, meşakkat ve haksızlığa uğramış olan kimseler yardım etmek amacıyla kurulmuş ve sonra Resulullah efendimiz aleyhissalatu vesselam peygamberlik döneminde hilful fudul paktı için benim de içinde bulunduğum iyilerden oluşan bir ittifakda bulunmam bana kırmızı develerin olmasını ona tercih etmem. (Ahmed, Hakim)

Nitekim başka bir hadiste Allah Resulü aleyhissalatu vesellem İslam’da da buna çağırılsam katılırım onlar insanlardan alınan malları sahiplerine geri vermek ve zalime yardım etmemek üzere anlaştılar. (El Bidaye ve Nihaye 2/291)

Nitekim Allah Resulü aleyhissalatu vesellem Habeşistan kralı Necati için Habeşistan‘a gidiniz, orada kimseye haksızlık yapmayan bir kral vardır. Orası doğruluk yeridir, belki Allah sizi bu durumunuzdan kurtarır. 

İşte burada Allah Resulü ve müşrik konumunda olan ve henüz Müslüman olmamış Necati’yi hem bir adalet hem de doğruluk olarak vasıflandırmıştır. 

Dolayısıyla bu meselenin daha iyi anlaşılabilmesi için kafir, müşrik ve tağutlardan sudur edilen tutum, davranış, söz ve fiiller eğer Kur’an a sünnete ilahi öğretileri muhalefet etmiyorsa, bilakis bu dinin övdüğü, razı olduğu kabul ettiği ve meşru gördüğü meseleler ise, bu kimselerin övmeleri sebebiyle tekfir edilmelerine engeldir. Nitekim;

Bedir Harbinde Eatemi et-Tai esir düşen kızı Resulullah aleyhissalatu vesselam‘in kendisini serbest birakmasını isteyip babasının bazı güzel meziyetlerini sayınca Resulullah aleyhisselama şöyle buyurdu: onu serbest bırakın babası güzel ahlakı sever Allah da güzel ahlakı sever. (Beyhaki) 

Nitekim Allah Resulü aleyhisselam: İnsanlar madenler gibidir anlarlarsa cahiliye devrinde iyi olanlar İslam devrinde de iyi olurlar. (Buhari, Müslim)

Dolayısıyla iyilikte bulunan, iyi davranan ve ahlaklı olan kimseleri övmek, onlara teşekkür etmek ve saygı duymak küfür değildir. Çünkü onlar da sudur edilen tüm bu güzel davranışlar, İslam’ın teşvik ettiği övdüğü ve razı olduğu şeylerdir. Nitekim;

Allah Resulü aleyhissalatu vesellem Bedir Savaşı’nda esir alınan kimseler adına Mutim bin Adiy için eğer o yaşasaydı ve bu bu kokuşmuşlar hakkında benden bir şey isteseydi onun istediğini kabul ederdim. (Buhari)

Dolayısıyla bugün harici konumunda olmuş hiçbir kaide, usul ve hiç bir ilme bağlı kalmadan tekfir ahkamını bir heva, heves, mantık ve akıl üzere bina edenler Müslüman kardeşlerini tekfir etmekle ne kadar büyük bir zulme sebep oldukları bugün bilinen bir gerçektir. Nitekim;

İbni Abbas radiyallahu anh kendisi şöyle der: Firavun bana Allah senin bereketini artırsın dese, ona senin de, diye karşılık veririm firavun olmuştur. (Buhari)

Dolayısıyla Rasulullahın Allahım onu fakih kıl diye dua ettiği yeğeni ibni abbas dünyanın en azgın tağutu ile ilgili bu söyledikler tamamiyle tekfir konusunda yolunu kaybedenler için önemli ve büyük derslerle doludur.

Nitekim Allah Resulü aleyhisselam: İnsana teşekkür etmeyen Allah’a teşekkür etmez. (Ebu Davud, Tirmizi)

Dolayısıyla Kur’an’dan, hadislerden, sahabelerden ve tabiinden getirdiğimiz delillere baktığımızda şüphesiz kim insanlar da gerçekleşen güzel ahlak, iyilik, yardımlaşma, adalet ve benzeri şeyleri yapanlar övülmeyi hak eden kimseler olması sebebiyle tekfir konusu değildir.

Gürsel Gürbüz

Share this content:

Yorum gönder

You May Have Missed